27 Şubat 2009 Cuma

Yeni Yeni Yeni :)


Yeni bir kokum henüz yok
Yeni bir cüzdanım da
Amaaa yeni bir telefonum var :)
Yukarı da görünen 3 renk seçeneğinden ben pink goldu seçtim.


Bu tarz telefon Gossip Girl yüzünden takıntı olmuştu.Prada ya da Iphone da gözüm vardı.Ama balık araştırdı bu telefonun özellikleri daha iyi ve daha dayanıklı dedi.
Birkaç arkadaşım da Iphonedan şikayet edince .Napalım bu olsun dedim :)
Elimden düşmüyor.Mesaj yazmak çoook kolay.Balıkla yanyanayken mesaj yolluyorum :)
Sizinle paylaşayım istedim :)
Kameram ortalar da yok o yüzden internetten aldım fotoğrafları :)


26 Şubat 2009 Perşembe

Yonakiishi

Geçen hafta gittiğim ve malum sebeplerden yazmadığım Yonakiishi 'yi anlatayım size.Gece ağlayan kaya anlamı.
400 yıl önce ulaşım sadece yürüyerek sağlanıyordu.Birgün hamile bir kadın bir şehirden diğerine giderken yol üzerindeki tapınakta dua eder.

Dua ettikten sonra tapınağa yakın yukarıdaki kaya üzerinde dinlenmek üzere oturur.Tam o sırada (samuray ya da hırsız kesin bir bilgi yok ) dağdan gelen kişi katanası (*japon kılıcı) ile kadını öldürür.
Bir süre sonra tapınağın hocası bir ses duyar ve sese doğru gelir.Geldiği zaman kadını ve delinmiş karnından çıkan bebeği görür.Duyduğu ses bebekten değil kayadan gelir.Kadının ruhunun bebekten ayrılmak istemediği için kayaya bağlandığını söyler.Bebeği alır hiç kadın olmadığı için aşağıda ki resimdeki bala benzer yiyeceği sulandırarak bebeğe verir.



Bebek tapınakta hikayeyi bilerek büyür.Birgün rüyasında büyük bir BUDA görür.Buda ona katana bileyicisi olmasını söyler.Çocuk gezgin bir katana bileyicisi olur.Bir gün bir adam gelir katanasında bir iz vardır.Çocuk sorar ne oldu buraya der.Adam yıllar önce Shizuoka bölgesinde bir kayaya çarptım der.Çocuk adamın annesinin katili olduğunu anlar ve adamı öldürür.O günden sonra kaya ağlamaz.

Şimdilerde buraya sağlıklı doğum yapmak isteyenler ve bebek sahibi olmak isteyenler geliyormuş.Tabii yukarıda ki bala da ilgi büyük.

Azıcık tüyler ürpertici bir yer.Gittiğimiz de kuşlar ağlıyor gibiydi.

Sevgiler :)

25 Şubat 2009 Çarşamba

Bu Ara Ben

* Geldiniz gittiniz Japonca değil mi fenalık basmıştır.Bu ara garibim ben yani arada olur bu bana.
Yaşam enerjim düşer.Yani geldim gittim ama hiç yazasım gelmedi.
Sizleri okudum ara sıra yorum yazasım gelmedi bu arada 4 kişi vazgeçmiş benden :)

*Yeni istiyorum bu ara yeni cüzdan ,yeni bir koku hani beni mest etsin,yeni bir rimel renkli mi alsam acaba? Sonra bir an geliyor cayıyorum.Ama 1-2 saniye sonra aklım kalıyor al diyorum garibim dedim ya!!

