30 Kasım 2010 Salı

Ablalığımın 21. yılı

 Daha 4 yaşındayken ,kendi kendimin bile farkında değilken sen çıkıp geldin.Annemi,babamı ,ilgi odağı olmamı  aldın elimden.Çok kızdım sana ,çok kıskandım.Eve geldiğinde kocamandın 57 cm 4,900 gr doğmuştun.Tek başıma kucaklayamıyordum seni.Sessiz bir bebek olduğunu anlatırlar.Sanırım bu sebepledir ki seni ağlarken hatırlamıyorum.Nerde koysan orda bulurduk 'uslu' bebek sandık.Sonra annem farketti birşeyler yanlış dedi.Seray ve ben erkenden konuşmuş hatta koşturmuştuk.Sen yaşında olmana rağmen bir şeyler tersti.
               
 Sonra başladı koşturma annemi kaybettik diyebiliriz.Doktorlar,hocalar,kulaktan duyma ilaçlar her yola başvurduk.Doktorlar dedi ki yürümeyecek,konuşmayacak.Annem pes etmedi İstanbul'a gittiniz.Deniz-kum-güneş dedi doktor.90 gün sabahtan güneş batana kadar denize giderdik.İlk ayağını o sene denizde oynattın.Sonra emeklemeye,yürümeye başladın.Çok yavaş yürürdün,dış görünüşün farklı olduğu için dikkat çekerdin.Küçükken parka gitmekten nefret ederdim(k).Ne zaman parka gitsek çocuklar hatta anneler sana laf söylerdi.Beni dinlemezsen bak böyle olursun derlerdi.Çocukları döverdik çünkü bizim gözümüzde sen farklı değildin seni farklı görenlerde bir sorun vardı.Ama annelere ne yapabilirdik ki?
Ailemizde ve akrabalarımızda yeni 'farklı' gören olmadı hiç.Arkadaş ortamlarımıza bizden önce seni sokardık.Herşeyi birlikte yaşadık.Sevgililer bile senin onayından geçerdi :) seni önemsemeyen erkek bizim için nasıl uygun olsundu ki :) Allah'tan Yoshi onayı aldı :)
Daha çok şey var söylemek,anlatmak,paylaşmak istediğim ama yazdıkça saçmalıyorum gibime geliyor.Siliyorum,yazıyorum bilmiyorum işte.

Bugün senin doğum günün ,pabucumu dama attığın gün !
Çok zor zamanlar geçiriyorsun.21 yıllık bedenin içinde bir çok kadını bir arada tutmaya çalışıyorsun.
6 yaşında uyanıyor,18 yaşında giyiniyor,10 yaşında düşünüyor,21 yaşında aşık oluyor,3 yaşında inat ediyor ve her yaşın zorluğuna dayanamayıp her yaşta isyan ediyorsun.
Kadın olmak her yaşta başlı başına olayken ,sen kadınlarınla savaş veriyorsun.
Ablacım geçecek demek isterdim.Geçsin ,bitsin isterdim.
Hayat bu sen bu dünyaya gelmiş meleklerden birisin,sınavın zor çok zor ama iyi ki bizi seçtin.
Sensiz ben bugünkü ben OLMAZDIM.
Seni çok özlüyorum ,Seni çok seviyorum,yazın gelmesini iple çekiyorum ve senin de şafak saydığını biliyorum.

İyi ki doğdun Zillim !!
İyi ki varsın !

Doğum günün kutlu olsun !

Sağlıklı,mutlu,huzurlu ve bol aşklı bir yaş ve ömür diliyorum bebeğim !

not:bu satırları okuyamıyorsun ama hissedeceksin biliyorum :)

27 Kasım 2010 Cumartesi

Serrose Nerelerde?


Facebookta buradan buyrun.Serrose Japonbalik :)

Facebookta bir de grup açtım bir süredir ilgilenemiyorum videolar ve fotoğraf ekliyorum Yolunneresindeyim-Serrose

Twitterı azıcık kullanıyorum o da burada Serrosee

Instagramı kullanmaya başladıktan sonra orada paylaştığım fotoğraflar için Tumblr açtım. o da burada 

Hmm şimdilik aklıma gelenler buradan.

hadi bulun beni :)

25 Kasım 2010 Perşembe

Can Ne Çeker?








