29 Şubat 2012 Çarşamba

Cemalnur Sargut



Aylar önce bu yazıyı tweetlemişti Cemalnur Sargut o günden beri her gün okuyorum.Benimle,hayata bakış açımla çok uyuştuğunu düşünüyorum.

O günden beridir Cemalnur Sargut kitapları okumak istiyorum.
Tavsiye alabilirim.Okuyan var mı aranızda?


Silgiden Stamp Yapımı



Silgiden stamp(mühür) yapıldığını ilk kez Japonya'da gördüm ben.Yeteneksiz olduğum için bunca zaman uzak durmuştum ama son zamanlarda kasabada yaşamanın verdiği depresyonla birlikte yeni arayışlara girdim.Geçen sene kasım/aralık ayında silgiden stamp yapma setini aldım.Ve 2-2,5 ay çekmecede bekledi o set.Elimi bile sürmedim :) Ta ki bu aya kadar.Ay başından beri evde denemeler yapıyoruz.Baktık ki evdeki aletler yeterli değil.İhtayacımız olan şeyleri aldık.Zaten 2 yazı önce izlemişsinizdir kırtasiye alışverişi videosunu :)
 Videoda net görülemeyen aletler gerçekten çok kullanışlı.
Bu da yaptığım stamplardan örnekler :)

Nasıl yapıldığı hakkında bir fikriniz olsun diye video çektim sizler için.Umarım hoşunuza gider.İyi seyirler.






Youtube'da eraser stamps diye aratırsanız çok güzel videolar çıkıyor karşınıza.

Google'da model aratmak için de eraser stamps ya da keshigomu hanko yazabilirsiniz.

Keshigomu japoncada silgi hanko mühür demek.

Normal silgilerden yapanlar da var.Ben hiç denemedim ama neden olmasın diye düşünüyorum.

Hadi bakalım boş durmak yok :) Mühürleyelim her yeri


28 Şubat 2012 Salı

5 Dakikada Makas Yeniliyoruz


Bizim evdeki makasların tamamı mavi renk daha önce paylaşmıştım belki hatırlayanlar vardır.Dün yeni aldığım masking tapeleri kullanıma açtım.

Makas yenilemek için ihtiyaç malzemesi

*Makas :p
*Desenli bantlar

Yapılışı-

Maskeleme bantlarını çeşitli uzunluklarda koparıp yapıştırdım :)
Mükemmel olmasını istemediğim için gelişigüzel kapladım.

Sonuçtan çok memnun kaldım.Hem eli acıtmıyor (daha önce de acıtmıyordu ama şimdi daha korunaklı oldu) hem de bakıp bakıp mutlu oluyorum.

E tabi bir de yaparken ki rahatlamak var ki en güzeli :)

5 dakikalık 'kendin yap' etkinliğimiz sona ermiştir.

Siz nasıl buldunuz?Güzel olmuş mu?

Kırtasiye Alışverişi




Yoshi'nin izin gününde kırtasiye alışverişi yaptık.Eve döner dönmez video çektim sizler için.

Umarım hoşunuza gider.

Kısa zamanda silgiden stamp yapımı videosu da gelecek :)

İyi seyirler


27 Şubat 2012 Pazartesi

Sea Walking



Sea Walking from Sergul Kato on Vimeo.



Bir süredir keyfim yok nedensiz.Hayır olsun diyelim! Filipinler yazısı taslakta öylece kaldı,yazasım yok şimdilik.

Sıralı olmayacak ama gezinin 2. gününde yaptığımız Sea walkingden fotoğraflar ve videolardan bir video yaptım..

Sea walking'den notlar :

Denizin altında 20 dakika kaldık

Başlık 40 kilo

Çok süper bir deneyim içinizdeki çocuk uyanıyor ve şımarıyorsunuz ister istemez


İyi seyirler :)

***********************

Diye yazmışım 14 şubat 2011'de bu video da silindiği için yeniden ekledim.Daha önce izlemiş olanlar bu postu görmezden gelebilir.

iyi seyirler :)


Uzun Yol Şaklabanı





Bu videoyu bloğu uzun süredir takip edenler bilir.Ama telif hakları yüzünden youtube'dan silmek zorunda kaldım.
Bu sebeple vimeo'ya ekledim.

İyi seyirler

Sırada Cebu videomuz var o da silindi çünkü :(

İyi seyirler :)

İnstagram ile Pazartesi #40








Geçen hafta instagram ile pazartesi yazısını yazmadığım için bugün 2 haftayı birlikte yazıyorum.

