30 Aralık 2013 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #122

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi
instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.

Bakalım neler olmuş geçen hafta.

   Yoshi bana uzun zamandır istediğim Kindle'ı yılbaşı hediyesi olarak aldı. E-kitaplarla aram pek iyi olmasa da hep denemek istiyordum. Daha çok yeni olduğu için olumlu ya da olumsuz yorum yapamıyorum.
Kucakta kindle ve Tiramisu keyfi :)

Tiramisu'nun karakteri Karamel ile çok  ama çok farklı. Bu çok fırlama ve cana yakın :) Bakınız aşk yaşıyoruz :)

İnstagram'da sevgili Mürekkep Faresi'nin profilinde Paulo Coelho'nun Sharing 2014 ajandasını görünce çok ama çok beğendim. Genel olarak Paulo Coelho'nun kitaplarını beğeniyorum ve kitaplarından alıntıların da olduğunu öğrenince almamak olmazdı. Türkiye'de Remzi Kitabevi'nde varmış. Ben Amerika Amazon'dan aldım.

 Annem uçağa bindiğinde ben de uyuyamadım. Bu sebeple Tiramisu ile birlikte sabahladık.


Havaalanında biz :) 
 Ve annemin bavulu açıldıktan sonra yaptığımız ilk kahvaltı. Ekmekler bile Türkiye'den. Allah'ım bu kadar mı lezzet farkı olur ya :)




Annem gelince alışverişe gittik. Kendimize pijama aldık. Annem hala giymedi ama biz Yoshi ile eskittik bile :)


İşte böyle geçmiş bir hafta.


Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 


Geçen haftanın takıntı şarkısı tabii ki :)


29 Aralık 2013 Pazar

Annem Geldi

 Annem geldi :) Gün saymalar, saat geçirmeler sonunda bitti. Hatta 2 günü bile bitirdik. Zaman ne çabuk geçiyor anlamak mümkün değil.
Nasipse annem 2 ay kalacak.
İlk defa Gülşah'sız kalacak bu kadar. Şimdilik ananem ile kalıyor sonra Seray ile kalacak.
Şuanda Skype'ta konuşuyorlar. Gülşah bu durumdan mutsuz ama bana da kıyamıyor.
Çünkü onunla konuştuk. Benim de anneme ihtiyacım olduğunu anlattım. Bunu kabul ediyor ama içine sindiremiyor :)
Hepimiz için yeni bir tecrübe bu yani.
Annemin geldiği gece restorana gittik. Canım kocam 2 poz fotoğrafımızı çekti ama heyecandan becerememiş :)


Bakın burada varla yok gibiyim :)

Havaalanına nasıl gittik, nasıl bekledik ve nasıl kavuştuk merak ediyorsanız. Videoya buyrun tık tık 






27 Aralık 2013 Cuma

Yolun Açık Olsun



Anneme kavuşmama saatler kaldı.
Günleri yedik bitirdik.
Yarın bu saatte evimizde olmuş olacağız inşallah.

Annem son telaşlar, koşturmalar içerisinde.
Yolun açık olsun annem :)
Bugün dualar, dilekler annem için olsun :)


Annem ile birlikte yazın çektiğimiz videoyu izlediniz mi?
Yenileri için kanallarıma üye olmayı unutmayın :)


26 Aralık 2013 Perşembe

Karamel ve Tiramisu


Bu ikili nereye bakıyor :)

Sadece Karamel ve Tiramisu'dan oluşan video isteyenler olmuştu. Böyle bir niyetim olmamasına rağmen dün bir baktım telefonum bu ikili ile dolmuş :)
Tabii  bizdeki de yeni bir telaş.
Ama çok tatlılar bir arada.

Karamel'in hikayesi için buraya tık tık

Tiramisu'nun hikayesi için buraya tık tık

Videoyu izledikten sonra yorumlarınızı bekliyorum :)




Doğum Günü Hediyem


Doğum günü haftamda ablamın yanına Antalya'ya gitmiştik. Doğum günümden 1 gün önce Kurşunlu Şelalesi'ne gitmiştik. Kapıdan girdik ve ne olduysa o an oldu.
Benim ablam at binmeye, deve binmeye pek meraklıdır. Çok sever yani bu tarz aktiviteleri. Benim ilgim olsa da henüz hiç denememiştim. Kapıdan girişte, sağ tarafta develeri görünce hadi binelim dedi.
Ben de elbisem var olmaz diye cevaplasam da bunu bahane olarak kabul etmedi.
Hadi doğum günü hediyen olsun bin dedi.
Beni böyle kandırdı :)


1- Önce ablam küçük olana bindi.
buradan sonra biraz karışmış 3 no'lu fotoğrafa bakalım :)
3- Ben diğerine gidip yok bu bana olmaz bu elbiseyle diye mızıklandım.
2- Küçük deveye alıcı gözüyle bakıyorum :)
4- Ve mutlu son :) Kucakta anane ceketi ile bir ilke (kendi adıma) imza atmaya hazırım.


