Bildiğiniz gibi biz 3 kız kardeşiz.Bir ablam bir de kızkardeşim var.Ablam ve ben aynı anne babadanız kardeşim Gülşah ise annemin ikinci evliliğinden.
Gülşah ile aramızda 4 yaş var.
Gülşah büyük bir bebek olarak doğmuştu.Öyle ki o doğduğunda ablam ve ben onu kucaklayamıyorduk.4.900 gram 57 cm miş.Annem söyledi şimdi :)
Gördüğünüz gibi hala en uzunumuz o :)
Gülşah doğduğunda annem bir farklılık görememiş iri bebek olması dışında.2 yaşına geldiğinde yürüyüp,konuşmadığında annem şüphelenmeye başlamışAblam ve ben çok erken yürüyüp,konuşmuşuz.
Annem bir şeylerin ters gittiğini anladığı anda biz annemi kaybettik diyebiliriz.Gülşah için çalmadık kapı,gitmedik yer bırakmadı.Buna hacı hocalar da dahil.4 yaşına geldiğinde hala yürüyüp konuşmuyordu.
Dış görünüşü de normal çocuklardan farklı ve dikkat çekiciydi.Bir de bunlara bebek arabasında oluşunu eklersek bizim için çocuk olmak hiç kolay değildi.
Ne zaman parka gitsek saçma sapan sözlere,bakışlara maruz kalırdık.
Kardeşimize laf söyledikleri için çok çocukla kavga etmek zorunda kaldık küçükken.Daha da acısı ki daha önce yazmıştım.Anneler oluyordu.Bak sözümü dinlemezsen böyle olursun diyorlardı kardeşimi göstererek.Eskiden anneler daha cahildi tabi.
Bir de zihinsel engelin bulaşıcı olduğunu düşünenler var ki onlar çok daha zavallı benim gözümde.Kardeşime yakın olursa engelli olacağına inandığı için aslında çoktan engelli olduğunun farkında değil zavallı!
Hepimiz birer engelli adayıyız.Bugün kafana bir şey düşer oldu bitti işte!
Biz aile olarak Gülşah'ı çok kolay kabullendik.Akrabalarımız da bize çok destek oldu.Özellikle annemin tarafı.Maddi ve manevi çok zor bir yolculuktu her birimiz için.
İstanbul'da gittiğimiz bir doktor deniz-kum-güneş en etkili tedavi dedi.Ve biz her yaz 90 gün denizdeydik.Ve doktorun dediği oldu kardeşim ayağını ilk kez denizin içinde oynattı.Yürümeye başladı.Şimdi yürüyebiliyor,yüzebiliyor,bisiklete binebiliyor hatta koşabiliyor.Ama 22 yaşında bir yetişkin gibi değil de 6 yaşında bir çocuk gibi koşuyor.
Aynı sene konuşmaya başladı.Şimdi susturamıyoruz :)
Okuma-yazma ile arası yok ne yazık ki!Harfleri tanıyor ama birleştiremiyor.
Kendi bakımını kendi yapıyor.
Hafızası süper güçlü.
Bir tek rakamlarla arası yok.Sayı sayabiliyor ama onun anlamını bilmiyor.
İnsan ilişkileri süper ötesi
Hafızası sayesinde temel Japonca bile konuşabiliyor :)
Biz Gülşah'ı her zaman arkadaş ortamımıza soktuk.Yani bizimle arkadaşlık etmek isteyenler önce kardeşimizi kabul etmek zorundaydı.
Hatta erkek arkadaş seçimlerimizde de bu kural geçerliydi.Bizi sevecek olan erkek önce kardeşimizi sevmek,onun testinden geçmek zorundaydı.
Onun yaşayamayacağı duygular olduğu için ona özel ilgi göstermek şart.Bu sebeple ufak şeylerle onu mutlu etmeye çalışıyoruz.
Sevgililer gününde ona da hediye almak,arabanın ön koltuğunu ona bırakmak,zaman zaman birlikte bir yerlere gitmek gibi.
Biz kardeşimizi hiç saklamadık,odalara kilitlemedik tam tersi önce onu soktuk ortamlara.
