25 Aralık 2018 Salı

İnstagram ile Pazartesi #213


instagram kullanıcı adım:serrose
kitap hesabım: serrosevekitap
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:yilmazailesi6109
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi

instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.


Böyle hazırlanıp, kayınvalideye gittik. Arabada beni görür görmez çok güzelsin dedi :) Bence hafta güzel başladı yani :)



Yumurta ve kapı efendim. 2018 hedefimi tamamlayamayacağım sanırım ama en azından 1 kitap 1 kitaptır kafasındayım.



Ahhh sebebi yukarıda yazdım :)



Merhaba kayınvalide :) 72. yaşın kutlu mutlu olsun!



İnadına süslendiğim, giyindiğim bir gün oldu! Çünkü Efsun da bizimleydi. Canım kızlarım sizi çok seviyorum!




Pikachu'yu yedim anne :) Mister Donuts Pokemon serisi çıkardı. ayyy ne zaman gitsem bulamıyorum. Bu son şubede sabahtan 20 adet, öğlen 40 adet çıkıyormuş sadece. Son 2 tane kalmıştı. Aldım birini ve yedim Pikachu'yu :)
Sarı kısım muzluydu mmmm güzeldi valla. Japonya'ya düşerse yolunuz kesinlikle Mister Donuts'a düşürün yolunuzu. Tabii Pikachu olmayacaktır evet evet bildiniz sınırlı üretim :)

Güzel ama çok güzel bir gün ve hafta diliyorum hepimize.
Serinin diğer yazıları için buraya tık tık 

17 Aralık 2018 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #212

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:yilmazailesi6109
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi

instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.



  Ayyy nasıl özlemişim bu başlığı yazmayı. Son instagram yazımda hamileymişim. O yüzden doğdu bizim kız mesajı ile başlamak istedim yazıya. Gördüğünüz gibi sevgi dolu bir aileyiz çok şükür :) Bu fotoğrafı espri amaçlı çektik dememe gerek var mı? Ayyy burası blog burada yanlış anlayacak zihin çok az bulunur. Ohh bu duyguyu da özlemişim :)




Gülo'm sevmedi yine Japonya'yı ne çok sıkıldı. Lohusalık, bebek derken eve kapanınca, bunalımlara girdi bizim kız. Zaman zaman çok zorladı bizi. Şimdi her gün skype'ta özledim sizi, Nefes'imi özledim diyor.


Annem yaaa yokluğu en çok hissedilen. En büyük destekçim. Bütün yükümü taşıyor Allah bin kere razı olsun!



Annem yanımda olduğum zaman, böyle onlarca habersiz çekilmiş fotoğrafım oluyor. Seviyorum seni foto şipşak Şerife :)


Merhaba 2018 okuduğum kitaplar rafım :) Hedefimin çok gerisindeyim ama olsun en azından hedefimin izindeyim :)




Aaa biz :) ben aşırı renksiz ve solgun yüzümleyim. Ya bu benim yüzüm hemen ele verir beni. Üzgün, yorgun, mutsuz hooop hemen süzülür :) Nasıl rol yapayım? Annemler gidecek mi? Ben sabaha kadar kızı kontrol etmekten uykusuz muyum? Yoshi'nin iş ne olacak sorusu kafamda mı? Ben süzülmeyeyim de kim süzülsün?


İlk defa gittiğin bir restoranın ya da cafenin menüsünden ürün seçmek valla piyango gibi bir şey. Yoshi sipariş verirken adını sevmedim sıcak yuzulu bir şey işte dedim. Çünkü yozu sevmiyorum. Yuzu turunçgillerden bir şey. Bizde karşılığı yok sanırım. Limon ve mandalina karışımı bir şey. Kokusu ve aroması yoğun. Ben sütlü kahve sipariş ettim. Ki pek sevmem ama soğuk olduğu için sıcak bir şey içmek zorundaydım. Kahve kolayıma geldi. gel gör ki Yoshi'nin piyango tuttu :) hem bardağı daha güzeldi hem de içindeki :) bakimmm bi yudum, bi yudum daha derken. Bizim foto şipşak Şerife bu anları ölümsüzleştirdi :)



Ve kapanış :) Bu minik ayaklarla olsun. Yazmadığım süreçlerde beni diğer alanlardan takip ettiğinizi umut edip, kaçırdığınız bir şey olmadığını düşünüyorum.