Karamel ile başlayalım belki özleyenler vardır :)
 Semerkant kitabını başucu kitabı yaptım.Uykudan önce okuyorum.Son günlerde hemen uyuduğum için(ki bu benim için anormal bir durum) pek okuyamadım.Ama güzel bir kitaba benziyor.

 Sıcak çikolata ve fotoğraflarımız :)
 Yoshi tam bir film hastası.Yüzlerce filmi var.Sevdiği filmlerin türkçe dvdlerini de alıyoruz.Armageddon filmini de Türkiye'den almıştık.Ben hiç izlememiştim geçenlerde izledik ve hüngür hüngür ağladım.Japonya'ya geldikten sonra filmlere,haberlere daha çok ağlar oldum.Acaba bu yaş ile ilgili bir şey mi yoksa uzakta yaşamanın etkisi mi bilmiyorum.
 Hamanako gölünden bir fotoğraf :) Kuşu yakaladığıma çok sevindim.

 Yemek yapmaya üşendiğimiz için sushi yedik.Bu Yoshi'nin paketi :) Ne nedir bilmem sormayın :)



 3,5 yıldır blog yazıyorum ve ilk aşk mailimi aldım :) Ama yazan kişi ya beni tanımıyor,ya okuduklarını anlamıyor ya da yanlış bloggera yolladı :) Yoshi'ye de çevirdim çok eğlendik :) Bu bloğun 2-3 yazısını okusanız bütün cevaplar vardır içerisinde :)
 Gölün kıyısında bir sörf dükkanı :)

Mesela aylarca türkçe yazmayın.Yazı yazmayı unutmazsınız ama japonca birkaç gün içinde bile unutulabiliyor.Ben de kendi çapımda unutmamak için ders çalışıyorum dönem dönem.Bu işi daha zevkli hala getirebilmek için renkli kağıtlar,kalemler kullanıyorum :)





Ve bugünün bonusu pazartesi kahvaltısı 5 saniyelik 1 video :)

İyi seyirler





İşte böyle geçmiş bir hafta.
Daha fazla fotoğraf için buraya tık tık 
Keyifli bir hafta diliyorum herkes için :)




Family Mart





2011 nisan ayında çekilmiş ve eklenmemiş bir video buldum.Sizinle paylaşmak istedim.

Sakura ağaçlarını görmeye giderken mola yerinde yiyecek ve içecek almıştık.

Videoyu korkuyla çekmiştim.Çünkü elimde kamera ile girince dükkana elemanlar suratıma çok pis baktılar :)
Her an biri gelecek arkamdan korkusu ile hızlıca çektim.

Belki bir fikir verir.

Bu sefer videoyu Yoshi'nin kanalına ekledik.Onu youtube kanalından takibe almak için buraya tık tık 


İyi seyirler :=)

26 Şubat 2012 Pazar

Tükettim #7


Benden sürekli almayacağım ve tükettim yazısı bekleyenler var :) Almayacağım yazısı şimdilik aklıma gelmiyor ama buyrun bugün tükettim yazısı.

1-Beauty Formulas Hand&Nail Conditioning Lotion:Severek kullandım ve düzenli kullandığımda tırnaklarıma iyi geldi gerçekten.Türkiye'den almıştım.Denk gelirsem alabilirim bir daha.

2-Proactiv Renewing Cleanser:Proactiv setini severek kullandım ama dediğim gibi ara vermek istiyorum.Geriye bir tek gece kremi aldı.Şimdilik almayacağım.

3-Eos lip balm:Sevgili Shopping Mage sayesinde sahip olmuştum.Çok severek kullandım ve tekrar kullanmak isterim.

4-Kalyon tırnak sertleştirici:Çok bilinen bir marka zaten.Formülü değiştiği için çöpe gidiyor.Yarısından fazlasını kullanmışım.Bir daha alırım.

5-Emporio Armani She:Hem bitsin diye uğraştım hem de bittiğine üzüldüm.Parfüm stoğumu dilediğim sayıya düşürünce bir daha almayı düşünüyorum.

6-Lucidol designing pot:Benden çok Yoshi kullandı :) Bana kalsa bitmezdi.Çok şükür bitti.Yeni saç ürünleri de aldım e zaten evde olanlar da var.Bir daha almam yani :)Şimdilik!

