Minik bibloları çok seviyorum.Ama her zaman değişik ve güzel olanı bulmak kolay olmuyor.Bu tarz bibloları en çok kitaplıkta seviyorum.Hani rafta biraz boşluk kalır ya hah tam oraya göreler bence.
Ama bu sefer biraz farklı bir amaçla aldık.Oturma odasının penceresi için alındılar.Orada ufacık bir yılbaşı teması olacak. Fotoğraf çekmeyi unuttuğum bir de siyah biblo seti var.Onu da videoda görebilirsiniz.
İyi seyirler.
Ve mektup arkadaşım olacak herkese kocaman teşekkürler.Uyanınca o kadar mail ile karşılaşmak süperdi :)
***
15 kasım son gün bu yüzden hala oyunuza talibim.
Sana mektup yazmak istiyorum diye mailler aldığım zaman çok mutlu oluyorum.Beni yeterince süredir takip edenler posta kutusuyla aşk yaşadığımı bilirler.
Uzun bir süredir postcrossing ile aram yok.Bilmiyorum ama bir soğukluk girdi aramıza.
Yeni evde hazır kendime,hobilerime ait bir odam olacakken ve yazılmayı bekleyen bir sürü süslü mektup kağıdım varken.Sizinle mektuplaşmak istiyorum.
Öncelikle kimseden hediye beklemediğim gibi kimseye hediye yollamayı da vaad etmiyorum.Çünkü önceleri beni mutlu eden bu hediyeleşme sonrasında bütçede sağlam sallanmalara sebep oluyor.
Bu yüzden gerçekten mektuplaşma niyetinde olanlar bana yazsınlar.Ya da en sevdiğim şey kart postal yollasınlar.
Aslında niyetim bir posta kutusu kiralamaktı ama ne yazık ki bu o kadar da kolay değilmiş Japonya'da.Çok ama çok çok mektup gelmesi gerekiyormuş.Bunun garantisini veremeyeceğim için bu seçenek silindi benim için.
Diğer bir seçenek ise mektupları postaneye göndermeniz.Böylece benim için yürüyüş yapma bahanesi olacak.
Adresi buraya ekleyip eklememekte kararsız kaldım.
En iyisi siz bana mail yazın :) Böylece adresimi verebileyim size!
Mektup yollayanlarınız bol olsun efendim :)
---------------------
Adresimi Yolladığım Arkadaşlara Önemli Not
Ah benim aklım nerelerdeydi!
Bu adres sadece Ptt yani bulunduğunuz ülkenin post office'leri için geçerli.
Özel kargo şirketleri bu adresi bulamayacaklardır!
Japonya'da beni en şaşırtan servislerden biridir bu.Eğer yağmurlu bir günde alışveriş yaparsanız 2 katı puan ya da indirim kuponu kazanabiliyorsunuz bazı işyerlerinde.
Dün gece akşam yemeğinde Curry rice vardı.Japonca adıyla kare.Curry aslında bir Hint yemeği olmasına rağmen Japonya'da çok sık tüketilen bir yemek.
Dün evimizde 2. kere kare pişirildi.Bu yüzden yemeden önce korkularım vardı.İlk kareyi 5 sene önce yemiş ve sevmemiştim.Ama ya bu sefer gerçekten lezzetli oldu ya da ben çok alıştım Japon yemeklerine :)
Nasıl yapılıyormuş diyenleri 3 partlık bir video bekliyor :)
Uzun zamandır aklımızda bu çerezden yapmak vardı.Spagetti çerezi Japonya'da bazı restoranlarda ve barlarda satılıyor.Geçenlerde Hub'a gittiğimizde biz de satın almış eee artık evde de yapalım diye karar vermiştik.
İşte bugün bu kararımızı uyguladık.Bu çok lezetli çerezi evdeki malzemelerle yapabilirsiniz.Üstelik ev partilerinde misafirlerinize çok şık sunumlarla sunabilirsiniz.
Eğer tarifi denerseniz ve fotoğraflarını bana yollarsanız Facebook sayfamda bir albüm hazırlamak isterim.
Başlıktaki soruyu 5 mailde bir alıyorum desem abartmış olmam.Bu sebeple bir videoda içimi dökmeye,Japonca yolculuğumu ve Japonca hakkındaki düşüncelerimi anlatmaya çalıştım.
Siz bayramı sevdiklerinizle,ailelerinizle kutlarken biz de kendimizi mağazalara attık :) 2 gün boyunca yaptığım mini alışverişler için video çektim.Videoya parfümü eklemeyi unutmuşum.Uzun zamandır almak istiyordum ama kısmet bugüneymiş :)
Bloğumda alıntı fotoğraflarla yazı yazmayı hiç sevmiyorum.Sonuçta burası benim kişisel günlüğüm,hayat yolculuğum.Bu sebeple mümkün olduğunca az alıntı yapmaya çalışıyorum.Dün yazmış olduğum doğa kızları yazısı büyük ilgi görünce sadece bu tarz yazılar yazmayı planladığım bir blog (daha) açtım.