İşte benim listem aşağı yukarı hep budur.Yeşil erik eklenir bu listeye nisanda.

Kıymetini bilin şekerler afiyet bal şeker olsun :)

23 Kasım 2010 Salı

Aşkımın Sürprizi

 Efendim söylemesi ayıp balık çook yeteneklidir.Yaptığı her şeyi özenerek yapar ve eline çok yakıştırır.Aslında bu biraz japonya'nın eğitim sistemleri ve japonların karakterleri ile de alakalı.Bu çok kıskandığım bir durum.Çünkü ben sabırsızımdır yaptığım şey çabucak bitsin isterken elime yüzüme bulaştırırım.
 Ama balık (japonlar) öyle değil yavaş yavaş ,özene bezene yaparlar.Neyse benim yetenekli kocanın resme de yeteneği var.3 yıl önce başlamıştı bu resme.Gıcık sonra hiç eline almadı yarım kalmıştı.
 Türkiye tatiline geldiğimde bitirmiş sürpriz yapmış bana :)
Bu tekniğin bir adı var mı bilmiyorum.Ama dolmakalem ile nokta nokta yapılıyor.
İşte bu fotoğraftan yola çıkılmıştır :)

Teşekkür ederim aşkım

Ellerine sağlık :)

20 Kasım 2010 Cumartesi

Bayram Ettim

 Bu zarftan ne çıkarsa beni havalara uçurur ?

Hehehe Topkek
Şıp sevdi
Veeee ıce alman şekeri :)
Bu şekeri ben çok severim.Eniştemin kardeşi ya da teyzesi getirirdi (bize değil) kimse sevmediğinden bana kalırdı :) Çok nadir yeme şansım olurdu.Türkiye'de ya da Japonya'da satılmıyor.Burada ithal ürünler satan yerlerde aradım hep yok yok yok.
Bu yaz Şirince'de biraz büyülü bir an yaşadık bu şekerle ilgili :)
Sonrasında Tekirdağ'lı dost söz verdi yollayacağına ve sözünü tuttu ta-daaaaa ilk defa bu kadar çok ice şekerim oldu!!!

Beni düşünen ,önemseyen ve seven dostlarım var !!!

Ne mutlu bana seviyorum -seviliyorum !

18 Kasım 2010 Perşembe

Japonya Hakkında 1

üç yıldır buradayım ve farkettim ki gün geçtikçe önceleri dikkatimi çeken şeyler,garipsediğim olaylar artık bana normal gelmeye başladı.
Hani artık yabancı gözüm köreldi gibi bu sebeple blogda yeni bir bölüm yazmaya karar verdim.Japonya'ya ilk geldiğim zamanlar çok garipsemiştim.

Japonya'da resmi evraklarda,normal yazışmalarda aklınıza gelebilecek her türlü evrakta SADECE siyah tükenmez kalem kullanılıyor.Bu konuda bir kanun yok ama kanun gibi benimsenmiş.
Kalem hastası olduğumu biliyorsunuz ilk geldiğim zamanlarda bir yerde (bak unutmuşum ) kalem lazım olmuştu bende var demiştim Yoshi'ye mavi yazdığını görünce olmaz bu dedi arabaya kadar gidip siyah tükenmez kalem alıp geldi.

Şimdilerde ben de siyah tükenmez taşıyorum artık :)

17 Kasım 2010 Çarşamba

Ne Değişti



Size bayram geldi bizde birşey değişmedi.Yılın en soğuk gecesiymiş bugün televizyon öyle dedi.
Seren yolladı bu kitabı bir süre mücadele ettim adı korkuttu beni ne bileyim üzülürüm sandım.
Dayanamadım bugün başladım.Bakalım üzülecek miyim?

Kanepe
Kitap
Koca
Karamel
Kakao (sıcak )

(ne çok K'larım varmış :)  )


Beni bekler
 ses vereyim istedim (Aydın Boysan'dan bıkanlar olmuş duydum )

Haa bu arada Bıkma yaşa bitti yazıdan sonra 5 kere daha tiyatro,evcil hayvan meselesi çıktı.Bunaltıcı tekrarlar kurulmuş olsun diye kurulmuş cümleler bol bol vardı.Bana Aydın Boysan kitabı hediye alınırsa hakaret sayarım !

Hadi gittim iyi bayramlar olsun size !

13 Kasım 2010 Cumartesi

Aydın Boysan Bıkma Yaşa

                                  
Ben her doğum günümde kendime bir şey hediye ederim.Bu sene kendime Aydın Boysan /Bıkma Yaşa kitabını almıştım.Adından etkilendim  düşündüm ki yeni yaşında Bıkma Yaşa Sergül dedim.Aydın Boysan'ı Okan Bayülgen'in programlarında izlemiştim birkaç kez sohbeti falan eğlenceli diye düşünmüştüm.
Kitap bilgileri
Türkiye İş bankası yayınları
209 sayfa
12 liraya almıştım D&R dan

Arka Kapak der ki

'Aydın Boysan'ın 37. kitabı BIKMA YAŞA zeka ve neşenin keskinleştirdiği mizahla 89 yaşın hayat tecrübesini bir araya getiriyor.Dostlar ve anılar usta yazarın kalemiyle yeniden canlanıyor.Aydın Boysan okurlarını sadece geçmiş günlerde değil,yine dünyanın dört bir yanında dolaştırıyor.Sanat,mizah ve içki konusundaki sohbetle renklenen BIKMA YAŞA,Aydın Boysan'ın zaman ve evren konusundaki düşünceleriyle katı gerçeklere neşe katıyor... '


Gelelim benim fikirlerime henüz kitap bitmedi 172 sayfadayım ama kitap beni bıktırdı.Yani yarım bırakma huyum olsa en başta bırakacaktım.Bu kitabı Tokyo gezimizde yanıma almıştım okur bitiririm diye ama ne mümkün.Kitap bana annemin eniştesini hatırlatıyor bir söylediğini 154789213316 kez daha söyler.Çocukluğumdan beri askerliğini dinlerim kendisi 85-86 yaşında olmalı.B kitapta aynı verilen bir örnek defalarca tekrar ediliyor.Bu tekrarlar beni bezdirdi.Kitabı her elime aldığımda en fazla 3 sayfa okuyabiliyorum.Kitabın başındakileri not almadım.Son okuduklarımı not aldım.İşte size fotoğraflar...

Kırmızı oklarla gösterdiğim cümlelerin nesi farklı ? Ve gelelim beni asıl bıktıran tiyatro örneği yüzbinkez geçiyor kitapta  mavi okla gösterdim.
 Bir de evde hayvan besleme konusu var ki hemen her sayfada var.



 Kısa ! bir özet yazısı 4 sayfa sürüyor eğitim ve meslek hayatını anlatıyor uzun uzun ve sonra ne oluyor?
 Aynı detaylar karşımızda tekrar !
 aynı detaylar

Ve bu kitapta yaptığı gezilerden bolca bahsediyor Japonya gezisi de buna dahil.Aydın Boysan'ın gözünden Balık pazarı 

*Çok uzun girizgahlar yapıyor sonra konu pat diye alakasız bir şekilde bitiyor madem neden o kadar detay verdin?

*Kendini tekrarlayan olaylar,alıntılar,örnekler bıktırıcı derecede bulunuyor

*Mesela alkolü anlatıyor sonra durun size bir sarhoş fıkrası anlatayım diyor sonra sayfalarca sarhoş fıkrası okuyorsunuz sonra da mizah dozunda olmalıdır diye ders veriyor .

Aydın Boysan'ın diğer kitaplarını okumadım ve bundan sonra da okumayı düşünmüyorum.Okuyan beğenen herkese saygım var.Ama benim için 89 yaşında tonton bir dede.

