31 Mayıs 2012 Perşembe

Mayıs Ayı Kitapları 2012


Mayıs ayında toplamda 5 kitap bitirmişim.Aslında bugün okusam bitirebileceğim 1-2 kitabım var elimde ama 1Q84 sonrası biraz mola verdim okumaya.

1-Haruki Murakami 1Q84 kitabını burada yazmıştım.Aslında tek kitap görünümünde 3 kitap olduğu için mayıs ayı kitaplarımı 7 adet olarak sayabilir miyiz ki?

2-Paul Auster-Kış Günlüğü
Bu kitabı hakkında  pek bir şey bilmeden almıştım.Otobiyografik roman olduğunu anlayınca çok şaşırdım.Önce dili yadırgadım hatta biraz sıkıldım.Ama bir yerden sonra kitaba kapılınca kendi hayatımı düşünür oldum.Ben o yaştayken,o evdeyken ne olmuştu gibi...
Özetle Paul Auster ile tanışma kitabı değil bence.Ama Paul Auster sevenlerin bayılacağı bir kitap.

3-Mevlana'dan Altın Öğütler-Derleyen Ziya Elitez
Bu kitabı geçen yaz Türkiye'den getirmiştim.Bir ara gazeteler deli gibi kitap veriyordu.O dönem almıştım.Mevlana'nın sözlerini özetleyen bir kitaptı.Dönem dönem aynı sözün farklı versiyonları yazılmış.Çok bilinçli ve yeterli bulmadım açıkçası ama okudum ve bitti.

4-Amin Maalouf-Semerkant
Amin Maalouf'un okuduğum ikinci kitabı oldu Semerkant.İlk kitabını lisedeyken okumuştum yani 10 yılı geçmiş.(Yaşlanıyor muyum ne?)Amin Maalouf tarzını unutmuştum desem yeri.Yeniden tanışma kitabı oldu diyebilirim benim için.
Kitaba başladığım dönemde moralim bozuk olduğu için başlarda zor daldım kitaba.Akmadı,sıkıldım falan filan.Sonra okumuş olanların yorumu çok güzel olunca okumaya devam ettim.Birazcık moralim de düzelince dalabildim kitaba.Savaşlar,aşklar,rubailer,yolculuklar yaşadım bol bol.Özetle sevdim :)

5-Louise L. Hay-Düşünce Gücüyle Tedavi-2
Aynı isimli kitabın özeti gibi bir şey.Vücudumuzdaki her hastalığın altında onu yaratan bir düşünce olduğu anlatılıyor kitapta.O düşünceyi düzeltmek,farkında olmak,olumsuz ise olumlu düşünceye çevirmek gerektiğini bu sayede iyileşebileceğimizi anlatıyor.
Birçok hastalığın/ağrının altındaki düşünce sebebi akla çok yakın geliyor.Bu yüzden baş ucu kitabı yapılabilir.Ama bu kitabı alıp okumak yeterli olmaz.Düşünce gücü ile tedavi kitabı yani ana kitabı almak daha yerinde olur.

Mayıs ayı benim açımdan verimli bir ay oldu.Darısı haziran ayının başına :)

Okunmayı bekleyen kitap sayısı:70



30 Mayıs 2012 Çarşamba

Haruki Murakami Kitapları

Bir önceki yazıda bilmiş bilmiş yazınca e o zaman hangi kitap ile başlamalı Murakami'ye diye soruldu.
Haklı olarak :)
Bu yazı tamamen kendi görüşlerim ve bilgilerim dahilindedir.

