25 Şubat 2015 Çarşamba

ATU Duty Free Alışverişim 2015



Annem uçağa binmeden önce duty free'nin abur cubur kısmını es geçememiş :) Hem bizim hem de kendi için bir şeyler almış.

Ürünleri videoda anlattım :) İzlemeyi unutmayın





Gelelim fiyatlarına

(17 Şubat 2015 fiyatlarıdır)

Nutella Weekly pack : 12 euro
Toffifee 48'li (400 gram) : 7.50 euro
Bounty minis: 5.50 euro
Milka Pen Case : 10.50 euro
M&M's ( maxi 440 gram) : 7 euro
Toblerone Gold 400 gram : 8.50 euro

ATU Duty Free Alışverişim 2012 için buraya tık tık 

ATU Duty Free Alışverişim 2013 için buraya tık tık 

ATU Duty Free Alışverişim 2014 için buraya tık tık 

23 Şubat 2015 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #173

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi

instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.



Annemin gelmesi demek evde her gün çay yapılıyor demek. Yoshi Türk çayı keyfine bayılıyor ama iki kişiyken pek yapmıyoruz. Annem gelince Yoshi en çok buna seviniyor sanırım :) Yanında da anane böreği mis mis :)




Bu ara elimde bu kitap var. Kesinlikle tavsiye ederim. Son videomda hakkında konuştum biraz. İzlemeyi unutmayın :) Sevgili Ceyda'ya bir de buradan teşekkür ederim.





Ve Frida Kahlo kitabım bitti. Yazısı gelebilir en kısa zamanda.


Annem yanımda çok şükür :) Bolca uyuyor. Jet lag yüzünden uyku düzeni henüz oturmadı. Bu yüzden gecesi, gündüzü pek yok. Bebek gelene kadar dinlensin :D Sonrası malum!



İşte böyle geçti bir hafta. 

                                                       Umarım bu hafta da çooook güzel geçer.
                                                        Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 

21 Şubat 2015 Cumartesi

Anne& Baba Kursu


Japonya'da belediyeler ve doğum klinikleri anne&baba kursu veriyor.  Biz doğumun olmasını planladığımız kliniğin kursunu tercih ettik. 28 - 36 hafta arasında kursa katılım sağlanabiliyor.

Kursun verildiği yere göre bazı şeyler değişiklik gösterebilir ama ben bizim kliniği anlatacağım.
Ben şimdiye kadar hamile yogası, annelik kursu (emzirme ve bedensel değişiklikler temalı) ve yine annelik (doğum sancısı nedir, doğumun başladığını nasıl anlarsın, doğum odaları gezintisi vs) kurslarına katıldım.
Babaların katıldığı ilk ve tek kurs olduğu için bugün babalar başroldü. Amaç onları doğuma hazırlamak, neler yapabilirler anlatmak ve anneye nasıl yardımcı olabilirler diye öğretmek. Bu yüzden bugün babaları çalıştırdık :)




8 çift yoga matlarına oturduk. Öncelikle 2 gruba ayırdılar bizi. Sonrasında anneler ve babalar diye de ayrıldık. Kağıt, kalem dağıtıldı. Bir grubun  annelerine doğum anında babalardan neler beklendiği, babalarına ise doğum anında ne yaparsam eşime yardımcı olabilirim sorusu soruldu.
Diğer grubun teması ise doğum sonrası idi. Anneler doğum sonrası babadan ne bekler, babalar doğum sonrası ne yaparsa anneye yardımcı olabilir soruları soruldu.
Yazılan cevaplar yüksek sesle okundu.

Sonrasında en zevkli kısım babalara hamile göbeği takıldı. Birazcık da olsa annenin bedenen ne kadar zorlandığını gösterebilmek temel amaç. Göbek 8.5 kg ağırlığında. Takıp otur, kalk, yat, merdiven in, çık, uyu gibi komutlar yapılıyor. Oturmak gibi kolay bir eylemin bile ne kadar zorlaştığına şahit oluyorlar.
Tabii hormonlarda, iç organlarda vs bir değişiklik olmadığından tam anlamı ile anlamaları mümkün olmasa da bizimle empati kurabildiler diye düşünüyorum.