Tavsiye eder misin derseniz ben karışmam fotoğraflara iyice bakın derim :)

Bir de benim için dua edin son 37 sayfam kaldı SABIR SABIR SABIR


12 Kasım 2010 Cuma

Asakusa

 Tokyo gezimizin son günü Asakusa'ya gittik.Böylece Tokyo'da ilk ve tek tapınak ziyaretimizi yapmış olduk.Sözlüklerin birinde Asakusa için Japonya'nın Sultanahmet'i demişler :) pek  güldüm ama doğru sayılabilir.Her daim çok kalabalık ve her milletten insan var.Tapınağa giden yolda küçük küçük dükkanlar var.'Nakamise' deniyor dükkanlara 90 adet olduğu yazıyordu gezi broşüründe.Bu tarafa yolu düşenlere tavsiyem hemen gördüğünüzü almayın tapınağa kadar gidin  çünkü aynı ürünleri daha ucuza bulabilirsiniz.
 Ben her zaman ki gibi kartpostal ve magnet aldım :) Alışveriş yaptığım dükkanda neneler çalışıyordu çok kibar ve güleryüzlülerdi bana origamiden yapılmış turna kuşu hediye ettiler.
 Tapınağa yaklaştıkça yiyecek satan dükkanlar başladı.
 İşte karşınızda 'Sensoji Temple' Tokyo'daki en eski tapınak.628 yılında yapılmış.Kapısında bulunan büyük simgesi ile meşhur bir.

İşte kapıda bulunan simge!
Tokyo gezisi şimdilik burada bitti.
Umarım gelecek seferi çok beklemem :)

Not:Programdan sonra çok güzel geri dönüşler aldım.Vakit ayıran ,yorum yazan,mail atan kısaca ses veren herkese çok teşekkür ederim.

9 Kasım 2010 Salı

Bir Çılgınlık Yaptım







Ups Okan Bayülgen Muhabbet Kralını aradım :o


Telefon baglanana kadar kalp krizi geçireceğim sandım

Ne dicem ben yaaa diye düşündüm.

ve Ölmeden Önce yapılacaklar listemden bir madde silindi Okan Bayülgen bana 'harikulade' dedi :)

Facebooktan 300 kişi ekledi bir o kadar da mesaj geldi.

Evet Sergül Kato benim :)

Çook mutluyum çook

Şimdi Okan Bayülgen ile son bir madde kaldı programına katılmak :) seyirci olarak tabii ki

Evren teşekkür ederim :)

Bundan baska video bulamadim

6. part 08:10 itibaren 7 . partin basina kadar  ;)



8 Kasım 2010 Pazartesi

Pazartesi Nasıl Güzelleşir?

Ben çalışmadığım için bana her gün aynı bir kriz falan yaşamıyorum yani.Ama yine de yeni bir haftaya başlama gerginliği oluyor bende de.İşte bugünü güzel yapan gene Seren oldu.
Pul merakımı bilen çılgın bana 2010 yılı özel pullarından bahsetmişti.Bana almak istediğini ama bulamadığını söylemişti.
Kandırıkçıııııı :) ya da sonrasında buldu bilemem!
Sonuçta 2010 Japon yılı pullarım oldu benim!!
Biz bayıldık balıkla.
Çoook teşekkür ederim bebek !
* Sanırım  10 adet pul çıkmış.
5 adet 80 kuruş
5 adet 110 kuruş

Her bir pul ayrı bir geleneği yansıtmış
80 kuruşluk pullar

*Ritsurin bahçesi 
*Geleneksel Japon dansı
*Geleneksel Japon halk dansı
*Tokyo'nun akşam görüntüsü ve Fuji dağı
*Noh tiyatrosu

110 kuruşluk pullar

*Kabuto samuray savaş başlığı
*Fuji dağı
*Kokeshi bebekleri
*Ertuğrul Fırkateyni
*Sushi

Tekrar teşekkür ederim bebeğim ;)

not:zarftan çıkan diğer süprüz beni ağlattı gıcık ! seviyorum seni :)

7 Kasım 2010 Pazar

Baksana Bi



Fotoğrafın yazacaklarımla hiç alakası yok bunu baştan söylüyeyim de!
Hani boş kalmasın diye ekledim.o ağlak ya da sinirli ya da ne bileyim nasıl bir anlam yükledinse işte o göz benim gözüm!

Bir blog var ben bu adamı şahsen tanıyorum tamam mıı :) (at havanı modu ) havamı atayım da sanki bana bir yazıcık mı yazdı !hıh o kadar poz atıyorum hani bir haraketim onda ampuller çaktırır mı diye :p

Şafak...kelimelerle oynamayı bilen tamam çok iyi bilen bir adam.Beni 'bile' bile diyorum dikkat et susturabilen bir adam.Bence kelimeler ona torpil yapıyor.

