Bugün tam 4 yıl olmuş bu bloğu açalı.
Size o günü anlatayım mı?
Çok yağmur yağıyordu ve benim haziran ayında güneşe alışmış bünyem bunu kaldırmıyordu.
Japonya'ya gelmeden önce tsuyu(yağmur mevsimi) diye bir şey bilmiyordum çünkü.
Özlüyordum
ağlıyordum
kafam karışıktı
kendime güvenim sıfırdı
yani negatif her şey üzerimdeydi.
Okuduğum bloglar vardı.
Bir çılgınlık yapıp blog açayım dedim.
Oturdum blog adı kısmını çok düşünmeme gerek kalmadı
'yolun neresindeyim?' dedim.
Çünkü hayatımı şekillendirdiğim bir anda her şeyi sıfırlayıp gelmiştim buraya.
Bir yol vardı hayat yolu ve o yolu bir anda değiştirmiştim.
Bir dönemece aniden kırmıştım direksiyonu
peki ya bundan sonrası ne olacaktı?
daha ne kadarı kalmıştı.
İşte bu yüzden yolun neresindeyim diye sormuştum.
Hala daha soruyorum ya :)
Kullanıcı adım serrose yani kendi adım.
İlk mail adresimi de bu adla almıştım.
Tekirdağ'da bir internet kafede aklıma ilk gelen nickname olmuştu.
Hala daha aynı ad!
Bu blog benim günlüğüm olarak başladı hala aynı şekilde devam ediyor.
Seviyorum burada olmayı!
Kimse okumasa kendim okurum diyorum zaten her fırsatta.
Ama buralar sizlerle daha güzel.
Bana güç veriyorsunuz.
4 yılda hiç kimseye gidip ben geldim sen de bana gel demedim.
Takip et takip ederim seni mantığını da sevemedim.
Yavaş yavaş büyüdük.
Hatta ne zaman bu kadar olduk ben anlamadım.
iyi ki varsınız!
Siz olmasaydınız bu köye ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum.
Belki evliliğimiz bile kötü yönde etkilenirdi.
Çünkü gurbet psikolojisi üzerine hiçlik sizi mahvediyor.
Çok sabahlar yok artık dayanamayacağım diye uyandığımda sizden gelmiş olan bir yorum günümü aydınlattı.
Ben bu köyde kendimi işe yaramaz bulduğum bir an bir mail geldi ve benim kendime güvenimi yerime getirdi.
Bu blogda kötü şeyleri çok yazmıyorum.Çünkü kötü yazılarımı kötü bir anımda okuduğumda çok etkileniyorum.
Bu sebeple kötü bir psikoloji ile maillerimi açtığımda ya da bloğa baktığımda siz bilmeden benim hayatımı kurtarıyorsunuz.
Belki de ağladığım bir anda benim yüzümü güldürüyorsunuz.
Tıpkı benim bilmeden sizin hayatlarınıza dokunduğum gibi.
Hani diyorsunuz ya kahvaltıda senden konuştuk,anneme seni anlattım gibi ben uçuyorum burada.
Sonra burada deprem oluyor hemen beni merak ediyorsunuz.
O kadar mutlu oluyorum ki!
Siz benim yalnızlığımı alıyorsunuz!
Bu blog ve sizler sayesinde o kadar güzel şeyler girdi ki hayatıma!
Mesela benim için çok önemli biri olan Okan Bayülgen ile tanıştım.Onunla karşılıklı oturup sohbet ettik o gün ölmedim ya heyecandan sanırım bir daha ölmem :)
Bu sizin sayenizde oldu.Eğer ona yazdığım yazıyı twitterdan ona ulaştırmasaydınız onun gözlerine bakma şansım belki de hiç olmayacaktı.
Sonra gazetelere çıktım sonra radyoda konuştum.
Sonra evlerinize konuk oldum.
Sonra sizin zamanlarınızı alır oldum.
Sonra sonra
siz beni dünyanın öbür ucunda dualarınızla korudunuz.
Kendimi o kadar güvende hissediyorum ki sayenizde.
Dünyanın her yerinde yani kelimelerimin ulaşabildiği her yerde dostlarım var!
Benim için gerçekten çok önemlisiniz.
Varlığınıza ne kadar teşekkür etsem az!
O güzel kalpleriniz ve değerli zamanınız için çok teşekkür ederim.
Canımın istediği zamana kadar yazmaya,
benim gözümden Japonya'yı göstermeye,
hayatımdan özetler sunmaya devam edeceğim.
Yani ben buralarda olacağım
ama
LÜTFEN
siz de
ORADA
olun!
Nice mutlu yıllara birlikte :)
imza
Hala yolun neresinde olduğunu bilmeyen bir kız Serrose!