31 Aralık 2011 Cumartesi

31 Aralık 2011




Vakit
yeni başlangıçlar
yeni kararlar
yeni hedefler
yeni hayaller
zamanı.
Defterimle vedalaştım şimdi yeni bir sırdaş seçme zamanı.

2012'ye girmeden önce 'mutluluk' kavramınız hakkında bir kere daha düşünün bence.
Mutluluk büyük şeyler değildir.
Bir kalemden,defterden,buluttan,şekerden,sakızdan alınan keyiftir.
Küçük şeylerin birleşmesinden alınan sonuç huzurdur bence.

Keyifli,huzurlu,mutlu,sağlıklı bir yıl olsun hepimiz için!

İyi yıllar herkese!



30 Aralık 2011 Cuma

Pablo Picaso

Şuanda Japon televizyonunda bir bilgi yarışması seyrediyorum.Epey zor soruları olduğu gibi genel kültü de soruyorlar.Ben programın %50 sini anlamıyorum ama izliyorum :)

Az önce sorulan soru Pablo Picaso'nun tam adı nedir oldu.8 kişiden 1'i cevap verebildi.

Neymiş tam adı diyenler


Pablo Diego José Francisco de Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad Ruiz y Picasso


der vikipedi :)




Programın konukları doğru cevap veren yarışmacıya neden biliyorsun diye sorduklarında anlamı olmayan,uzun kelimeleri ezberlemeyi seviyorum dedi :)


40 yıl düşünsem bu adı ezberlemeyi düşünmem siz biliyor muydunuz?

Günümüzde


Günümüzde
koca
koca
adamlar
sözlerinin 
arkasında
duramıyorlar.
Çünkü
söz
ağızdan 
çıkmıyor
bazılarında...


*üzerine alınmasın kimse.
Tüketim çağında yaşayan insanların tükettiği bir duygu oldu söz vermek.
Gelen yıl bize biz olmayı hatırlatsın inşallah!

2011 Kitap Dökümü


2011 kitap dökümünü yazmanın zamanı geldi.Eğer 2 günde yarım kitaplarından birini bitirmezsem,yıl boyunca bitirdiğim kitap sayısı 41.Geçen seneden az okumuşum bu sene.
İlk fotoğraf Ocak-Şubat-Mart-Nisan aylarının dökümü.

Ocak ayında okuduğum kitap sayısı:6
1-Cevat Çapan-Yürekteki Ok
2-Ahmet Ümit-Aşk Köpekliktir
3-Duygu Asena-Aslında Aşk da Yok
4-Elif Şafak-Siyah Süt
5-Tolstoy-İnsana Ne Kadar Toprak Lazım
6-Susanna Jones-Deprem Kuşu

Şubat ayında okuduğum kitap sayısı:2
1-Buket Uzuner-İki Yeşil Su Samuru
2-Dr.Richard Carlson-Ufak Şeyleri Dert Etmeyin

Mart ayında okuduğum kitap sayısı:2
1-Charles Bukowski-Günler Tepelerden Aşağı Koşan Vahşi Atlar Misali
2-Pucca Günlük-Küçük Aptalın Büyük Dünyası

Nisan ayında okuduğum kitap sayısı:6
1-Chris Cleave-Küçük Arı
2-Paulo Coelho-Elif
3-Küçük İskender-Gözlerim Sığmıyor Yüzüme
4-Halil Cibran-Ermişin Bahçesi
5-Nazım Hikmet-Büyük İnsanlık Kendi Sesinden Şiirler
6-Oruç Aruoba-Yürüme
 Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos

Mayıs ayında okuduğum kitap sayısı:2
1-İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası
2-Julia Bachstein-Kedi Hikayeleri

Haziran ayında okuduğum kitap sayısı:3
1-Jean Christophe Grange-Leyleklerin Uçuşu
2-Nil Gün-Küçük Sarı Cesaret Kitabı
3-Haruki Murakami-İmkansızın Şarkısı

Temmuz ayında okuduğum kitap sayısı:2
1-Paul Auster-Kehanet Gecesi
2-Ferdinand Von Schirach-Suç

