29 Nisan 2011 Cuma

Sakura 2011

 Bu sene benım hastalığımdan dolayı sakura mevsimini kaçırdık bizim bölgede.Geçen hafta kendimi iyi hissedince iç taraflara gittik hala oralarda olduğunu umut ederek.Malesef 4 saatlik araba yolculuğundan sonra acı gerçek yüzümüzde patladı geç kalmıştık :( Azıcık görebildik.Gifu bölgesine gittik sebebi ise yukarıdaki 1600 yıllık Sakura ağacı vakti zamanında o dönemin imparatorunun diktiğine inanılıyor.Dönem dönem yeni fidanlarla güçlendirilmiş şimdi ise desteklerle duruyor.Ağacın etrafı çitlerle çevrilmiş yaklaşamıyorsunuz.
 Bundan sonrası bolca sakura fotoğrafı :) Sakura kiraz ağacı ama kiraz vermeyeninden.Sadece kısa bir süre çiçek yapıp döküyor yapraklarını.Bu kısacık dönem için dikiliyorlar ve Japonya turizmine katkıları büyük.
Hadi ben sustum fotoğraflar konuşsun!









Keyifli bir haftasonu dilerim!

28 Nisan 2011 Perşembe

Almayacağım #3

 Evet almayacağım serisine devam ediyoruz nerede kalmıştık.Efendim ben bildiğiniz yeteneksiz biriyim.Saç,makyaj acayip özenir ama uğraşmam.Saatlerce saç,makyajla uğraşmak bana zulm gelir.Ama bu ürünleri almadığım anlamına gelmez yukarıda görüldüğü gibi :)
3 fotoya sığdırdığım ürünlerin tamamı saç şekillendirme ve bakımı ile ilgili.Şimdi sanmayın ki süper saçlarım var :) benim zavallı saçlarımın %90 aldığı şekil aşağıda var.Bu saç toplama benim için icat edilmiş :p

( Gliss sıvı saç kremlerinden kaç tane bitirdim bilmiyorum.En güzeli turuncu olanı bence ilk şişedeki turuncuyu bulamadığım bir gün almıştım sevemedim kokusunu :( )
 Bir de itiraf ben oldum bittim saç taramaktan nefret ederim bu işi kolaylaştıran her ürünü çok severim :) saçımı tarayanı daha çok severim :) bazı günler elinde tarak taratacağım birini ararım (özellikle yazın) Yoshi de kurbanlarım arasında hehe  :)

(Big sexy hair blow dry volumizing gel 'i de takım halinde alıp sevmedim hiçbirini ) macadamia aaaah ahh hastasıyım herkesin olmalı bence kokusu,yapısı mukemmel!!!!

 Soldan sağa ilk 3 kavanoz maskelerim.Haftada 2 kere maske yapıyorum bir işe yarıyor mu bilmem ama kolay taranıyor bir de mis kokuyor :)


İşte yazdan kalmaa ben :) budur saçımın genel şekli :) Bu fotoğrafı Seren çekmişti :) ve o gün Tanyasumla tanışmış-buluşmuştuk :)

24 Nisan 2011 Pazar

Pazar Fotoğrafı #4

                 

                    Kakegawa kalesinin kapısı


İyi pazarlar

20 Nisan 2011 Çarşamba

Yokken buralarda


Bu sene yapmak istediğim şeylerden biri yeni yazarlar tanımak,okumaktı.Zaten kitap alışverişimi bu yönde yapmıştım.

Küçük İskender bu yazar/şairlerden biriydi.Yıllardır bir yerlerde alıntılarına rastlardım.Aklımın bir köşesinde kalmıştı bu sene tanıyayım istedim ama yanlış bir seçim oldu.bir yazarı/şairi bir kitapla yargılamayı sevmesem(istemesem de)bazı kişiler ikinci bir şansı hak edemiyorlar gözümde.Hani onun yerine başka bir şey okurum hissim oluyor.Malesef Küçük İskender de onlardan biri oldu.Bir daha düşünmem.Şiirleri bana göre değil.Bir çok alakasız kelimeyi yan yana koyayım da şiir olsun der gibi geldi bana.Bu kitaptan bana kalan bir Gobi Çölü oldu :)


Halil Cibran Ermiş benim önemli kitaplarımdan biridir.Etkisinde kaldığım,altını çizdiğim satırları dönüp dönüp okuduğum bir kitaptır.Ermiş'in Bahçesi geçen sene doğum günümde hediye edilmişti.Anca sıra geldi :) Ne oldu bilmiyorum ama bu kitap da hayal kırıklığı oldu benim için.
Çeşitli sebeplerim var ama bilemiyorum hangisi

  • hasta olduğum için kendimi veremedim
  • çeviri kötüydü
  • Ermiş ile kıyasladığım için
  • belki o modda değildim
gibi...
Halil Cibran'a olan sevgimden dolayı kitabı aklama çabalarım var içimde :) Bu sebeple Seren okusun bu kitabı sevsin bana da sevdirsin istiyorum :) 

19 Nisan 2011 Salı

Paulo Coelho -Elif





Bu kitabın bence bir büyüsü var.Ben hala etkisindeyim.Normal zamanlarda hani biz seçeriz ya kitabı bence bu kitap okuyucusunu seçiyor.Yani bu kitap(bence) doğru adreslere zaten ulaştı ya da ulaşacak.