Doğruyu söylemek gerekirse. Devenin ayağa kalkarken ve otururken çok korkuyor insan. Sanki yüz üstü düşecekmiş gibi oluyor.
O paniği attıktan sonrası değişik bir duygu.
1-Alışmışım da anneye poz bile vermişim :)
2-Azıcık tepeden çekelim :)
3-Mutlu ve şaşkın bir halim var
4-Bir ara benim deve yoldan çıktı. Hem gerçek anlamında hem de öndeki deveye sarkmaca :)


Doğum günü çocuğu deve tepesinde yeni yaşında bol güzellikler ve yenilikler diliyor kendisine :)

1-Yoldan çıkan deve sahibi tarafından yola sokuldu :)
2-Benim bildiğim bütün duaları okuduğum an :) Bakınız deve oturacak
3-Bu sefer ablamın devesi yoldan çıktı. Tıpkı ablam gibi isyankar çıktı arkadaş :) iyi ki ona binmemişim dedim.
4- Çünkü oturmadı, biraz zorladı bizi :)


Ve veda anı :)  Sevgili deve arkadaşlar çok teşekkür ederim sizlere bu imkanı bize verdiğiniz için.
Sayenizde çok güzel bir anım ve doğum günü hediyem olmuş oldu.

Ablacım ki aslında ben sana abla demem :) Seray'ım dilerim bu hediyen yeni yaşımda değişik güzellikler getirir bana :) Bir de ilkler tabii :=) Sağol bebem :)

Nasıl ama hediyem beğendiniz mi?
Siz hiç deveye bindiniz mi?

Antalya gezimizin 1. bölümü



Antalya gezimizin 2. bölümü devenin üzerindeki görüntüler de var :)



bir türlü ekleyemedim videoyu o yüzden izlemek isteyen buraya tık tık



23 Aralık 2013 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #121

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi
instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.

Bakalım neler olmuş geçen hafta.


Bu iki şapşi kedi kulesini bolca kullanıyor. Hatta Tiramisu daha aktif diyebilirim. Çok güzel görünmüyorlar mı sizce de :)

Vize ofisine giderken bu ağaçları gördüm. Ne olduğunu bilemedik ama aşık oldum ben :)

 Kitap, kalem, defter ve ben işte :)

 Bir ilke daha şahit olduk :) İlk defa bu kadar yakınlaştılar kendileri :)

 Yukarıdaki alıntı bu kitaptandı. Tiramisu  ve mocha da pek yakışıyor birbirine :)

Her zaman yediğim dondurmanın kapağını açınca bu sefer bir surat görür gibi oldum :) Azıcık kaşıktan aldığım destekle yaptım bu işi.

:) Karamel ile çok farklı karakterde bu Tiramisu. Çılgın bir oğlan çocuğu. Evin ve benim her yerimde. Ben resim yapmaya çalışırken çıktı tepeme oturdu. Sanmayın 1-2 dakika durdu. Ben kendimi dikleştirene kadar durdu. 10-15 dakika diyebilirim.

  Yalnız olduğumda kendime yemek yapmak bazen hiç içimden gelmiyor. Eğer böyle bir günde markete gitmişsem yediğim şey bu oluyor. Salata maki :) 


İşte böyle geçmiş bir hafta.


Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 


Geçen haftanın takıntı şarkısı
Annem bana cd'sini getirecek :) mutluyum çooook :=)




21 Aralık 2013 Cumartesi

Toyota Otomobil Müzesi - ithal araçlar

 Tokyo'dan gelen misafirimizle birlikte Toyota araba müzesine gitmiştik. Videosunu hemen yayınlamıştım ama yazısı anca bugüne.
Toyota Otomobil Müzesi araba sevenler için bence çok ama çok güzel bir yer. Bir kadın olarak ben bile severek gezdim.
Oldukça büyük bir yer. Gezerken yorulduğunuzu anlamıyorsunuz ama sandığınızdan fazla yoruluyorsunuz. Ya da bizde böyle bir etki bıraktı :)
Müzenin girişinde 1963 model bir otobüs bulunuyor. Teknik özelliklerinden anlamam ama ben görünümünü çok sevdim.