Taklitçi Yoshi :)


Sıra geldi bebek bezi değiştirmeye. Nasıl yapılmalı, nelere dikkat edilmeli gibi noktalar anlatıldıktan sonra anne ve baba sırayla oyuncak bebeklerde deneme yaptık. Bebek oyuncak olsa da birebire yakın yapıldığı için başına, boynuna özel ilgi göstermek zorundasınız :)


Alt değiştirdikten sonra sıra geldi 'bebeği kucağa almaya'. Bu da öyle kolay bir şey değil ya. İnsan çekiniyor.



Ve en son bebeği yıkamayı öğrendik. Önce hemşire yaptı, sonra çiftler :) Bebek nasıl tutulmalı, hangi malzemeler gerekli ve hangi sırayla yıkamalı anlatıldı.

Keyifli bir gün oldu bizim için. Babaların annelerle empati kurabilmesi açısından süper bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Japonya genelinde uygulanıyor bu sistem. Katılıp, katılmamak anne ve babalara bırakılmış. Şart değil yani.  Ama keşke şart olsa diye de içinden geçiriyor insan.


Bir de videosu mevcut tabii ki :) İyi seyirler!


19 Şubat 2015 Perşembe

Anneme Kavuştuk



Salı günü, uzun ve güzel bir uçuştan sonra anneme kavuştuk. Biletini en arka koltuktan aldığı için (her zaman) en son o iniyor uçaktan. Ve dolayısı ile en son o çıkıyor kapıdan :) Bu sefer yine aynı şey oldu. Herkesler çıktı gitti annem yok derken ta-daaaa annem göründü :)

Bugün birlikte 2. günümüz :) Pek görmedim annemi dersem yalan olmaz. Çünkü hala jet-lag etkisinde. Uyuyor bulduğu her fırsatta. Torun gelene kadar uyu, tadını çıkar dedim. Sonrasında Ajda bizim için söyleyecek 'Uykusuz Her Gece' şarkısını :)

Bavulları gelir gelmez açtık. Kendine 2 kazak ve 1  pantalon getirmiş sadece. Bize de 1'er pijama takımı. Geri kalan her şey bizim kızın :) Nutella bile getirmemiş o kadar diyeyim size :) Allah'ım o minnak şeylere bakarken yer yer ağladık Yoshi ile!

İnşallah sıra kızımızda, sağ salim kavuşacağız onunla da! Allah hayırlısı ile nasip etsin giydirmeyi!

O an'ı merak ediyorsanız, buyrun videosu :) iyi seyirler!



18 Şubat 2015 Çarşamba

Neden Yazmıyorsun?

Ben yine yazayım notumu:
Bu yazıda yüksek ses yoktur! Ama bıkkınlık vardır!
Her ülke gündeminde neyi paylaşıp, neyi paylaşmayacağıma karışanlara ithafen yazılmıştır!


Bloğunda, instagramda, videolarında, facebook'ta neden Özgecan'ı yazmıyorsun?
Belki senin paylaşımınla haberi olacak insanların diyenler var.

Öncelikle ülkede ya da dünyada böyle bir insan varsa eğer sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim doğrusu.
Herkes profillerinde paylaşırken, bütün televizyon kanalları (umuyorum) ve sosyal medya hesapları bu konu hakkında tek yürek olmuşken bir ben mi kaldım haber alabilecek noktanız?

Bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum diyenler olacaktır. Öyle ya kendi profilinde paylaşmış, görevini yerine getirdiğine inanmış, sonra da kim paylaştı kim paylaştı turuna çıkmış insanlardan bahsediyoruz.

Bu konu hakkında sakince, aklı başında ya da umursamaz bir tavır gösterebilmem mümkün mü? 

Farkında mısınız?
Ben de kadınım.

Ergenliğinde kambur durmak zorunda kalanlardan,
aman kızım kendine dikkat et denilenlerden,
yalnız sokaktan geçerken telefonuna sarılanından,
hava karardı bu saatte çıkma artık denileninden,
aman bu kıyafet olmaz burada değiştir onu denileninden!