Bu yüzden gözü çok tok,bilinçli ve insan ilişkileri süper bir genç kız oldu.
Kendinin farkında engelli olduğunu biliyor ve bunu kabullenmiş durumda.
Şuanda 22 yaşında genel olarak çok uyumlu ve neşeli biridir.
Ama dönem dönem duygusal zamanları oluyor.Ki hakkıdır.Kendi içinde yaşadıkları ve yaşamadıkları var.
İçinde kadınları var diyorum ben ona.Bir bakıyorsun 4 yaşında çocuk oluyor sonra 22 yaşında bir genç kız ya da 40 yaşında olgun bir kadın.
Sağlıklı bir bireyken bile ayak uydurmak zor onun işi daha da zor.
Bize düşen her daim sabırlı olmak ama bizim de psikolojilerimiz bunu her daim kaldıramayabiliyor.
Bunları neden mi anlattım.Belki sizin de yanınızda,yörenizde belki de ailenizde böyle bir melek vardır.
Onlara acımayın diye!
Onlar sevgiyi ve sahiciliği çok güzel anlıyorlar.
Sahte yakınlıklar,sahte gülümsemeler ve sahte sevecenlikler onlara sökmüyor.
Bir daha 'engelli' bir birey ile karşılaştığınızda kendi 'engelinizi' bir kenara bırakıp gerçek duygularınızla yaklaşın ona.Bakın size nasıl karşılık verecek!
Bizim kardeşimizle ilişkimiz her şeyin ötesinde ve üzerindedir.
Onun ablası olmaktan gurur duyuyorum.Onun sayesinde farklı bir birey oldum ben!
O okuyamasa da burayı ben çok teşekkür ediyorum ona bir kere daha!Dünyaya gelmek için bizi seçtiği için!
Son fotoğraf bu yazdan.Üçümüz bir arada anne balkonundayız.Hayatta olunabilecek en güvenli yer yani anne yanı!
Bir de bugünden bir video :) Gülşah video çekmemizi ve yayınlamamı istedi.İyi seyirler!
Temmuz ayı kitaplarım bu fotoğrafta görünenlere ek olarak Gölge hırsızı da var.Yani toplamda 8 kitap ediyor.Evet biraz kurnazlık edip ince kitaplarımı bitirmiş olabilirim.Ama bunun en büyük sebebi çantamda taşıyor olmam.
Üstelik 1Q84 da tek kitap sayılıyor :) Yani eşitleniyor diyelim.
Soldan sağa yazıyorum
1-İki Cami Arasında Aşk-Mürvet Sarıyıldız
Bu kitabı instagramda görmüş ve çok merak etmiştim.Fena bir kitap değil ama çok yeterli bulmadım ben.Üstelik sayfaların sadece sağ tarafa basılmış olması benim hoşuma gitmedi.
2-Cezmi Ersöz-Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine
Cezmi Ersöz ablamın favori yazarıdır.Bu sebeple bizim evde bütün kitapları vardır.Ben birkaçını okumuştum.Okunmayı bekleyen kitapları daha fazla yani.Bu ince şiir kitabını da maddeden silmek istedim.Fena sayılmaz bence.
3-Nathalie Sarraute-Açınız
Bu kitabı sadece indirimde diye almıştım.2002 ile 2007 arasında bir yerde.Keşke almasaymışım.
Yazarı 98 yaşındaymış ve ben kitaptan hiçbir şey anlamadım.Israrla okudum ve anlamadım.Umarım sorun bendedir.94 sayfalık bir kitap yani bu riski göze alabilenler okuyabilir :)
4-Marie Cardinal-Aşk...Aşklar
Bu kitabı da indirimde diye satın almıştım.Hakkında bir bilgim yoktu yani.Bilinçsiz kitap alıcısı :) Kitap akıcı bir dille yazılmışSadece sonunu biraz anlamsız buldum.Ama eğer elinizin altında varsa okunabilir.
