27 Şubat 2011 Pazar

5 gün bitti (instagram'ın katkılarıyla)

Gelir gelmez Söke'de yeni açılan Kahve evi'ne gittik annem,teyzem ve Zillim ile :) Ben kahve sevmeyen biri olarak sıcak çikolata içtim :)  
 Bu ilaç ananemin ayak ağrıları için kullandığı bir krem.Benim grip yüzünden bütün vücudum ağrıyınca 'iyi geleceğine inanarak' her yerime sürüldü ananem tarafından :) Ananem kokuyorum :)
 Çok şiddetli öksürük krizlerine giriyorum.Öksürmekten karın kası yapmış olabilirim :) Var mı bir çaresi diye twitterdan sorunca bir çok geri dönüş oldu.Evdeki malzeme ile yapılacabilecek olan 1 tatlı kaşığı bala 1 çay kaşığı zencefili denedik.Bana iyi geldi (çok şükür) annem ve teyzemde pek işe yaramadı :(
Bu arada anneme grip bulaştırdım benden fena bir halde yatıyor :(
 Bugün azıcık kendimi iyi hissedince kalemlerimi çıkardım.Tek tek yazdım,kutusuna geri koyup kaldırdım.Özlüyorum yaa kalemlerimi :(
 İlk gün market alışverişinde keşfettim Juss %100 karışık meyve suyu (kırmızı meyvelerden) kesinlikle çok özleyeceğim :( her markette olmaması da gıcık bir durum.Juss japon pazarına açılsanaa...
 Büyülü bohçayı bir çok bloggerda görmüştüm ve kıskanmıştım.Gelir gelmez aldım tabii ki :) sevdim :)
 şıp sevdi benim için özel sakızdır.severim,özlerim,çiğnerim :D
Ve çerez niyetine yuttuğum(evet sakız yutuyorum ben :) ) sakızlarım hepsi bir arada severim :)

İşte 5 gün böyle geçti.

Öksür-terle-hapşur-burnunu sil-ağla-yat-kalk kıvamındayım.

24 Şubat 2011 Perşembe

Süprüüüüüz :D

Bildiğiniz gibi grip oldum biraz ağır geçiyor (hala iyileşemedim) Baktım nazımı çekecek kimse yok aldım bavulumu geldim :)

Türkiye'deyim.Ananem ve annem tarafından bakılıyorum :) En kısa zamanda iyileşeceğim inşallah :)

Planım plansızlık :)
1 ay buralardayım bu sebeple bloga pek vakit ayıramayacağım.

not:Japon pazarı için yumurta kalıbı isteyenler buraya tık tık 

not 2 :Yoshi bana çok güzel baktı ben özlediğim için burdayım özellikle kış meyve-sebzelerini 4 yıldır yiyemiyordum şimdi doyacağım inşallah :)