 Müzeye giriş bölümünde Toyota markasının ilk adı olan Toyoda adı ile çıkarmış olduğu ilk yolcu arabası bulunuyordu. 1936 model (replica)  Bu araçtan sonra marka adı Toyota'ya çevrilmiş. Söylenmesi daha kolay diye.

 Yürüyen merdivenlerle 1. kata çıkıyorsunuz. Bu bölümde arabanın icadından beri çıkmış bütün ithal araçlar bulunuyor. Müzenin tamamında 120 adet araç sergileniyor.
Buharla çalışan araç bile vardı.
 Eski tip araçların çalışma mekanizmasını da gösterebilmek için araçların yanına ekran koymuşlar. Müze çalışanları araçları çalıştırırken ve müze bahçesinde kullanırken videoları vardı. Bunu söylemem lazım çooook kıskandım. Sergilenen araçlara dokunmak ve binmek yasaktı. Ama bazı arabalara binmemek için zor tuttum kendimi. Çok ama çok imrendiriciydi :)
Müzenin çıkış bölümüne doğru 2 adet fotoğraf çekilmek için araç koymuşlardı. Yani benim fotoğraflarım onlarda çekildi. Kural bozduğum ya da özel izin aldığım sanılmasın.
 Eski arabaların bir ifadesi var bence. Bir karakteri yani. Çok ama çok imrendim.




Birinci katta dediğim gibi ithal arabalar bulunuyordu. Çok fazla fotoğraf olduğu için buraya ekleyemiyorum. Facebook'ta bir albüm oluşturuyorum. Fotoğrafların devamı için buraya tık tık.

Müzenin 2. katı da bir başka yazıda devam edecek.

Müzenin videosunu izlemek için buraya tık tık

Toyota Otomobil Müzesi sayfası için buraya tık tık 

20 Aralık 2013 Cuma

Almanya willkommen in Deutschland


Yoshi geçen hafta bir Türk filmi geliyor dediğinde çok heyecanlandım. Sonra filme bakınca Alman yapımı bir film olduğunu gördüm. Yine de gitmek istedim filme.
Filmin dili Türkçe-Almanca olarak geçiyordu. Ama film bildiğiniz Almanca çıktı yahu.
Ben hiç Almanca eğitimi almadım ama dillere ilgim olduğundan azıcık ama cidden azıcık biliyorum Almanca. Daha doğrusu kulak dolgunluğu diyelim.
Film Almanca ve Japonca alt yazılıydı. 2 dilden kapmaya çalıştım. Filme gitmeden ağlayacağımı biliyordum.
Ve dediğim gibi de oldu. Filmin çok güzel bulmadım. Biraz eksik ve garipti bile diyebiliriz.
Ama 'gurbet' psikolojisi ile izleyince ezan sesine, simitçiye, Türk adetlerine falan hüngür hüngür ağladım tabii.

Sinemadan çıkınca kendimi Türkiye'de bulacağım sanmıştım. Ta ki kapı açılıp kapının önünde bir sonraki filmi bekleyen Japonları görüp kendime gelene kadar.

Japonya'daki 3. film maceram böyle sonuçlandı yani.
 İlk film Avatar'dı yazısı burada tık tık 
İkincisi ise Thermae Romae idi. Onu yazmamışım :)

Siz izlemiş miydiniz bu filmi?




18 Aralık 2013 Çarşamba

Fossil Alışverişi


Türkiye'deyken Fossil'in saatlerine bayılırdım. Japonya'da çanta, cüzdan ve gözlükleri olduğunu öğrendim. Hatta kıyafetleri bile varmış.
Bir süredir paramı biriktirip Fossil'e bayılıyorum hepsini :)
Son gidişimizde gözüm cüzdanlara kaydı.
Ve bu 2 modelini aldım.


Kahverengi olan Emory Foldover Clutch modeli
Siyah olan ise Emory Clutch modeli
Gözlüğün modelini bulamadım.