Şimdi hedefim inşallah! Bloğumda daha aktif olmak. Ayyy nasıl özlemişim böyle uzun uzun yazmayı.

Güzel ama çok güzel bir gün ve hafta diliyorum hepimize.
Serinin diğer yazıları için buraya tık tık 

23 Kasım 2018 Cuma

Dinliyorum, Okuyorum, İçiyorum #8






Dinliyorum:  Bu ara araba dışında pek müzik dinlemiyorum dersem, yalan olmaz. Arabada da ya Yoshi'nin Amazon music listesi ya da benim Spotify listem dinleniyor. Özellikle aklıma gelen birileri yok yani şu an.



Okuyorum: Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları
Kendimi, ailemi ve hayatıma giren herkesi biraz daha iyi anlamama vesile oluyor kitap. Tabii hayatında yaşadığı zorlukları, kötü olmak için bahane edenleri ayrı tutmak gerek. Aslında hızla okunur bir kitap ama lohusalık sebebi ile bende yavaş ilerliyor.




İçiyorum: 


Aslında her günümüz voooool türk çaylı geçiyor. Annem ve Yoshi sağolsun pek seviyorlar. Ben birkaç bardakta durmaya çalışıyorum. Araya kendi çaylarımdan atmaya çalışıyorum.
Bugün kutusu yenilenen Stash Decaf Chocolate Hazelnut var bardağımda.
Ben severek içiyorum ama annem ve Yoshi'den geçer not alamadı bu çay.
Siz de çaydan satın almak isterseniz buraya tık tık 

Şu an İherb sitesinde %11 indirim var, düşünenler kaçırmasın.

iherb'den yapacağınız  ilk alışverişinizde  indirim kazanmak için QSR131 kodunu kullanmayı unutmayın :)


Siz neler dinliyor, okuyor ve içiyorsunuz?

Serinin diğer yazıları için buraya tık tık 

8 Ekim 2018 Pazartesi

Japonları Anlamak Mümkün Değil




11 yıldır Japonya'da yaşayıp, Japonları anlamıyorum. Aslında uzun bir süredir de anlamaya çalışmıyorum.
Çünkü olmuyor, aklım mantığım almıyor.

İnternet sitesinde gezerken gördüm bu terlikleri
Amaç ne kardeş?

Bizde ekmek yere düşse öper alırız yerden.
Adamlar ayağa terlik yapmışlar.
Kim, hangi amaçla ekmek şeklinde terlik almak ister ki?

Hemen Yoshi'ye gösterdim bu çok saçma değil mi diye.
Evet bence de çok saçma, ayağımı ekmeğe sokma fikri de hiç hoş değil dedi.

Ben şokumu yalnız yaşamak istemedim :)
Sizden de duymak istedim
Siz ne dersiniz bu konuda?


26 Eylül 2018 Çarşamba

Yeniden Anne Olmak



Düşünmeden, taşınmadan, plan yapmadan sürpriz bir şekilde hamile kaldım.

Hamile olduğumu öğrendiğim andan itibaren başladı benim için zorluklar.

Fiziksel olarak harika bir gebelik yaşasam da işin psikolojik kısmı çok zorladı beni.

Kıpırdadı mı, kıpırdamadı mı en basit soruydu kafamdaki diyeyim siz anlayın.

40 +2  oldu ve hala gelesi yoktu bizim kızım.
Sanırım benim sancı üretmeyen ya da sancıyı anlamayan bir bünyem var.

Gece 2'de herkes yattığında karnım gerilmeye ve bir şeyler olmaya başladı.
Herkesin dediği gibi bel ağrısı, karın ağrısı, adet sancısı ya da ishalmişim gibi bir hal değil de bir şeyler farklı hissi oldu bende.