5-Jorge Bucay-Düşündürücü Hikayeler
Bu kitap temmuz ayının en sevdiğim 2.kitabı oldu.Kısa kısa öyküler ve şiirlerden oluşuyor.Ve insanı gerçekten düşündüren satırlar,şiirler bol derecede var.
Bu kitabı da bu yaz D&R ın kampanyalı kitap bölümünden 4 liraya aldım.
6-Murathan Mungan-Osmanlıya Dair Hikayat
Bu kitap da çok uzun zamandır bekliyordu kitaplıkta.Onu özgürleştireyim derken kendim hapsoldum.Hiçbir şey anlamadım.Bolca bulunan osmanlıca sözcükler işi daha da zorlaştırdı.Şaşırdım bu kitabın bu kadar sıkıcı olmasına.Üstelik bir şiir kitabı!
7-Oğuz Demiralp-Gönderilmemiş Kartpostal Yazıları
Bu kitabın değişik bir formatı var.Bütün yazılar bir kartpostal arkasına yazılabilecek uzunlukta ve sayfalarını mektup açar gibi açmanız gerekiyor.Yani kapalıydı.Değişik ülkelerden gönderdiği ya da göndermeyi düşündüğü kartpostal yazılarını kitap haline getirmiş.Bazıları çok hoşuma gitti.Bazılarını anlamadım pek fazla.Ama yine de hoş bir kitaptı.Kartpostalları seven biri olarak fikir süperdi.
Ve bu ayın 8. ve en güzel kitabı Marc Levy-Gölge Hırsızı
Kesinlikle akıcı bir kitap.Hikayesi de çok hoşuma gitti.D&R Can yayınları kampanyasından 5 liraya aldım.Hala devam ediyor kampanya gidin bir bakın derim ben.
Kitap hakkında bilgi ararken bu videoya denk geldim.Çok hoşuma gitti.
Ve ilgili linkler
Gölge Hırsızı kitabını ablamın çantasında neler var videosunda görebilirsiniz.Zira kitabı şuan ablam okumakta.
Ablamın çantasında neler var videosu için buraya
Tadım'ın bu ürünleri ile Japonya'dayken Leylak Dalı sayesinde tanışmıştım.Tabi ki bayılarak yemiştim.Sonra annemden bana yollamasını istemiştim.Derken sonunda kendim satın alabildim.Kipa'da 6'lı paketlerini görünce dayanamayıp aldım.Bulabildiğim kadarı ile 3 çeşidi var.
1-Antep fıstıklı kuruyemiş bar
içlerinde en çok sevdiğim bu oldu :)
2-Fındıklı kuruyemiş bar
Eskiden yediğimiz,pazarlarda satılan fındık-fıstık barlarının tadını verdi bana.Sevdim diyebilirim.
3-Yer fıstıklı kuruyemiş bar
Bu en az favorim olan tat oldu.Yiyebiliyorum ama diğerlerini daha bir zevkle yiyorum :)
Genel olarak çantada taşıması kolay,sağlıklı bir atıştırma ürünü olduğunu düşünüyorum,Kesinlikle bavulumda benimle birlikte Japonya'ya gelecek.
Tadım firması umarım Japon pazarına da açılır.Ben gönüllü reklamcıları olurum :)
Ve diyorum ki tadımca kuruyemiş barları BIZIMLASİN!!!!
D&R kitap kampanyası yaptı olan bana oldu :) Hepsini götüremeyeceğim için aklımı burada bırakıp gideceğim :(
Mini bir video çektim.Çok kolayıma geliyor video çekmek.Uzun yazı bekleyenler affetsin!Japonya'da telafi ederim bunları.Ama tatilde video daha pratik :)
Duydum ki bazı kişiler ramazan davulcusuna hasretmiş.Ben de dün gece pusuya yatıp bekledim.Sonra da uykum kaçtı ve sabaha kadar oturdum o ayrı konu gerçi :)
3 haftadır Türkiye'deyim ve sadece 2 kere denize gittim.Çok ayıp bana deyip üzerimdeki uyuşukluğu suya salmak için attım kendimi denize.Ben Güzelçamlı'yı çok seviyorum.Davutlar da güzel tamam :)
İşte hazır gitmişken sizin için video çektim.Hatta bundan sonra bir sürpriz de gelebilir :)
Bu sahilde çektim videoyu.Tam bu noktada :)
Bakalım neler varmış?