7-Beauty Formulas Deep Cleansing Facial Wipes:Severek kullandım.Normal bir ürün.Bunu da Türkiye'den almıştım.Denk gelirsem alabilirim.


Ve geldik en zevkli kısma :) Bunların hepsi çöpe :)

Bana da nasip olur inşallah



Geçen sene eylül ayında yeni araba siparişini vermiştik.Mart ayındaki tsunamide birçok fabrika zarar görmüştü.Buna araba parçaları yapan fabrikalar da dahil.Biz ilk önce yukarıdaki Toyota Vellfire modelinde karar kılmıştık.8 kişilik araba ile seyahat planları falan da yapmıştık.Bisikletlerimizi koyup gezecektik güya.
Derken aniden evimizi aldık.Hem evin taksitleri hem de aracın taksitleri bizim gözümüzü biraz korkuttu.Daha doğrusu benim gözümü korkuttu.
Vellfire bize mart ayında teslim edilecekti.Yoshi'nin zorla kanına girip daha düşük bir model almaya ikna ettim.Gerçi bana kalsa eski arabamızla devam edecektik ya.Erkeklerle arabalar arasındaki bağ malum.
Yoshi restini çekti küçük arabalardan pek hoşlanmıyor da kendisi.Ya vellfire ya da Rav4  diye seçenekleri sundu bana.Ben de tabi ki Rav4'u seçtim.
5 şubatta aldık arabamızı bu yüzden o dönem sık gittik Nagoya'ya.

Bu arada Rav4'un işlemlerini de ekim ayında yaptık.Bizi şubata kadar beklettiler.Yani ülke aslında gerçekten zor durumda.Birçok sektör olumsuz anlamda etkilenmiş durumda.Japonya'daki tsunami ve üzerine Tayland'da olan yağışlar yüzünden birçok Japon firması zarar gördü.Bizim arabamız aslında ocak ayında tamamlanmış ama 1 ay Gps için parça beklemişler.





Malum benim hala ehliyetim yok Japonya'da.Gerçi sınavlara girmiyorum 1,5 yıldır.Hem çok istiyor hem de çok vazgeçmiş bir durumdayım yani.
Diyorum ki bu yeni araba inşallah bana da şans getirir.Ben de sürebilirim :)

Bu arada bizim Auris ile benim aramda çok duygusal bir bağ vardı.Ondan ayrıldığımıza çok üzüldüm.
Auris'i 2007'in eylül ayının ilk haftalarında almış Yoshi ben 20 eylül 2007'de ayak bastım Japonya'ya.
İşte böyle bir devir kapanmış gibi hissettim hatta biraz ağlamış olabilirim yalan yok :s


İyi niyet,dualarınızı alayım bu tarafa.
Kocacım kazasız belasız kullansın ve bana da bir ehliyet nasip olsun inşallah.

Amiin


25 Şubat 2012 Cumartesi

Gezi Defterlerim #2


Bu defteri daha önce gezi defterlerim yazısında görmüştünüz.Bu defteri Kurobe barajı ve Matsumoto kalesi gezimizde kullanmıştım.
Defter tam bitmemiş olduğundan geçen gün gittiğimiz Hamanako gölü anılarımı da aynı deftere yazmaya karar verdim.

Öncelikle çektiğimiz fotoğraflardan bazılarını yazıcıdan çıkardım.Gerisi renkli kalemler,bantlar,etiketlere kalmış.
Benim bu yaptığıma scrapbooking denilemez sanırım.Böyle bir soru gelmişti benim ki defter süsleme :) Scrapbooking daha planlı daha düzenli bir iş gibime geliyor.Tema belirle,renk belirle falan.Ama çok farklı da değil.Bilemedim şimdi.
Defteri bitirdikten sonra bir defterde bir çok başlık olması azıcık kafamı karıştırdı.
 Ne yapsam diye düşünürken aklıma Japonya'ya ilk geldiğimde aldığım bu etiketler aklıma geldi.Türkiye'de hiç görmedim belki vardır.Ben ilk geldiğimde japonca kitaplarımda kullanıyordum.Ne nerede bulmak çok kolay oluyordu.
Bu etiket çift taraflı etiket yani şöyle görülüyor


Etikete karşılıklı yazacağınız şeyi yazıp sayfanın en ucuna yapıştırıyorsunuz.Böylece etiket o konunun ayracı oluyor.
Umarım anlatabilmişimdir.