 Türkçeye çevrilmiş 7 adet Haruki Murakami kitabı bulunuyormuş.Wikipedia'ya göre yayınlanma sırası şöyle
1-İmkansızın Şarkısı-Ekim 2004
2-Zemberekkuşu'nun Güncesi-Haziran 2005
3-Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında-Temmuz 2007
4-Yaban Koyununun İzinde-Ekim 2008
5-Sahilde Kafka-Ekim 2009
6-Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu-Ocak 2011
7-1Q84-Nisan 2012

Ve ben de bilmiyordum ki bütün kitapları varmış bende.Hepsinin Japonya'da olması benim açımdan büyük mutluluk ve gurur kaynağı açıkçası.Ne yazık ki kitaplarının tamamını okumadım henüz.
 Yukarıdaki fotoğrafta okuduğum kitapları okuduğum sırayla fotoğrafladım.Benim Murakami ile tanışmam Sınırın Güneyinde,Güneşin Batısında kitabı ile oldu.Ve şöyle tüm kitaplara bakınca da en ince Murakami kitabı olduğunu söyleyebilirim.Bol müzikli bir kitap olması en çok aklımda kalan şey.4 nisan 2009'da bitirmişim.Ve her şeyi hatırladığımı söyleyemem tabi ki ama sevmiştim.O dönemde Japon edebiyatına ağırlık vermeye karar vermiş birkaç Japon yazarın kitabını almıştım.
Sonra Sahilde Kafka furyası başladı bütün bloglarda.Çok karşılaştığım bir kitap olması,Japon edebiyatından olması ve kısmen bildiğim bir yazarın kitabı olması sebepleri ile satın almıştım.Büyülenerek okuduğum bir kitaptı.İçindeki detayları,benzetmeleri,olayları bağlamasını falan çok kıskanmıştım.Bir de finaldaki birkaç cümle kalbime kazındı resmen.Bu yüzden Sahilde Kafka benim en sevdiğim kitaplar listesinde yukarılarda bir yere yerleşti.
Sahilde Kafka'nın büyüsündeyken İmkansızın Şarkısına başladım.Bu kitabı da severek okudum ama beni çok sarsmadı.Tabi Murakami dili her kitapta var.Onu tekrar tekrar söylememe gerek yok.Kitabı bitirdikten sonra büyük bir hevesle filmini de seyretttim ve çok sevmedim açıkçası.
Ve son kitabımız 1Q84.Üzerine hiçbir araştırma yapmadan aldım bu kitabı da.Murakami'nin son kitabı at sepete havasındaydım.Yoshi ile birlikte okuduğumuz için en zevkli okuduğum Murakami kitabı oldu.Birlikte fikir yürütmek,sürekli kitaptan konuşmak,tatlı tatlı yarışmak,aynı tepkileri vermek,görmediğimiz açıları göstermek,çevirisini kıyaslamak gibi herkese nasip olmayacak güzellikleri de yaşattı bu kitap bana.
Yazı dili olarak Sahilde Kafka'ya benzettim ben.Belki bölüm bölüm yazılmış olmalarının etkisi de olabilir.Kesinlikle sürükleyici,fantastik roman tadında,merak ettiren bir kitaptı.

Gelelim kitaplıkta beni bekleyenlere.
 Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu,Zemberekkuşu'nun Güncesi ve Yaban Koyununun İzinde.
Gururla söylüyorum ki haklarında hiçbir bilgim yok.Hiçbir araştırma yapmadım.Arka kapak dahil okumadım.Bir hediye paketi gibi açılacakları günleri bekliyorlar.
İçimde bir umut belki Yoshi ile birlikte okuruz.Her şey Sahilde Kafka'yı sevip sevmeyeceğine bağlı :)