Videoda adı geçen sualtı kameramın yazısı için buraya tık tık
Sualtı kamerası ile Filipinler'de yaptığımız Sea walking videomuz için buraya tık tık :) bence çok seveceksiniz videoyu kaçırmayın :)
Bu sene Türkiye'ye gelirken ilk defa ojelerimi de getirdim.Her sene getirmeyip burada satın alıp Japonya'ya götürüyordum.Böyle yapa yapa evde 200e yakın oje biriktirmiş oldum.Ömür boyu sürsem bitiremem yani.Burada yazmıştım ki ondan sonra da aldım :(
Oje kadınların kendilerini mutlu etmek için yaptığı en ucuz alışveriş olmalı sanırım.Ama biri içimdeki bu canavara dur demeliydi.3 haftadır tek bir oje almamış olmam benim için gerçekten bir başarı.
Ama dediğim gibi birkaç tane pastel ojeye hayır demeyeceğim.Eğer standına rastlayabilirsem tabi :(
Bavul hazırlarken kendime 10 oje hakkı verdim.Fotoğraflarda 8 tane görüyorsunuz.Çünkü 2 tanesini ablama verdim.
1. fotoğrafta OPI ojelerim var.Soldan sağa
1-Red Lights Ahead...Where? 2-Suzi Says Feng Shui 3-Dutc'ya Just Love Opi? 4-Show it and Glow it -Bu ojem bana en çok sorulan oje oluyor.Ne zaman videoda ya da fotoğrafta görülse adı ne diye yazılıyor.Ablamın da çok hoşuna gitti sanırım ona kalacak bu oje :) emin değilim çok sevdiğim için kıyamıyorum.Çünkü Japonya'da da bulması zor OPI ları :( ------------------------------------------- 2.fotoğrafta China Glaze ojelerim var.Soldan sağa 1-Japanese Koi(neon) benim yaza çok yakıştırdığım bir oje.Seren hiç beğenmiyor ama ben sürüyorum bolca :) Hatta şuanda ayaklarımda var bu oje. 2-FLYIN' HIGH-Bunu da severek kullanıyorum :) -------------------------------------- 3.fotoğrafta ise farklı markalar var. Soldaki Gabrini Summer edition M115 bu da biraz neon bir oje.Bu ojenin duruşunu da seviyorum.Yanımda getirdiğim tek Türk ojesi bu oldu.Başka Türk ojelerimi buraya getirip,geri götürmek biraz saçma geldi.O yüzden ojeleri seçerken onlara bakmadım bile. Sağdaki ise bir Japon markası Canmake Colorful Nails 56 numara bu ojeyi de çok beğeniyorum.Ve bence kesinlikle Opi A roll in the Hague ile aynı renkte bir oje.İkisini de sürdüğüm zaman aralarında fark yok desem yeri.Canmake ojeleri de kaliteli.Sevdiğim bir marka.Bu oje tabi ki benimle Japonya'ya geri gelmeyecek.Ablama kalacak :) İşte böyle bu ojeleri yanımda getirmekle akıllı bir iş yaptım :) Kendimle gurur duyuyorum.Ve hedeflediğim gibi oje çekmecemi küçültebileceğim. Opi ojelerim için buraya tık tık China glaze ojelerim için buraya tık tık Almayacağım oje yazısı için buraya tık tık
Pcde dolanrken bu videoyu buldum.Alanda uçağa girmeyi beklerken çekmişim.Belki izlemek isteyenler olur.
2007 nin eylül ayından beri Japonya'da yaşıyorum.Ve Allah'a çok şükür her sene gelebildim Türkiye'ye hatta senede 2 kere geldiğim de oldu.Bu sefer benim Japonya'dan Türkiye'ye 8. uçuşum.Ben her defasında Türk Hava Yolları ile uçtum.Evet başka havayollarından daha pahalı ama bence değer.Hem direkt uçuş hem de ben kendimi daha güvende hissediyorum.En az 12 saat süren bu yolculukta kendi dilimi konuşabilmek ve kendi ülkemin insanları ile olmak istiyorum.