Yani benden kimsenin duymadığı neyi duymak istiyorsunuz?

Artık Japonya'dayım diye rahatım, umursamıyorum, burada böyle şeylere maruz kalmıyorum mu sanıyorsunuz?

Yanılıyorsunuz. Trende, cafede, restoranda size gözünü diken (sözde yabancısınız diye) ama bulduğu en ufak boşlukta sarkmaya hazır Japonlar da var.

Japonla evlisiniz diye sizi vize ya da para için evlenmiştir diye etiketleyenler var. (evet bunu yapanlar da var ama herkes böyle değildiri anlamıyorlar)   Bu yüzden yapılan her teklifi kabul edeceğinizi düşünürler.

Fiziksel farklılıklarınız yüzünden sizi gözle taciz etmeyi hak bulurlar. 

Ha ne var! Tüm bunlara rağmen burası daha güvenli. Çünkü fiziksel bir adım atmaktan korkarlar. 
Ama böyle şeyler burada da yaşanıyor. Dünyanın her yerinde yaşanıyor.

Peki ben bunları neden yazmıyorum.
Neden yazayım? Bir keresinde eşimin yanında bir Türk restoranında, bir Türk tarafından sözlü tacize uğradım. Bunu da tüm salaklığımla bir Türk kadın arkadaşa anlattım.
Bana dedi ki ' kusura bakma ama senden kaynaklı, sen çok canayakınsın ya ondan yüz bulmuştur' dedi.

O kişiye herhangi bir samimiyet göstermediğimin altını bin kere çizdiğim halde, bu olayı bana mal eden biri olunca ben susmaya karar verdim.

Bu ülkede erkek kadına taciz ediyor kabul de! Kadının kadına yaptığını da kimse kimseye yapmıyor!

----

Özgecan hakkında çıkmış her şeyi okumaya çalışıyorum. Alt üst oluyorum her defasında.

Kızıyorum, sinirleniyorum, telefonu elimden fırlatıyorum ama hakkında bir şey yazmıyorum.

Çünkü içim almıyor!
Çünkü içim acıyor!
Çünkü ağzımdan çıkacaklardan emin olamıyorum!

Çünkü benim de kendi sorunlarım, kendi hayatım var.
Hamileyim farkındaysanız?
 Duygularım, bedenim, kafam karmakarışık.
Ben kalemdi, boyaydı, banttı kendimi oyalamaya çalışırken,
ağrılarımla baş etmeye çalışırken,
ayaklarım kasıldığı için dakikalarca yatakta ağlarken,
astım krizim tuttuğu için nefessiz kalırken,
belim ve kasıklarım ağrıdığı için bütün günü yatakta geçirirken
içimden Özgecan konusunda bir şey yazmak gelmedi!

Haaa ama siz her şeyimi biliyorsunuz benim!
Her şeyimi paylaşıyorum ya!
Ondan paylaştığım kadarından ibaretim sanıyorsunuz!
Ne oldu bunları bilmiyordunuz?
Bir şey söyleyeyim mi?
Hakkımda bilmedikleriniz, bildiklerinizden daha fazla!

Yine tekrar ediyorum.
Ben bu blogdan (ve diğer mecralardan) ibaret olmadığım gibi, bunlardan da farklı değilim!

Ama rica ediyorum lütfen 'değerli vaktinizi' onu paylaşsana, bunu yazsana, bunu neden demedin gibi boş işler yerine, kendiniz için, ülkeniz için daha faydalı şeylere harcayın!



Sevgiler Saygılar!


16 Şubat 2015 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #172

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi

instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.




Ocak sonundan beri okuma hızımı kaybettim. Her gün mutlaka okuyorum da, su gibi alıp giden kitap yok elimde. En akıcı 5 Gün Kala adlı bu kitap. Keyifli gidiyor. Sonunu da merak ediyorum açıkçası :)
Cd annemden hediye. Mug'ım ise Cana'cığımın hediyesi. Amerika Starbucks'ta çıktı satışa :)


Bizim kızı görmek için kliniğin ilk randevusunu alıyoruz. Böylece 1 saatte bitiyor işimiz. Yoksa 2-3 saatten önce çıkamıyoruz klinikten. Sabah sabah gözümüzü klinikte açıyoruz dersem, yalan olmaz!