Bir kitapta en önemli şey çevirmen faktörü bence.Bundan sonrasını çevirilerine göre grupladım.
 Sevdiğim 2 Murakami kitabı da Japonca'dan çevrilmiş.Bunun bir tesadüf olduğuna inanmıyorum.Kitabın anadilinden direkt çevrildiği için anlam karmaşası yok bu kitaplarda.Su gibi akıyor detaylar.
Bu 3 kitabı Japonca'dan çeviren Hüseyin Can Erkin
Murakami'ye başlayacakların Japonca'dan çevrilmiş kitaplarla başlaması daha iyi olur sanki.Tamamen kendi fikrim tabi ki.
Umarım bu fikrim okunmayı bekleyen Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu kitabı ile değişmez.
 Yukarıdaki 3 kitabı Nihal Önol Fransızca'dan dilimize çevirmiş.Benim burada kafama takılan soru Fransızca kitap hangi dilden ya da dillerden çevrildi acaba.
En kötü ihtimal Japonca'dan İngilizce'ye-İngilizce'den Fransızca'ya-Fransızca'dan Türkçe'ye o da eşittir KABUS!
Bu gruptan sadece İmkansızın Şarkısını okudum.Dediğim gibi sevmiştim ama başka bir çeviri ile daha çok mu severdim acaba?Orası muamma!


Ve son kitap Pınar Polat tarafından çevrilmiş.İnternette araştırmama rağmen hangi dilden çevrildiğini bulamadım.
Dediğim gibi aklımda en net kalan şey müziklerdi bu kitaptan.

İşte bu kadar.Bunlar benim fikirlerim.Umarım size bir cevap olmuştur.Bu yazıdan sonra Murakami okumaya karar verdiyseniz seçtiğiniz kitabı bilmek isterim.
Bir de Murakami okumuş olanlar yoruma bundan başla derlerse okumak isteyenlere yardımcı olmuş olurlar.

Bol okumalı günler dilerim :)


1Q84 Bitti/İpucu Yok


Kitap ile ilgili hiçbir ipucu içermemektedir.Sadece kitap sohbetidir.Okuyabilirsiniz :)


Dün gece karı koca kitabı bitirdik.Aslında cep kitabı Japonya'da geç basılmasaydı çok daha önce biterdi.

Herkesin bana sorduğu şu tavsiye eder misin?Eğer Murakami ile yeni tanışacaksanız etmem.Çünkü kitabın kalınlığına bakıp zaten soğuyacaksınız kitaptan bir de üzerine Murakami'nin diline alışkın değilseniz.O kitap bitmez.
Murakami dili nedir?Bolca detay.Hatta o kadar detay ki bazen konu neydi bile diyebiliyorsunuz.Ama ben detay işini seviyorum.Hem yapı kaynaklı hem de kitabı okurken yarattığım filmimde eksik kalmıyor.Kokular,renkler,sesler hatta tatlar her şey tamamlanıyor.Bütün duyularınız çalışıyor.

1Q84 yazısındaki Q'nün anlamı 9'dur  Japonca'da.kyu/ku diye yazınır ve okunur.George Orwell'in romanına atıf denilmiş ama ben okumadığım için bu konuda bir yorumum yok.

1Q84 kitabı Sahilde Kafka kitabı gibi bölüm bölüm ilerliyor.Bir bölümde kitabın kadın karakteri işleniyor,diğer bölümde erkek karakter.Bölümlü kitapları okumayı seviyorum.Kitaba ara vermem gerektiğinde ya da uyumak istediğimde bölüm sonlarında vedalaşıyorum kitapla.Ama 1Q84 öyle bir hainlik yapmış ki :) Bölüm sonlarında öyle bir detay veriyor ki sonraki bölümü okumadan uyuyamıyorsunuz.Bu da demek oluyor ki önce diğer karakteri okuyacaksınız :) Böyle yapa yapa sabahı ettim ben hep.

1256 sayfalık kitap aslında 3 kitap olarak basıldı Japonya'da bildiğiniz gibi.1.kitap 24 bölüm,2.kitap 24 bölüm ve 3. kitap ise 31 bölümden oluşuyor.Ben kendi adıma her bölümde başka bir son yazdım kitaba.Böyle olacak dediğim hiçbir şey çıkmadı ama yaklaştıklarım oldu.
Detaylar önemsiz gibi görünse de okuduğunuz anda sonra bir güzel birleşiyor hikayeye.

