



Bonzai için güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum.Kalenin bahçesinden.Bu kale ile ilgili anımı anlatayım.İlk kalenin bahçesine ulaştığımda etrafta kimseler yoktu.Şüphelendim acaba tatil günü falan mı diye.Derken bir amca (dedeye yakın ) gördüm.Gayet kibar bir Japonca ile tatil olup olmadıklarını ve bileti nerden alabileceğimi sordum.Amca beni ingilizce cevapladı ve nereli olduğumu sordu.Türküm deyince gözleri parladı(gerçekten).Ben 1 kere İstanbul'da bulundum dedi.Vakti zamanında Ümit adında mektup arkadaşım vardı onu ziyarete gitmiştim dedi.Çok mutlu oldum dedim ve kaleye doğru yol aldım.En üst katta yalnız başıma olmanın zevki ile manzarayı seyrederken amcayı kaleye doğru gelirken gördüm.

Benimle daha da konuşmak istediği çok belliydi.Kalenin içinde sürekli dönens tanıtım anonsları var.Anlaması çok zor.Amca en üst kata nefes nefese vardığında anlayabiliyor musun dedi.Bende hayır dedim.İngilizce tercüme etmeye başladı.Sayesinde tam anlamı ile bilgi edinmiştim.Bana sarayı da gezdirmeyi teklif etti.Hemen kabul ettim tabii ki.Kale ile saray arasında ki bahçede sohbete daldık.Konu aşka gelince benim balıktan bahsettim ve seneye evlenmeyi düşünüyoruz dediğimde gözleri doldu.Biz evlenemedik dedi.Anlamadım Ümit (bayanmiş) ilk mektup arkadaşı olarak başlamışlar sonra aşka dönüşmüş.Ailesiyle tanışmak amacı ile Türkiye'ye gitmiş.Ama Ümit'in babası olaya karşı çıkmış.Müslüman müslümanla evlenir demiş.Ve bitmiş.Ama amcanın içindeki aşk bitmemiş sanki daha.Bana bakışı,benimle ilgilenişi çok etkilendim.Diğer kale çalışanları da bu hikayeyi bildiklerinden olsa gerek herkesin ilk sözü.Onun ilk aşkı Türktü dediler.
Amca ne kadar ağırdan alsa da ziyaretimin sonuna geldiğimde tekrar gel lütfen dedi.Gideceğim on Türkiye'yi hatırlatacak küçücük bir hediye ile gitmek istiyorum.
Uzun oldu biraz,kelime hatalarım,cümle kuruşlarimda da hatalar var. Ama içimden geldiği gibi yazdım dönüp kontrol etmekte gelmiyor içimden.
Buraya kadar gelebildi iseniz teşekkür ederim....
Photos by Serrose