*Yukarıdakiler yeni çayım biten elma çayım yerine aldım.Denemedim daha!Yeni çikolatam mmmmm enfes tadı var.Ve mutluluk kaynağım yeni kalemlerim :) Balığım sağolsun biliyor beni mutlu etmesinin ucuz ve kolay yolunu :)

*Mektuplar çıktı yola dün.Balıkta üye oldu postcrossinge eğlenceli olacak :) Ben halaaa 1 adresle çabalıyorum.4 tanesinin kodunu yazmadılar :(

*Martın 22 sinde okulun sınavı ve uluslararası öğrenci partisi var.Orada konuşma yapacağım!Televizyona ve gazeteye çıkacağım.Haftaya resmim çekilcek iyi de
-ne giycem ben :(
-ne söylücem ben :(

Dün dolaştım alışveriş merkezini içime sinen bi giysi bulamadım.Zaten Japonya'dan mümkün olduğunca giysi almıyorum.Kalıpları bana uymuyor özellikle göğüs kısmı :) onlar tahta beden ben Türk olunca :) anladınız siz :)

*Göz kararı ve zaman gösterir laflarına acaip kılım.İkiside eşit derecede zarar veriyor bana.
Tahta gibi açmalarım ,uykusuz gecelerim var :(

*İlk defa böyle yazıyorum garip hissettim kendimi ama siz anlarsınız beni :) Anlamayan diğer 4 kişiye takılıp sessizce gidebilir :)

Gideyim ben yeşil çayımı aldım yeni kalemlerimle Japonca çalışayım.

19 Şubat 2009 Perşembe

Japonca

Japoncadan bahsedeyim azıcık içiniz kararsın :) 3 bölümden oluşuyor.Hiragana -Katakana vee Kanji (kabus) Yukarıdakileri öğrenmek çok kolay yani kısa zamanda öğrenilebiliyor.Japonca Çinceden gelen kanjiler ile başlamış.Kanjilerin kaç tane olduğu hakkında kesin bir bilgi yok.Günlük hayatı kurtarabilmek için 2500-3000 kanji yeterli diyorlar.(Nerdeeeee )


Yukarıdaki kitaplar her daim elimin altında olan kanji kitaplarımın bir kısmı :( Kanji sözlük ve kanji kartları ablamdan ödünç aldım.Diğerleri benim :) Kanjiler bazen bir kelime bazen hece bazen de harf oluyorlar.Bir kanjinin bir sürü okunuşu olur genelde (buna kılım işte)
Japonlara en çok sorulan soru ki ben de sorardım :)
-Kaç tane kanji biliyorsun?
Bunun cevabını bilen Japon yok aslında şaşırıyorlar bu soruya :)
Bu soruya cevap verebilmek çok zor.
3'e ayrılır diyebilirim.
Okuyabildikleri kanjiler
Anlayabildikleri kanjiler
Okuyup-anlayamadıkları kanjiler :)))
Benim kaç tane bildiğimi sormayın :))) SIR :P
Yazın 1 ay kalınca biraz unutmuştum bu sene uzun kalmayı planlıyorum toptan unutmasam bari :)
Japonca konuşabilmek aksan olarak Türkler için çok kolay.Ama Japonca'da kadın kelimeleri-erkek kelimeleri ve iş japoncası var :( Hele bi de günlük konuşulan var hızlı ve kuralsız ufff
Benim Japoncasını anlamadığım (genelde) kişi CAPON BALIĞIM :) Çok aksan ve hızlı konuşuyor :)
Şimdi örnek vereyim size
Watashi (wataşi) -ben bu genel konuşma ve sözlükte ki tanım
Watakushi (watakushi) -ben -iş japoncası ya da kibar ortamlarda
Ore-boku - erkekler kullanabilir sadece-günlük dilde ve arkadaş ortamında
Yani bu en kolayı varın siz düşünün :)
Bir başka sefere benzerlikleri anlatayım size :))))
Not---Yeşil çayı yeni yöntemle denediyseniz yorumları alayım değişiklik oldu mu???

Postcrossing

Sevgili Array sayesinde Postcrossing'e 77 gündür üyeyim.Şu ana kadar 10 tane kartpostal geldi bana ve ben 12 tane yolladım 4 tanesi hala yolculuk etmekte.
Bu site beni posta kutusu manyağı etti.Annem ,balık acıyorlar halime :) Bir görseniz beni burnumu yapıştırıyorum posta kutusuna hiç bişey olmayınca çok ezik duruyorum :)
Dünya'dan kartlar gelmesi heyecan verici :) İstediğiniz ülkeleri engelleyebiliyorsunuz.