Yoshi kitabı okurken kitabın finali hakkında bir yorum yapmadı.Ama eğer finali güzel olmazsa bir daha Murakami okumam dedi.O korkuyla bekledim ama sonuçta sevdi.Yani Sahilde Kafka'yı da okuyacak.

Bana göre kitabın finali güzeldi.Ama sanki devamı yazılacak gibi.Birçok soru işaretime cevap buldum ama detaylar hala askıda kaldı sanki.

Özetle kitabı kapağına,sayfasına,kalınlığına göre yargılamayanlardansanız alın okuyun!
Ama Murakami ile tanışma kitabı olarak iyi bir başlangıç mı?Orası biraz karmaşık.

*Kitap tanıtımlarında detay vermeyi sevmiyorum.Karakterlerin adını da bilinçli olarak yazmadım.Kitaptaki karakterlerle kendiniz tanışmalısınız öylesi daha zevkli.
Kitabı bitirdikten sonra bir tanıtım yazısı okudum ve şok oldum.Resmen kitabı anlatmış.O yazıyı okuyanların kitabı okumasına gerek yok.Ya da kitabı okurken şaşıracak pek bir şeyiniz kalmamış oluyor.

Umarım bu üstün körü yazılmış yorumum işinize yarar.
İyi okumalar

edit:Kitabın ağırlığı hakkında o kadar atıp tuttum.Buna rağmen sahile ve bankaya giderken yanımda götürdüm.Ama arabasız gitseydik buna cesaret edemezdim.Ağır olması sadece taşıma sorunu yaratmıyor bir de okuma sorunu oluyor.Dilediğiniz pozisyonda okuyamıyorsunuz.Ben masada okuyabildim en rahat.Ama kita bitmek üzereyken o da pek rahat olmadı.Yoshi aynı kitabın Japonca versiyonu ile ülkeyi dolaştı.Trende,iş yerinde hatta toplantıda bile okumuş.Ben eve mahkum olma hissini sevmedim.Doğan kitap keşke bu yorumları görse ve kitabı 3 cilt olarak çıkarsa.Böylece kitaba bakıp almayanları fikrinden caydırabilirler.
Kitapla ilgili tek olumsuz yorumum budur.Evet kitaplıkta çok şık duruyor.Kocaman falan ama kullanışlı değil kesinlikle!


Benim Var!


Yürekten sevdiğim bir insan var ve bu yüzden hayatım kurtuldu!

Evet biliyorum şanslıyım :)























Kitap az önce bitti.Yorumu yarın gelecek.
Şimdi Japonya için uyku vakti!

29 Mayıs 2012 Salı

Çantamda Neler Var Videosu Bekleyenler


Son bir haftadır sürekli istek yapılan bir videoydu.Sabah hasta halimle çektim.Ojelerimin uçları bozuk affola.Sağ işaret parmağımda oje yok.Çünkü parmağımı kesmiştim bantlıydı.Bu sabah çıkarmıştım videoda farkettim.Bir daha baştan çekmeye de pek gücüm yok açıkçası.
Bu seferlik böyle olsun.

Yine de merak eden olursa diye(sonradan hep soruluyor)

Pembe oje:Flormar 127
Gri oje-China Glaze Recycle

iyi seyirler

Karamel


Koltuğun koluna böyle oturup etrafı seyrediyor.
Onu böyle görünce pencere önü teyzelerine benzetiyorum.
Bayılıyorum bu haline!
Geçenlerde sonunda yakalayabildim bu halini.

Nasıl ama?

