19 Mayıs 2015 Salı

Yabancı Damat Meselesi



Zaman zaman mailler alıyorum bu konu hakkında. Benim de sevgilim yabancı ama ailem izin vermiyor. Siz nasıl kabul ettirdiniz diye.

Öncelikle bunun bir formülü yok. Bu bir yaşam tarzı. Ailenizi en iyi siz tanır ve bilirsiniz. Ben ne size 'mutlaka' yabancı ile evlenin diyebilirim ne de kesinlikle Türk ile evlenin diyebilirim.

Benim ailem Yoshi'yi tanıma sürecinde dini, ırkı, geliri vb gibi sorular sormadılar bana hiç. Zaten yapı olarak 'bunları sorabilecek' bir aile olsaydık. En başından ben Yoshi ile bir ilişkiye başlamazdım.

Biz en başından beri 'kendi kararınızı kendiniz verin' tavrında büyütüldük. Belirli özgürlüklerimiz her daim oldu. Kısıtlayan, yasaklayan bir ebeveyn olmadılar. Bunun yerine bak böyle yaparsan sonuçlarını böyle, tersini yaparsan da böyle olur diye konuşuldu her zaman.

Böyle büyütüldüğümüz için kendi kararlarımızı kendimiz verdik her zaman. Hiçbir kararımıza karşı çıkılmadı. Zaten karşı çıkacakları isteklerimiz de olmadı.

Arkadaş seçme sürecinde zaman zaman fikir belirttikleri oldu. Buna rağmen görüşmeye devam ettiğimizde, ne kadar haklı olduklarını gördük.

Bu yüzden  biraz sakinleşip, olaya karşıdan bakmak gerek sanırım.

Benim başıma gelseydi

Eğer karşı çıktıkları bir erkek arkadaşım olsaydı ve çok aşık olsaydım. Öncelikle bütün gücümle onlara aşkımı ve kararımı savunurdum. Ama neden karşı çıktıkları da çok önemli benim için. Sadece Japon diye karşı çıkacak bir yapıda değiller çünkü. Karşı çıktıkları şeye ikna olursam, ne kadar aşık olursam olayım ayrılırdım.
Çünkü aşk, sevgili her zaman bulunur ama aile asla bulunmaz.  Bu çok klasik gelecek ama bu kesinlikle böyle.

Peki ya tersi karşı çıktıkları şeyi bana karşı savunamıyorlar ve geçerli bir sebepleri yoksa, o zaman bildiğimi yapardım. Kalbimi dinlerdim.

Ama bu benim düşüncelerim ve benim aile yapım.

Eğer sizin aileniz karşı çıkıyorsa ve asla affedeceklerini düşünmüyorsanız iyi düşünün derim ben.
Bu dünyaya bir kere geleceğiz. Aileniz mi, aşkınız mı?

Bu yüzden ben kimseye fikir veremem. En doğru fikir ve karar sizin kalbinizde. Aslında içten içe biliyorsunuzdur o cevabı da, başkasından duymaya ihtiyacınız var sanırım.

Ama böyle bir karar ne komşuya, ne takip ettiğiniz blogger'a, ne de arkadaşa sorulur. Kalbinize sorun.

Ben hayatımda hiçbir zaman Allah'ım X'i bana nasip et diye dua etmedim. Aşkından öleceğimi sandıklarım da dahil buna :) Her zaman hayırlısını diledim. Çünkü bazen aşktan bazen yaştan bazen de tecrübesizlikten gözünüz kör olabiliyor. Bu adam benim için hayırlı mı diye sormak gelmiyor akla. Bu yüzden hayırlısını dilemek en güzeli sanki.

Allah kalbinizdekini sizin için hayırlı eylesin! Ya da hayırlısını kalbinize düşürsün diyelim.



edit: Bu arada ben Yoshi'yi Japon diye seçmedim. Eğer Japon diye veya Japonya'da yaşamak için seçseydim ailem ASLA izin vermezdi.

11 yorum:

  1. Cok haklisiniz, herkesin aile yapisi düsünme tarzi farkli. Ona göre hareket edip, durumu yatistirmak gerek. Ayrica zaten esinizle sirf Japon diye evlenmis olsaydiniz, bu kadar mutlu olamazdiniz. Insan bir ulkeye hayran olabilir ama hayatini o yonde yontmak cok sacma. Size mutluluklar dilerim Efsun'a da bol bol opucuk ^^

    YanıtlaSil
  2. Harika anlatmışsın bende aynı durumdayim çok teşekkürler sergül abla ^_^

    YanıtlaSil
  3. Çok haklısınız. Aşk insanın gözünü kör eden bir duygu. O yüzden hakkımızda hayırlısı dilemek en güzel ve en mantıklı dua.
    Mutluluğunuz daim olsun. :)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel ifade etmişsiniz. Bundan daha iyi anlatılmazdi. Herbir cumlesi ders niteliğinde Tebrikler. .

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel ifade etmişsiniz. Bundan daha iyi anlatılmazdi. Herbir cumlesi ders niteliğinde Tebrikler. .