Beni düşündürmesine,kafama takılmasına,yönlendirmesine,uyuşturmasına her şeyine bayıldım.Kesinlikle ilk 5 kitabım arasında yerini aldı.

Alın okuyun demiyorum o sizi bulur zaten :)



edit: bu yazıyı zamanlamaya kaydettikten sonra bir bakayım dedim başkaları ne düşünmüş.Kötü yorumlar yazılmış,basit bulanlar olmuş,Simyacı ile kıyaslayanlar olmuş.Ben kendimi kitaplara vurduğumda ilkokuldaydım.Bir çok şeyden kaçışı kitaplarda buldum.Bulunduğum andan kitaptaki karakter olarak kurtulmayı huy edindim kendime.Büyüdükçe daha ayağı yere basar oldum.Kitapta yaşamadan kitabı yaşamayı öğrendim.Ve inandığım bir şey var tıpkı her insanın her yaratılmışın bu dünyaya bir gelme sebebi olduğu gibi her kitabın da bir mesajı,görevi olduğuna inanıyorum.O mesaj sana geçmez o ayrı belki sana değildir de ondan :)O yüzden bence çok normal bu kadar uçurumlar olması yorumlar arasında.Bir de bir kitabı beklentiyle okumamalı,kıyaslanmamalı diye düşünüyorum.

18 Nisan 2011 Pazartesi

Karamelli Uykular



 Bu fotoğrafa bakınca ne hissettiğinizi bilmek istedim sadece!

instagram ile Pazartesi #4

 Hastalık sebebi ile netten uzak kalınca instagramdan da kaldım tabii :) bu sebeple bu hafta 2 fotoğraf paylaşmışım sadece.

İnstagramers Türkiye sayfası geçen hafta asla vazgeçme teması belirledi ben de bu temaya 'Japonca öğrenmekten asla vazgeçme' ile katıldım :) İşte yukarıda Çin işkencesi kitaplarımın bir kısmı.

Ve pazar sabahına böyle bir manzara ile uyandım.Ben bu patiyi yerim ama cidden yerim.Uyuyor numarası yapan Karamel :)

Keyifli bir hafta olsun hepimiz için!

Adı Geçenler

 İşte yeni bebeğim :) uzun yıllardır bir polaroid hayalim hep vardı.Yoshi'ye görev vermiştim araştırsın diye :) Tabi ki unuttu balık hafıza :) ben Seren'e doğum günü hediyesini hazırlarken fotoğrafçıya gittiğimde görümüştüm yukarıdaki güzeli. (ekim 2010)Baktım balık unuttu 2 gün önce bu modeli istiyorum dedim ve netten aldık.Dün kendi bugün filmleri geldi.5 pozcuk deneme yaptık Süper zevkli birşeymiş :)
Bir süre önce iphone4 alınca keyfime göre kılıf bulamamıştım.Sanırım bu 4. kılıf ve en içime sineni :)
Shinzi Kato çizimi :) hem kedi var hem dondurma var hem de soyadımız aynı :)
Ebay de var beğenen olursa :)

17 Nisan 2011 Pazar

Pazar Fotoğrafı #3



Geçen pazar gününden beri alerjik astım ve gribi çekiyorum.Bir kaç günden beri daha iyiyim sadece öksürük nöbetlerim var.Keyfim yok nette vakit geçirmek istemiyor canım.Bu yazıyı Seren'in gazı ile yazıyorum.


  • Odaları değiştirdik.Daha içime sinen bir oturma odamız ve çalışma odamız oldu.
  • Alerjim için hava temizleyici aldık.Daha rahat nefes alıyorum,süpermiş
  • 3 kitap bitirdim.Gelir belki yazıları.
  • Bir de çook istediğim polaroid makine aldım filmleri bugün geldi.Süper heyecanlıyım :)
  • iphonuma istediğim gibi bir kalıp buldum sonunda o da geldi.

Böyle işte kısacık bir özet.

Yokluğumu farkeden Kurabiyegiller'e çok teşekkür ederim.