Saat 3 olduğunda artık dayanamayıp Yoshi'yi uyandırdım.
Sanırım bu sancı diye.
Hemen giyinip oturma odasına indik, annemleri uyandırdık.

Ben ne olduğunu algılayamadığım için anlatamıyordum da.
Annem ve Yoshi de buna yorum yapamıyordu ne yazık ki.
Sonra telefondan sancı aralıklarını ölçtük.
Emin olmamakla beraber 5-6 dakika çıkıyordu.
Hastaneyi aradık ve hemen gelmemizi söylediler.

Ben gülerek gittim hastaneye, ağrılı, sancılı ama gülerek.
Gülmenin salgıladığı hormon sebebi ile daha kolay bir doğum olsun diye sırıtıyordum sürekli.
Ben sırıttıkça annem ve Yoshi de sırıtıyordu.
Hemen sancı odasına alındım, Nst'ye bağlandım.
Doğal sancılarla doğum sürecim başlamıştı.
Ben hala sırıtıyordum.
Saatler 8'i gösterdiğinde ben artık yorulmuş, kafama binbir düşünce doluşmuş ve karamsarlamıştım.
Zaten bir ilerleme de olmuyordu.
Bu süreci böyle uzatmak bebeğe iyi gelmeyeceği için suni sancı vermeye karar verdiler.
Hem doğal sancı, hem suni sancı ile yeni bir süreç başlatıldı.

Veee olanlar oldu.
Serum takıldıktan sonra ben kendimi psikolojik anlamda kaybettim.
Hani durmadan, düşünmeden beni vurdukları konu var ya.
Hani benim unuttuğumu, umursamadığımı ya da abarttığımı düşündüğünüz şey!

İşte o beni aldı, yerden yere vurdu.

Şöyle ki Efsun, onu doğuruşum, onu kaybedişim, bu bebeğe de bir şey olacak, olabilir, olmasın
yerine ben öleyim duygusu beni aldı, parça parça parçaladı.

ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre bağıra bağıra, hıçkıra hıçkıra ağladım.
Sonrasında ise beynimin, düşüncelerimin kontrolünü kaybettim.
Ben öleceğim, kalbim duracak, nefes alamıyorum
beni kesin, bebeği alın diye feryat ettim.
Herkes durumumu bildiği için beni sakinleştirmeye çalışsalar da ben odadan bile çıktım.
Koridorda yardım edin lütfen, ben öleceğim bana inanmıyorlar diye feryat ediyordum.

Tabii zihinsel durumum böyle olunca, sancılarla savaşacak gücüm olmadı.
Beynimin çok az bir yüzdesi Sergül topla kendini diye cılız bir sesle bana seslense de, ben korkularıma teslim olmuştum.

Tabii arada bağıra çağıra sancılara da teslim oluyordum.
Derken beni doğum odasına aldılar.
Orada da 1:30 saat boyunca Japonca bağırdım.
Yapamıyorum
Acıyor
Olmuyor
Yapamıyorum
Olmuyor
Acıyor diye
Birbuçuk saat bağırmışım.
En son çığlığım ise Türkçe anneee yeterrrr olmuş.
Ve Nefes Aika dünyaya gözlerini açtı.

Bu süreci böyle anlatmak hiç benlik bir şey değil. Benim anlatacağımdan, anlatmak isteyeceğimden fazlası var burada.
Çok fazla detay vermek istemediğim.
Ama anlattım
çünkü ne kadar zor olduğunu bilin istiyorum
benimle aynı süreci yaşamış
kişilere karşı bilerek ya da bilmeyerek acımasız olmayın istiyorum
evladını kaybetmiş biri varsa yanınızda, yörenizde
onun ne düşündüğü
ne yaşadığını
nasıl dayandığını
bilmenize imkan yok!
anlamanıza da imkan yok ki inşallah hiç bilmeyin, hiç anlamayın!

