28 Haziran 2016 Salı

Japonca Dil Okulu Hakkında Sorularını Bekliyorum



  Yanımda görmüş olduğunuz benim Japonca öğretmenim. Bana sürekli Japonca okulum hakkında sorular soruyorsunuz. Ben de nasıl cevap vereceğimi bilemediğim için soruları bu yazı altında toplayıp, öğretmenime sormaya karar verdim.

Japonca okulu hakkında sorularınızı bekliyoruz. Aralarından seçip, cevaplayacak.

Hadi bakalım :)


edit: Ben anlatamadım sanırım, öğretmenim hakkında özel sorular değil de, okul veya Japonya'da okumak hakkında sorularınızı bekliyorum

burada okumayı düşünenler özellikle

26 Haziran 2016 Pazar

Sayılarla 8 Sene





Bu boş sayfayı sığınağım yapalı tam 8 sene oldu bugün!
8 sene önce Japonya'da olmaya hala alışamamış
ve yağmur ayından habersiz bünyemin girmiş olduğu depresyonun etkisiyle burada bulmuştum kendimi.
O zaman buralar dutluktu.
Paylaşımlar daha içten, daha gerçekti.
Anlatmak ihtiyacım var diye başlamıştım.
Gezdiğim, gördüğüm yerleri yazayım, sonra dönüp ben okuyayım diyordum.
Anneme her yazımın linkini okuyordum
o da her yazımı okumuyordu.
Anne gördün mü diye sorunca he he diyordu :)

En başından beri yalnızlığımı alsın diye yazdım.
Ve bloğumun en büyük katkısı yalnızlığımı almak oldu.

Bugün asla kalkamam yataktan dediğimde gelen bir yorum kocaman sırıtma oldu yüzümde.
İyi günümde, kötü günümde hep yanımdaydınız.
Evet başka sosyal medyalarda da varım ama en sevdiğim sığınağım bloğum!

burayı okuyan
burayı açan
buraya yorum bırakan 
daha kıymetlim benim!
yol arkadaşım!
daha ne olsun?

8. yılımız kutlu olsun!

30907 yorum!
2188 yazı!

ve dünyanın her köşesinden bir yol arkadaşı!

Bu yazının altına nereden olduğunuzu yazarsanız çok mutlu olurum!


Ayrıca dünkü iç döküşüme ortak olduğunuz için teşekkür ederim!

25 Haziran 2016 Cumartesi

Bir Günde Kaç Kere Ölünür?



Öncelikle güne ağlayarak başlarsın
ya rüyanda görmüşsündür, ya rüyana gelmemiştir
kendini yataktan kazırsın 
o'nlu hatıralara dayanmaya çalışırsın
fazla kullanmadığın çekmeceden bir şey lazım olur
oradan onun minicik çorabı çıkar mahvolursun
biraz daha ağlayıp
hazırlanıp evden okula gidersin
okulda illaki onu hatırlatacak bir kelime çıkar karşına
hayır unuttuğundan değil ama bazı kelimeler sende bıçak etkisi yapar
telefonuna bakarsın onlarca (hala daha) neden öldü maili bulursun
dayanırsın
dişini sıkarsın
okul biter eve doğru yola çıkarsın
trende karşına bebekli bir anne çıkar
kalbin sıkışır, beynin yanar dayanırsın
bütün bunlar oldu diye eşin seni alır cafeye götürür
ve karşında bir çocuklu anne olur
çocuk 'sen farklısın' diye gözlerini sana diker
annesi de bak abla var orada der
mecburen dönüp gülümsersin
ve çocuk sana doğru gelir
minicik elini senin eline koyar
ayakkabılarını gösterir
annesine sorarsın kaç yaşında
annesi 1 yaşında der ve sen o gün bininci kere ölürsün

günler böyle geçiyorken
sen her anında binbir savaş yürütüyorken
sırf dayandığın için 
sana daha fazla yüklenmeyi hak bilenler var kendinde.

siz günde kaç kere ölünür biliyor musunuz?
ben 6 aydır kaç kere öldüm sayamadım!

18 Haziran 2016 Cumartesi

Okul Gezisi ile Seramik Atölyesine Gitmiştik

 
Geçen okul gezisi ile seramik atölyesine gittik. Ben daha önce doğum günümde gitmiştim Yoshi ile beraber. Yazısı için buraya tık tık, videosu için buraya tık tık
Yukarıdaki fotoğraf uzaktan, habersiz çekilmiş. Bayıldım. Bu öğretmenimi çok seviyorum. Okula giriş sınavında sözlü sınavında ona denk gelmiştim :) O günden beri çene yapıyoruz zaten.


Atölyede 2 bardak yapmıştım. Ben böyle düz, dışarıda satın alabileceğim modeller yapmayı sevmiyorum. Önceki yaptığımı da böyle yamuk :) yapmıştım. Siz bana inanmasanız da ben bilerek bu şekilleri veriyorum :) Bu sefer 2 bardak yapabildim. Nasıl olmuşlar :) Düzgün sevenler sevmeyecek biliyorum ama ben bayıldım :)



14 Haziran 2016 Salı

Tombul Kuş



Her gün okula giderken trene biniyorum.  Genelde aynı noktalarda bekliyorum.
Aynı kapıdan, aynı vagona biniyorum.
Bu nokta sabah benim ilk beklediğim nokta.
Üst taraftaki 'büyük ihtimalle' bir sakız kendisi ama benim için tombul kuş.