Ağustos ayında okuduğum kitap sayısı:4
1-Patrick Besson-Zengin Kadın
2-Robin Sharma-Sen Ölünce Kim Ağlar
3-Sabahattin Ali-Bütün Şiirleri
4-Aslı E. Perker-Sufle

 Eylül-Ekim-Kasım-Aralık

Eylül ayında okuduğum kitap sayısı:3
1-Nil Gün-Küçük Mor Yüzleşme Kitabı
2-Jerzy Kosinski-Boyalı Kuş
3-Aykut Oğut-Evrenden Torpilim Var

Ekim ayında okuduğum kitap sayısı:3
1-Ayşe Kulin-Hayat
2-Ayşe Kulin-Hüzün
3-Sabahattin Ali-Kuyucaklı Yusuf

Kasım ayında okuduğum kitap sayısı:3
1-Orhan Pamuk-Babamın Bavulu
2-Natsuo Kirino-Çıkış
3-Tolstoy-Çocukluk

Aralık ayında okuduğum kitap sayısı:5
1-Hüsnü Arkan-Mino'nun Siyah Gülü
2-Nil Gün-Küçük Kırmızı Aşk Kitabı
3-Gabriel Garcia Marquez-Kırmızı Pazartesi
4-Nil Gün-Küçük Mavi Empati Kitabı
5-Ahmet Ümit-Beyoğlu Rapsodisi


Tabi bu sene de 2012 yılında daha çok kitap okuyabilmeyi diliyorum.Kitap alışverişi bir süre daha yapmayacağım.Okunmayı bekleyenler listesini de yazacağım daha sonra azalmasına seviniyorum ama hala epeyce varlar.


2011'nin okumaktan en çok hoşlandığım 5 romanı

1-Mino'nun Siyah Gülü
2-Elif
3-Leyleklerin Uçuşu
4-İmkansızın Şarkısı
5-Kehanet Gecesi


Eee siz 2011'i kaç kitapla bitiriyorsunuz?

not:Evimiz için yaptığın yorumlar için çok çok teşekkür ederiz.Çok mutlu ettiniz bizi.



29 Aralık 2011 Perşembe

Hadi Yeni Evi Gezelim




Bir evimizin olmasını istedik hep.Bunun için pek hazırlanmadık aslında.Ekim ayında bir anda hadi evlere bakalım sohbeti ile çıktık bu yola.
Bu yüzden tam da burada sizden bizim için dua etmenizi istemiştim.

Birçok ev gezdik ama en sonunda içimize en sineni bulduk.
Sonra başka karın ağrıları başladı.
Banka kredi verir mi?
Burası gerçekten son karar mı gibi.

Sonunda kredi onayımız çıktı.Ve dün anahtarlarımızı teslim aldık.Ve ilk defa evimizde uyuduk :) Çok garip bir duyguydu kelimesi yok tahmin edersiniz ki.
Evimize taşınmamız birkaç ayı bulacak tayin bekliyoruz Yoshi için.
Tekrar Nagoya'lı olacağız.
Evimiz 2.el maddi ve ülkenin şuanda bulunduğu durum yüzünden yeni evlere hiç bakmadık.Şansımıza Avrupa stilinde yapılmış bir ev bulduk.Ben Japon stili evleri pek sevmiyorum.Odalar iç içine açılıyor.Yani 2-3 oda sürgülü kapılar ile birbirine bağlı oluyor bu da insanın özel alanını engelliyor/kısıtlıyor.Bu sebeple bu değişik ev çok içime sindi.

Önümüzde 35 yıllık bir kredi var.Allah vaktinden önceödemeyi ve içinde sağlıkla,huzurla,mutlulukla ve aşkla oturmayı nasip etsin.

Bu yazıyı okuyup,başkalarının mutluluğu ile mutlu olan herkesin duaları,dilekleri kabul olsun inşallah!!!

Allah herkese kendi evinde yaşamayı nasip etsin.


Facebooktan,twitterdan,blogdan,instagramdan ve mail yolu ile gelen bütün iyi niyetleriniz,güzel sözleriniz için çok ama çok çok teşekkür ederim.
İyi ki varsınız.

Yolu Japonya'ya düşen herkesi bir çay içmeye bekleriz efendim :)

Herkesin dilekleri gerçek olsun!!!

*Ülkenin şuanda içinde bulunduğu durum malzeme sıkıntısı yaşanıyor birçok alanda.Tsunami yüzünden birçok fabrika kapalı kaldı uzun bir süre.Stoklar kaybedildi.Bu yüzden yeni ev yaptıracak olsak hem malzeme sıkıntısı yaşayacaktık hem de bu durum yüzünden eskisi kadar sağlam ev yapılmayabilir endişesi taşıyordu Yoshi bu yüzden yeni ev tercih etmedik.Tabii işin maddi boyutu da vardı.


Not 2:Videodaki telaşımızı,heyecanımızı mazur görünüz :) Ve kocaman bir maşallah yollayınız :)

28 Aralık 2011 Çarşamba

Bebek haberi bekleyenler

Üzgünüm :)

Guzel bir haberim var dediğimde bebek sananlar oldu :) bebek icin biraz daha zaman var :)

Bebek degilse guzel haber ne diyenler


Bu ev bizim oldu.2 aydır Nagoya'ya gelip gitmelerimiz bu sebeptendi :)

Şimdilik bu kadar olsun :)

26 Aralık 2011 Pazartesi

Japonya'da Batıl İnançlar




Bu videoyu ekim ayında gittiğimiz Matsumoto gezimizde çekmiştim.Katta temizlik görevlileri olduğundan kısık sesle konuşmaya çalıştım bu sebeple sesim bir garip hoş görün :)

Bu bilgiyi Muhabbet kralında öğrenmiştim sanırım.Programdan sonra gittiğimiz ilk otelde bunu görmüş oldum.Sizinle de paylaşmak istedim.


Sizin batıl inançlarınız var mı?

Ben ters terlik düzeltirim,nazar değmesin diye masaya vururum :)
şimdilik bunlar geldi aklıma sizinkileri merakla bekliyorum.

Bu arada 2 gün evde olmayacağız Nagoya'ya gidiyoruz.Güzel bir sebep var.Geldiğimde sizinle paylaşacağım bu haberi.
Bu arada dualarınızı,iyi niyetlerinizi de alabilirim bu tarafa.Belki bir telefon postu yaparım oradan.

Görüşürüz...

İnstagram ile Pazartesi #32

 Japonya'da en çok şaşırdığım şeylerden biri alkol tüketimi olmuştu.Yani su gibi içiyorlar desem yeridir :) Yukarıdaki fotoğrafı markette çektim.Alkollü kokteyller hem benim hem de ablamın favorileri :)

 Bu da benim payıma düşen limonlu chu-hai (chu hai bir çeşit japon içkisi) Ben limona bayılırım.Bu sebeple seviyorum bu içkiyi.Arkada görünen ise yeşil  soğanlı,karabiberli çiğ et biraz sonra ızgaraya gidecek.Evde yakiniku partimizden bir görüntü yani bu.
 Yoshi'nin çalıştığı günlerde kahvaltı ve öğle yemeğini böyle abur-cuburlarla geçiştiriyorum.Çay alır mısınız?
 Oleeeey hem de 2 kere 1-Yoshi eve geldi 2-elinde yılbaşı kartları vardı :)
 Bu bambi hanıma kızgınım ben.Kendisi aslında sıcak su torbası ama modern olanlarından.Göbeğinden çıkan paketi mikrodalgada 50 saniye ısıtıyorsunuz.Pratiklikte tam puan ama işlev olarak güzel değil.Kendini ısıtıyor beni değil :(
 Veeee dondurma :) Winnie li çocuk kaşığı almış olabilirim eve :) Napalım çok güzel değil mi :)

 Geçenlerde Pelin yazmıştı tık tık onunla aynı kitabı okuyorduk.O benden önce bitirdi.O bitirdiğinde ben bu sayfadaydım bu pozu çektikten sonra bitti kitap :) Herkesin dediği gibi ağzım açık kaldı :)
 Kitap molasında çektiğim bir poz.Karamel'in her haline bayılıyorum demişmiydim :)
Moladan sonra kitap okumaya devam.Son moda kitap tutucum nasıl ?Gerçekten o tutuyor hani altta elim falan yok :)


Herkese keyifli bir hafta diliyorum.

Dün gazeteyi alamayanlar bu hafta sonu internette olacakmıi haber.Posta gazetesi 1 hafta sonra ekliyormuş :)
Güzel geri dönüşleriniz için çoook teşekkür ederim :)

Ve bir de röportajı yapan Merve sana da çok çok teşekkür ederim.

25 Aralık 2011 Pazar

Bugün Posta Gazetesi Alın


Bu pazar gazete benim mini bir hikayem var.Alıp okumaz mısınız?

:)

Pazar Fotoğrafı #34


Az önce çektim fotoğrafları.
Buralar böyle bugün.
Bir anda buz kesti hava.
Yakınlara kar yağıyormuş.
Bize düşen güneşli,bulutlu ve rüzgarlı bir hava.
Sevdiklerinizle keyifli pazarlar diliyorum.

Bir de bonus var bu hafta :)

Japonya'da Ambalajlar



Bayılıyorum bu japonların ince düşüncelerine.Her şey tek tek paketlenmiş ve döneme göre uygun resimlendirilmiş oluyor.

Ben Türkiye'deyken çok bayatlattığım ürünler hatırlıyorum.Burda böyle bir durum yok bu güzel bir düşünce.Dönem dönem diğer abur cuburların da videoları gelecek.bu videoyu çekerken gülme krizine girdik Yoshi ile biplenecek kelimeler olmasa onu ekleyecektim :) Yoshi eğer editleyebilirse daha sonra onu da eklerim belki :)

İyi seyirler

Ben çok salağım




ben çok salağım
herkesi kendim gibi sanıyorum.
söz vermek önemlidir,
verilen söz tutulur sanıyorum.
bunca yıldır yediğim kazıklara doymadım hala

Kızım Sergül büyü artık!!!

Boş sözlere,vaadlere inanma!
Kimse için hayallerinden vazgeçme!

Bunu buraya yazıyorum ki
UNUTMAYAYIM!

ya da olur ha unutursam siz

UNUTTURMAYIN BANA!!!




24 Aralık 2011 Cumartesi

Stamp Noktaları







Gezi defterlerim  yazısında bahsettiğim videoyu ekledim.Kurobe barajı gezimizde çektiğimiz bir video bu.
Dediğim gibi turistik yerlerde var bu mühürlerden.Özel defterleri de var benim gibi istediğiniz deftere de basabilirsiniz tamamen size kalmış yani.

İyi seyirler.


23 Aralık 2011 Cuma

Gene mi donut

 Yoshi'nin izin gününde kahvaltımızı donut ile yapmaya karar verdik.Hemen mister donutta bulduk kendimizi.
Ama şu paketin güzelliğine bakar mısınız?

Donutlara bile yılbaşı havası gelmiş bir bizim evde yok :)

Hepsini yedik vallahi :)

Daha önceki donut yazısı için buraya tık tık

Hayırlı cumalar :)


21 Aralık 2011 Çarşamba

Gezi Defterlerim



Bu kadar defteri ne yapıyorsun diye sorunlar var hala.Kullandığım defterleri yazmıştım blogda.Bu da gezi defterlerim.
Defteri hazırlarken masanın hali böyleydi :)En sevdiğim şey kalemler,defterler :) Matsumoto gezimizde 2 defteri de taşıdım yanımda.Büyük defteri mühürleri basmak için kullandım.Küçük defteri notlar almak için.
Sonra o notları temize çektim :)
İşte böyle
Umarım bir fikir vermiştir.


Daha sonra mühür videosunu da ekleyeceğim hatırlatın bana :)


Bencilim Sanki Bugün Biraz


Eski fotoğraflara bakarken keyifliydim aslında.Hatırlayabildiklerimi düşündüm,önünde arkadasında olanları.Bebeklik fotoğraflarımın çekildiği anı hatırlamıyorum tabi.Ama annemin anlattıklarını biliyorum.

Bu iki fotoğraf aynı günde çekilmiş mesela!Tekli fotoğrafta annem arkamdan tutmuş beni.Çok saçlı doğmuşum yaşımda bile değilmişim sanırım bu fotoğrafta.