Meraklı Karamel :)


28 Mayıs 2012 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #52

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Hadi bakalım geçen hafta neler olmuş.
 İş görüşmesine gittikten sonra kendimi starbucks ile ödüllendirmiştim :)1Q84 şişkoluğundan ötürü cezalıydı ve beni evde bekliyordu.
 Geçen hafta Yoshi'nin toplantılar haftasıydı.Osaka'ya da gitmişti.Gelirken benim için bir şey getirmesini istemiştim.Bu sefer Belçika Waffle'ı getirmiş.Lezzetliydi :)Bir de fotoğraflamadığım Kobe çikolatası var.Kahveli olduğundan hale duruyor :)
 Evde bıraktığım 1Q84 beni sabahlara kadar uykusuz kalmakla cezalandırdı.
 Klasik yalnızlık kahvaltısı.
 Ben bekletilmekten nefret ederim.Ama ne yazık ki bekletiliyorum.
 İlk iş günümün akşamı kutlamaya gittik.Birisi çakırkeyf sınırını biraz geçti.Bilin bakalım kim?Fotoğraf istasyondan :)
 Sen o kadar videolar çek.Çok ağır insan çantada taşıyamaz de,yatak odasından salona getirirken yoruluyorum de büyük konuş.
Kitap öyle bir noktaya gelsin ki evde bırakama :) Bankaya götür.
Arabayla gitmesek cesaret edemezdim de.Arabayla gittiğimiz için benimle bankaya ve cafeye geldi 1Q84
 Komeda coffee adlı zincir cafe.Tostları lezzetli tek sorun içeçekleri çok sınırlı.
 Mesela tostun yanında bu buzlu,dondurmalı kakaoyu içmek zorunda kaldım :) Garip oldu ama lezzetliydi.
 İşe giderken önce trene ardından otobüse biniyorum.Sanırım Japonya'da ilk defa kadın otobüs şoförüne denk geldim.Ama hafızam beni yanıltıyor da olabilir.

 Yataktan kaza sesine fırladık.Fotoğrafta görünmemiş ama 2 beyaz araba çarpıştılar.Trafik tıkandığı için aracı evin önüne çekmişler.
Bu ara Japonya'da çok sık kaza haberleri oluyor.Allah'ım sen bizi koru diyorum.
Bu senenin defteri bitti.Zaman zaman günlük yazmayı seviyorum biliyorsunuz.O bitince sırayı bu kedili paper blanks aldı.
Haydi bakalım :)
 Evimizde bir ergen var.Hayattan bıkmış,ölesiye isyan :)
Büyük konuştum vol:bilmemkaç

1Q84 bizimle sahile de geldi :)1-2 güne biter diye düşünüyorum.Hafta içi yorumumu yazarım :)Bitir de yorumunu yaz diyenler var da :)

İşte böyle bir haftaydı.

Keyifli bir hafta diliyorum herkese.

Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 

27 Mayıs 2012 Pazar

Pazar Fotoğrafı #39


Dün canı çok sıkkındı Yoshi'nin bugün de izinli olunca duramadık evde.Pasifik sahiline attık kendimizi.Şansımıza hava çok güzeldi,kumlar sıcacık.
İyi geldi bu birkaç saatlik mola.




Bu arada Yoshi de instagramda bir süredir.Kullanıcı adı yoshijaponbalik takibe alırsanız onu çok mutlu olurum.

Bir de instagramı bilgisayardan takip etmek isteyenler için Yoshi'nin linki burada
Benim hesabımı bilgisayardan takip etmek isterseniz sağ sütunda link var.

İyi pazarlar!

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Tükettim #8

En son tükettim yazısını 26 şubatta yazmışım.O günden beri tabi ki ürün bitirdim.Hatta mart ayında fotoğraflamışım ama bir türlü yazmamışım.
Bugün yazmalıyım artık dedim.Çünkü çöpler duruyor öyle bir köşede :)
 1-S-unique Aseton- Hiçbir ekstra özelliği olmayan ama memnun olduğum bir ürün.En çok ve sık bitirdiğim ürün olsa gerek.2 adet :)

2-The Body Shop Earth Lovers-Lemon&Thyme ve Watermelon&Eucalyptus
Çeşit çeşit vücut şampuanı kullanmayı sevenlerdenim ama bu 2 ürünü de hiç sevmedik.Özellikle fiyat karşılaştırması yapınca üzücü bir sonuç oldu bizim için.Bir daha bu seriden asla bir şey almam.