Hadi yenisini yap demek çok kolay
ama o süreci taşımak çok zor
hamileliğinden doğumuna kadar
doğdu bitti mi bitmiyor.
Ben sabaha kadar nöbet tutuyorum başında, uyuyamıyorum.
hıh dese elim ayağım titriyor
geçecek mi bilmiyorum ama
herhangi bir anneden 63646902 kere daha fazla korkuyorum.

sobaya elini değdirmiş bir çocuk, bir daha sobanın yanına gidemez ya
onun gibi düşünün

Yani aslında susun belki de susmak en güzeli.
Ha illa açılacaksa o ağız.
güzel şeyler söyleyin!
En çok ona ihtiyaç var.
Yaparsın, aslansın, kaplansın, geçti, bitti
Her şey çok güzel
gibi

Yeniden anne olmak dünyanın en güzel şeyi inkar edemeyeceğim
Ama kendimi hiç bu kadar kırılgan ve güçsüz hissetmemiştim.
Korkuyorum
Korktuğum için daha da korkuyorum!
Allah'ım diyorum
sen kalbime ferahlık ver!



Bu fotoğrafım ağlatıyor beni.
Yüzüm sanki acının gözle görülür hali gibi!
Bittiği için rahatlamış ama...
Neyse...
Çok şükür bugünüme!


19 Eylül 2018 Çarşamba

Gülşah'a Gelen Yorumlara Cevaben



  Öncelikle Gülşah'ı biraz daha tanımak için bu yazımı okuyun lütfen tık tık


Annem ve Gülo Japonya'da oleeeeeeeyyy!
Sağolsunlar sayelerinde harika geçiyor günlerim.
Elim, ayağım, kolum bacağım oldular.
Hele Gülo koltuktan o kaldırıyor beni, malum 40 haftalık ağır vasıta olunca ben.

Ara sıra videolar da çekip ekliyorum Youtube'a
Gülo ile ilgili yorumlar geliyor.
Rahatsız mı diye soruluyor.
Yukarıdaki linkte okudunuz. Rahatsız değil :)

Gülşah ile ilgili gelen yorumlarda saç konusu var sıkça.

Gülşah'ın içinde kadınlar var demiştim daha önce.
Bir gün içerisinde 6 yaşında kız çocuğu, 55 yaşında teyze ve 14 yaşında ergen olabiliyor.
Bu ara asi bir ergen kızımız.
Saç bandına takmış durumda. Hatta yeni bantlar da aldık. Ve benim evdekilere de el koydu.
Annemi taklit ediyor. Onun kıyafetlerini giyiyor.
Bugün annem oje sürdüğü için, nefret ettiği halde oje sürdürdü kendine mesela.
Ve biraz sert geçiyor ergenliğimiz.
Kendine müdahale ettirmiyor.
Gel saçını düzeltelim, gel bantı düzeltelim dediği zaman sinirleniyor.
Bu yüzden müdahale edemiyoruz.
O yüzden alnı büyük kakül kesin, bantı takmasın vs demenize gerek yok.

Bizim kız bu ara bu model :)

Asi ve ergen!


3 Eylül 2018 Pazartesi

Merhaba 33


Merhaba 33
aaa hoş geldin!

Yaşım kaç olursa olsun, sanırım doğum günlerime bir anlam yüklemekten vazgeçmeyeceğim.

32 yaşıma girerken aldığım bir karar vardı.
İnsanları anlamaya çalışmamak.
Bence fena değildim. Yine bir sürü gereksize laf anlatmak, açıklamak, anlamaya çalışmak zorunda kalsam da...
Kendimi kendimle kıyaslarsam fena iş çıkarmadım bence :)

32 yaşım Japonya'daki en yoğun çalışma hayatıma şahitlik etti.
Acayip vakit darlığı yaşasam da çok mutlu olduğum anlar biriktirdim.

32'de yeniden hamile kaldım. 
Sanırım artık zamanıydı, hazırdım!