Sonra videolara geldi sıra.Bebeklik,aile,doğum günleri,düğünler,sünnetler falan.Takıntılıyımdır her fotograf,video zamanlı arşivlidir.Zaman ilerledikçe gidenler olmuş,gelenler olmuş.

Üzüldüm geçen zamana aslında geçmeyen zamana da üzülürüm ben.Hani böyle geçmek bilmez ya!
İşte bencil buldum bugün kendimi.Mutlu fotoğraflara bakıp ağlamamaya çalıştığım için sevmedim kendimi.

Zaman herkesin derdi seninle işte bugün ben de senden göründüm.


20 Aralık 2011 Salı

Didim Şehir Lokantası


Temmuz ayında Türkiye'ye gelmiştik biliyorsunuz.Yoshi'nin abisi görmediği için Söke'den çıktık Priene,Milet ve Apollon tapınağını gezdik.Ve tabi ki çok acıktık.Ben küçükken Didim'e çok giderdik.O yüzden biraz bilirdim ama o ne Didim değişmiş başka bir yer olmuş.Yollar karışık,insanlar,arabalar çok ne yapacağımı bilemedim.Zaten çok hastaydım bir de üzerine yol rehberliği,dil rehberliği beni öldürdü.Diğer yandan da açlıktan öleceğiz.Ben gıcığımdır biraz her şeyi yemem,her yerde yemem.Bir de yanımda 2 japonla turistik yerde 3-5 kat şişirilmiş hesap ödemek de istemem.Eşim ve abisi dediklerinde inanmıyorlar genelde.
Neyse biz yanlış yollarda gezerken bir anda eniştemin kuzenlerinin dükkanlarını gördüm.5 dakika uğradık anlattım halimi acıktık,yakınlarda Mc Donalds,Burger King var mı falan diye soruyorum ben.Koray abiden bir güzel azar işittim elin Japonu ta ordan buraya gelmiş yedirsene bir kuru-pilav dedi.
Var mıdır ki falan diye sorunca tarifi aldık.Hemen kurulduk DİDİM ŞEHİR LOKANTASINA.

Türkiye'ye yeni ayak basmış ben onca çeşit sulu yemek karşısında uçtum tabi ki.Ama en çok semizotu yemeğinin olmasına sevindim.
Malum hem egeli hem de kandan giritli olunca ot yemeği benim için candır.

Karnımızı tıka basa doyurduk ama yiyemediklerimizde aklım kaldı.Hesabı öderken restoran sahibinin tanıdık çıkması daha da güzel bir tesadüf oldu.
Yani neymiş insanın memleketi gibisi yokmuş.

Not:Fotoğraflara bakarken bu hikayeyi anlatmadan olmaz dedim.Hem belki benim gibi Türk yemeklerini özleyenler vardır.

Sanırım Türkiye krizim geldi daha çok erken ama yaa :(

Biz nasıl konuşuyoruz




Arabada nasıl gevezelik yapılıra örnek :)

Bundan sonra Japonca konuştuğum videolar eklemeye çalışacağım.Son zamanlar bu çok merak ediliyor :)
Garip olacak ama bakalım deneyeceğim :)

İyi seyirler.

2011'in en güzel 3 anısı


1- Şubat ayında gittiğimiz Filipinler gezimiz.Bu yılın başlarında yaşadığımız çok güzel bir yolculuktu.

Filipinler 1. gün yazısı için buraya 
              2.gün için buraya 
              3.gün için buraya 


2-Osaka universal stüdyolarında geçen 1 gün.Özellikle kapanıştaki konvoy beni çok duygulandırdı çocuk olmak vardı diye düşündüm.Yani bin kere daha gidip,görmek isterim.Sadece kapanışa gitsem bile yeter bana :)



3-12 haziranda Okan Bayülgen'e bir yazı yazmıştım bloğumda.Dikkate alıp cevap vermişti ve sonrasında Türkiye'ye tatile geldiğimizde buluşmuştuk.O gün kalp krizinden ölmediğime ben de Yoshi de inanamıyor.Kesinlikle bu yılın hatta hayatımın en güzel anılarından biriydi.
İlk videoda bizi biraz görebilirsiniz :)


2011 in benim için en kötü 2 anısı var.

ilki ailevi olduğu için pas geçiyorum.