Son geziyi de ekledikten sonra hala boş sayfalar kaldı.Yani bir gezi anıları daha yazılacak bu deftere.
Sonra sıra yeni gezi defterinde :)

Sizlerden başlamak isteyenler vardı kimler yazdı bakalım gezi defteri?


24 Şubat 2012 Cuma

Ne Diyeceğimi Bilemiyorum


Aslında bugün başka bir şey yazacaktım bloga.Yeni yazı sayfasını açtığımda kapı çaldı.Gelen postacıydı.Beklediğim bir şey olmadığından merakla bekledim.Postacı kağıdı imzalatırken gördüm ismini.Çok şaşırdım.

Gelen paket henüz yüzyüze tanışmadığım birindendi.Annemin okul arkadaşından.Annem facebook üzerinde benim blogumun adresini paylaştığı günden beri yazışıyoruz Güner teyze ile.Hep yorumları ile beni yalnız bırakmıyor.
Bugün gelen postanın annemin yolladıklarından hiçbir farkı yok.Anne postası gibi aynı.Beni o kadar iyi tanımış ki.Şoktayım!

Blogun bana kazandırdığı güzel insan,Güner teyzecim bu paketin benim için önemini bilemezsin,suratımdaki gülümseyi tahmin bile edemezsin.
Bu dünyada senin gibi insanların var olduğunu bilmek çok güzel.
Yazın geldiğimde kesinlikle tanışıyor ve buluşuyoruz.Çok ama çok çok çok çok  teşekkür ederim.

Japonyadaki kızın Sergül :)

*Yoshi'nin traş kolonyası misss gibi kokuyor :)
*Atkıya bayıldım hemen kullanacağım :)


23 Şubat 2012 Perşembe

Kitap Alışverişi/Satranç

Bildiğiniz gibi geçen sene kitap almayacağım kararlarım vardı.Bu sene de elimden geldiğince evdeki stoğu eritmeye çalışacağım ama arada kaçamaklarım olabilir.Bu sefer ki bahanem Okan Bayülgen.

Programlarından birinde Satranç adlı kitaptan bahsedince çok merak ettim.Hemen o gün satın aldım ve 5 gün sonra elimdeydi paket.Japon postasını çok seviyorum.

Paket 19 şubatta elime ulaştı.Hemen elime aldım kitabı ve çok keyifli 2 saat geçirdim.Kitap 72 sayfa civarındaydı sanırım.Uzun öykü türünde.Uzun zamandır böyle akıp giden bir kitap okumamıştım.Özlemişim bu duyguyu.
Öykü gemi yolcuğu ve satranç üzerinden ilerliyor.Satranç öğrenmeyi hep ertelemiş biri olarak bu isteğim kabardı yeniden.Ben çok severek okudum ama herkesin sevebileceği bir kitap olduğunu düşünmüyorum.Üzerine birkaç yorum daha okuyup karar verin derim ben.

Okan Bayülgen'in programlarında bahsetmiş olduğu kitaplara önem veren biriyim ben.(Onu takip etmek moda olmadan önce de böyle düşünüyordum.Şimdilerde adı üzerinden yapılmaya çalışan prim hiç hoşuma gitmiyor)Daha önce de Boyalı Kuş kitabını ondan duyup,okumuştum.Bundan sonra duyacağım kitap adını merakla bekliyorum.


Bunlar da Satranç'a yol arkadaşlığı etmiş olanlar.Hepsi bir çırpıda okunsun,bitsin inşallah!

Can yayınlarından  bir hediye kitabı haketmiş olmalıyım :)

İyi okumalar

22 Şubat 2012 Çarşamba

HAMANAKO SAKUME


 Hamanako Sakume istasyonu ilk defa televizyonda görmüştük.Buraya gitmeliyiz demiştik ama onu de ertelemiştik.Burayı yılda 20-25 kere televizyona çıkaran özellik uçuşmakta olan martılar.
 Bu istasyon Hamanako gölüne kıyısında görüldüğü gibi.Hava soğuk olduğunda daha çok kuş oluyormuş.Tam tren geldiğinde süper bir görüntü çıkıyor ortaya.Fotoğraftaki siyah mantolu amca hergün yem veriyor kuşlara.Martılar o kadar alışmış ki amcanın elinden alıyorlar ekmekleri.
Biz ilk önce istasyona gittik ve kuşlar yoktu.Şansımız yok diye düşündük ve açıkçası üzüldüm.Sonra başka bir yere gittik oradan dönüş yolunda hadi bir daha bakalım dediğimizde görebildik kuşları.
Gerisi suratımda kocaman bir gülümseme :)
Gitmek istediğim yerler listesinden bir yer daha silindiği için mutluyum :)

Bu da istasyonun dış görüntüsü.