18 Şubat 2011 Cuma

Filipinler 1.Gün

 Sonunda yazabiliyorum!Aslında bu satırları daha önce10-15 kere yazdım her defasında bir hata verdi blog ya da ben yanlışlıkla sildim :( Neyse bakalım bu defa bir sonuca ulaştırabilecek miyim?
Bildiğiniz gibi Filipinler-Cebu adasına gittik 3 gece 4 günlüğüne.Bilet+otel tur bileti aldık.Tur otelleri şaşırtıcı derecede ucuz olunca biraz korkutucu oluyor sanırım.Bunu tecrübe etmemek için ektra para ödeyip daha iyi bir otelde kalmayı tercih ettik.Costabella Tropical Beach Hotel oldu bizim payımıza düşen.Biz Nagoya'dan Manila aktarmalı Cebu'ya uçtuk.Manila Filipinler'in başkenti.Filipinler 7,107 adadan oluşuyormuş.Ben çok şaşırmıştım okuyunca.Manila'da 3 saat rötar yaptı Cebu uçağımız.Gergin bir halde bekledik.
 Sonunda uçağımız geldi ve Cebu'ya doğru yola çıkabildik.Klimalı ortamlarda kışlık kıyafetlerinizle oturduğunuzda pek bir şey anlamıyorsunuz.Gerçek havaalanından çıkınca yüzünüzde patlıyor.Kapının önünde şortlu,tişörtlü bir kalabalık size bakıyor.Bir takım kışlık kıyafetleriyle gelmiş uzaylılar gibi kalıyorsunuz kapının önünde :) Tur şirketinin elemanları karşıladı bizi.Herkes toplandıktan sonra servislere bindik.Çok şükür ki ilk otel bizimkiydi.25-30 dakikalık araba yolculuğundan sonra otelimize varabildik.Yukarıdaki fotoğraf otelin danışması.Danışma kısmında da 20-25 dakika işlemleri bekledikten sonra odamıza ulaşabildik.
 Ee tahmin edersiniz ki yorgun,terlemiş,gergin ve şaşkın bir haldeydik :) Yapılacak en güzel ve doğru şey havuza atlamaktı ve tahmin ettiğiniz gibi cumburlop havuza atladık :)Daha önce de yazmıştım.Kışlık kıyafetlerden biranda bikinilere geçip kilolarımla yüzleşmek mi yoksa bikinilerden kazaklara geçiş yapmak mı daha yıkıcı oldu benim için karar veremedim.Havuzdan çıkıp üzerimizi değiştirip otelin 24 saat açık restoranına attık kendimizi :)
Fotoğrafını çekmeyi unuttuğumuz bir canlı müzik yapan bir grup vardı.Daha sonra videosunu eklerim :)
Masa masa dolaşıyorlardı bize de geldiler tabi :) Filipinler'de bahşiş denen şey uçmuş :) Sürekli bahşiş veriyorsunuz :)
Filipinler'e gelmeden önce pek araştırmadım yerinde tecrübe etmek istedim herşeyi.Araştırmak istediğimde yeterli türkçe kaynak bulamadım.Bulduğum şeyler de beni paranoyak yaptı.

Bu yazı dizisi içinde neler düşündüm,yaşadım bilgi vermeye çalışacağım umarım birilerine yardımcı olur.

*Filipinler'in resmi dili Filipince ve İngilizce diye geçiyor wikipedia'da.Evet ingilizce konuşan büyük bir kısım var.İngilizce çok geçerli bir dil ama ah o aksan yok mu?Çok güzel konuşanlar olduğu gibi ingilizce konuştuğunu sananlar da var.Bir de müşterilerin önünde hiç çekinmeden hatta gözünüzün içine baka baka kendi dillerinde konuşmaları yok mu dövmek istedim birkaç tanesini :(
Turistik dükkanlarda,masaj salonlarında,restoranlarda,deniz ile igili aktivite yapan dükkanlarda Japonca çok geçerli :) Üstelik aylık çıkan Japonca ücretsiz dergi bile var.(tanıtım yapan dergilerden)Deli gibi kıskandım.
Filipinler Japonya'ya yakın olduğu,saat farkı sadece 1 saat olduğu ve Japonların aylık gelirine göre ucuz olduğu için çok popüler bir ülke.Ee bakmışlar ki Japonlar çok gidiyor adamlar öğrenmişler Japoncayı.

*Benim nereli olduğumu bilebilen olmadı hiç.Amerikalı,Alman vs sandılar.Bir gece geyiğini yaptık Yoshi ile oh çok şükür ki beni Brezilyalı sanmadılar burada diye :) Sen misin sevinen ertesi gün sen Brezilyalı mısın dediler off yaa off yaa :)
( Japonya'da beni sürekli Brezilyalı sanıyorlar ondan derdim.Hatta gelip potekizce konuşuyorlar anlamadığımı el kol hareketleriyle anlatmaya çalışınca yalancı diyorlar bana :( aslımı inkar ettiğimi düşünen çok )


*Filipinler'de Türküm deyince aaa Yılmaz Bektaş'ı tanıyor musun dediler.Tanımıyor(d)um.Çok meşhurmuş Filipinler'de.Siz tanıyor musunuz?Ben araştırdım öğrendim :)

Şimdilik bu kadar olsun !