Sevginin, sevmenin her şeyin anahtarı olduğuna inanıyorum. Kendini sevmek (bencillikle karıştırmadan) her şeyin anahtarı. Bütün kötülüklerin kaynağı insanın içindeki kendini sevmeme halinden geliyor bence. Kendinden mutsuz olan herkes, etrafa da mutsuzluk saçıyor.

Bu yüzden sevin kendinizi!



Büyüklere boyama bu ara stres topum. Tavsiye ederim herkese :)

İşte böyle geçti bir hafta. 

                                                       Umarım bu hafta da çooook güzel geçer.
                                                        Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 

Pazar Fotoğrafı #45

                                           Diğer Pazar Fotoğrafları için buraya tık tık 




Pazar fotoğrafı serisine yine uzun bir ara vermiş bulunuyorum. Biraz geç kaldım, çünkü burada Pazar bitti.

Bugünün fotoğrafı annem. Çünkü anneme kavuşmama iki gün kaldı. Allah'ın izniyle salı günü beraberiz.

Fotoğraf Toudaiji tapınağından.

        Toudaiji Tapınağı yazısı için buraya tık tık 
Nara Park yazısı için buraya tık tık 

14 Şubat 2015 Cumartesi

Nara Tapınaklar - Nigatsudo Hall

                                               Toudaiji Tapınağı yazısı için buraya tık tık 
Nara Park yazısı için buraya tık tık 





Nara gezimizin ikinci tapınağı idi Nigatsudo Hall. Anlamı da ikinci ay binası demek. Toudaiji tapınağı bünyesinde sayılıyormuş burası da.


Zaten çok büyük bir alan içerisinde bir sürü tapınaktan oluşuyor burası. Yürü yürü bitmiyor yani :)

 Ama keyifli ve büyülü bir alan burası.






 Tabii ki dilekler ve dualar.


Ve aydınlatmalar.

Tapınak hakkında daha detaylı bilgi için Wikipedia sayfası burada tık tık 


13 Şubat 2015 Cuma

Ne Güzel Olurdu


Şu anda 3 Adam'ı izliyorum. Konuklar arasında Ferhat Göçer de var. Konu tabii ki Sevgililer Günü.
Yoshi ile biz pek kutlamayız. Bizim için sıradana yakın bir gün yani. Ama yine de bir şeyler yapası geliyor insanın.
Benim de aklıma bir şey geldi. Gerçekleşse süper olurdu.

Yoshi ile Japonya'da Günlük Hayat kanalı için Soru&Cevap videosu çekiyorduk. Orada gelen sorulardan biriydi. En çok tanışmak istediğin Türk ünlüsü kimdir diye. Yoshi'nin cevabı Ferhat Göçer olmuştu. Onun şarkılarını sevdiğini biliyordum. Çünkü arabasında cd'lerini falan dinliyor. Hatta en sevdiği şarkısı 'Yol Bitti Çoktan Galiba'  ama onunla tanışmak istediğini bilmiyordum.

Hatta şöyle bir anımız var. Bir yaz tatili dönüşü Yoshi beni alana karşılamaya geldi. Otobanda eve dönerken müziği açtı. Ve Yol Bitti Galiba çalmaya başladı. Ve Yoshi baştan sona şarkıyı söyledi bana :) Yokluğumda ezberlemiş sözlerini. Aslında bir ayrılık şarkısı olsa da çok seviyor nedense.

Bu linke tıklarsanız tam o sorudan başlar video

Şimdi aklıma gelen şu. Yoshi ile Ferhat Göçer bir şekilde tanışsa veya iletişime geçse süper olmaz mıydı ya?

Belki sizin yardımlarınızla bu yazı Ferhat Göçer'e ulaşır. Bu yazıyı ona tweetleseniz, belki bizimle iletişime geçer? Süper olmaz mı?