Bu hafta rengarenk olsun :)

11 Nisan 2011 Pazartesi

instagram ile Pazartesi #3



Geçen hafta 3 günlük bir tatile çıktık.Her güne ayrı bir aktivite sığdırdık ve tabi ki çok yorulduk.İlk günü Osaka Universal Studyolarında geçirdik.Hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden biriydi asla unutulmayacaklar arasında!Uzun uzun yazısı gelecek en kısa zamanda (inşallah)


İlk gece Hotel Universal Port'ta kaldık.Odamız 11. kattaydı ve böyle bir manzarası vardı bayıldık bayıldık bayıldık :)
 2. günü Osaka Kaiyukan'da geçirdik.Japonya'da gittiğim 3. akvaryum oldu ama en güzeliydi kesinlikle :)
 Penguenlere kar yağdırıyorlardı :)
 Karamel'siz bir instagram olmaz değil mi :) evdeki bütün sandalyeler prensesindir.

2 gündür yemeden,içmeden hatta uyanmadan yatıyorum :( alerjik astım gribe çevirdi ve sürekli öksürmekten her yanım ağrıyor :( hastaneye gidip ilaçlarımı aldık daha iyiyim.

 Yataktan kalkamayınca iphone a sardım yeni uygulamalar falan satın aldım.Yukarıdaki fotoğrafta son alınanlardan birinin marifeti :)

İki deli bulduk birbirimizi :) çakma Hans capon balığım :)

gecikmiş bir pazartesi yazısı oldu

sağlıklı haftalar :)

9 Nisan 2011 Cumartesi

what's in my bag / can sıkıntısı

 Bir can sıkıntısı gününde çekilmiş bu fotoğrafları bir canımın sıkıldığı bugün paylaşıyorum.Bir ara bu mim dönmüştü.Ben seviyorum bu mimi ve bu tarz videoları.Ara ara yazabilirim bu yazıdan :) Siz de yazsanıza hadi noluur :) İşte bu yazıda adı geçen çanta budur :) Telefonlarımı içindekilerle çekmeyi unuttuğumdan böyle çekmişim.
 Neler varmış :) Ben çok sık çanta değiştirdiğimden içindekiler de çok sık değişir.
Yukarıdan başlayalım çanta-kitap o gün Oruç Aruoba yürüme varmış.
Cüzdanım,el kremim,bir önceki almayacağım 2 yazısında unutulmuş lip balmlardan biri,burun açıcı,3 adet kalem
Kartlığım,yanındaki mini çantada da kartlarım var kartlığa sığmayanlar klubü :) ,2 adet sakız üzerinde ayna,ajandam
Dars bitter çikolata,not defteri üzerinde göz damlası ve üzümlü şeker ve ajandanın altında cımbız :)
Bu da hepsinin yerleşmiş hali :)

Siz de dökülün bakalım bunu bir mim ilan etmeye karar verdim.Şartı şurtu yok dökün içindekileri yeter :)

Noni
Marjo
Makyaj Çantam
plndrkn
Hadi bakalım merakla bekliyorum :)

8 Nisan 2011 Cuma

Almayacağım #2

 Almayacağım serisi 2 ye hoşgeldiniz.Bir insanın kaç dudak koruyucuna ihtiyacı olur ki? Fotoğraflarda 11 adet görünüyor ama toplam 13 dudak koruyucum var.

Evet geliyorum söz vermeden karar verme aşamasına! Dudak koruyucularım bitmeden yeni bir tane almayacağım :)

Siz neler almayacaksınız?

Gobi Çölü


Çok değil bir kaç ay önce bu kitabı okuyor olsaydım 'gobi çölü' bana bir şey ifade etmeyecekti.Oysa şimdi bu çölü bisikletle geçen bir adam tanıyorum.

İnsanları,insanlarla bir arada olmayı bu yüzden seviyorum.Bana bir şey katanlarını ise daha çok seviyorum!
Gürkan sayende bu satırları daha bilinçli ve gülümseyerek okudum :) teşekkür ederim !

Kitap Gözlerim Sığmıyor Yüzüme /Küçük İskender
sayfa:41

6 Nisan 2011 Çarşamba

Almayacağım #1



Bu yazımda söylediğim gibi çılgın gibi kitap alışverişi yapınca şu anda Japonya'daki evimde okunmayı bekleyen 89 adet kitap bulunmaktadır.
 Bu sebeple 31 aralık 2011 e kadar kitap almamaya çalışacağım.Hatta yese söz vereceğim ama ben söz verme konusunda biraz kılımdır.Yani kararlıyım almayacağım İNŞALLAH !

