20 Mart 2012 Salı

İçimi Dökmek İstedim


Öncelikle kocaman kocaman diyorum ki bu yazıyı bir kişiye ithafen yazılmamıştır.
Bilerek ya da bilmeyerek kimseyi kırmak istemiyorum.
Üzerine alınan olursa inanın çok üzülürüm.




Bu yazıyı uzun zamandır yazsam mı yazmasam mı diye düşünüyorum.Anlamaya çalıştığım ve düzeltmek istediğim şeyler bunlar.

Sizlerden öyle güzel mailler,geri dönüşler alıyorum ki öncelikle bunlar için çok teşekkür ederim.Ben burada oturup boşluğa yazarken zamanla sesime ses bulmaya başladım.Kendimi bir anda yalnız bulduğum/sandığım bu ülkede hayır değilsin diyenleriniz var.Bunlar için nasıl teşekkür edilir inanın bilmiyorum.
Bu blog olmasaydı inanın bugün durumlar çok farklı olabilirdi.

-Şimdi tekrar geri dönelim mail konusuna.Şimdi bana ulaşabileceğiniz birçok yol var.Twitter,mail adresim,blog yorumu,instagram,youtube,facebook Serrose profili,blogun sayfası ve kişisel hesabım.
Bunların hepsinden soru ya da benzer şeyler alıyorum.Yetebildiğim kadarı ile cevap vermeye çalışıyorum.
Ama en önemsediğim yer mailler oluyor.Er ya da geç ama mutlaka cevap veriyorum.Diyelim bana mail attınız 1 ay sonra cevap bulmanız bile olası.Hem vakitsizlikten hem de bazen o modda olamıyorum.
Bu yüzden mail yazmaya karar verdiğinizde bana sitem etmeden önce biraz bekleyin lütfen.

-Dedim ya çok mailler alıyorum diye.Ama nasıl desem bazıları beni tanımadan yazıp yolluyor gibi.
Mesela Japonya'da hayat nasıl? Şimdi ben buna nasıl cevap versem iyi?Blogda anlatıyorum yıllardır bir oku bak istersen.Yani böyle genel bir soruya tek kelime mi cevap yazmalıyım yoksa oturup hayatımımı yazmalıyım anlayamıyorum.

-Bir başka grup ise beni burada elemanları gibi görenler fabrikanın şu parçasını nerden bulabiliriz.(Bilmem nerden bulabiliriz)

-Başka bir grup ise iyi niyetlerine çok inandığım ama beni aşan ya da çok fazla taleplerde bulunanlar.Öyle sorular,öyle araştırmam istenen konuları yazıyorlar ki ben türkçesini bile anlamıyorum.Gelen her talebe yetişebilmem için 15-20 alanda uzman olmam gerek.

-Japonya'ya bilet ne kadar diye soran bir kesim var ki.Uzaktan bakınca Thy gişesi gibi mi duruyorum?

-Anime-manga neden yok diyen grup da var tabi ki.Bu blog benim kişisel zevkimden ibaret olduğu için yok.Şimdilik sevmiyorum.Bir gün ilgi duyarsam,hayatımda olurlarsa burada da olurlar.
Gitmediğim,yapmadığım,yemediğim şeyleri tanıtmayı sevmiyorum.Günlük sonuçta burası.

-Neyi ne kadar yazdığıma karışanlar.Biri der çok anlatıyorsun öteki der biraz daha anlat.Bunları kötü niyetle söyleyenler de var.İyi niyetle uyaranlar da.Üzgünüm ama bu blog benim olduğu sürece bunun kararını vermek ya da akışı değiştirmek kimseye düşmez.
Daha önce de yazmıştım.Bu blogdan ibaret olmadığım gibi bu blogdan farklı da değilim

-Gelelim sevmediğim gruba.Gösterdiğim mütevaziliği gerçek sananlar.Bana Japonya'yı bilgiçlikle anlatmaya çalışanlar.Benimle ısrarla japonca konuşmaya çalışanlar,düzenli aralarla ne kadar japonca biliyorsun diyenler.
Komiksiniz.4,5 yıldır buradayım ben oldum demem 100 yıl yaşasam da demeyeceğim.

-Bir de mektuplaşma,adresimi isteme mevzusu var.Bir zamanlar bloglarla mektuplaşıyorduk.İş hediyeleşmeye döndüğünde işin rengi de değişmeye başladı.Maddi ve manevi açıdan yorulunca ben bıraktım.Artık kimse ile mektuplaşmıyor,hediyeleşmiyorum.Abur cubur sevdamı bilenler sana bir şeyler yollamak istiyorum diyorlar.Benim kimseden böyle bir talebim yok.Bana paket yolladıktan sonra benden bir şeyler isteyenler oluyor.Bunu sevmiyorum.Ben kimseden bir şey talep etmiyorum kimse de benden talep etmesin.Yanlış anlaşılma olmasın lütfen.

-Bir de blogda gördüğü bir şeyi bunu Türkiye'de nerden alabilirizciler var.Şaka olduğunu düşünmek istiyorum.Ben nereden bilebilirim ki?

Yani aklıma gelenler bunlar.
Lütfen kimse alınmasın!