Ferhat Göçer'in twitter hesabı burada tık tık :)

Hadi bakalım :) Şimdiden teşekkürler herkese

Doğum Çatlakları


33. haftaya kadar sıfır çatlakla gelince, sanıyordum ki kullandığım ürünler işe yarıyor. Ama bir gecede kırmızı kırmızı çıkan çatlakları önce uykumda kaşıdığım için oluşan izler sandık. Sonrasında anladık ki bundan sonra bir ömür vücudumda taşıyacağım izlermiş kendileri.

Doğum çatlakları tamamen gen faktörü bence. Başından beri böyle düşündüğüm halde yine de dikkat etmeye çalıştım. Düzenli kullanmadım itiraf edeyim ama aklıma geldikçe süründüğüm 2 ürün yukarıdadır. Bir de duşta nem veren, e vitaminli duş ürünleri ve yağlar kullanıyorum. Onların da faydası olduğunu düşünüyorum.

Hamileliğinde düzenli olarak kremlendiği halde vücudu çatlak dolan da var, hiçbir şey kullanmadığı halde sıfır çatlağı olan da. Bu yüzden mucize ürün olduğunu düşünmüyorum.

Kullandığım ürünlere gelirsek

Bio - oil PurCellin Oil

Bir kutu küçüğünü bitirdim. İkinci kutuyu büyük aldım. Yağ olmasına rağmen yağlı bir his bırakmıyor. Kokusu da beni rahatsız etmedi. Doğum sonrası da kullanmaya devam edeceğim. Yüz için de kullanılabiliyor. Sivilce izlerinde etkili olduğunu iddia ediyor. Ben henüz denemedim. Ama annem yüzündeki güneş lekelerinde kullandı ve sevdi. Ama büyük fark oluştuğunu söyleyemem.

Lierac Phytolastil Gel 
Arkadaşım Melike'nin hediyesi. Bir kere daha teşekkür ederim ona. Düzenli kullanımda memnun kalan çok. Ben başlarda jel yapısını pek sevememiştim ama son zamanlarda düzenli olarak bunu kullanmaya başladım. Nemli tutuyor cildi, bu yüzden işe yarıyor hissi veriyor insana. Eczanelerde bulabilirsiniz.

Palmer's Cocoa Butter Massage Lotion
Bu ürünü çok az kullanabildim. Kokusu bana dokundu nedense. Bu yüzden bir şey diyemiyorum. Ama seveni de var, sevmeyeni de!


Bunların dışında doğal yağlar kullananlar da var. Özellikle saf zeytinyağı eskilerin de tercihiymiş.
Siz neler kullandınız, faydasını gördünüz mü?


10 Şubat 2015 Salı

Doritos Gourmet Cheese&Pepper


Yoshi ile değişik lezzetler deneyip, bunları videoya alıyor ve Japonya'da Günlük Hayat kanalımda paylaşıyoruz.

Bu cipsi de yemiştik. Tabii ki sınırlı üretimdi. Hamilelik sebebi ile bu tarz videolara biraz ara verdik. Ama bu arada kanala Japonlara denettiğim Türk lezzetlerini ekliyorum :) İzliyorsunuz değil mi?

Japonya'da Günlük Hayat kanalım için buraya tık tık 

Kestane Şekeri ve Yoshi için buraya tık tık 



9 Şubat 2015 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #171

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi

instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.


Aynada kendimizi kontrol etmece :) 33. haftadan merhaba!


Yeni kitap geldi. 5 Gün Kala gerçekten akıcı bir kitap. Bu ara elimde bu var. Sonunu çok merak ediyorum şimdiden!


Ve 34. haftadan merhaba :) Bütün kış bere aradım kendime. Sonunda buldum bir tane :) Yoshi şapka ve bere çok seviyor bende ama ben pek yakıştıramıyorum kendime. Ama sanırım daha fazla bere almaya karar verdim :)

İşte böyle geçti bir hafta. İnstagramda fazla aktif değildim.