Keşke Japonya'da yaşayan Türklere bir indirim uygulasalar.Böylece daha fazla Türk THY'yi seçer bence.Japonya'dan kalkan uçağın %80'i yaşlı Japonlar olur.Tur ile Türkiye'yi ziyarete gelirler.Bazen lise okul grupları da olur ama ben 2 kere denk geldim sadece.
Thy Tokyo ve Osaka'ya uçuyor sadece.Nagoya'ya da gelecek dedikodusu var.İnşallah gerçek olur.Zira şimdi yaşadığım yer Tokyo ve Osaka'ya eşit uzaklıkta.İki alana da 6 saat araba yolculuğu ile varıyorum.Yani aslında uçmadan pilim bitiyor benim.Ben şimdiye kadar hep Osaka'dan uçtum Türkiye'ye.Gece 23:00(Jp saati ile) civarı Osaka'dan havalanıp 05:30 (Tr saati ile)İstanbul'a inmiş oluyoruz.Dolayısı ile jet lag ya da gün kaybı olmuyor.
İstanbul'dan İzmir'e aktarma yapıyorum sonrası ile 1.30 saat araba yolculuğu ve final evde kahvaltı oluyor :)
Dediğim gibi biletler çok pahalı ama Miles&Smiles ile puan biriktirip uçak bileti alabilirsiniz.Osaka-Türkiye için çok puan gerekiyor.Ben şimdiye kadar 1 kere uçabildim ödül bilet ile.55.000 puana almıştım biletimi hatırladığım kadarı ile.
Şimdiye kadar uçtuğum uçaklardaki servis elemanları %90'ı çok iyiydi.Ama şöyle bir tesbitim var.Dış hatlar hostesleri daha samimi ve güleryüzlü.İç hatlar hostesleri çok ilginç geliyor bana her defasında.Çok havalı olmaya çalışıyorlar da ben o çabalarını anlayamıyorum.Ya da bana hep öyleleri denk geldi :)
Japonya'da çalışan yer hosteslerine bayılıyorum(Japon hepsi) acayip kibar ve saygılılar.Türkiye'deki yer hostesleri hakkında pek iyi anım yok desem yeridir.Ben iç hatlar aktarmalı uçtuğum için hep bavul fazlan var muhabbeti oluyor.Biletimde 30 kilo yazdığı halde iç hatlar uygulaması yapmaya çalışıyorlar.Sonra nasıl akıllarına geliyorsa hatalarını kabul ediyorlar.Off ki ne of yani.
Bu da uçak içi yemeğim.Japonya'dan Türkiye'ye gelene kadar 3 defa yemek servisi oluyor.Akşam yemeği-ara öğün ve İstanbul'a inmeden kahvaltı.
Ve uçakta verilen yemekler kalktığın ülkeye ait oluyor.Dolayısı ile bu yemek Japon usulüydü.Dülger balığıydı sanırım.Bir de sınırsız alkollü alkolsüz içecek hakkınız var.Japonlar bunun tadını çıkarıyor.Ben rahat uyuyabilmek için bir vodka-vişne içer,yemeğimi yer,kulaklığımı takar uyurum :) yoksa nasıl biter 12 saat :)
İşte böyle bir macera bizimkisi!
Geri dönüş 8 eylülde!Bayramda,doğum günümde burdayım sonrası Yoshi'me kavuşmak :)
Soranlar oldu Şeker'i tekrar sokağa mı bırakcaksın diye.Ne yazık ki evet.Ama eğer sahiplenmek isteyen biri varsa benimle iletişime geçebilir.Gerçi kedi nasıl gönderilir bir fikrim yok ama bunlar sonraki şeyler.Belki yakınlarda biri ister?