    YanıtlaSil
  6. Güzel bir konu. :) Benim de yaklaşık 3,5 yılı aşkındır bir erkek arkadaşım var, "üstelik" Yunan. Benim de ailem çok zor bir aile değil ama kesinlikle kolay da değildi. Öncelikle tüm yabancı sevgilisi olanların anlaması gereken ilk şey: Aileniz korkuyor. Aileniz sizin için endişe ediyor, heyecanlar tatlıdır ama işin pembe kısmı geçince üzülmeyin istiyor, farklı kültürde bunalmayın istiyor, başa çıkabilir misiniz diye en kötü olasılıkları düşünüp tartıyorlar. Benim ailem eğer sadece "İstemiyoruz, çünkü Yunan, çünkü yeterince yakışıklı değil senin için, çünkü istemiyoruz işte aaa! gibi sebepler sunarsa, yani benden önce kendilerini öne koysalardı, o zaman ilişkime kesinlikle devam ederdim. Evet aile bulunmuyor bir daha, ama insanın gönlüne uyan bir ruh eşi de kolay bulunmuyor. Kesinlikle aşktan gözümü karartmamaya çalışarak her şeyi mantıkla düşünürdüm, zorlukları farkedip kabul ederdim, ona göre planımı yapardım. Bizim kızlarımızda yabancı sevgili olması biraz "havalı" bir şey olarak göründüğü için çabucak başları dönebiliyor, ama iş evliliğe geldiğinde işin asıl yüzü çıkıyor ortaya, her şeyi sorgulamaya-bugüne dek iyi güzeldi de "ömür bu yahu" demeye başlıyor insan. Benim erkek arkadaşımın adı "Alexios", Yunan kültürünün hep içinde olmama rağmen "Oha sevgilim var, adı Alexios, ne garip!" diyordum ilk başta. Şu an - 3,5 yıl sonra ise her şeye alıştım, onun kimliğini-adını değil içindeki o güzel adamı görüyorum sadece. İlk başta ailedeki herkes "E nasıl olacak..." diye yaklaştı ama bizi gördükçe, arkadaşımı tanıyıp doğru bir insan olduğunu anladıkça daha iyi kabullendiler.

    Uzatmayayım. Ben ilişkim olduğunu çok geç duyurdum akrabalarıma, ilk 2-3 yıl içinde söylemedim, emin olmayı bekledim çünkü o insanı ailenizin karşısına çıkarmak da bir sorumluluk. Bu dönemde ben de insanlara soruyordum ne yapsam, kendimi bunaltıyordum. Ama şimdi babaannemin ağzından bile "Alexios ne yapıyor?"u duyabiliyorum. Bence, eğer çocukça değilse, eğer bu kişiden çok eminseniz, inanç-gelenek konusunda orta yolu buluyorsanız, aşkınızın peşinden gidin. Ama kimseyi, ailenizi de kırmayın çıkışarak çünkü onlar sadece korkuyor sizin için. Eğer çok dindar ise aileleriniz, her dinin başka dinlere hoşgörüsü var aslında, o cümleleri bulun kutsal kitaplardan, delille dikilin karşılarına. :) Her şeyden önce siz kendinize sorun ama, hazır mısınız bu sorumluluğa? Bunun bir oyun olmadığının, birkaç yıl sonra o kelebek heyecanı geçtiğinde hayatınızı artık o insanla geçirmenin ne demek olduğunun anlamını iyi anladınız mı, bunu bir sorun. Aileniz sizi seviyor, onlara onları anladığınızı gösterin; ama vicdanen emin olduğunuz bir insanı da sırf korkularını aşamayan akrabaların engellemesine izin vermeyin. Unutmayın, akrabalarınız evlenir, anne babanız başınızda her zaman olmaz; ama o insanla hayatınızı, bir ömrünüzü geçirecek, aile kuracaksınız. Güçlü, mantıklı ve sakin olun. Her şey olacağına varıyor, kendinizi de çok yıpratmayın.

    Aşk gerçekten hemen her kapıyı açıyor. :)

    YanıtlaSil
  7. Ailem Türk olsa daha iyi olur der ama, onlar da seviyorlar benim yabancı erkek arkadaşımı. Başta karşı çıkarlar, sonra razı olurlar. Gerçekten iyi bir insan olması en önemli şey bence. Allah herkese sizinki kadar güzel bir evlilik, aşk nasip etsin :)

    YanıtlaSil
  8. Benim ailemde tam senin yazdığın kafada insanlar ablacım gerçi benim için daha bu tür şeyler erken daha üniversiteye hazırlık aşamasındayım önüme daha neler çıkar kim bilir :D dediğin gibi Allah hayırlısını kalbimize düşürsün.

    YanıtlaSil
  9. Ailemin onaylamadigi ''Turk'' bir erkek arkadasim var. Biraz cesaretlendim ...

    YanıtlaSil

Vakit ayırıp fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler
Hakaret veya konu ile alakasız olmadığı sürece bütün yorumlar yayınlanır

Sevgilerimle
Sergül