3-Maybelline The Colossal Volume Express Mascara-Ben çok severek kullandım.Zaten uzun ve kıvrık kirpiklerim olduğu için benim tek istediğim kirpiklerimi birbirine yapıştırmasın bir de kaşımın altına bulaşmasın :) Bu rimelin verdiği etkiyi sevdim.Yenisi de aldım.Bunu sevdiğime güvenip morunu da aldım ama sevmedim pek onu.(Türkiye'den almıştım)


4-Avon Clearskin tonik-Neden aldığımı bilmediğim bir ürün.Sırf alkol de denilebilir ama toniksiz kaldığım için bitsin diye kullandım.Çok tavsiye etmem hassas ciltlere.(Türkiye'den almıştım)


5-Avon Naip Experts Oje Kurutucu-Bu üründen evde 5-6 tane daha var sanırım.Ablam hastası bu ürünün.Burada yaşarken almıştı.Ben de onda görüp 2 tane almıştım.O Türkiye'ye kesin dönüş yapınca bana bıraktı hepsini.Bıraktığı yağlı hissi sevmediğimden çok kullanmıyorum.Ama bitmeye en yakın olanını bitirdim :)Kurtuldum diyelim ya da.Ben ojeyi kurutmakta bir etkisi olduğuna inanmıyorum.Ama dediğim gibi ablam hastasıydı.(Türkiye'den)


6-Pond's Pure White Deep Cleansing Facial Foam-Bu ürünü Filipinler'den almıştım.Ocak ayında Clarisonic Mia alınca onunla kullanmaya başladım.Çok sevmedim ama yine de kullandım.Aslında benden çok Yoshi kullandı o çok sevdi bu ürünü.Daha sonra Japonya'da da satılmaya başladı Pond's.Şimdi büyük boyunu aldık.Kullanılmayı bekliyor.


7-Adını bilmiyorum-Etiketi yırtılmış bu siyah simli ince uçlu oje de ablamdan bana kalan bir ürün.Ama yapısı bozulmuş olduğu için çöpe gidiyor.


Kozmetik adına mart ayında biten ürünler bunlardı.Bitmek üzere oaln birkaç ürünü daha bitirip bu seriye daha fazla ara vermem umarım.Almayağım kurallarımı zaman zaman delsem de evde epey ürün azaldı.Mutluyum :=)


Mart ayında biten kırtasiye ürünlerim ise.

1-Pritt Stick yapıştırıcı-Bol bol gezi defterleri yaptığım için en çok tükenen şey yapıştırıcı oluyor.Sevdiğim bir ürün.Türkiye'de anaokulu öğretmenliği yaparken de bunu tercih ederdim.Hala değişmedi :)

2-Tombo Pit Tape Glue-Bu benim Japonya'da tanıştığım bir ürün.Hata düzeltici şeritlerle aynı mantıkta çalışan yapıştırıcı.Hem tutuculuğu güzel hem de çok pratik.Bolca bitirip bolca alıyorum :)

3-Stabilo Point 88-Kalem bitirmek hem üzücü hem sevindirici bir şey benim için.Stabiloları çok sevdiğimi zaten biliyorsunuzdur.

4-Plus Tape Glue-2 numara ile aynı şey ama farklı bir marka.Yeniden alacağım bir ürün.