Bir de video çektik :)

İyi seyirler.

21 Şubat 2012 Salı

Hamanako Gölü



Dün uzun bir aradan sonra biraz arabayla gezdik.İstikamet Hamanako gölüydü.Bu gölün üzerinden defalarca geçmiş olmamıza rağmen çevresini gezip,görmeye fırsatımız olmamıştı.Şu ortada duran yapıyı ilk defa yaşadığım şehre gelirken görmüş ve buraya gitmek istiyorum demiştim.Yukarıda görülen köprü bizim Nagoya'ya giderken kullandığımız yol.Yani onlarca kere gördüm bu yapıyı.
 Bu yapının adı TORİİ Şintoizm tapınaklarının ana giriş kapısı.Yoshi'nin anlattığına göre bu yapını yakınlarında Şintoizm tapınağı bulunduğu halde din ile alakası yokmuş.Yerel halk gölü daha çekici hala getirebilmek için torii inşa edilmesini talep etmiş belediyeden.Belediye torii inşa etmek dini işlere karışmak gibi olduğundan belediyeden bütçe veremeyeceğini açıklamış.Ve eklemiş eğer şeklini biraz değiştirirsek belediye bunu karşılar.Ve kabul edilmiş toriiye benzer bir torii yapmışlar :)
Ben farkı nedir anlamadım açıkçası.Blogda daha önce Sakuragaike tapınağının toriisini paylaşmıştım.Karşılaştrmak isterseniz buraya tık tık.

Güneş olmasına rağmen hava çok soğuktu.Gittik,fotoğrafladık,biraz yürüyüş yaptık artık döneceğiz sanırken.Hadi yürü sana sürprizim var dedi Yoshi.
Ama ama çok soğuk dediysem de beklediğimize değecek dedi.Ben önce ne olduğunu anlamasam da sonra hemen anladım.
Güneşin batışını fotoğraflayacaktık iyi de daha 1,30 saat vardı.
1 saat arabada dinlendik.

Veeeee

Güneşin batışını an be an görüntüledik.Ellerimiz,yüzümüz dondu ama alttaki fotoğraf için kesinlikle değdi.

Canım kocamın ellerine sağlık.Bayıldım ben bu fotoğrafa.
 Sonra güneş gitti ve biz de evimize doğru yola çıktık.





20 Şubat 2012 Pazartesi

Gel Yeniden Tanışalım



Bu blogun ilk yazı 'merhaba ben Sergül ..... tarzında değildir.
Aslında bu blogda böyle bir yazı yok.
Bu sebeple 3,5 sonra gel yeniden tanışalım diye düşündüm.

Öncelikle mailleri ile mesajları ile günümü aydınlatan herkese teşekkür ederim.
Yalnız olmadığımı bilmek güzel.
***

Bu blog benim kişisel günlüğümdür.
Dolayısı ile benim hayatımı okuyorsunuz.
Kendi çektiğim fotoğrafları (nadiren alıntı yapıyorum)
Kendi videolarımı izliyorsunuz.
Paylaşmak istediğim,hatırlamak istediğim kadarını yazıyorum buraya.
Ben buradan ibaret olmadığım gibi buradan farklı da değilim.

Bu blogun amacı size Japonya'yı tanıtmak değil.
Çünkü ben bir rehber değilim.
Japonya üzerinden prim yapmaya çalışan biri hiç değilim.
Amaç bu olsa her gün anime,Jpop,Tokyo,Japan street yazıları yazarım inanın daha fazla okunur.
Siz benim Japonyamı okuyorsunuz.
Benim gördüğüm tabelayı görüyor,
benim karşıma çıkmış bir mahalle tapınağına bakıyorsunuz.
Bir gezi rehberinde göremeyeceğiniz detayları,gelip belki de göremeyeceğiniz yerleri görüyorsunuz.
Ben bloga yazmak için gezmiyorum,gezdiğim için bloga yazıyorum.
Bunun ayrımına varırsanız bu blogun şifresini çözmüş olursunuz.