Bakın bu minik canavar nasıl oynuyor ipad'de.Karamel kesinlikle yüz vermiyor ipad'e.Şeker kedi oyunlarını açmamış bile olsam saldırıyor resmen :)
İpad'deki kedi oyunları şunlar
Game for cats
Cat fishing
party mix-up
tasty treasures hunt
Şimdi Şeker'i Cat Fishing oynarken görelim :)
Fotoğrafta benim oynadığım oyun ise Coin Dozer HD dikkat edin çok saçma bir oyun ve bağımlılık yapıyor :)
Şeker bir sokak kedisi.Geçen hafta ananem alıp bize getirmişti.Balkonda bırakıp gitmiştik.Geldiğimizde bulamadık annesi alıp götürmüş.Sonrasında hiç göremedik.Ta ki bugüne kadar.
Bugün ananem elinde Şeker ile beraber odaya girince çok sevindim.Annem de ananem de evde pet besleme cesaretini gösteremiyorlar.O yüzden ısrar etmiyorum.Ama ben Türkiye'de kaldığım sürece Şeker benimle takılacak buna izin çıktı :)
Bütün gün evde takıldık.Kucağımdan inmedi desem yeridir.
İpad'de oyun oynamaya bayılıyor kerata :) Ama çabuk sıkılıyor akıllı bıdık!
Bu sene hedefim fazla alışveriş yapmamak.Bu sebeple bir şeye elim giderken 2 defa düşünüyorum.Özellikle oje konusunda çok ciddiyim.Çünkü Japonya'da yüzlerce ojem var.Gerçi pastel standı görürsem 1-2 tane alabilirim.O kadar da değil :)
Neyse ablamla mini bir kozmetik alışverişi yaptık.
Fa deodorantlarından Pink Passion'a bayılıyorum ben.Yanında Fa Aqua kolonya hediyesi ile birlikte 4.95 olunca 5 set aldık.Herkese dağıttım bana kalanlar 2 deodorant pembe olan Pink Passion ve mor olan Mystic Moments ve 1 kolonya :)
Ablamın çantasnda görülen Uni ıslak mendilden bana düşen 1 adet.
Bir de güneş korucusu ve after sun aldım Nivea'dan.Şimdilik kullanmadım ama memnun kalırım büyük ihtimalle.
Ojelerin yanından geçerek bu alışverişi yapabildiğim için gururluyum :)
Ananeme yorumlarınızı,selamlarınızı iletirken yüzünün aldığı hal budur.Gerçi bu fotoğrafını beğenmedi ya :)
Ben bayıldım zaten önemli olan benim beğenmem :)
Sizden gelen mesajlara bayılıyor gördüğünüz gibi.Uzun ömür ve sağlık dualarınıza duacı :).Ömrümü uzattınız diyor :) Bir de yan yan gülmüyor mu bayılıyorum o haline!
Şimdilik yeni bir videoya sıcak bakmıyor.Ama belki girerim kanına.Çeyiz videosunun devamı da var aslında ekleyebilirim önümüzdeki günlerde.Ama part 2 yi izlemeyenler var daha bu yüzden 3 gerekli mi bilemedim.
Neyse ananemin selamı var demeye geldim.Cuma gününüz ve Ramazanınız mübarek olsun diyor.
Ben azıcık moralini toplamış ama bedenen yorgun bir haldeyim.İlaç almamak için direndim ama dayanamayıp ağrı kesici aldım.Bu akşam teyzemin evinde hep beraber olacağız toplarım kendimi!
Selamlar herkese ve ben de hayırlı ramazanlar diliyorum.
Şimdi yazdıklarımı ona okudum ve onay verdi :) Bir de ekledi ağrıyan ayaklarıma da dua ediversinler dedi :) (Aydın şivesini değiştirmek olmazdı)
dua ediverin gari :)
Bir sıralama yapmak gerekirse 1-Mabel 2-Şıpsevdi 3-Falım damla sakızlı olur galiva benim için.
Eskiden bu listeye tipitip,mino,big babol ve sulugöz de girerdi ama ya yoklar ya da eskisi gibi değiller.