Umarım bu hafta da çooook güzel geçer.
Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 


Son videomuzu izlediniz mi?

7 Şubat 2015 Cumartesi

Kayınvalideden İnciler :)



Dün ailece yemeğe gittik. Yoshi'nin annesi ve babası bizi yemeğe çıkarttı desem daha doğru olur yani. Bütün gece sohbet ettik. Tabii ki gözde konu bebekti.
Bir ara konu gelin- kaynana ilişkisine geldi. Sadece Türklerde yok gelin-kaynana kapışması, Japonya'da da çok sert geçiyormuş. Muş diyorum çünkü maşallah 7,5 senedir biz anneyle bırakın yüksek sesi imada bile bulunmadık birbirimize.
Anne karakter olarak sakin, güleryüzlü ve açık görüşlü bir insan. En başından beri hem benim yaşımı hem de kültür farkını unutmadan yaklaştı bana. Hiç japonca konuşamazken bile ingilizce anlaşmaya çalışıyorduk. İlk zamanlar japonca anne ve babayı karıştırdığım için onlara türkçe anne ve baba diyordum. Sonra dili öğrendiğimde düzeltmek istedim ama buna karşı çıktılar. Hala anne ve baba diye sesleniyorum onlara.

Anne dün bütün gün karnımı okşadı. Bu arada anneye sordum 'sana nasıl seslenmesini istersin' diye. Yani japonca nene mi, türkçe babaanne mi diye. O da babaanne desin dedi :) Bunu duymak beni çok mutlu etti. Çünkü torunu türkçe konuştuğu için fırtınalar koparan japon babaanneler de biliyorum.
Gerçekten çok şanslıyım. Hem Yoshi hem de ailesi bir gün bile bana 'sen yabancısın' demeyi bırak imasında bile bulunmadılar.

Yabancı evliliklerde en önemli nokta aslında bu bence. Sen yabancısın sus, sen bilmezsin, sen anlamazsın tavrına girilirse eğer o evlilik ya uzun sürmez ya da çok fırtınalı geçer.

Tabii ben de hiçbir zaman yabancıyım diye özel ilgi ya da anlayış beklemedim. Tam tersi anlamaya, öğrenmeye ve onların kültürüne uyumlu olmaya çalışıyorum en başından beri. Aslında iki tarafında ortak emeği yani bizim bu ilişkimiz.

Neyse dün annenin kendine türkçe seslenmesini istemesi çok hoşuma gitti benim. Tabii son kararı bizim kız verecek Allah'ın izniyle. Hele bir gelsin, hele bir konuşsun :) Merakla beklemedeyiz yani!


6 Şubat 2015 Cuma

Masking Tape Nedir? ve DIY


Masking tape aşkım malum. Zaman zaman paylaşınca hep soruluyor bunları ne için kullanıyorsun, masking tape nedir vs gibi sorular. Ben de cevap olsun diye bir video çektim. Sonuna da sizin de yapabileceğiniz şeyler ekledim. Umarım hoşunuza gider.

Masking Tape?Deco Bant?  :  http://goo.gl/UJSgyF
Masking Tape:  http://goo.gl/kzwqch
Masking Tape #2 :  http://goo.gl/Hg996H
Masking Tape #3 :  http://goo.gl/AJd2Bf

Gezi deftlerim yazısı için buraya tık tık 
Gezi defterlerim #2 yazısı için buraya tık tık 

5 Şubat 2015 Perşembe

İrojiten Color Pencils


 Sonunda irojiten kuru boyalarıma kavuştum. Yıllardır gözüm vardı ama bir türlü karar veremiyordum. Çünkü fiyatları normal kuru boyalara göre biraz fazla. Bunlar sanatçı kalemi yerine geçiyor çünkü. Daha profesyoneller kullanıyor. Ben iddialı olmadığım için ne gerek var diyordum ama dayanamadım sonunda.