   


Her sabah bakıp, gülümsüyorum ona.
Sizce de benzemiyor mu ama?


5 Haziran 2016 Pazar

Hayatım Boyunca Öğrenemedim



hayatım boyunca  önem verdiğim insanlara açık oldum.
sürekli kendimi anlattım
yaralarımı anlattım
bak dedim 
bunlar, bunlar, bunlar benim acılarım
onu sarmak, iyileştirmek zorunda değilsin
ama 'lütfen lütfen lütfen acıtma'
zaten acıyorlar bir de 'sen' acıtma!

bu kadar açık olmanın bir faydasını görmedim
beni acıtmaları ve sonucunda birbirimizi kaybetmek dışında.
belki kaybetmek hayırlısıydı!

en çok acıtan insan tipi de 
korkma ben buradayım ve ben seni asla üzmem diyenler olur genelde.
tıpkı her videomu izleyip, en büyük hayranım olup 'kızını neden göstermiyorsun' diyenler gibi.

korkuyorum
dedikçe 
yalnızlaşıyorum
bir daha asla dedikçe
sınanıyorum!


hayat sen beni sınamaya devam et!
ben de seni en iyi şekilde geçmeye çalışacağım!
ödülü kızıma kavuşmaksa ben varım!
bundan sonrası kolay olsun inşallah!


bugün hayatımın geri kalanın ilk günü olsun!
bugünden sonrası daha güzel olsun
inşallah!


aşağıdaki videoyu benimle acısını paylaşmak isteyenler için çektim
benden kitap adı isteyenler için çektim
bana acısını anlatıp cevap alamayanlar için çektim
bir yerinden tutabilirsem acınızın
bu video görevini yerine getirmiş olacak!
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun!

1 Haziran 2016 Çarşamba

Nasıl Gidiyor?



Cuma gününden başlamak isterim. Cuma sabahı okulda başımı sıraya koyduğumda Efsun'u doğum masasından ilk gördüğüm an geldi aklıma. Kanlı gövdesi, minicik suratı ile bana bakışları.
Ders bitene kadar toparlamaya çalıştım kendimi. Ne kadar toparlanabilirse işte.
Kendimi sıkmaktan perişan bir halde trene bindim. Şansıma! edeyim.
Tam karşıma bebekli bir anne oturdu. O andan sonrasını ben size nasıl anlatabilirim bilmiyorum.

Trenden iner inmez başladım tabii ki ağlamaya, artık daha fazla sıkamazdım. Otoparka kadar nasıl yürüdüm hafızamda yok. Arabaya varır varmaz saldım artık kendimi. Çok zor ya çok zor!

Cumartesi günü için Japon arkadaşım Taeko ile gül bahçesine gittik. Onun da bebeği var. Onunla vakit geçirmek benim için çok ama çok zor. Aynı dönemde hamileydik, aynı hastanede doğum yaptık.
Ben onun bebeğine dokunamıyorum. Uzun süre yanında kalamıyorum ama deniyorum tabii ki.
Cumartesi günü normalden uzun bir arada kalınca tabii ki ağlaması, bebek arabası, onu emzirmeye gitmesi falanı filanı ben yine paramparça olmuştum.

Pazar gününü büyük bir baş ağrısı ile geçirdim. Annem de dönecek bu Cumartesi bir de o var tabii.

Pazartesi'ye de iyi başlamadığımı söylememe gerek var mı? Kendimi zorlayıp yataktan çıktım ve okula gittim.
her pazartesi okulun lobisinde gönüllü Japonca konuşma etkinliği oluyor. Japon teyzeler geliyor ve öğrencilerle sohbet ediyorlar. Beni 3 yıl öncesinden tanıyorlar. 1 Nisan'dan beri her pazartesi onlarla yüzleşmekten kaçıyordum. Geçen pazartesi öğretmen biraz dersi uzatınca onlara yakalandım.
Arkamdan Kato San diye seslendikleri için dönmek zorunda kaldım.

Aaa Kato san uzun zaman oldu, bebek doğurdun kesin çok tatlıdır dediklerinde
ben.. tutamadım kendimi.. ağzımı açıp cevap vermeye çalıştıkça iş daha da zorlaştı ve ben okuldan zor attım dışarıya kendimi.

Ve böyle işte...

Nasıl dayanıyorsun? dayanamıyorum aslında

Neden ben diye sormaya başladım?

Neden ben?

Kimseye bilerek bir kötülük yapmadım, yaşadığım her şeye bu benim sınavım tamam sabret kızım dedim,
bunlara rağmen neden ben?

Allah'ım sana sığınıyorum ama bu sınav çok ama çok zor!

Her gün gelen onlarca Efsun nerde, Efsun neden öldü, kızını göstersene, kızına ne yaptın da öldü, söyle de biz de onu yapmayalım mesajlarına beddua etmiyorum ama Allah'ım diyorum, senin adaletine sığınıyorum. (bilerek ya da bilmeyerek orasını sadece Allah biliyor)