32'de bir sürü yeni yerler gör demiştim kendime. Ülke bile sıkıştırdım araya :)
Tayvan'a gittik bulantılarımın en yoğun olduğu zamana denk gelmesi dışında güzel bir yolculuk oldu.

Şimdi gelelim 33'e





33 Hoş geldin!

Bu yaşımdan beklentim, daha az umursa!
Senin ilgini, sevgini, vaktini, enerjini hatta paranı hak etmeyeni
DAHA AZ UMURSA!!!

Herkesi anlamak, herkese anlatmak, herkese açıklamak zorunda değilsin.
İnsanları ömrüme yük etmemeyi öğreneli çok olmuştu ama sanırım birazcık zedelendi bu duvar.
Yeniden çekmeli o duvarı :)

DAHA İYİ OL!
Bu yarışım hep kendimle zaten, dünden daha iyi ol!
Her gün bir şey kat kendine!

DAHA YÜREKTEN ŞÜKRET
İnsanları en çok şaşırtan yönüm bu oldu sanırım. Kendimi bildim bileli şükreden (dilden değil ama gönülden) biri oldum.
Ama bazen, çok nadir de olsa sanırım bu yanım da inceliyor.
Aptallığa, hadsizliğe tahammülsüzlüğümden istemediğim biri gibi oluyorum.
Sonra hemen toplasam da sevmiyorum o anlarımı.

DAHA ÇOK GEZ
DAHA ÇOK OKU
DAHA ÇOK DİNLE
DAHA ÇOK ÖĞREN


33 yaşımda yine anne anne oluyorum.
Korkularım, paranoyalarım, kabuslarım gırla!

Korkuyorum ve kimse anlamıyor.
Kimse belki fazla kaçacak, çoğu kimse diyelim.

Bedenen (çok şükür) harika bir hamilelik geçirsem de, işin psikolojik kısmı hormonların da sayesinde
çok zor geçti, geçiyor.

Kabuslar, düşünceler, korkular...


Geçecek demek isterdim kendime ama 37. haftada bugün bile zor...

Neyse çoğu bitti azı kaldı!

Kızıma kavuşunca, kokusunu içime çekince inşallah geçecek hepsi!
Ve 33 yaşım bana iyi gelecek!

33 yaşımda hala soruyorum kendime yolun neresindeyim diye...
çünkü yolda olmayı, yolda kalmayı seviyorum!

hayat önüme hangi istasyonu çıkarırsa çıkarsın
ben ondan faydalanmayı seçiyorum.

Bu dünyaya gelmemin bir amacı var
ve o amaç
hangi yaşımda
hangi istasyonda
beni bekliyor
bilmiyorum!
O yüzden aramaya
ve yolda kalmaya devam!


33 YAŞIM ÇOK İYİ GEL BANA!


güzel mesajlarınız
destekleriniz
ve sözleriniz için çok teşekkürler!

Dualarınızı eksik etmeyin!
Buraya kadar okudunuz ya!
Allah'a emanet olun!



26 Ağustos 2018 Pazar

Hello Kitty Limited Edition Zebra Delguard





Bu sefer karşınıza yine bir sınırlı üretim olan Hello Kitty serisiyle çıkıyorum. Fotoğrafta 5 adet görünse de toplamda 6 model çıkmıştı. İnternette bir kaynak bulamadım ama bunun da 2-3 senesi var. Mağazalarda artık bulmak mümkün değil ne yazık ki.



4 adet 0.5 , 2 adet 0.3 uç seçeneği ile çıktılar.  Tekrar ediyorum Japonlar 0.7 ya da 0.9 pek sevmedikleri için ne yazık ki bu alternatiflerde çıkmıyor.



Fotoğrafları çekerken elimde ne yazık ki kırmızısı yoktu. Bu yüzden 5 model ile video ve fotoğraf çekimi yapabildim.



Uzun zamandır bu modelleri görsem de paketi açınca farklı geldiler gözüme. Her biri çok tatlı hele de lacivert :)  Aklımı fena çeldi.