Tabi biliyor annem neyi sevip sevmediğimi.Markette şıpsevdiyi görünce paketi ile aldı bana :)
Aslında kimse ile paylaşmamam lazım ama veriyorum herkese :)
Olsa mavi renkli olanından alacaktık ama yoktu.Onu daha çok seviyorum ben :)
Anne çoook teşekkür ederim.Çok mutlu ettin beni :) Bu bitince mavisini de beklerim artık :)
Japonya'da almaya karar verdiğim ürünlerden biriydi travalo parfüm atomizeri ama bulamamıştım.Türkiye'ye gelir gelmez Sevil parfümeriden siparişimi verdim.Videoda söyleyemedim ama 27 liraymış tanesi.
Bloğu bir süredir takip edenler kitap okumanın benim için önemli olduğunu bilirler.Bu sebeple çok mail alıyorum nasıl daha fazla kitap okurum gibi.
En önemli şey her daim elinizin altında bir kitabın olmasıdır.Böylece oluşan en ufacık boşlukta bunu kitap okuyarak değerlendirebilirsiniz.
Malum şuanda Türkiye'deyim ve kendime oranla fazla okuyamıyorum.Bunun ilk sebebi ailemle veya ortam ile daha verimli zaman geçirmek.Yani kendimi kitap okumak için hiçbir şeyden kısıtlamıyorum.Bir de sıcak havanın da olumsuz etkisi var.
Ama tabi ki kitap okumadan yaşayamam ben.En azından 1 sayfa okurum.Ömrümde 1 sayfa dahi okumadığım olmamıştır diye düşünüyorum.
Neyse 1 haftadır bir metod uyguluyorum belki size de fikir verir.
Günü dilediğimce boş geçiriyorum.Sonra gece uyumadan önce yani yatağa gitmeden önce evdeki en büyük bardağa buz gibi su dolduruyorum.Sonra kitabımı alıp suyumu yudum yudum içiyorum.Böylece biraz dahi olsa kitabımı okumuş oluyorum.Bunu yatakta yapsam uyurum bu yüzden koltukta ya da sandalyede olmak önemli.
En azından ben tatil psikolojisi ile gözlerimi açamaz hale gelene kadar oturuyorum :)
Yani fikir budur.Uyumadan önce 1 bardak su ve 1 kitap :)
uygularım ben bunu diyenler?
edit:Bu arada kitap D&R'ın Can yayınları ile yapmakta olduğu kampanyadan aldım.5 lira ve çok akıcı.Denk gelirseniz tavisye ederim.
Türkiye'den instagram fotoğraflarıyla bakalım neler olmuş geçen hafta
Evdeki kitaplıktan seçtiğim Elif Şafak kitabı ve okuma halleri.Kitap ağır gidiyor ama gidiyor.
Nogger benim ortaokul dönemimde bağımlılık gibi bir şeydi.Yemediğim gün yoktu.Uzun süredir yemiyordum.Kavuştuk!
Ve bir çocukluk arkadaşı daha.Madran gazozu.Bozdoğan belediyesine ait bu gazozu sadece çay evlerinde bulabiliyorsunuz.Bu yüzden gittiğim sarrafta bunu istedim.
Seren ile bir Kuşadası turu yaptık.
Olmazsa olmaz mısırımızı yedik.Çok lezzetliydi.
Ablamın bana akmış olduğu Kedici dergimi okudum.Ama Karamel'i özlemiş bünyeye hiç iyi gelmedi.
Ananemin balkonunda misafir ağırladık.Sonra bizi terk etti.
Şu kutular çıktığından beri deli gibi merak ediyordum.Ve Türkiye biletimi alır almaz hemen üye oldum.Ve Türkiye'ye ayak basar basmaz yaptığım ilk şey gidip kargodan paketimi almak oldu.
Hemen arabada açtım.Dayanamadım açıkçası.
Bir kere gerçekten kutular çok güzel.Paketi açarken insan heyecanlanıyor.
Benim paketimden çıka n ürünler şunlar
1-Ann Yvette Therapeutic Foot Cream 100 gr.