Bunun yanında başka alışverişlerim de oldu.
Videosu yayında :)
İyi seyirler

Bir gün

Elime ne zaman kalem geçse sol bileğime 'hope' yazarım.
Bir gün dövme yaptıracak olursam yazdırmak istediğim kelimedir.
Umut etmek güzeldir çünkü.
Bazen de 'şükür' yazarım.

Allah kimseyi umutsuz ve şükürsüz bırakmasın inşallah!

17 Aralık 2013 Salı

Tiramisu Almaya Gitmedik


Bundan tam 4 sene önce Karamel almaya gitmiştik. Yazısı burada tık tık Bu sefer Tiramisu almaya gitmedik çünkü Tiramisu kendi geldi.
Benim en büyük hayalim bir kedi sahibi olmaktı. Ama ne yazık ki Karamel'e kadar hiç kedim olmadı. Karamel'i istediğimde de önümüzde engeller vardı.
Japonya'da kiralık evler pet ok ya da pet yasak evler şeklinde  ayrlır. Biz pet yasak evde kalıyorduk. Ve şirket adına kiralandığı için bu yasağı delmek şirket kurallarını da hiçe saymak olacaktı.
Biz ne yaptık hiçe saydık gitti :) Çünkü hem çok istiyordum hem de gerçekten ihtiyacım vardı. Karamel olmasa günler çok daha zor geçerdi.
Yoshi aslında köpekleri daha çok seviyor. Hayatı boyunca hep köpekleri olmuş. Kediyi pek sevmiyorlar ailece. Ama benim için Karamel'e ok dedi. Ve bilin ne oldu Yoshi de kedici oldu :)
Kendi evimize taşındıktan sonra Yoshi'nin dilinde 1 kedi daha sahiplensek mi sorusu dolanır oldu.
Birkaç kere onu geri çevirsem de son 1 aydır her gece sahipsiz kedi sitelerinde dolanıyordu.
Yoshi de ben de satın almak yerine sahiplenme taraftarıyız. Satın alana sözümüz yok ama sahiplenmek bence çok daha güzel bir duygu.
Evet Japonya'da da sokak hayvanları var. Köpek yüzdesi çok azmış ama kedi yüzdesi azımsanacak bir sayı değilmiş.
Bir gönüllü ailenin profilinde 4 kardeş bu güzelleri gördük. Hemen mesaj attık. Yoshi evin durumunu ve Karamel'i anlatan detayları da yazdı. Cevap olarak olumlu düşündüklerini ama gelip evi görmek istediklerini yazdılar.
Erkenden kalkıp, kalbimiz ağzımızda gelmelerini bekledik. Yeni bir yavruyu çok istesek de bizim önceliğimiz Karamel her zaman. Onu strese sokmadan. hasta etmeden bu iş olsun istedik.