İşte bu kadar.Şimdi bunlar çöpe gidecek büyük bir gönül rahatlığıyla :)


Milet-Miletos

 Sökeli olmanın (benim için) en güzel yanlarından biri Antik şehirlere yakın olmaktır.Bu yüzden Efes'e Priene'ye,Milet'e vs gibi kaç kere gitiğimi hatırlamıyorum.Tabi bunda babamın bir dönem turizmde çalışmış olmasının da etkisi var.Her defasında hadi sen seversin sen de gel diye beni de yanında götürmüştür.Yoshi ile evlendikten sonra onu ve onunla gelen arkadaşlarını da götürmek için defalarca gittim ve daha da gideceğimdir.
Bu kadar gitmiş olmama rağmen bir Türk rehber ile gezmek hala nasip olmadı.Hayalim ve en büyük isteğimdir.En kısa sürede gerçek olur inşallah.
(fotoda Gülşah-annem-ben 2009 yılından)
 Milet eskiden bir liman şehriymiş.Şimdilerde denizden 10 km içeride.Bu bana olağan üstü geliyor.Her defasında çok etkileniyorum.Yıllar içerisinde Büyük Menderes'in getirdiği toprak sayesinde deniz dolmuş.Büyüleyici bence.

 Hakkında daha fazla bilgi için vikipedia'ya buyrun tık tık 
 Bu yazıyı yazma sebebim.Malum yaz geliyor tatil planlarınıza Milet,Priene,Didim,Efes gibi antik şehirleri ekleme ihtimaliniz olabilir diye.
 Japonya'da böyle antik kentler yok malesef.Bu yüzden Japonlara büyüleyici geliyor böyle yerler.Japon yapılarının tamamı tahtadan olduğu için felaketler ve yangınlarla yok olmuşlar.Sarayları bile saray hissi vermiyor insana Topkapı sarayını bildiğimiz için olsa gerek.






 Milet antik şehrinin içinde bulunan İlyas Bey Külliyesi


Bir de 2011 gezimizden Yoshi`nin cekmis oldugu bir videoyu ekliyorum.Iyi seyirler



Kimler bulundu Milet`te kimler gitmek istiyor?

25 Mayıs 2012 Cuma

Teşekkür Ederim


Çok teşekkür ederim.
Yeni işimi tebrik eden,
yanımda olan
herkese çok teşekkür ederim.

Başkalarının mutluluğu ile mutlu olabilen insanların varlığı beni çok mutlu ediyor.
Ama benim mutluluğumla mutlu olanların tabi ki benim için yeri ayrı.

Mailleriniz,mesajlarınız,yorumlarınız ve twitleriniz ile bu dünyayı daha güvenli bir yermiş gibi hissettiriyorsunuz bana.

Orada olduğunuzu bilmek çok güzel.

Gerçekten çok teşekkür ederim.
Benim için dilediğiniz dileklerin daha güzelleri sizin olsun inşallah!


24 Mayıs 2012 Perşembe

Yeni Bir İş

 Tayin işi olmadı diye bir anda dibe çökmüştüm.Ertesi gün bunda da var bir hayır deyip toplamaya çalışmıştım kendimi.
Derken birkaç gün sonra sevgili Mehmet bana telefon açtı.Seni bir dil okuluna önerdim,yarın arayacaklar dedi.
Merakla bekledim.Ertesi sabah bir telefon geldi.Dil okulunun sorumlu müdürü aradı beni.Ertesi gün için görüşme teklif etti.Kalbim küt küt okula gittim.
İş görüşmesi sırasında kalpten gidecektim ama gülen gözleri karşısında olumlu bir cevap alacağımı anladım :)
Büyük bir şirketin(dünya çapında) bir elemanına Türkçe öğretmeye başladım.Birebir özel ders veriyorum.Bugün 2.günümdü.Haziran sonuna kadar devam edecek dersler.Böylece temmuzda gelmeyi planladığım Türkiye tatilim hiçbir şekilde etkilenmeyecek.
Japonya'da ilk defa bu kadar ciddi bir iş yapıyorum.Kontratlar imzaladım,takım elbise aldım.İlk gün bayram çocuğu gibiydim her şey yeni :) Eksiklerim var tabi evrak çantası falan :)
İlk fotoğrafı bugün durakta çektim.
Nasıl olmuşum?
(durakta,güneşin altında kendimi çekme çabalarım yüzünden asık suratlı çıkmışım pardon :) )


edit:sildim fotografi pek sevmemistim zaten :)

Beni duaları,iyi niyetleri ve enerjileri ile destekleyen herkese çok çok çok teşekkür ederim.