Sisteme üye oluyorsunuz ilk olarak 5 tane adres alabiliyorsunuz.Adresle beraber gelen kodu kartın üzerine yazıyorsunuz.Kartınızı alan kişi o kodu siteye giriyor ve siz tekrar adres alabiliyorsunuz.Benim 4 tane kartım 1 aydan fazla zamandır seyahat ediyor durumunda.Sanırım kartlar ellerine geçmedi ya da kodu girmiyorlar.Delireceğim ya :(

Yolladığınız kartın üzerine kendi adresinizi yazıp yazmamak size kalmış.Ben 2 kişiye yazdım.Ve onlarla site harici kart yolladık birbirimize :) Biri Amerika'dan diğeri Kore'de yaşayan Japon bir bayan :)

Kartın üzerine genelde özel pullar seçiyorum çünkü üye olan herkes (ben de dahil) pullara ilgi duyan kişiler.İlk zamanlar postanedeki bayan garipsiyordu beni.Pul seçme seremonimde şimdi alıştı bana .Hemen açıyor pul çekmecesini :)

Şimdiye kadar bana kart gelen ülkeler

Amerika 'dan 4 tane
Finlandiya'dan 2 tane
İsrail'den 1 tane
Polonya'dan 1 tane
Almanya'dan 1 tane
Kore'den 1tane :)))))

Şimdi deli gibi 4 kartımın ulaşmasını bekliyorum.Her hafta o 4 kart ulaşmadan yeni adres almıyacağım diyorum ama 3 haftadır 1 adres alıp devam ediyorum.Şimdi mevzu açılmışken
ben alayım gene adres :))))

Array'cım çok teşekkür ederim tekrar beni bu site ile tanıştırıp posta kutusu kedisi yaptığın için :)

18 Şubat 2009 Çarşamba

Yeşil Çay

Uzun zaman önce Cesetizleri bana yeşil çay yapmanın bir püf noktası olup olmadığını sormuştu.Canım kusura bakma çooook geç kaldım.Aklımdaydı hep ve herkese sordum ama cevap alamadım.

Bugün balıkla gittiğimiz yerde çokça yeşil çay standı vardı.Oradaki bayana sorduk.Ve bir püf noktası aldım.


Yukarıda ki fincan ve demlik bana ait.Ayrı zamanlarda alındığı için desenleri farklı farklı :) Şimdi gelelim püf noktasına :) İlk fotoğrafta olan yeşil çayı önce (poşet yeşil çay da olur) demliğin içine koyuyoruz.Kaynar suyu öncelikle boş bardaklara (bizde ki kahveci usulü :) )alıyoruz.Suyu bir 10
saniye kadar bardakta tutup demliğe döküyoruz.


Demlikte 30-40 saniye demini almasını bekliyoruz sonra da afiyetle içiyoruz.


(Bugün geçtiğimiz yerler ,yeşil çay bahçeleri)

Neden böyle yapıyoruz çünkü kaynar suyu direk çaya eklediğimiz zaman tadı acılaşıyormuş.Suyun sıcaklığını azıcık kırdığımız zaman yeşil çay daha lezzetli oluyormuş.Bugün bize ikram ettiği yeşil çayı içmek gayet kolay oldu benim için .



Ben yeşil çay sevmiyorum.Ama Japonya'da yaşayıp yeşil çay içmemek hem çok garip hem de zor.Genellikle kahve ya da yeşil çay ikram ediliyor.Kuaförde,emlakçıda,misafirlikte her yerde.Ben kahve hiç sevmem ee yeşil çay da sevmem.Hayır demek hakaret gibi algılanabileceği için bir süredir zorla yeşil çay içiyorum.Hem sağlıklı da.Şimdilerde alıştım sayılır.