Derken bir minibüs geldi. İçerisinden bir kedi sepeti ile bayan indi. Ve biz telaşla kapıyı açıp içeri buyur ettik. Hemen sepetin kapağını açtık. İçerisinde 4 kedi yavrusu vardı. 1'i dişi olduğu için onu baştan eledik. Karamel için erkek kediyi kabullenmesi daha kolay olur dediler.
Bizim fırlamalar sepetten çıkıp, sağda solda koşuşturdular. Bayan hangisinin daha kolay alıştığına ya da alışabileceğine falan baktı. Evin fotoğraflarını çekti. Derken yarım saat falan geçmişti sanırım. Bayan hem Karamel için hem de yavrular için uygun olanın 'Tiramisu' olduğuna karar verdi. Yoshi ile ben seçemedik çünkü hem bilmediğimiz bir konu hem de çok telaşlıydık. Bayan gösterdikten sonra ona dikkatli bakınca içimiz ısındı ve onun kalmasına karar verdik.
Aslında bir an hepsi kalsın diyecek duruma gelmiştik. Bunu bayana söylediğimde Karamel için bunu yapamayacağını söyledi.
Tiramisu ismini Yoshi istedi. Karamel'i birlikte koymuştuk. Yeni kedi gelirse adı ne olur sence diye sorduğumda tabii ki Tiramisu dedi :) Evet karı koca tiramisuyu çok seviyoruz da biz :)
Bir sonraki kedi baklava olacak ama :p
Tiramisu çok ama çok sıcakkanlı bir kedi. Sadece yalnız kalmaktan nefret ediyor sorun bu. Karamel'in alışması için 1 hafta ayrı odada tuttuk Tiramisu'yu. 24 saat ağlıyordu. Sesi falan çıkmıyordu. Aynı günlerde Karamel kesinlikle onunla aynı odadayı  bırakın aynı katta bile durmuyordu.
Önce varlığına ve kokusuna alışsın istedik. Bu sebeple Tiramisu'nun yanında kalıp sonra hemen Karamel'in yanına gidiyorduk. Karamel kokuyu duyunca tıslıyordu.
Bu durum böyle 6 gün devam etti. Geçen Cuma ağlayarak eve girdiğimde Tiramisu da çok ağlıyordu. O an içimden gelen tek şey onu alıp kucağıma oturtup oturma odasına geçmekti.
5 dakika sonra Karamel geldi odaya. Bir şey yapmadı. Koklaştılar ve öylece birbirlerini izlediler.
Tiramisu korkusuz. Karamel korkuyordu.
Derken Yoshi geldi. Kucağımda Tiramisu karşımda Karamel'i görünce iyi yapmışsın dedi. Ben de artık aynı odaya alalım diyecektim dedi.
O gece Tiramisu'yu yatağa almaya karar verdik. Tuvaletini,mamasını ve suyunu da taşıdık.
Karamel kapıları açabildiği için o dilediği yerde yatıyor. Biz Tiramisu var diye gelmez  sanmıştık. Tam uykuya dalmak üzereydik ki kapı açıldı.
Karamel sultan yavaş yavaş yatağa yürüdü. Onun sesini duyan Tiramisu yorganın altından kafayı uzatınca Yoshi ile ben nefesimizi tuttuk.
Karamel yatağa çıktı. Uzun uzun Tiramisu'ya bakıp arkasını döndü ve ayak ucumuza yattı.
Tiramisu'da umursamaz halde geri döndü uykusuna :)
Şimdi o gün bugündür beraberler.
Bütün gün kovalamaca oynuyorlar evin içinde.
Karamel hanım strese girmesin diye Tiramisu'ya ayrı tuvalet aldık. Ama şimdi Karamel de Tiramisu'nunkini kullanıyor.
Bir de mama sorunsalı var. Karamel Tiramisu'un mamasını Tiramisu da Karamel'in mamasını yiyor.
%10 bir gerginlik var. Ama kavga-dövüş şimdilik hiç olmadı.
Evde yalnız da bıraktık ikisini sağ salim bulduk onları.
Yani bence oldu bu iş :)

Bir de bu Tiramisu pek sırnaşık. Bakınız dün gece böyle uyudu. Bir de uykusu ağır uyanmıyor kesinlikle. Karamel tık deyince uyanır buna top patlasa sorun yok :)
Ben deli yattığım için böyle uyumam mümkün değil. Alıp kenara yatırıyorum, yine tırmanıyor boynuma :)
Bu pozdan önce yarım saat dudakları yanağımda uyudu :)
Ben uyuyamadım ama süper bir duyguymuş bu ya :)
Bu arada Karamel de ayaklarımın üzerindeydi :) Solumda da Yoshi dün patlayacaktım yatakta resmen :)
05:35 di en son baktığımda saat.
Bu hale alışmam lazım sanırım :)


Sorulan sorulara cevap vermeye çalıştım. Aklınıza takılan bir şey varsa sorun lütfen.
Ama anladım ki evdeki kediye yeni bir kedi düşünülüyorsa. Evdeki kedinin karakteri ve gelen kedinin karakteri çok ama çok önemli.
Bu yüzden kendiniz tecrübe etmelisiniz.


not: Kediler geldiğinde kısa bir video çekmiştim. Burada görebilirsiniz


16 Aralık 2013 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #120

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
Annemin kullanıcı adı:3kizannesi
instagram web üzerinden beni takip etmek isterseniz buyrun bu linke.

Bakalım neler olmuş geçen hafta.


Yoshi benim birçok dileğimin mevcut bulmuş hali. Birlikte kitap okuyabileceğim bir eş hayal ederdim. Çok şükür benden bile hızlı okuyanını buldum :) Belediyede bekleme hallerimiz. Ben hakkım olduğu halde hala kalıcı vize için başvurmadım. Bu sebeple vizem bitiyor bu ay. Yenisi için baş vurduk.

Yeni defterim sayesinde bolca iç döküyorum. Bir de dolma kalemle yazmanın farkını da hatırlamış oldum bu sayede.

 Yeni vücut kremine geçtik. Karamel kontrol ediyor :)
 Tiramisu'yu birkaç gün ayrı odada tuttuk. Kitabımı, telefonumu alıp gidiyordum yanına. Saatlerce okuyup odaya geri dönüyordum.