Japonya'da Gördüm adında yeni bebeğim :)
Şimdilik moda yazdım ama ileride yeni çıkan ürünler,değişik teknolojiler falan yazmayı düşünüyorum.Böylece Japonya'dan haberler tadında olacak :)
Bugün saç ürünlerim ile ilgili bir video çektim.Hazır ürünleri bir araya topladım bu arada bir de almayacağım raporumu yazayım istedim :)
Almayacağım saç ürünleri kuralıma 27 nisan 2011'de başlamışım.Bu süre zarfında epeyce ürün bitirip yenisini almadım.Kendimi tebrik ediyorum.
Ürünleri nasıl kullandığımı ve haklarındaki düşüncelerimi videoda anlattım.Tam adlarını buraya yazıyorum ki merak eden,dileyen ebay ya da farklı sitelerde bakabilir diye.
1-Cape Super hard hair spray 2-Prostyle-Kukkiri Wave
3-Prostyle-Super Straight
4-Gliss Sıvı Saç Kremi-İpeksi Görünüm
5-Gliss Sıvı Saç Kremi-Onarıcı
Bugün Yoshi'nin Nagoya merkezde toplantısı vardı.Bu yüzden toplantı çıkışı buluşmaya ve 5. yılımızı kutlamaya karar verdik.Çünkü 17 ekimde ablam geri döndüğü için kutlayamamıştık. Neyse hazırlandım tam çıkacaktım ki ipodumu da attım çantaya.Dedim 30 dakikalık tren yolculuğu boş boş çekilmez.
İstasyona kadar bisikletle gittiğim için bir şey anlamadım.Derken trenin kapısına geldiğimde bir de ne göreyim.Sol ayakkabım açılmış.Geçen seneden beri giymiyordum.O yüzden böyle bir şey oldu sanırım.Off diye düşünürken elimi ipoda attım bir de ne göreyim şarjı yok.
Bütün bunların öncesinde 2 saatlik uyku ile durduğumu söylemeliyim.Dün gece yağan yağmur yüzünden bacaklarım çok ağrıdı :( Yani 3'ledik.
Aslında çok benlik bir şey değil.Yoshi satın aldığım her şeye evet bu çok Sergül dediği için bu sefer çok Yoshi'lik aldım.Giyim konusunda zevklerimiz birazzz farklı :) Yoshi geciktiği için birazcık daha alışveriş yaptım. Sonra favori mekanımız İngiliz Pub'ı Hub'da buluştuk.
Benim tercihim menüye bir süreliğine eklenmiş olan yeşil çaylı mojito oldu.Pek sevmedim açıkçası hiçbir tat alamadım.Yoshi ise bira ile başladı.Ortadaki çerez ise spagetti kızartması.Yoshi evde yapacak bir gün o zaman yayınlarım blogda.
Mojitoyu beğenmeyince Bourgogne Cassis Sodayı denedim.Cassis'li kokteyller Japonya'da çok meşhurdur.Tatlı bir alkol olduğu için bayan alkolüdür :) Bu da 2 basamak daha kaliteli Cassis ile yapılmış bir kokteylmiş.Vallahi soda tadı daha baskındı.Yani bu gece seçimlerim yüzümü güldürmedi.
Sonra evimize gitmek üzere istasyona doğru yola çıktık.Tam tren kapısına geldik kapılar kapandı.
Ben bunu gülerek karşılarken Yoshi beycim şakacıktan somurttu :)
Dün Yoshi ile Airport Walk adlı alışveriş merkezine gittik.Bu alışveriş merkezi benim şimdiye kadar gitmiş olduğum en ilginç olanıdır.Çünkü adından da anlaşılacağı üzere gerçekten bir havaalanıymış. Fotoğrafta görülen bina bir zamanların dış hatlar terminaliymiş.Aslında yapıldığı zaman da etrafında yerleşim yerleri varmış.Evler,okullar falan.Hatta Yoshi'nin okulu(hangisiydi unuttum) da buraya yakınmış.Uçakların sesini engellebilmek için civardaki ev ve okulların camı ses geçirmeyenlerdenmiş.Ve yazları çok sıcak olduğunda sınıfın camlarını açamayacakları için bütün sınıflar klimalıymış.Bunun o dönemde çok pahalı bir şey olduğunu söylemek lazım.Ve sanırım bu masrafı Nagoya belediyesi karşılamış.
Sonra ne olmuş?Gel zaman git zaman uçuşlar fazlalaşmış bu da eşittir gürültü artmış.Çevrede evler olduğu için gece uçuşları baştan beri olmamış zaten ama bu da gündüz uçuş sayısını katlamış.Bakmışlar başa çıkamıyorlar.Şehrin dışına yeni bir havaalanı yapıp burayı terk etmişler.