Ben çay da sevmem amaa bitki çayı ,aroma çayı dedin mi dayanamam.Malesef burada çeşit çeşit çay bulamıyorum.Japonlar pek ilgi göstermiyorlar sanırım.Büyük alışveriş merkezlerinde ya da yabancı ülke malları satan marketler de bulabiliyorum.Ve şu an yaşadığım yerde her ikisi de yok.
Yukarıda görünenler benim çaylarım.
5 çeşit yeşil çay :) toplamında kaç çeşit var bilen yok :) Yüzlerce diyebilirim.
Son günlerde uyku sorunu çektiğim için görünce üzerine atladığım 'Sleepy time' bitki çayım.İşe hem yarıyor hem yaramıyor gibi :)
Tarçınlı elma çayımın son paketi :(
Yasemin çayımın son iki paketi :(
Mantar çayı (eski postlarda bahsetmiştim)
Yosun çayı (bu da yukarıdaki postla aynı yerde var )
Pembe olan yosunlu erikli çay (henüz içme cesareti gösteremedim :) )
Doğum günümde hediye gelen çaylarım süper lezzetliler kıyamıyorum desem yeri.Kendimi ödüllendirmek istediğimde içiyorum :)
Ve annemin Türkiye'den getirdiği toz çaylar hiç sevmedim :(




Yukarıda ki fotoğraflar ise bugün alındı.Yeşil çay ve kızarmış (yeşil çayı mumun üzerinde ya da kömür ateşinin üstünde kavuruyorlar (ne dicem bilemedim ) ) yeşil çay.
Yeşil çaylı soba .Soba bir çeşit Japon makarnası.Ve son olarakta yeşil çaylı şeker.
Cesetizlericim umarım faydalı olur :) Japonlara bu soru garip geldi çok.Başka bilgiler edinirsem haber veririm :)

17 Şubat 2009 Salı

OMAEZAKİ


Ben denizi uzun süre görmediğim zaman depresyona giriyorum.Bu yüzden ayda bir deniz kenarına gidiyoruz balıkla.

Bu sefer değişik bir yere gittik.Bayıldım.Zaten plajı ile ünlüymüş.
Yılbaşında doğan ilk güneşi izlemek.Japonların adetinde var ve 31 aralık gecesi burası çok kalabalık oluyormuş.Hatta balığımda yıllar önce kız arkadaşı ile gelip sabahlamışlar :))))Ben Balıktan önce çooooooooooook kıskançtım.Sanırım ondan önceki ilişkilerimdeki güvensizlikten kaynaklı.Ama duruldum artık.Balık beni büyüttü istisnalar harici kıskanmıyorum artık.Bu yüzden geçmişimizden bahsedebiliyoruz.Tabii ki gereksiz ayrıntılara değinmeden :) Azıcık uzadı mı sohbet kıskanabilirim :)



Ben çok çarpılırım.Vücudumdaki elektrik fazlaca olur hep.Bu yüzden kumsalda yürümeye bayılırım.Ama bu sefer çok soğuk olduğundan kumla oynadım.Enerji fazlası elden de kuma geçer di mi?
Bu gezi geçen hafta yapıldı.Bugün de gittik gene :) Güzel yerlerdi :) Onları sonra paylaşırım artık :)

















14 Şubat 2009 Cumartesi

*Aka Day

*Aka Japonca Kırmızı demek.

*Bizim şarkımız.

Japonya'da sevgililer günü bizden farklı kutlanıyor.14 şubat Kırmızı gün 14 mart ise beyaz gün olarak kutlanıyor.Kırmızı günde kızlar erkeklere hediye alıyor.Hediye genelde çikolata oluyor.El yapımı da epey yaygın.1 ay öncesinden tüm marketler çeşit çeşit çikolata ile doluyor.Genelde pahalı hediyeler alınmıyor.Aaa söylemeyi unuttum sadece sevgililer için değil tüm sevdikleriniz için çikolata alıyorsunuz.Arkadaş -aile-iş arkadaşı sevgi günü yani bir anlamda :)

Ben bugün Tanya kurabiyesi yaptım :) Planım üzerini bir teknikle süslemekti kurabiye bloglarında bolca bulunanından.Ama sonuç hüsran :)))) Bu yüzden yaşasın çikolata sosum aktı falan ama lezzetli oldu :)