Bazen de ablamla skype'tan konuşuyorduk. 
 Aki-chan aslında ablamın arkadaşıdır. Bizim düğünümüz için Türkiye'ye gelmişti. Kına gecesinde benim kınamı yakmıştı :) Onunla buluştuk ve Nagoya kalesine gittik. Nagoya kalesinde Oda Nobunaga ile karşılaştık. Kendisi eski ve meşhur bir samuray. Nagoya kalesinin düzenlediği bir etkinlikmiş her gün başka bir ünlü kişi varmış tarihten.
(Bazıları samuraylar yaşıyor mu diye sormadan söylüyeyim. Tabii ki bu arkadaş gerçek değil. Aktör kendisi)

 Dün Yoshi iş çıkışı beni aradı. Yemeği dışarda yiyelim, üzerine de Starbuck'a gidip kitap okuyalım dedi. Allah'ım sana çok şükür dedim :) Bu adam benim ruhumu biliyor. Hemen yemeğimizi yedik ve kendimizi Starbucks'a attık. Gece 12'ye kadar kitap okuduk.
Pedro Parama çok ama çok sıkıcı gidiyor. Bitecek gibi değil.

Mutluluk Projesi- Ev'e de dün başladım. Henüz yorum yok.

Ve bizim çocuklar :) %90 alıştılar birbirlerine %10 gerginlik var aralarında.
Bakalım neler olacak :)

not: Bugün daha iyiyim

İşte böyle geçmiş bir hafta.


Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 

Çooook güzel bir hafta diliyorum herkese :)

Bu ara takıntım bu şarkı
Günde 10000 kere dinliyorum :)



15 Aralık 2013 Pazar

Bardak Kızı Fuchiko #3

Bardak kızı Fuchiko yazıları için buraya tık tık

 
Bizim minicik bir bakçemiz var. Bizden önceki sahipleri çok güzel şeyler yetiştimiş. Yoshi'nin ve benim bu işe ilgimiz var ama bilgimiz yok. Bu yüzden öylece duruyor. Eski sahiplerden bize kar kalan bu kırmızı yapraklı minik ağaçlar. Sonbaharda penceremiz şenleniyor. Hava almak için çıktığımda bizim kız da yanımdaydı.
 Ne zaman yemek yesem bizim kızlardan biri sulanıyor :) Yemeğimiz Curry rice :) Tabii ki Yoshi'nin elinden :)
Yapılış videosu için
1. part için buraya
2. part için buraya
3. part için buraya
İyi seyirler
 Simli ojelere yıllardır takıntılıyım. Ve bu konuda China Glaze'i çok başarılı buluyorum. Bir oje alışverişi yaptım. Aynılarını almamak için de elimdekileri getirdim odaya. Ve sonrasında bu pozu çekmemek olmazdı.
Oje sayımı yapan kızlar :)
 Sonunda Sokak Kedisi Bob'u okuyabildim.  Kız da benim çaya sulanıyordu yanı başımda.
Sokak Kedisi Bob kitabının yazısı için buraya tık tık
Geçenlerde bir kek yapmıştım ve Yoshi yemediği için hepsini ben yemek zorunda kalıyorum demiştim. Buzluğa koy önerisi gelince hemen denedim. Ve bugün son dilimi yedim. En kısa zamanda yine kek yapıp atacağım dolaba :=) sevdim bu işi.
Kekime sulanan Fuchiko :)


Ve yeni gözdelerim Blendy Fuchiko'lar. Şekerimi ekliyor sağolsun :)

İşte böyle geçiyor kızlarla zaman :)

Sizce kızların bir günü olsun mu? İçimden geldiği zaman mı yazayım?

Bardak kızı Fuchiko yazıları için buraya tık tık


not: Daha iyi miyim bilemiyorum. 
yazasım var bugün.
Özellikle Lale abla Nazlı her Pazar yazılarını toplu okuyor dediği için bugün boş geçsin istemedim :)
Nazlı umarım seviyorsundur bu kızları :)

Böyle bir anda öyle mailler alıyorum ki!
İyi ki varsınız!
Gerçekten ne çok kişiye dokunmuşum bilmeden.
Şimdi o kişiler benim kalbime dokunuyor.
İyileşiyorum sözlerinizle, enerjilerinizle en önemlisi dualarınızla!
Sağolun!