*******************************************

Dün yani  17 şubat benim 3,5 yıllık Japonya hayatımda sanırım en kötü geçen gündü.Bütün gün ateşler içinde,ağrıdan öleceğimi sanarak geçirdim.Öksürük falan da cabası.Yoshi izin alıp gelemedi ve ben 11 saat yalnız başıma kıvrandım.Karamel beni şaşırttı.Normalde karnı acıkınca ağlar,bağırır bir şeyler yapar dikkatimi çekmek için.Yavrum bütün gün aç bekledi o bile farkındaydı yani hareket edemediğimin :(
Balık eve geldi ve hemen hastaneye gittik şimdi bir torba dolusu ilacım var ama iyiyim çok şükür.Ağrılarım yok en azından :(
Şimdi istikamet yatak!ne yazık ki bu hastalık yatmadan geçmiyor :(


Filipinler 2. gün 

9 Şubat 2011 Çarşamba

Mabuhay*



Ben tam bu manzaranın karşısında bira içiyordum 2 gün önce...Yetmedi bize 3 gün 4 gece!
Anlatacaklarım,paylaşacaklarım çok ama :)

Şubat ayında bir anda bikini giyip,kilolarımla yüzleşmek mi daha zor yoksa bikinilerden kalın kazaklara,montlara geçmek mi bilemedim?

Ev pazar yeri gibi :(
*5 makine çamaşır yıkanmayı
*Bavul açılmayı
*Çarşaflar değişmeyi
*Ev süpürülmeyi
Bekliyor 
Bana bir süper güç lazım
Canım uzanmak,kitap okumak istiyor :)

*Mabuhay Tagalogca'da Merhaba,hoşgeldiniz demek

4 Şubat 2011 Cuma

Zamanı Geldi



Zamanı geldi sabaha karşı yolcuyuz :) İyi dileklerinizi alayım bu tarafa.Tam donanımlı gidiyoruz bir sürü fotoğraf ve video ile dönmeyi planlıyoruz.
3 gece 4 güncük sürecek Filipin maceramız :)

Hoşçakalın !

2 Şubat 2011 Çarşamba

Japonya'da Bir Çılgın Türk


Picasa sorununu sevgili Pride sayesinde hallettim çok teşekkür ederim :)
 Gelelim anlatacaklarıma :) Kim ne derse desin bu internet güzel şey.İnternet sayesinde hayatıma giren güzel insanlar oldu.En başta balığım zaten :) mail arkadaşımdı.Neyse twitterda dolanırken bir isim gördüm Gürkan Genç! Japonya'da yaşayan bazı Türkler yazmışlar ona merak ettim kimdir diye.
 Profiline gittiğimde öğrendim ne çılgın olduğunu :) Sen Türkiye'den bisikletle çık 10 ülke geç buraya gel :) Benim uçakla gözümde büyüttüğüm yoldan bahsediyoruz :) Önce mesajlaştık,tebrik ettim falan sonra dedim bize de uğra.Tabii  gelirim dedi.Cumartesi saat 5 te ordayım dedi :)
 Bekliyoruz ,bekliyoruz Gürkan yok ! Ne mi olmuş sonrasında :) İşte onu okumak için Gürkan'ın bloğuna tık tık

Hikayenin detaylarını Gürkan anlatacağı için ben burada susuyorum


Gürkan bu hayatta iyi ki tanıdım dediğim insanlardan biri oldu.Dünyanın öbür ucunda bizi böyle gururlandırdığı için bir kere de buradan teşekkür ederim.Şimdi çok az bir yolu kaldı yakında Türkiye'ye dönecek.Dönsün istiyorum :) Çünkü bu yolculuk anıları kitap haline gelecek ve ben okumak için çıldırıyorum :)

Her gün blog yazsın diye baskı yapıyorum.Olaylar zaten çok ilginç ama ben anlatımını da çok sevdim.En güzel yerinde kesip devamı kitapta olacak dediğinde boğazlayasım geliyor onu :)

Gürkan go home :) kitap yaz gel :) Festivale bekliyoruz seni

oish shorraaaaaaaaaaaa (anlamı yok festivalde çıkarılan ses ) Gürkan anlar :)

(fotoğraflar bizim ev :) Gürkan'ın şerefine mini bir ev partisi verdik)