Şimdi bu bina alışveriş merkezi olarak kullanılıyor.Ve içeriye girdiğiniz zaman o havaalanı hali/atmosferi devam ediyor.
Biz de zaman zaman gidiyoruz.Hem yakın sayılabilecek bir yerde olduğu için hem de içinde Türk döneri satıldığı için.Çünkü Yoshi döner kebabı çok seviyor.
İşte dün yine gittik.Hem yemek yedik hem de biraz alışveriş yaptık.
Ve işte dünün videosu.
bu da dünkü biz :)
Peki neler almış bu kız diye merak mı ettiniz? Dün kendimi aşıp (hahahaha) kamera karşısında size video çektim.Alışmak zaman alacak sanki.İnsan nereye bakacağını,elini nereye koyacağını falan karıştırıyor ve çoook heyecanlanıyorum.
Neyse bakalım neler almışız.
Benim en favori parçam tabii ki Tom ve Jerry bardaklarımız.Nasıllar ama?
Ve bu kupalarımın şerefine instagramda yeni bir tag başlattım. #gununkupasi hadi siz de gelin :)
Youtube'a videolar eklemeye başladıktan sonra orada yeni bir kitle oluştu.Ben aslında videolarımı bloğa eklemek için youtube'a ekliyorum.Dolayısı ile blogdan takip edenlerin bildiği şeyleri açıklama gereği duymuyorum.Mesela Yoshi kim sorusunu blogda görmem sanırım :)
Ama videolarımın altına sürekli Yoshi kim diye yazılıyordu.Dün gece bir anda böyle bir video çektik.Yani birazcık saçmaladık demedi demeyin.Ama Japonlara özgü gereksiz bir bilgi daha edinebilirsiniz videoda :)
Sonunda saç ürünlerim ve vücut kremlerim kolilerden çıktılar.Ve aynanın üzerinde yerlerini aldılar.Askerlerim benim onlar :) Aralarında yeni bir favorim var birkaç kere daha deneyip size anlatacağımdır.
Hergün düzenli yapmasam da gece rutinim budur.Clarisonic gerçekten güzel bir ürün tavsiye ederim.Olay gece kremim de Türkiye'den :)
Bir temizlik gününün öğlen molası böyle geçmişti.Mesnevi Terapi henüz beni saramadı neden bilemiyorum.Negro candır demişmiydim?
Yeni ev patiklerim nasıl?Acayip rahatlar :)
Aşırılı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın kitabından bir alıntı.
Neden bilmiyorum ama hoşuma gitti.Sanırım kimi zaman hatırlatmalıyız bunu kendimize.Korkuları sıraya koyduğumuz gibi önceliklerimizi,sevdiklerimizi,sevmediklerimizi de koymak gerekir sanki.
Böyle tek başına ağaçları fotoğraflamayı çok seviyorum.Kelimelere dökemeyeceğim şeyleri anlatıyorlar bana.
Bu fotoğrafı ablamı karşılamaya havaalanına giderken çekildi.Tabii ki gökyüzü bu kadar mavi,otlar bu kadar yeşil değildi.Telefon uygulamaları sağolsun.Ama yine de güzeldi :)
Yoshi shift usulü çalıştığı için ne yazık ki haftasonu ya da bayram tatilleri falan yok.Sadece ayda 10 gün izinli oluyor ama belirlenmiş günlerde değil.Her ay sonu bir sonraki ayın çalışma çizelgesi hazırlanıyor.Yoshi'nin şubesinde bunu Yoshi hazırlıyor.Hafta sonu trafiğini sevmediğinden zorda kalmadıkça kendine haftasonu tatili yazmıyor.
Bu da demek oluyor ki hafta sonları ben yalnızım.Neyse bugün öğleden sonraya kadar hiçbir şey yapmadım.Sonra bir anda yürüyüşe çıkmaya karar verdim.Japonya'da nehir kenarlarını güzel değerlendirirler genelde.Yürüyüş yolları,parklar,banklar falan olur.Bizim eve en yakın nehiri ne zamandır gözüme kestiriyordum.Gerçi biraz bakımsız ama olsun diye düştüm yollara.
Önce yol üzerinde görmüş olduğum bir tapınağa uğradım.Tabii ki hakkında hiçbir bilgim yok.Ama bol bol fotoğraf var :)
Ben arka kapısından girmişim bilmeden.
Aslında giriş kapısı burası.
Bu ağaçların yaprakları kızarır mı acaba?
El yıkama yerinde su yoktu.Bu figürü daha önce de bir tapınakta görmüştüm.
Bugün böyleydim ben.
Bir de bu yalnız nineyi gördüm.Orada ne yapıyordu bilemiyorum.Çok yakın mesafede değildi.
İşte böyle bir pazardı benim için