En sağdaki beyaz ve yanındaki lila 0.3 modelleri. İnce uç severler ya da çizim kalemi arayanlar için harika bir alternatif.





Benim Hello Kitty ile aramda ne aşk ne de nefret ilişkisi var. Bazen, bazı ürünlere çok yakıştırıyorum. Bence bu seriye de çok yakışmış. Benim favorim zor olacak ama lacivert. Sizin gönlünüzü hangi renk çaldı?

Her zaman olduğu gibi videoyu da ekliyorum iyi seyirler

Bloğumdaki bütün kırtasiye yazılarım için buraya tık tık 


11 Ağustos 2018 Cumartesi

Double Entendre ColourPop Shadow Palette



Geçenlerde yapmış olduğum ColourPop alışverişimi izlediniz mi? Linkini hemen bırakıyorum buraya tık tık 

O videodan sonra paletler epey ilgi gördü. Benim gibi marka ile yeni tanışanlar, merak edenler oldu.


  O yüzden kısa bir deneyim sürecinden sonra tek tek paletleri göstermek istedim size.  İlk paletimiz Double Entendre! Öncelikle Gold Rose paketi göz alıcı. İnsan bak bak doyamıyor. Ne yazık ki paket kartondan. Ama sağlam görünüyor şimdilik. Kapak kısmı mıknatıslı olduğu için seyahat için de uygun gibi, çok ağır değil aynı zamanda bu da artı özellik.



İçerisinde 12 adet far bulunuyor.  Doğal tonlarda metalik, mat ve satın bitişli farlar mevcut. Ben bu markanın kalıcılığına bayıldım. Nemli Japonya havasında bile harika kalıcılıkları var. Birbirine karışmaları da güzel. Çok makyajdan anlamam ama ben sevdim kısacası.





Soldan sağa ilk sıra

Locked&Loaded - Uninhibited - Hot Bod - Flasher



Soldan sağa ikinci sıra

Nekkid - Extra Curricular - Hard - Draft




Soldan sağa son sıra

Keep it PG - Nip Slip - Send Noodles - Teddy Bare


Doların uçtuğu bir günde bu yazıyı hazırlamak ne kadar akıl karı bilmiyorum ama paletin fiyatı 16 dolar.

İlk alışverişinizde 5$ Indirim icin bu linki kullanabilirsiniz. 

https://www.talkable.com/x/zImvRL

Bu palet ile Erina'nın doğumuna giderken makyaj yapmıştım. Videonun sonunda sürpriz de var hatta.
Makyajda iddialı olmadığımı bir kere daha ekleyip, farların sürüşü ve duruşu için videoya beklerim.

İyi seyirler!





Ve başka neler aldım diye merak edenler için de ColourPop Alışveriş videom

7 Ağustos 2018 Salı

Cinnamoroll Limited Edition Zebra Delguard



  Kırtasiye yazılarını ve videolarını biraz kendime yapıyorum aslında. Özlemişim fotoğraflamayı, dokunmayı, denemeyi falan. Bu bahaneyle en mutlu benim. Başka kimler mutlu? Sessizliğe bakılırsa pek kimse değil :)



Cinnamoroll bir Sanrio karakteri. 2001 yılında Miyuki Okumura tarafından dizayn edilmiş.
Kocaman kulakları, masmavi gözleri, pembe yanakları ve kıvrık kuyruğu tanımlıyor bu arkadaşı.
Kendisine ait anime, manga ve kısa animeleri varmış. Henüz hiçbirini okumadım. Aslında bu karakterle ilişkim Delguard'lar ile başladı.




Zebra Delguard 2017 yılında Cinnamoroll'un 15. yıl şerefine özel bir seri çıkarmış. Bilmediğim bir karakter olduğu için pek dikkatimi çekmemişti uzun zamandır. Öyle ki sınırlı üretim kalemlerin üzerinden 1 sene geçtikten sonra vuruldum kaleme :)



Toplamda 5 model çıkmış. 4 adet 0,5 mm 1 adet 0,3 mm seçeneği var. Japonlar ince uç seviyorlar bu yüzden bütün sınırlı üretimler 0,5 ve 0,3 falan oluyor. 0,7 mm severlere kötü haber.