İrojiten 3 setten oluşuyor. Ben şimdilik 1 set aldım. Devamı da gelebilir açık kapı bırakıyorum burada :)

 1 set 30 renkten oluşuyor. Ve 10'lu setler halinde de kendi içinde 3'e ayrılıyor. Paketi aynı kitap gibi görünüyor. Biraz da buna vuruldum kabul :)




1. sette açık renkler (pastel tonlar) bulunuyor. Kalemlerin yapısında diğer kalem boyalara göre daha az wax kullanıldığı için ucu uzun dayanıyormuş. Sürekli açmaya gerek duymuyorsunuz yani.

Kapakta renklerin ismi ve kod numarası yazıyor. Bazı yerlerde tekli de satılıyormuş. Böylece biten bir renk olursa tek olarak satın alabilirsiniz. (Tabii bu Japonya için geçerli)


2 numaralı set daha canlı tonları barındıyor.


Ve benim bu set ile başlamama sebep olan koyu renkler :) Toprak tonları. Aşık olduğum renkler yani.


Bir dünya boyama yaptığım halde hiç açmaya gerek duymadım. Gerçekten hakkını veriyor yani.


Kuru boyalarım gelir gelmez internetten 'mandala' desenleri indirip boyadım. Kafa dağıtmaya, sakinleşmeye birebir kesinlikle. En sevdiğim desenlerden biri olan şal desenini, en sevdiğim renklerle birleştirdim. Siyahların üzerinden de çizim kalemimle geçtim. Resim bittiğinde mutlu, mesut ve sakin bir Sergül vardı.


Bu deseni de pastel renklerle boyuyorum. Bitmedi hala, çalışmaya devam :) Size de tavsiye ederim. Açın bir sakin müzik, alın boyalarınızı, desenlerinizi boyayın. İyi gelecek emin olun. Yaşınızın, cinsiyetinizin, mevkinizin hiçbir önemi yok. Kendiniz için ayıracağınız 5 dakika size, çevrenizdekilere ve evrene mutluluk olarak geri dönecek emin olun. Deneyin ne kaybedersiniz?


Not: Ben kalemleri Japonya'dan aldım. Türkiye'de var mı bilmiyorum. Ama online bazı sitelerden bulabilirsiniz. Tombow İrojiten diye aratmanız yeterli

4 Şubat 2015 Çarşamba

Ocak Ayı Favorilerim Kozmetik ve Diğer



Karşınızda Ocak ayı boyunca severek kullandığım, yediğim ve dinlediğim ürünler.

Önce kozmetikle başlayalım.

* Urban Decay Naked Palette

* Mac MSF Lightscape

*Tarte Amazonian Clay 12- hour Blush  - Mirage

*Clarins İnstant Light Natural Lip Perfector  04

*Shiseido water in lip

*Flormar waterproof lipliner no:219 (Teşekkürler Buket)

*Too Faced Better Than Sex mascara

*K- Palette Lasting Eyebrow 02

*Liese düzleştirici mist

*Emporio Armani - She

*Bath and Body Works Amber Blush

*Pembe fırça


Kozmetik Alışverişi blog yazım ve video için buraya tık tık 


Kozmetik Dışı

*Starbucks tumblr yazısı burada tık tık

* Nimm 2 (Teşekkürler Neşenur)

* Kayahan'ın en iyileri cd'si


Ve her zaman olduğu gibi bir de videosu var. Detaylı anlatım orada. İyi seyirler!





3 Şubat 2015 Salı

Karşınızda Yeni Aşkım


Bugün gittiğimiz karakter ürünleri satan mağazada çıktı karşıma. Serinin adı Sumikko Gurashi (köşede,kenarda yaşam gibi bir anlamı var)


Farklı karakterler var. Hepsi aynı evde yaşıyorlar. Çok tatlılar hepsi de.



Ama benim favorim kedi :) Allaaamm çok datluuu :)


Neredeyse bulduğum bütün ürünlerini alıp çıkıyordum ama ilk seferinden tüketmek istemedim.
Bir tükenmez kalem (ki yağ gibi yazıyor), bir basmalı kalem ve bir de not defteri seti ile kurtardım günü. Ama bir sonraki gidişimizde ne alacağımı şimdiden düşünmeye başladım bile :)

Nasıl yeni aşkım?