Blogumun adı Yolun Neresindeyim?
Birden kendimi Japonya'da buldugum için bu soruyu sormuştum kendime.
Hala daha aynı soruyu sorarım kendime.
Bu yüzden blog adımı çok seviyorum.
Çünkü blogumun içeriği ile de çok uyumlu.
Bu blog yolda olma hali gibi.
Benim hayat yolum!

Yolda olduğunuzu düşünün
nasıl ki
kitapçının yanında ev
evin yanında restoran
restoranın yanında tapınak
tapınagın yanında park
falan varsa bu blogda aynen bunu içerir.

Gezi blogu,yemek blogu,Japonya blogu değildir!!!

Ve ben istediğim sürece yazmaya devam edeceğim bu zamana kadar olduğu gibi.

Amacım kimseye bilmişlik taslamak,bakın bakın ben neler yapıyorum demek değil.
Hayatımda sizi çeken bir şey varsa buyrun okuyun ama fesatlık bürümüşse her yanınızı çıkın gidin.
Karar sizin!

Ben canımın istediği kadar buradayım!
Beni yalnız bırakmayanlara teşekkür ederim.

Bu yazıdan sonra eski düzende devam ediyoruz.
Yukarıdaki fotoğrafı bugün çekti Yoshi
Ah çok güzel bir yerdi.
En kısa sürede size de göstereceğim orayı :)



edit: Yazılarımı çalan blog bir çoğunu sildi devamını silip silmediğini kontrol etmek gelmiyor içimden.



19 Şubat 2012 Pazar

Pire icin yorgan yakabilirim



Eger mailime google alerts`in haberi dusmeseydi bilmeyecektim.

100 e yakin yazim calinmis.

baska bir sitede kedimin,annemin,evimin,kitaplarimin kisacasi hayatimin fotograflarini gormek midemi bulandirdi.

Dunyanin bu kadar kotu bir yer,insanlarin bu kadar kotu oldugunu dusunmek istemedikce hayat bana yanlis insanlar gonderiyor.

Sevdigim,guvendigim insanlar bana yalan soyluyor.Tanimadigim insanlar yazilarimi,fotograflarimi caliyor.

Bu mudur yani?

Buraya mi geldi dunya.

Bircogunun icini fesatlik,hainlik burumus.

Blogger olmayi takipci sayisina baglayanlar var.

Sende gordugu fikri kendi fikriymis gibi anlatanlar var.

Bunlar gercek hayatta da var tabi.

Ben blogu en basta kendim icin actim.

3.5 yilin sonunda da ayni seyi soyluyorum.Bu blogu kendime actim,kimse okumasa umurum olmaz.Ben okuyorum.

Rakamlarin benim icin hicbir onemi yok.

3.5 yilda hickimseye gidip ben geldim hadi sen de bana gel demedim.

Ya da sen beni takip et ben de seni takip ederim demedim.

Kimsenin bloguna adimla ya da adsiz kotu yorum birakmadim.

Cok sukur fazla adsiz yorum da almadim.

Ara ara adsiz yorumlar aldim.

Kisiligime,esime,hayatima laf atanlar.

Kendimi ovmek gibi bir ozelligim olmadigi halde sen Japonya`da olmasan seni kimse okumaz diyen bile oldu.


Butun bunlar kucuk kucuk birikti ve midem bulandi.

Ozellikle Turkiye`de blog yazmak bir moda haline getirildiginden beri buralarin tadi kacti.

Dun blog acip bugun 1464654564 takipci istiyorlar.

Bunun icin yapmadiklari sey yok desem yeri.


Yani benim tadim cok kacti.

Biraz susayim ben.

Bakalim neler olacak

Bu yazim da calinir belki ha ne dersiniz.

Yazi yorumlara kapali

18 Şubat 2012 Cumartesi

Kitap Ayracı Yapalım Mı?

 Wild Olive bloğunda gördüğüm bu projeyi hemen gerçekleştirdim.
*Araç-gereç listesi
1-ayraç yapmak istediğiniz desen (dergilerden kesilip de yapılabilir)
2-Makas
3-Yapıştırıcı
4-İnce magnet (ben reklam için verilen bir magneti kestim)

Öncelikle Wild Olive'in verdiği desenleri yazıcıdan çıkardım.Normal bir kağıda çıkardığım için biraz ince oldu.Bir daha ki kırtasiye alışverişimde daha kalın bir kağıt almayı düşünüyorum.

Beğendiğim desenleri dikkatlice kestim.Magneti de desenin boyutuna göre kestim ve yapıştırıc ile yapıştırdım.
Ve kullanıma hazır 2 adet el emeği kitap ayracım.
Dediğim gibi daha kalın kağıtlarla ya da dergilerden kesilmiş desenlerle daha güzel sonuçlar alınabilir.Ya da normal kağıda bastığınız desenleri ince bir kartona yapıştırıp kağıdı destekleyebilirsiniz.Ben uğraşmak istemedim açıkçası.


Umarım size bir faydası olur.Bence keyifli bir haftasonu etkinliği olabilir.Açın dergileri derim ben.

Kolay gelsin :)

Bu projeyi aldığım sayfa Wild Olive'in sayfası 


17 Şubat 2012 Cuma

Kitaplık Düzenim


Bugün size kitaplık düzenimi göstermek istedim.Bu sistemi 13-14 yaşımdan beri uyguluyorum.Çok rahat ediyorum.Okuduklarım ve okumadıklarım diye ayırarak.
Sizin kitaplık düzeniniz nasıl?





16 Şubat 2012 Perşembe

Masking Tape #3


Geçen hafta aldığım kitaplardan biri Masking tape firmasının çıkarmış olduğu bu katalog/kitabı da aldım.Masking tape belirli dönemlerde çıkarıyormuş.Ben ilk defa karşılaştım.
Kitabın içerisinde masking tapeleri nasıl kullanabileceğiniz,neler yapabileceğiniz anlatılmış fotoğraflarla.Yarısından çoğunda ise tüm ürünlerini listelemişler.Kitaptan büyük beklentilerim vardı ama pek sarmadı açıkçası beni.
Bu setin tek iyi yanı özel üretilmiş,satışa sunulmayan bu iki modele sahip olabilmek oldu.

Bugün biraz kullandım yeni bantlarımı.Burada anlattığım Tokyo gezi defterimin 2. kısmına başlangıç sayfası hazırladım.Henüz ortalarda Tokyo gezisi ihtimali yok ama aniden gitmeye karar verirsek defterim hazır :)

Masking tape #2 yazısı için buraya tık tık
Gezi defterlerim yazısı için buraya tık tık


15 Şubat 2012 Çarşamba

Sevgililer Günü



Japonya'da Sevgililer gününde kızlar sevdikleri arkadaşlarına veya hoşlandıkları erkeklere çikolata hediye ediyorlar.Genelde el yapımı çikolatalar yapılıyor.Yani bizdeki gibi güller,kalpler pek yok ortada.İlk sene beni çok şaşırtsa da bu durum sahte romantikliği ortadan kaldırdığı için mutlu etti beni.
Aman her yer kalp,kırmızı,gül bögggh diyenlerden olmadığım gibi aman aman sevgililer günü en güzel gün diyenlerden de değilim.
Bizim evde ne çok sevinçle kutlanır ne de görmezden gelinir.
Bu çikolata Yoshi'nin elemanları tarafından hediye edilmiş.Yoshi'de White Day yani 14 martta bir paket çikolata alıp götürecek dükkana.
Evet Japonya'da bir de White Day (beyaz gün) var.14 martta kutlanıyor.Bu sefer erkekler kadınlara hediye alıyor.
Burada birçok seçenek var.
Diyelim bir erkek sevgililer gününde 15 çikolata aldı bu durumda 15 tane geri vermek durumunda.
Ya da sadece hoşlandığı kıza geri verecek.
Şeker ya da kurabiye alınıyormuş genelde.

Mesela bir erkekten hoşlanıyorsunuz ama açılamıyorsunuz.Bu durumda el emeği bir çikolata yapıp Sevgililer gunünde erkeğe verebilir cevabını white dayde bekleyebilirsiniz.Hediyenize karşılık gelmezse anlarsınız size duyguları olmadığını.