Hatta bu sene sonuna kadar hepsini bitirmeyi hedefliyorum bakalım Allah yardımcım olsun :)

Bu almayacağım serisi devam edecek hatta sizlerden de bekliyorum bu sene sonuna kadar almayacağım serisi :)

5 Nisan 2011 Salı

Filipinler 2. Gün

 İkinci güne saat 6 da başladık :) Odanın kapısından görünen manzara budur.Bizi almaya saat 7de gelecekleri için 1 saatimiz vardı.Kameraları alıp yürüyüş yaptık otelin içinde.
 Ağaçların arkasında görünen deniz ve kumsal :) Etrafta fotoğraf çektikten sonra sabah kahvaltısına gittik.Açık büfe kahvaltımızı yaptıktan sonra danışmaya gittik servisimizi bekledik.Filipinler'de hemen hemen her yerin servisi sizi gelip alıyor.Telefon açıyorsunuz geleceğim şu otelde şu odada kalıyorum diyorsunuz gelip sizi alıyorlar :) Bizim turları Yoshi Japonya'dayken internetten satın almışti.
 İşte sabah 8'de unutamayacağımız bir deneyim.Sea walking 6 kişilik bir gruptuk 5 japon 1 ben :) Ben dalmaktan korkanlardan-dım.Ama tam o anda bana bir cesaret geldi :) Üzerimizdeki başlık 40 kiloydu yanlış hatırlamıyorsam.Basamaklardan inerken son basamakta bekliyorsunuz ve görevli son anda bırakıyor başlığı sonrası cennet :)
Suyun altında elimizde yem bardağı ile birlikte  20 dakika kaldık :) Videosunu izlemeyen var mı aranızda çok ayıp buraya tık tıık  İğrenç bir şakaya hazır mısınız yukarıdaki Japon balığını bulunuz :)
Balık netten almıştı bizim turları yanlışlıkla ve iyi ki muz turu da almış bize güzel bir sürpriz oldu :) Yoksa dudağı bükük bakacaktık.Hain Caponlar beni en öne oturttular :) Türkün önderliğinde çıktık yola süper süper süperdi :) Yukarıda biz yokuz temsili fotoğraftır :)
Muz turumuzda bittikten sonra yukarıdaki teknemizle açıldık ada pikniğine doğru yola çıktık.
Adaya varmadan önce 45 dakika şinorkel molası verdik.Allah'ım yok böyle bir güzellik yani gözlüğe falan ihtiyaç yok her şey o kadar güzeldi ki.Kötü olan şey burada sualtı kameramız bozuldu :( Bu yüzden buradan görüntü yok :(
Vee upuzun tahta kçprü ile varılan cennet ada.Önde görülen insanlar Japon ve hepimiz aynı teknedendik.Tek yabancı bendim çevrede dolanan :)
Yemeğin fotoğrafını çekmeyi unuttuk.Solda azıcık ve yanda azıcık görünen ızgara deniz ürünleri ve etler vardı.Ben yiyemedim hiçbirini.2 kişilik meyve tabağında ananas ve mangolarımız.Size bir sır vereyim mi ben tropikal meyve hiç sevmem zira yemedim ve aç kaldım :(
Yemek yiyemiyorum bari dedim aldım biramı adanın etrafında (zaten küçücüktü) yürüdüm bu manzarayı görünce Allah'ım dedim oturdum.Manzarının şerefine içtim :)
Ve yemekler yendi,sofralar toplandı dönüş yolu.
Yukarıdaki fotoğrafta o bir parçacık beyaz buluta bayılıyorum.Saklanmış gibi durmuyor mu sizce de?
Ada dönüşü vaktimiz kalınca masaj salonuna gittik.Tam 3 saat masaj yaptırdım.Allah'ım hayatta en çok sevdiğim şeylerden biri tartışmasız masajdır.Bayılırım ilk defa set halinde yaptırdım kız beni sevince daha da süper yaptı :) Taşlarla,aromatik yağlarlaa ufff özledim vallahi.Bir de yüz masajı ve maske yaptırdım sanki salondan başka bir Serrose çıktı :)
Azıcık yanmış,maske ile ovulmuş,temiz suratlı Serrose :) Karpuzlu dondurma sevdamı bu bloğu sıkı takip edenler bilir.Karpuzlu dondurma bulamadım bari suyunu içeyim dedim.İlk yudumu alırken :)

Ve klasik pardon bizi çeker misiniz pozu :)
Çekemeyenler de çatlasın :p 
Neden şımardım ben yazarken yaaa :) 

Not:Bu ve önceki yazı otomatik geliyor.Biz şu anda Osaka'dayız.Universal Stüdyolarındayız.Bol fotoğraf ile dönersek yazıları burada olacak :)