Bu adam yazılar yazıyor üzerine fıstık gibi kız resimleri ekliyor bi de bir şarkı ekliyor ki tam felç ol.Üstelik hangi duygunun seni felç ettiğini bileme.Toplu saldırı yapıyor

gözlerine
güvenine
kulaklarına
ve
kalbine

hangi duygun baskın çıkarsa!


Şimdi bir tık tık yap buraya

Hadi bakalım beğeniler buraya beğenmezsem diye düşündün demi yok öyle bir şey :)

6 Kasım 2010 Cumartesi

1 ödül 1 mim

 Ne çok olmuş ödül almayalı  :) ya da mimlenmeyeli.Bu araya Sevgili Oytun'la hayat son verdi.Ödül için çok teşekkür ederim.
Ödülü aldıktan sonra 15 arkadaşa yollamamız gerekiyor.

1-Kaf dağının ardından yazılar
2-Sed
3-İçimden geldiği gibi
4-fosinin hayalleri
5-Yelda
6-Daqueen
7-Ayça
8-Çantamın İçindekiler
9-Noni
10-Makyaj Çantam
11-Mine Tozanlıoğlu
12-Şu Bu O
13-Marjo
14-Ferulago
15-Mavianne


Gelelim mime.sevgili Mine Tozanlıoğlu 'ndan geldi.

Gözlerimi kapadım birazcık dolandım kitapların üzerinde ve Kimya Hatun çıktı şansıma.Kitabı kitapyurdundan almıştım.Kitabı okurken Mevlana'yı düşünmüştüm çokça.Ben de fazla iz bırakmamış olmalı ki başka diyecek birşey bulamıyorum.Ya da içinde bulunduğum an ile alakalı.55. sayfada 2 yarım 1 tam paragraf var.Paragraf uzun olduğundan bir cümle yazmayı tercih ederim.

''Beni bekleyen muhtemel sonu düşünmeye başlamıştım ki annemin önce gölgesi sonra da tıpkı melek gibi uzun endamı,açık duran kapıda göründü.''

Şimdi gelelim bu mimi kimlere yolladığıma

-Lalenin Bahçesi
-Leylak Dalı
-Kaf  dağının ardından yazılar


"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.

Mim Kuralları:

- Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.

- Mimin bozulması teklif dahi edilemez.

- Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.

- Karşılıklı mimlemeler yasaktır.

- Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.

- Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez."
 
 
Kolay gelsin :)

4 Kasım 2010 Perşembe

Garip

Tokyo'da kaldığımız otelin yanındaki otoparkın ücret tarifesi bizi çok güldürdü.
10 dakikası değil 15 dakikası değil 12 dakikası 200 yen (3,5 lira civarı )
Biz ücrete değil de (buraya göre de pahalı) 12 dakikaya fena taktık :)

*Bu kışın ilk gribi bünyeye girmiş bulunmaktadır.Her yanım ağrıyor ,burnum akıyor ara sıra ateş basıyor.

*Bildiğiniz depresyondayım 7/24 pijamalarımlayım
*Günlerdir evden dışarı çıkmıyorum.
*Bir ara çok ağladım şimdi mantıklı düşünme /mantığa oturtma aşamasındayım.
*Bilgisayara küstüm trip atıp açmadığım zamanlarda kitap okuyorum açtığımda ise facebook oyunlarında vakit öldürüyorum
*Önceleri uyuyamadım şimdi ise çok uyuyorum.

Kısacası mevsim dönüşlerine + beklenmedik olaylar eklendiğinde böyle felç olabiliyormuş hayatım.

Alışveriş
Arkadaşlar
Dondurma
Abur cubur
bile bu işten kurtulmaya çare olamıyormuş

ne var geriye ZAMAN...

dört gözle geçmesini bekliyorum.
Evet artık karar verdim normale dönmeyi seçiyorum.bu süreçte dua ,iyi dilek ,enerji herşey kabulümdür.

Not: Bu tarz yazılarımda hemen akla evliliğim geliyor.Hayır sorun yok hala dünyanın en iyi kocasına sahibim !