23 Ocak 2014 Perşembe

Annemle Nagoya Kalesine Gittik


Nagoya Kalesinin tarihini video seslendirmesi sayesinde iyice öğrenmiş oldum.

Mesela Nagoya Kalesinin Japonya'nın 3 güzel kalesinden biri olarak sayıldığını bilmiyordum.

Tabii hemen Yoshi'ye diğer iki kaleyi sordum.

Birçok inanış varmış. Ama Nagoya Kalesini içine alan söylentiye Osaka Kalesi ve Kumamoto Kalesi ekleniyormuş. Osaka Kalesi yazım için buraya tık tık 


Nagoya Kalesi 2. Dünya Savaşına kadar çok iyi bir şekilde gelmiş. Savaşta ne yazık ki çoğu Japon tarihi gibi burası da yok edilmiş.

Savaş sonrasında yerel halk kalenin tekrar inşa edilmesini istemiş. Bu sebeple 1959 yılında kale yeniden inşa edilmiş.

İnşa edilirken bence fazla yenilenmiş. Ben bu tarz kalelerde kendimi tarihi bir yapıda hissedemiyorum ne yazık ki. Tabii ticaret olarak bakılırsa merdivenler, asansörler vb daha çok turist çekiyor olabilir. Büyük oranda yaşlı bir nüfus için bunlar çekici noktalar çünkü.
Ama benim için biraz üzücü.


 Kalenin için şimdilerde müze olarak kullanılıyor. Her katında farklı bir tema var.

Sanırım üçüncü katta bir Japon sokağı canlandırılıyor. Işıklarla, seslerle o atmosfer size yaşatılıyor. Ben çok seviyorum bu katı.
Hatta zemin bile toprak görünümünde yapılmış.


Ve tabii ki altın Shachihoko olmazsa olmaz.

Kendisi hem kalenin hem de Nagoya'nın simgesi oluyor.
İlk olarak 215,3 kg'lık altından 1612 yılında yapılmış. fakat mali durum kötüleştikçe 3 kere külçe değeri düşürülmüş.
Günümüzde 88 kg'lık altın ile sonradan yapılmış.

 Tabii ki turistler unutulmamış.  Fotoğraf çekimleri için model olarak yapılıp, kaleye konulmuş. Biz de hemen bu fırsatı değerlendirdik tabii ki.


Nagoya Kalesinde bir ekip kurulmuş. Zamanında burada yaşamış samuraylar canlandırılıyor. Her gün bir başka samuray kalenin bahçesinde gelenleri karşılıyor. Ben geçenlerde arkadaşım ile buluşmaya Nagoya Kalesine gitmiştim. O gün Oda Nobunaga vardı.
Annemle gittiğimizde ise onun en iyi adamı Toyotomi Hideyoshi vardı. Çok canayakındı. Bizimle sohbet etti. Tabii bütün sohbet 'samuray Japoncası' ile yapıldı. Biraz aksanlara ilgim olmasa anlamayabilirdim. Ama atmosfer bozulmasın diye böyle konuşuyorlar.
Amerika ve Meksika'ya gitmişler ekip olarak. Türkiye de bizi çağırsın gideriz dediler.
Annemle adımızı sordular.
Fotoğraf çekildik ve onlardan ayrıldık. Onlar da diğer turist grubu ile fotoğraf çektirmeye başladılar.
Tam 50 metre falan ilerlemiştik ki arkamızdan bir ses
'Şerifeeeeee' diye bağırıyordu. Aynı Türk filmlerindeki gibi bir sahne annem ve Hideyoshi arasında yaşandı.
Şerifeeee
Hideeee
Şerifeee
Hideee :)
Kebappppp
:=)

Kalenin bahçesindeki herkes gülmekten çatlıyordu tabii :) Bu aşkın sonunu Türk kebabı getirdi :)


Kaleyi daha detaylı gezmek için videoyu izlemeyi unutmayın :)



Annemle uzun zaman evden çıkmadık. Şimdi 3 gündür pilimiz bitti. 
Çoook yorgunuz hepimiz :(
Ama sizi bol gezi yazısı ve video bekliyor :)




2 yorum:

  1. oooo harikaaaa
    izlemekten bıkmayız biz sen enerjin el verdiğince bol bol çek :)

    YanıtlaSil
  2. Sergülcüm ne kadar tatlı bir annen var, arkadaş gibisiniz, maşallah:)

    YanıtlaSil

Vakit ayırıp fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler
Hakaret veya konu ile alakasız olmadığı sürece bütün yorumlar yayınlanır

Sevgilerimle
Sergül