Ben Yoshi'ye çikolata almadım ama o eli boş gelmemiş.Bu pasta takliti yapan dondurmayı almış.
Yemekten sonra afiyetle yedik.
Böylece kutlamış olduk sevgililer günümüzü :)


14 Şubat 2012 Salı

Sergül'ün Çeyizi



Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi seven bir annenin kızı olduğum için bizim evimizden fotoğraf makinesi hiç eksik olmadı.Bu özellik ablama da bana da bulaşmıştır.Ablamın da güzel bir koleksiyonu vardır.Ailemizde fotoğrafçı ya da çok fazla fotoğraf bilgisine sahip kimseler yoktur.Bizim ki anı ölümsüzleştirmek sadece.Son zamanlarda ciddi ciddi kursa gitmeyi düşünüyorum.En kısa zamanda giderim inşallah.
Bana en çok sorulan sorulardan biri kameranın modeli ne?Tek tek aynı maillere cevap vermekten çok yoruldum
Buyrun toplu gösterim diyorum.Videoda da belirttiğim gibi hepsi bir anda alınmamıştır.Hediye seçme hakkım olduğunda bu yönde kullandım tercihimi.
Bir de Japonya'da kameralar ucuz mu?Bana alır mısın sorularına cevaplarım ise.
Diğer ülkelere göre daha ucuz olabilir ama şuanda yen çok yüksek olduğu için aradaki fark kapandı gibi bir şey.Özellikle yeni modellerde fark yok gibi bir şey.Eski modelleri ucuza bulmanız mümkün tabi şanslıysanız.
Bir de kimseye elektronik ürün alıp yollamıyorum.Sorumluluk almak istemiyorum.
Umarım bazılarına cevap olmuştur.
Şimdi videoya buyrun.
İyi seyirler




Adı geçen kameralar

1-Panasonic HDC-TM60
2-Casio Exilim EX-S10
3-Nikon D90
4-Pentax K-r
5-Pentax Optio W90
6-Lomography Mini Diana Love is in the air
7-Fuji Film insant camera 7s
8-Polaroid 780


13 Şubat 2012 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #39

 Yaşadığımız şehirde Starbucks olmadığı için uzun süredir gidemiyorduk.Geçenlerde gittiğimiz alışverişmerkezinde olunca hemen attık kendimizi.
 Uzun süredir çizim kitapları ve maasking tape'in özel dizayn bantından arıyordum.Malesef bunlarda yaşadığım şehirde yok.Ne varsa büyük kitapçılarda var yani :(
 Japonya'da zorlandığım şeylerden biri kahvaltıları olmuştu.Yukarıdaki tepsiye ızgara balık ve mini turşular ekleyin alın size klasik Japon kahvaltısı.Sabah sabah bunlar mı yeni diye çemkirirdim Yoshi'ye.Artık severek yiyorum.Yani yukarıdaki fotoğraf benim kahvaltı sofram :) Dağ sebzeli pilav,miso çorbası ve yeşil çay.
 Bir eve kütüphane ve kedi çok yakışıyor.
 Nagoya'ya giderken deniz kenarından gittik.Bize iyi geldi bu manzara özlemişiz.Ada ülkesinde yaşamamıza rağmen denizi görmüyoruz hiç.Çünkü Japonya'da şehirler iç kesimlere kurulmuş,tsunami yüzünden.Deniz kenarları genelde bir hiçlikten ibaret :( Bu anlamda Kobe şehri en güzel şehir Japonya'da(benim bulunduğum) Ah ah ah diyorum
 Bir Japon yemeği restoranında benim seçtiğim yemekler.Beyaz pilav,miso çorbası,tenpura(bal kabağı,biber,soğan,tatlı patates) ve turşu.Mmm bunları görmeye dayanamazken şimdi çok seviyorum :)
 Marketlerde sevgililer günü ürünleri çıktı.Bu güzel de onlardan biriydi.Markette burun kıvırmıştım,Yoshi atmıştı sepete ama hepsini ben yedim :) Yoshi'ye bitirdiğimi söylemeyin :)
 Biri Türkiye'ye geliş-gidiş biletime sponsor olsa çay,simit,kitap,dergi param hazır gördüğünüz gibi :)
 İşte yukarıdaki kitaplardan birinden öğrenmeye çalıştıklarım :) Çok yeniyim ama öğrenmek istiyorum.Her gün azıcık çizmeye çalışacağım.
 Pazar günü böyle geçti :) Olasılıksız'a gelen yorumlar beni daha da meraklandırıyor.261. sayfadayım bakalım neler olacak.
Ve aynı kızın Lamy'lerle çizilmiş hali :) Çizim yapmayı kalemlerimle daha çok vakit geçirebilmek için istediğim doğrudur :)

İşte böyle geçmiş bir hafta.
Daha fazla fotoğraf için buraya tık tık 
Keyifli bir hafta diliyorum herkes için :)