2.si ile tabi ki 11 mart Japonya depremi,tsunami.Ve benim o anda İstanbul'da olmam.Yoshi'ye ulaşamadığım 3-4 saat ölüp ölüp dirilmek.Depremin yaşadığım bölgede olduğu bölgede sanmam falan filan.

Allah daha beterlerinden korusun herkesi.

2012 güzel şeyler bekliyorum senden :)

Sizin 3 güzel anınız nedir?

19 Aralık 2011 Pazartesi

İnstagram İle Pazartesi #31



 Bütün şallarım ikea şal askısındaydı.Farkettim ki hep aynı şalı kullanıyorum.Bu yüzden hepsini döktüm ortaya ve çekmeyeceye yerleştirdim.Birkaçının üzerinde etiketleri vardı.Ne zaman aldığımı bile hatırlamıyorum.Ayıp yani.Askıda iç tarafta kalanlardı onlar.Şimdi çekmeceyi açtığımda hepsini görebiliyorum.

 Bizim evde belgesel çokça izlenir ama dizi izlemiyoruz,tv izlemiyoruzculardan değiliz.Kumanda elimizde canımız ne çekerse izliyoruz.Japon kanallarında çok fazla gezi programı olur onları da çok seviyoruz.
Darwin'in kitabını okuduktan sonra onun hakkında,teorisi hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum D&R da bu dvdyi görünce hemen aldım.1. disk bitti sırada 2 ve 3 var.
 Bir starbucks klasiği.
 Yeni çoraplarım nasıl?
 Kış sonuna kadar belirlediğim ojeleri kullanacaktım ama dayanamadım.Hem renkleri göreyim hem de ojeleri bir çalkalayayım diye döktüm hepsini ortaya :)
 Kitap okurken not almayı seviyorum.Adı geçen yazar ya da olayı araştırmayı seviyorum.Bunları yazmak için genelde bir defter olur yanımda.Son seçtiğim defter Yoshi'nin şirketinden hediyeydi,dümdüz.O halini pek sevmediğimden bant ile kapladım :) Böyle daha çok sevdim :)
 Evimize yeni bir kedi veeeee
 tavşan geldi :)
 Olay şöyle gelişti
Yoshi-Frappicino içer misin aşkım?
Sergül-Yok istemiyorum
bızzdızzzzcızzzzzz mutfaktan sesler ve 4-5 dakika sonra
Yoshi-buyruuunnn dedi bu bardağı hazırlamış bana :)
Kıyamazlar ona içtim tabi ki:)
Son zamanlarda evde tarifler deniyoruz.En güzelini bulamadık henüz.Sizin var mı süper bir frappicino tarifiniz :)
 Yani bazen bencillik gibi geliyor ama hakikaten bizim evde sadece Yoshi yemek yapsın istiyorum.Her şey o kadar lezzetli ki.MAŞALLAAAAH :)


Ve kapanışı kucağımda uyuyor numarası yapan Karamel ile yapıyoruz :)

Keyifli bir hafta diliyorum herkesee :)

18 Aralık 2011 Pazar

2012-12


Sevgili Greta'dan mim geldi.
Mim konusu:Yeni yıldan istediğimiz 12 isteği yazıyoruz.

2012 senden bunları istiyor ve bekliyorum

1-Her şeyin başı sağlık.Sevdiklerimle beraber sağlıklı bir yaşam diliyorum.
2-Güzel başlangıçlar istiyorum!Yoshi ile beraber yeni keşifler,yolculuklar istiyorum.
3-Japonca okuluna gitmek istiyorum.
4-Artık ehliyetimi almak istiyorum (bugüne kadar benim uyuşukluğumu kabul)
5-Beni yormayacak,üzmeyecek arkadaşlıklar istiyorum.
6-Zevkle çalışabileceğim bir iş istiyorum.
7-Bol kitap okuyabilmek ve bol kitap satın alabilmek istiyorum.
8-Türkiye'ye gelip özlem giderebilmek istiyorum.
9-Ailem bizi ziyarete gelsin istiyorum.
10-Yeni kalemler,defterler,mürekkepler,boyalar fena olmaz hani.
11-Bol bol yürüyüş yapıp,fotoğraf çekmek istiyorum.
12-Tüm sevdiklerim ve bizim için huzur diliyorum.