Yazın tatilde aldığım ve hala duran Karadut şarabıma da kıydım :)

Balığım huyumu bildiğinden bana hediye almış.2 paket Kobe çikolatası (1 paket yetmez bilir o) Bir de tadına bayıldığım çikolata likörü.Sadece tatlı içkileri seviyorum.Kokteyller tam tarzım yani :)

En büyükten küçüğüne kalp kurabiyelerimden uyduruk krem şanti pastası yaptım :))) yavaş yavaş olacak bu işler :)

Bu arada ben de balığıma vişne likörlü çikolata aldım resmini çekmeyi unuttum

Bugün de böyle geçti .Yukarıda ki şarkı balıkla benim şarkım :) Çok ağlattı zamanında bu şarkı :)

Hepinizin günü kutlu 0lsun ....

Aşkla ....

Kuşlar

Devam ediyoruz :) Daha birçok fotoğraf var :)

Emu Avustralya'ya özgü uçamayan kuşlar.Onların kafesine girdik ve yem verdik.İlk önceler baya korktum ama sonra alıştım :)



Görünüşte pek sevimli değiller ama hareketleri sevimli geliyor :)




Marlo Morgan 'ın Bir Çift Yürek adlı kitabında bahsediliyordu.Aborjinlerin hayatını anlatan bir kitap.Okumayan varsa tavsiye ederim.



Bu kuşların adını bilmiyorum :)






Kapılar da çok hoş dizayn edilmiş.





Suyu sevebn kuşlar bölümü (bu nasıl bir tanım yaaa :))) )







Kendini beğenmiş tavuskuşu yem verdim yemedi döndü gitti . :(




Bu da tavus kuşu :) Bu da yemedi :)



Vallahi broşürde Toucan yazıyor adını bilemedim :(




Bu da Livingstone's Turaco vallahi tercüme edemicem :)




Aaaa bunu bildim bak kur yapan tavuskuşumuz :)





Flamingo ve diğerini de bilemedim :(





Her birine yem verdim.Yakın temasta olmak hem çok heyecanlı hem de azıcık korkutucu :)





Sun Conure imiş sarı olanlar.Ayy en çok onları özledim.Beni kuşatmalarını :(





Broşür de bu güzeller de yok adını bilemicem :(

Ah bir de bu uyanık var yemi alır gider hiç yüz vermez :)))






Ha ha kuş parkında kaplumbağa mı olurmuş demeyin :))))2 tanecik kaçmış aradan :)





Ne olur bunlar güvercin olsun :) Öyle olduğunu düşünüyorum :)))
Sevgililer gününüz kutlu olsun :)

13 Şubat 2009 Cuma

Baykuşlar

Sinem Yaman'a ithafen :) bloğu


















Parkta 40 çeşit baykuş bulunuyor.40 yıl düşünsem 40 çeşit baykuş olabileceği aklıma gelmezdi :)








Soldakinin adı KOKO sağdakinin POPO :)))) İkisi de televizyona çıkmışlar.Meşhurlar yani .Özellikle Popo en meşhurları.Onu görmeye gelen var :)




Bu arkadaşla fotoğraf çekilmek 200 yen (3,5 tl civarı) Tam koluma aldım fotoğraf çekilicez nerden gördün tepedeki uçağı.Bir 5 dakika uçağa baktık:) O gitti de poz verebildik.4 kilo taşıdım onu yaa :)


Bu da fotoğraf çekilebileceğimiz diğer baykuş .Ben büyüğü seçtim nene küçüğü :)))





Bundan sonrası çeşit çeşit baykuş :)









Sinem'cim kafes içindeki baykuşların önünde tezgahlar var ve üzerinde gördüğün herşey BAYKUŞ desenli.Ben bile çıldırdım seni düşünemiyorum burada .Sana ufak bir sürprizim var bugün yola çıkacak.
Baykuş show izledik bahçede.Onun videosunu balık eklemezse ben atarım bir ara :)
Baykuş bölümü de bitti :)