Elimde hepsi mevcut gibi görünse de sadece mor olanı bende var. Diğerleri hakkında hala düşünüyorum. Birkaçında daha gözüm var aslında ama bakalım ne zamana kadar durdurabileceğim kendimi.

Bir de video çektim tabii ki. Kalemleri ve desenleri dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
İyi seyirler!


Bloğumdaki bütün kırtasiye yazılarım için buraya tık tık 


5 Ağustos 2018 Pazar

Pilot Coleto Hi-Tec Snoopy Limited Edition



Daha önce blogda Coleto kalemler hakkında yazmıştım. Geçen sefer beni bu kalemle tanıştıran Coleto serisinden bahsetmiştim. Bugün sırada Snoopy serisi var.  Disney serisini okumak için buraya tık tık 



Bu sefer kahramanımız Snoopy. Bir kere birle çizgi filmini izlemediğim halde seviyorum bu köpeği. Hatta bu yazıdan sonra internetten birkaç çizgi filmine bakabilirim bence.




Tam emin olamamakla beraber 3'lü ve 4'lü gövdeler olmak üzere 8 model çıkıyor karşımıza. Her biri birbirinden tatlı değil mi?



Benim payıma bu ikisi düşmüştü. Ama kırmızı da gitti. Şimdilik siyah kaldı sadece bana. Karitatürlü olan çok tatlı değil mi?



Nedir bu seriyi daha da özel yapan. Tabii uçların basma yerinin de Snoopy'li olması. Toplamda 9 renk çıkarılmış ve her biri harika bir şekilde rengini veriyor. Çok ciddiyim, bir kere Coleto ile yazı yazsanız ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.




Ben bu siyah kalemimi doldururken bir de video çektim. Videoyu izleyenler, neler atlattığımı biliyor. Merak edenler için de videoyu aşağıya ekleyeceğim. Benim gibi ince uçla yazmaktan çekinenler, kesinlikle Coleto kalemlere bir şans vermeli der ve susarım :)

Yakın zamanda booool kırtasiye yazısı gelecek beklemede kalın :)

Bloğumdaki bütün kırtasiye yazılarım için buraya tık tık 

Disney Coleto serisi için buraya tık tık 


Ve videoyu izlemeyi unutmayın :) iyi seyirler

20 Temmuz 2018 Cuma

Zebra Sarasa Shiny Color



  Bilgisayarımdaki fotoğrafları temizlerken denk geldim. Bunları çekmiş ama yazmamışım bloğa.  Benim gibi kırtasiye yazılarını özleyenler vardır belki diye düşündüm.

Zebra Sarasa Clip aşkım malum. Kokulular ve özel seriler baş tacım :)  Bugün size anlatacağım da Shiny Color serisi. Parlak seri yani.



Bu serinin en büyük özelliği hem siyah hem de beyaz kağıt üzerinde kendini göstermesi. Toplamda 9 renkten oluşuyor. Set halinde ve sanırım tekli de vardı satışta emin olamadım.

1.0 ucuyla beni benden alıyor. Japonya'da genelde ince uç piyasaya sürülse de bu seri nedense kalın çıktı sadece. Benim için ayrıca artı yani.


Siyah üzerinde de güzel gösteriyor kendini. Davetiye kalemi olabilir yani :) Bu seri sadece Japonya'ya mı özel emin değilim. Türkiye'de var mı? Beni bilgilendirirseniz sevinirim!



Ve aynı sıra ile beyaz kağıt üzerinde. Mürekkebin akışı, kalemin ağırlığı her şey normal seri aynı. Bu yüzden renkleri dışında ekstra bir durum söz konusu değil.

Ben özlemişim kırtasiye yazılarımı ve fotoğraflarımı yavaş yavaş dönsem mi ne dersiniz?

Blogdaki diğer Zebra Sarasa yazılarım için buraya tık tık