İşte böyle 2012 hazırlan gel :)

Dileyen herkes yapsın lütfen bu mimi :)

17 Aralık 2011 Cumartesi

Abartmayı Çok Seviyoruz


Bugün tesadüfen Saba Tümer'in programına denk geldim.Saatlerce tanıtımlarda dahi çocuklar az sonra.Özel bir teknikle 4 işlemi akıldan yapabilen dahi çocuklar az sonra diye beyin yıkayıp durdular.
Az sonra(saatler sonra) çocuklar ve eğitmenleri geldi.Tekniğin çalınmasından ya da iş kapılarının kapanmasından korktuklarından sanırım hiçbir detay vermediler.Özel bir abaküsle eğitim alıyorlar hadi size gösterelim dediler.
Evet yaptıkları etkileyeci ama biraz daha açıklamalarını beklerdim.

Eğitim aldıkları abaküsün adı SOROBAN'dır.Japonya'da belirli bir seneye kadar okullarda eğitimi verilmiş şimdi ise özel kurslarda eğitimi verilen bir işlemdir.
Yoshi'nin annesi hala kafadan yapar işlemleri.Soroban'ın birçok faydası vardır bu da doğrudur.Ben de öğrenmek istiyorum ama şuanda yaşadığım şehirde kurs yok.Bir öğreten bulursam sizinle paylaşırım mantığını.

Büyük bir sır değil yani bu insanları boş yere kandırmayalım.Bu bir sorobandır,Japonya'da uygulanan bir sistemdir deseniz nolur yani?

2009 da soroban ile ilgili yazı yamışım okumak isteyenler buraya tık tık




edit bir de video buyrun


Empatili Kırmızı Pazartesi

Kırmızı Pazartesi 111 sayfalık bir kitap olmasına rağmen beni biraz oyaladı.Karakter ve detay fazlalığı arada aklımı bulandırsa da sonuna doğru kitap açıldı.Sonunda üzüldüm böyle karmaşık şeyler hissettim.Niyetimde bütün Nobel ödülü almış kitapları okumak var hala araştırmadım ama listeden bir madde silindi.



Nil Gün Küçük Mavi Empati kitabı da bitti.Serinin elimdeki son kitabıydı.Bu mini seri ile vedalaşıyorum sonunda.Herkese tavsiye ederim.Okuması,taşıması kolay kitaplar.Sizi değiştirmesi tabi ki size bağlı.

Listeden 2 kitap silindi darısı diğerlerinin başına :)

16 Aralık 2011 Cuma

Evde Stamp Yapımı

 Bir ara Etsy sitesinde bu üründen çok satıyordum.Son evde kalanı kendime ayırdım bakalım neymiş bu milletin aldığı diye.Köpük hamurdan evde stamp(mühür) yapıyorsunuz.

Paketin içeriği budur.
1-Mühür için mürekkep
2-Köpük hamur
3-Yapıştırıcı
4-Stamp için tutma yeri
5-Mühür kalıbı

foto 1- Önce bir pamukla kalıbı yağladık.
foto 2- Kalıplara hamurları doldurduk
 foto 1- Hamurlara bastırdık.
 foto 2- En son merdane ile kalıbın üzerinden geçtik,kenarlarını kürdan ile temizledik.

Foto 1-Pembe mühür altına yapıştırıcı sürüp,hamura sıkıca bastırdık
foto  2-Sıkıca bastırdıktan sonra bir anda çektik.
 Ve kalıpları 1 gün açıkta kuruttuk.

Taaa daaaa mühürler hazır.hemen bir kağıtta denedim.Bunları mektuplarda,defterlerimde zevkle kullanacağım .


Bugün neler gördük?

 1
 2
3

Bugün neler göreceksiniz bakalım çok merak ediyorum.