Onarıcı ve Rahatlatıcı Ayak Kremi
25.35 TL
-----------------------------
Bu ürün benim ilk inci tozlu ürünüm.Birçok blogda görüp merak etmiştim.Eve gelir gelmez hemen teyzemle ayaklarımıza sürdük.Ve gerçekten yumuşacık oldu.Hatta kremi sürdükten sonra ayağa kalktığımda yumuşak bir şeye bastım sandım.Teyzem de yazlık sezonunu açmış olduğu için ayakları balkon yıkamaktan kurumaya başlamış bile.Ama onun bile çok hoşuna gitti.
Sadece etkisinin biraz kısa olduğunu düşündük ama düzenli kullanımda daha kalıcı etkiler vereceğini düşünüyorum.
------------------------
2-Perricone MD
Perricone MD Günlük Makyaj-Yüz Temizleyici
Nutritive Cleanser
Cildi kurutmadan günlük kalıntıları temizler.daha parlak.pürüzsüz ve ışık saçan bir cilt yüzeyinin oluşmasını sağlar.
-----------------------
Japonya'dan gelirken yanımda temizleyici getirmemiştim.Amacım buradan almaktı.Ve gelir gelmez bu ürün çıkınca çok sevindim.Çünkü yeni şeyler denemek istiyordum zaten.
Uzun uçuş ve iklim değişmesi sebebiyle benim cildim kuru bu aralar.O yüzden çok sert temizleyiciler kullanamıyorum.Ama bu temizleyici var olan sivilcelerimi kuruttu ve cildimin nemini almadı.Bu anlamda çok sevdim ama çok pahalı olduğu için tam boyunu alıp almamakta kararsızım açıkçası.
--------------------------
3-Rubis Switzerland
Rubis Sweezer Cımbız
İdeal gerginlik,yüksek denge ve doğru ergonomik form ile pratik uygulama
25.00 TL
----------------
Bu markayı ilk kez duyuyorum ama çıktığına çok sevindim.Hem rengi hem de tutuculuğu çok hoşuma gitti.Cımbız almayı planlıyordum ama bu madde de silindi defterden.Görünümü ağır gibi ama hafif,elde tutuluşu da güzel.Çantamda gezdiriyorum.Bir de renginden dolayı makyaj çantasında bulmak kolay :)
-------------------
4-Calvin Klein
Calvin Klein Beauty Bayan Parfümü
254,00 TL
---------------
Eğer Duty Free'den kendime Dolce Gabbana Light Blue'yu almamış olsaydım ilk işim bu parfümü almak olurdu.
Çıkan tester süper kokuyor.Kalıcılığı da süper.Kesinlikle sahip olmak istediğim bir parfüm.
Hatta biri bana hediye alsa uçarım :) Kendi tatil bütçemi sarsmak istemiyorum da :)
Ama her an bir çılgınlık yapabilirim.
Çünkü Söke'ye Tekin Acar açılmış.Onun önünden geçtikçe aklıma geliyor bakalım ne olacak.
---------------------
5-Calvin Klein
Makyaj Çantası
------
Rengi hariç her şeyine bayıldım.Çabuk kirlenecek korkum var yoksa aslında rengi de çok güzel.
Bu ürün de geldiğimden beri çantamda.Boyunu çok sevdim.Ve gerçekten kullanışlı.
-----------------------
İşte böyle benim ilk kutu maceram.Ağustos ayı kutusunu şimdiden iple çekiyorum.Doğum günüm olduğu için bir güzellik yapacaklar mı bakalım :)
Kendinizi şaşırtmak ve sevindirmek için sizi https://www.vanilyaclub.com alalım.
Üye olurken Davetiye Kodu Kısmına SKATO yazarsanız ilk alışverişinizde %10 indirim kazanırsınız.
Aylık 35 lira
Ama bu ay çıkan ürünler beni mutlu etti.İçerisindeki ürünler 35 TL'den fazla ettiği için bu alışveriş karlı oldu benim için.
Kendinizi şaşırtmak ve sevindirmek için sizi https://www.vanilyaclub.com alalım.
Üye olurken Davetiye Kodu Kısmına SKATO yazarsanız ilk alışverişinizde %10 indirim kazanırsınız.