Ve özellikle Mehmet'e çok teşekkür ediyorum.Gerçekten çok çok çok  teşekkür ederim.Umarım okuyorsundur :)
Bir kere daha diyorum her şeyde bir hayır vardır.

Güzel bir gün olsun herkes için.

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Yeni Takıntım


Yukarıdakilerin hepsini son 1 ay içerisinde aldım.Aslında çok takı takabilen biri değilim.Özenir alırım ama kullanamam.Bizim evde en çok takıya düşkün olan ablamdır.Çekmeceler dolusu vardır.Ama dediğim gibi ben pek kullanmam.
Bu sebeple içimdeki bu yüzük aşkının sebebini anlamış değilim.Nerede yüzük ben orada olur oldum.
hadi hayırlısı.
Detay fotoğraflarını çektim ama sevmedim.Bu sebeple kullandıkça fotoğraflayıp zaman içinde buraya eklemeye karar verdim.
Geçenlerde taktım bunları.Alyans gibi olan H&M diğerleri bir Hint dükkanından.

Siz en çok hangi takıyı  seviyorsunuz?Bu senenin modası arm party yapıyor musunuz?


21 Mayıs 2012 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #51

instagram kullanıcı adım:serrose
Hadi bakalım geçen hafta neler olmuş.
 Kış Günlüğü adlı kitabımı okurken yanına dondurmamı da ekleyip tezatlığı fotoğrafladım.Nasıl derin manalar yüklemişim değil mi :p

 Almayacağım diye diye evdeki el kremi stoğumu tükettim.Çantada taşımak için bu seti aldım asos'tan.Mis gibi kokuyorlar ve minicikler :)
 Karamel bazen bizimle birlikte uyuyor.Bu sefer Yoshi'nin tarafını seçmiş.Bu arada hala soğuk burası.Ben yazlık pijamalara geçtim ama aptallık ettim sanırım.Yoshi hala kışlıklarıyla uyuyor sıcak sıcak oh :)
 Yeni kitap kokusunu kim sevmez.Ben çok severim mesela :) Ve Yoshi de sevdi.Sevdi diyorum çünkü Japon kitapları böyle kokmuyormuş.Önceleri tesadüf sansam da Karamel de sevdi.Ben elime Murakami'yi alınca bağımlı gibi koşup geliyor koklamaya :)
Açıklıyorum biz Kato ailesi olarak yeni kitap kokusu bağımlısıyız.
 Şiştt sessiz olun.1Q84 okuyor Japon balık :) Kitabı okurken uçmuş,gitmiş :)
 Yoshi'nin izin günlerinde starbucks'ı mesken tuttuk.
 Tatlı krizine girdiğim bir andı.Tiramisu ve buzlu şeftali çayı ile enerji toplamaya çalışıyordum.Murakami için her şey :D
 1Q84 öyle bir kitap ki hadi bir bölüm daha diye diye sabahı ettim.O günden beri uyku düzenim mahvoldu zaten.Dün gece de sabahladım :)

Japonya'da en sevdiğim dondurma sonunda çıktı.Birkaç ay satışta kalıyor sadece ve ben bayılıyorum buna.Yazısını yazmıştım burada




Bugün sabah bir görüşmem vardı.Az önce geldim eve.Trende bu twiti attığımda.
Cevap veren herkese çok teşekkür ederim.Çok mutlu ettiniz beni :)

İşte böyle bir haftaydı.

Keyifli bir hafta diliyorum herkese.

Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun