23 Mayıs 2013 Perşembe

Bırakın Okusunlar!







Uzun zamandır bu yazıyı kafamda şekillendirmeye çalışıyorum.Bakalım yazının sonunda ne çıkacak ortaya.

Ayyy kişisel gelişim mi okuyorsun?

Ayy elindeki çok satanlar mı?

Ayy o kadar okuyorsun ama -de leri yanlış yazıyorsun.

Ben asla roman okumam hep araştırma okurum sen de okuma şunları.

Kitaba o kadar para mı verilir?

Kitaplığınızın önüne geçip bunların hepsini okudun mu diye soranları da unutmamak lazım.


Bu cümleleri mutlaka duymuşsunuzdur.Farkındaysanız Türkiye'de kitap okuyanların ya da okumak isteyenlerin üzerinde bir baskı var.Neden?Hayır gerçekten anlamıyorum neden yapılıyor bu.

Kitapçıya giden ve amacı sadece kitap okumak olan kişi o baskıyla belki de istemediği bir kitabı satın almak zorunda kalıyor.Ve böylece kitap okuma macerası başlamadan bitmiş oluyor.

Çok satanlar olmasın,roman olmasın,kişisel gelişim hiç olmasın hmmm ben şu kalın araştırma kitabını alayım hoş durur kitaplıkta mantığına bağlayacak belki de.

Yılda birkaç kere ülkelerin kişi başına düşen kitap okuma sayıları açıklanır.Ve hep Japonya üstlerde çıkar.Sizce neden?
Bence Japonya'da bu baskı yok kimsenin üzerinde.Trende,yolda,restoranda hatta marketlerde ayakta dilediği kitabı okuyabiliyor Japonlar.Kimse onlara ayyy manga mi okuyorsun.Bırak şu çocuk işini elinden demiyor.Ayrıca bu listelere mangalar dahilse Japonlar az bile okuyor sayılmalı.Bir de bence kafada yaratılan Japonlar çok okur imajı ne yazık ki artık pek gerçeği yansıtmıyor.5,5 yılda gözlemlediğim toplu taşıma araçlarında  artık daha az kitap okuyan görüyorum.Toplu taşıma araçlarında okuyan kişilerin ne okuduğuna baktığımda geneli mangadır.İkinci grup ise yabancı dil özellikle İngilizce öğrenme kitapları ve sonrasında da diğerleri diyebilirim.

50 yaşındaki Japon bir adam takım elbisesiyle trende açıp +18 mangasını okuyabilir ve kimse de(kimsenin de) umurunda olmaz.Ama bizde normal birisi eline ne zaman kişisel gelişim kitabı alsa bırak şunu ya ben hiç sevmiyorum bu kitapları muamelesi görür.


Blog yazmaya başladığımdan beri çeşit çeşit yorumlar alıyorum haliyle.Özellikle son zamanlarda fark ettim ki okuduğumuzu anlamıyoruz.Çünkü yeterince okumuyoruz.
Uzun uzun uğraşıp bir blog yazısı hazırlıyorum.Altına cevabı yazıda bulunan bir soru geliyor.Ve benim algılarım yanıyor o noktada.
Son zamanlarda şu tarz yorumlar çoğaldı.Özellikle You Tube videolarımı izleyenler arasında.
'Sergül abla bütün videolarını izledim,sana bayılıyorum.Çok güzel şeyler hepsi.
Abla ya sen Çince'yi nasıl öğrendin?'

'Sergül abla bütün videolarını izledim,sana bayılıyorum.Çok güzel şeyler hepsi.
Çin'de o kalemler ne kadar?'

Gibi..Ben bunlara isyan ettiğimde büyük bir çoğunluk bana katılsa da arada benim artislik yaptığımı,bir yerlerimin kalktığını düşünenler de oluyor.Benim burada kızdığım ya da üzüldüğüm şey ne izlediğini anlamayan bir gençlik geliyor.Yani bu bence basit bir hata değil.Bütün videolarımda ya da çoğunda Japonya,Japonca lafı geçiyor.Bunlara rağmen Çin nasıl sorusu geldiğinde ben çok üzülüyorum.

Kişisel gelişim hakkında da birkaç laf etmek isterim.Bırakın okusun insanlar ya!Nasıl her gün aynı tür filmi,şarkıyı dinleyemeyeceğiniz gibi her gün aynı tür kitabı da okuyamayabilirsiniz.
Hayatınızda zor dönemden geçiyorsunuzdur,belki de etrafta size destek olacak biri yoktur ya da sorununuzu kendi içinizde halletmeye çalışıyorsunuzdur ve bu noktada bununla ilgili bir kitap varsa açın okuyun!

Ben çok kolay bir çocukluk yaşamadım ne yazık ki.Böyle bir psikoloji ile kalkıp Japonya'da hayat kurmak zaman zaman ağır gelebiliyor.Bu noktada konuşabilecek kimse yok.Özellikle Fukuroi'de yaşarken bu duyguyu çok sık yaşıyordum.O anlarda en büyük yardımcım oldu bu tür kitaplar.Evet aralarında çok saçma olanları da var.Ya da normal bir psikoloji ile okuduğunuzda deli saçması diye düşünebilirsiniz.Ama zaten bu kitapların hedefi her şeyi normal olan insanlar değil.Çok güzel ve mutlu bir evliliği olan insanın ilişkinizi nasıl kurtarırsınız adlı bir kitabı ya da yazıyı okuması fenalık geçirmesine sebep olabilir.Tıpkı büyük bir acıdan geçen insanın çiftetelli müziği karşısında fenalık geçireceği gibi.

Ben fena bir kitap okuyucusu sayılmam.Bunun en büyük sebebi bu yolun en başında insanların ne okuduğuma müdahale etmesine izin vermememdir.

Canımın istediğini okurum.Çünkü kitap okumak başkaları için yapılan bir şey değildir.Okursan da kendine okumazsan da.Ve her zaman dediğim gibi her kitabın bir mesajı vardır ama o mesaj sana mıdır belli olmaz.

Özetle bırakın okusunlar!Kitap okumaktan kimseye zarar gelmez.Herkes ihtiyacı olan türde kitaplar okusun.Herkes sadece edebiyat okusaydı çok sıkıcı olabilirdi bu dünya :)

Umarım başkaları ne der baskısından en kısa zamanda kurtulabilirsiniz.

İyi okumalar :)


33 yorum:

  1. Yaşına göre davran, giyin, konuş, oku ona göre şeylerden hoşlan.. İşte bunların hepsi toplum baskısı ne yazıkki. Seni mutlu eden şeyi sırf başkası ne der diye kendinden mahrum etmiyceksin. Zaman hızla akıp gidiyor bu zamanı sevdiğimiz şeylerle doldurmalıyız.

    YanıtlaSil
  2. %100 katılıyorum! Çok güzel anlatmışsın bizdeki "okuyan insana sataşma" sendromunu.. Eline sağlık!

    YanıtlaSil
  3. çok haklısınız bu kitap okuma alışkanlığı malesef ülkemizde yok bunun etkisi elbette etrafındakilerin yorumlarıda va ama bence başka bir nedende küçük yaştan böyle bir alışkanlığı çocukların ebebeynlerinin alıştırmaması,
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Öncelikle ellerine sağlık, çok güzel yazmışsın. İlk olarak hiç kitap okumayan kesimi düşünürsek, ne olursa olsun oku, dergi de oku magazin de oku, gazete mutlaka oku, gündemi takip et, beyaz / pembe dizi kitapları da oku, önce o alışkanlığı bir kazan sonra da canın ne istiyorsa onu oku demek istiyorum, naçizane fikrim böyle.
    Okuma alışkanlığı kazanıldıktan sonra kendimiz belirliyoruz zaten ne okumak istediğimizi.
    Bir diğerinin ne okuduğuna karışmak mevzuunda ise, bazen haykırasım geliyor - okuduğum kitaba göre kişilik tahlili yapmaktan vazgeçin! diye.
    Hitler'in yaşamını okuduğum için Nazilere sempati besliyor değilim, popüler romanları okudum diye Yüzeysel değilim, Tanrının varlığı yokluğu üzerine kitap okuyorum idye Dinsiz İmansız değilim, aşk romanı okudum diye Aşk Acısı da çekmiyorum :)
    Ben ne okumak istediğimi biliyorum, arada tavsiye edilen / farklı bakış açılarını içeren kitapları da okuyorum, işyerinde masamın üzerinde her gördükleri kitaba laf söz edenleri anlayamıyorum. Ben birisinde hiç bir fikrimin olmadığı bir kitap görsem, nasıl buldun, konusu nedir, yazarı kimdir, önerir misin sorularından öteye gitmem (ki elimin altında internet var, o kişiyi az tanıyorsam hiç sormam zaten).
    Bazen bir kitapta takılıyorum, ilerlemiyor, okuduğumu anlamıyorum (ya kafam dolu, ya da sıkıldım, oluyor böyle) o zaman araya "hafif" dediğim polisiye vb. romanları alıyorum, oradan ivme kazanıp diğer kitaba kaldığım yerden devam ediyorum.
    Kapağındaki resme bakıp kitap satın alan üniversite öğrencilerinin olduğunu düşünürsek, ne okuduğuna karışılmasına pek de şaşırmamak lazım :(

    YanıtlaSil
  5. Ne kadar güzel bir yazı olmuş Sergül! Her yerde paylaşmalı bu yazıyı ki insanlar bir oturup düşünsünler aslında "okuma"nın ne demek olduğunu. Ben de 1-2 ay önce böyle bu konuyla ilgili bir yazı görüp paylaşmıştım, şöyle diyordu " Twilight, Fifty Shades ya da Savaş ve Barış olsun farketmez, asla başkalarının seni okumayı sevdiklerinden utandırmasına izin verme". Yeter ki herkes okusun, okuduktan sonra da birşeyin doğru mu yanlış mı olduğuna kendi karar versin. Sırasında öğrenmek için ya da keyif almak için kitap okunabilir ama okuduğundan utanç duymak ya da birilerinin okuduklarını eleştirmek hiç doğru değil.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Serrose,
    Blog'unu yakın zamandan beri sıkça takip etmekteyim. Gerek yaşadıklarını, gerekse yaşamak istediklerini ve gerçekte görülenleri buraya yansıttığın için teşekkür ediyorum. Samimiyetini çok hoş buluyorum. Eminim kötü yorumlar da alıyorsundur, buna rağmen bu kadar bozmadan devam ettiğin için çok saygı duymaktayım.

    Özellikle Türkiye, Kitap okuma konusunda senin de dediğin gibi yerlerde sürünüyor. Sıralamada ilk 100 ülke olsa, Türkiye 90'ların içinde olur. Kalanlar da imkanları olmayan ülkelerdir. İnsanlar kitap okuyan insanları daha çok hipsterlik, marjinalite olarak gördükleri için çok can sıkıcı oluyor.

    Mesela toplu taşımada giderken gazete okursanız tuhaf karşılanmaz ama kitap okursanız sıklıkla duyulan soru gelir: o kitaba o kadar para mı verilir?

    Ve en üzücü olanı da, bizden sonraki nesilin kitap okuma alışkanlığının hiç olmaması. Aile tarafından teşviğin olmaması. "Kitap okuyacağına ders çalış" diyen bir aileden çok fazla bir şey beklememek lazım.

    Kendini Türkiye gibi bir yerde geliştirmek çok zor.

    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. Tek kelimeyle "hak-lı-sın".Bu baskı çok anlamsız.Kitap okuyamayanlar biraz da kendilerini rahatlatmak için böyle yapıyorlar bence.Harry Potter okurken ben de bu şekilde alaylarla karşılaştım.Yaşım 30 muş,böyle saçma şeyler okunurmuymuş.Size ne deyip devam ettim okumaya ,bütün seriyi hemde:))

    YanıtlaSil
  8. Nasıl ki yazı kalıplara sığdırılamazsa okumak da öyledir benim gözümde. Bir yazara "Neden yazdın, nasıl yazdın?" demek ne kadar saçmaysa bir okura da "Bunları neden okuyorsun?" demek o kadar saçma. Bırakın konuşsun insanlar. Biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edelim.

    YanıtlaSil
  9. kalemine sağlık öyle güzel anlatmışsın ki bayıldım :)

    YanıtlaSil
  10. Düşüncelerimi dile getirdiğin için çok teşekkür ederim Sergül abla. Kimsenin kimseye karışma hakkı yoktur, hele kitap gibi bir konuda. İnsanlar başkalarına laf söylemek yerine açıp bir kitap okusalar yaptıklarının ne kadar yanlış olduklarını anlarlar ama zihniyet çok önemli işte ! Sinirlendim yine, çok öpüyorum seni kendine iyi bak. :)

    YanıtlaSil
  11. Sevgili Serrose
    Agzina saglik :) Ben kitap okurum edebiyati fazla anlamadigim beni cok sarmadigi icin edebiyat namina okudugum kitap bir elin parmagini gecmez.Kitapligimda romantik komedi erotik diet saglik vs seklinde onlarca kitabim duruyor.Siir den hic hoslanmam bana empoze edilmesine de sinir oluyorum.
    Duygularima tercuman olmussun gunum aydinlandi saol

    YanıtlaSil
  12. Gerçekten çok güzel yazmışsın. Böyle bir baskı Azerbaycanda da var. Çok satanlar okursun ağız büzerler, roman okursun tuhaf bakarlar, kişisel gelişim okursun deli derler, yani çok kötü bir durum. Çoğu insana göre benim okuduğum kitablar manasız, ben Dostoyevski, Tolstoy okumalıymışım. Sadece bunu okuyanları hor görmüyorlar.
    Ha bi de yeni bir fikir çıkdı gencler arasında - Kızlar eline kitap alıb geziyor çünki o kendini akıllı göstermek istiyor. Yani onlara göre biz o kitabları okumuyoruz, sadece kendimizi reklam ediyoruz. İnsan demek istiyor bırakın Allah aşkına kim niçin okursa okusun, sana ne bundan. Her şeye müdahale ediyorsunuz zaten, bir tek kitaplarımız kalmışdı, e artk ona da ediniz.

    Aslında bu konuda konuş-konuş bitmez, çok doluyum çünki. Böyle bir yazı için teşekkürler.. Yazdıklarına tamamile katılıyorum.

    YanıtlaSil
  13. Katiliyorum. Cocuklari olan aileler de umarim bu yazidan ornek alir. Kisi okuya okuya bir noktaya geliyor. Okumayan insanlar ne kendini ne etrafini anlayabiliyor. Ulkemizde de en buyuk sorun bu bence. Ve gittikce bencillesen bir insan toplulugu ortaya cikiyor. Guzel bir soruna deginmissin. Umarim herkes birseyler cikarir bu yazidan ;)

    YanıtlaSil
  14. Sergülcüm ben her tür kitabı okurum,hatta her gördüğüm yazılı şeyi okumak gibi bir huyum var, deterjan kutuları üstündeki yazılar dahil.
    Çook edebi değeri yüksek bir kitabın arkasına bir sabun köpüğü tarzı bir şey takabilirim mesela:)

    Bazı okuyucular okumadan yorum bırakıyorlar,neden bilemem. Amcamın vefatı nedeniyle yazdığım bir yazıya, paylaşımınıza teşekkür ederim çok güzeldi, bana da beklerim gibi bir abuk yorum almıştım:)

    Öpüyorum seni çok

    YanıtlaSil
  15. aynen öyle kitap okuyunca ne anlıyorsun git film izle daha iyi başın ağrımıyor mu uykun gelmiyor mu bırakın okuyalım be ):

    YanıtlaSil
  16. okul arkadaşlarım sırf kitap okumayı seviyorum diye resmen bana uzaylı muamelesi yapıyorlar, asosyal damgası yapıştırıyorlar. okuduğum kitaplara türlü türlü yorumlar yapıyorlar, bazıları kitapları okuduğuma bile inanmıyor. meğersem ben onlara hava atmak için 'okuyorum' süsü veriyormuşum. harry potter okurken de 'bunun filmi var salak mısın' tarzı yorumlar alıyordum. haklısın bence sergül abla sonuna kadar destekliyorum

    YanıtlaSil
  17. Sergül Abla çok haklısın. bu konu beni de çok üzüyor. ben de sizin gibi kitap okumayı çok seviyorum. ne zaman kitaplığımı görseler '' kitaba bu kadar para verilir mi? hepsini okudun mu, hepsini satsan zengin olursun'' gibi şeyler. onlara okuyor musun diye sorduğumda ''işim olmaz, ne gerek var, kitap devri kapandı'' gibi şeyler söylüyorlar ve kabahatli ben oluyorum (kitap okuduğum için). beni kitap okumaktan soğutuyorlar, bazen çok dokunuyor bunlar bana...

    YanıtlaSil
  18. Ben de kişisel gelişim okuyamıyorum ama okuyan bir kişi gördüğümde bıraktırma çabam da yok. Benim arkadaşlarım da hep sorar evdeki bütün kitaplarını okudun mu diye :D ama yanıtım hep aynı. Okumadım. Kütüphaneye gitmek ve farklı kitaplar bulup okumak hoşuma gidiyor. Haliyle de evdekilere sıra gelmiyor. Bir de arkadaşlarımdan edindiğim gözlemlerle diyebilirim ki kitap okuyan bir insanın olayları yorumlamaktaki tarafsızlığı okumayanda yok. Tabi bunda sosyal çevresiyle iletişim şeklinin de önemi var ama böyle insanlarla konuşmak çok zor.

    YanıtlaSil
  19. Baskı konusunda sana katılıyorum. Dün elimde bir kişisel gelişim kitabı vardı, metroda ayaktaydım ve okumaya çalışıyordum. O kadar çok kitabıma bakıp burun kıvıran gördüm ki bir an utandım. Sanki yanlış bir şey okuyormuşum gibi bakıyorlar. Ya da ben sorunlu bir insanmışım gibi:)) Ama sonra kendime geldim, okumaya devam ettim.

    YanıtlaSil
  20. Bazen kitap okumama yorum yapanlara, sen ne yapıyorsun diye sormak istiyorum, kitap okumaya bakış çok ilginç ülkemde.Hayatında ders kitabından başka kitap görmemiş, onların da ucundan kıyısından geçmiş çok kişi var ki bana dönüp aa, asosyal olursun bak okuma bu kadar, psikolojik sorunların mı var, aa aşk romanı mı okuyorsun ,anladın mı ki o kitabı , çok kalın değil mi , hepsini okudun mu, sen öldükten sonra ne olacak bu kadar kitap diye soruyorlar.Ben genelde sadece kitap okumak yönünde olduğunu da düşünmüyorum , her konuda sözü olan milletiz, karşımızdakini eleştirmeyi kendimizde hak , ödev hatta görev addederiz.Yahu sana ne ,sen ne karışıyorsun , ister asosyal olurum , ister depresyonda, anlamadan okudum bu sefer de ne olacak ki? Kimseye karışmam , asosyalsem kendi isteğimle asosyalim, yoksa insan çok var öylesine konuştuğum , onlarla olmak işten değil.Ben size dönüp yuh sabahtan akşama kadar tv mi izliyorsun , o kadar kadın programı izleme alık olursun , gittiğin film sanat filmi değilse filme gitmiş saymam seni , hangi kültürel çalışmadan geliyorsun diyor muyum???O halde herkes kendi işine baksın , biz kitap okuyanlar da bu tip tepkilere gülümseyelim sadece , ben özellikle okumasam bile yanıma aldığım kitabı çıkarıyorum çantamdan , bilsinler ki muhabbetten sıkılırsam açar okurum , güzel tehdit oluşturuyor:)) ya da kafede mesela masaya koyarım muhakkak, görülsün, bilinsin.sevgiyle:)

    YanıtlaSil
  21. tamda şuan yarama tuz biber olan bir yazı olmuş bu Sergül abla. hele ki eğitim düzeyiniz(yanlış anlaşılmasın eğitimlilik düzeyinden bahsetmiyorum sadece eğitim seviyesinden bahsediyorum) arttıkça sizden daha farklı bir kimliğe bürünmenizi bekleyenler var ki o kesimin kafasını hangi makale kitabına gömsem bilemiyorum. zaten tez yazarken ya da yüksek lisans süresince bir sürü makale, inceleme yazısı ya da alanınla ilgili pek çok kitabı hatmediyorsun kalkıpta dersten ayrı bi vakit ayırıp kafanı dinlemek istediğinde eline aldığın kitabın sayfa sayısından tutta popülerlik düzeyine kadar herbir şeyine laf eden bu kesimin azalarak yok olmasını istiyorum. Bir de bu küçümseme ya da beğenmeme her şeyde yapılıyor Türkiye'de. O kadar şekilciyiz ki neredeyse elimizdeki kitap kıyafetimizle uyumlu olmadığı için eleştirileceğiz. işte bunlar hep mahalle baskısı...

    YanıtlaSil
  22. bide şey vardır tam kitabı okumaya başlarız biri gelir '' ayy o çok sıkıcı ya okuma onu bırak!''. ben bu tip insanlarada çok sinir olurum sana sıkıcı gelebilir ama ben bayılarak okurum kime ne?

    YanıtlaSil
  23. Tamda bu işte ! insanların kendi düşüncelerini başkalarına empoze etmeye çalışması gibi bir icraat var Türkiyede, malesef bu yüzdende 'ben bu yazarı sevmiyorum okumayın şunu yaaa' diyenler var . çok üzücü gerçekten .

    YanıtlaSil
  24. ben fantastik okuduğum için çok yaşıyorum bu tür şeyleri.Herkes devamlı o türün bana hiçbir şey katmayacağını söylüyor ama inatla okumaya devam ediyorum ve edeceğimde!..
    ellerine sağlık çok güzel yazmışsın..

    YanıtlaSil
  25. Orta okuldan beri kişisel gelişim kitapları okuyan biri olarak bu türü böylesine eleştiren kesimi anlayamıyorum. Ama insanlar kalkıp "evet çok olgun düşünüyorsun gerçekten etkileyici!" diyebiliyor. İtiraf etmem gerekirse karşımdakilerle empati kurmama, onları ikna edebilmeme kişisel gelişim kitapları yardımcı oldu. Kalplerimiz birmiş sanırım şu sıralar beni de çevremdeki bazı insanlar bu konu üzerinde alaya alıyor :) Yüreğinize ellerinize sağlık! Sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  26. Aynen okuyalım da neyi istersek okuyalım. En yakınlarımızla bile okuduğumuz kitapların yorumlarında farklı noktalarda olabiliyoruz, benim çok çok sevdiğim roman arkadaşıma sıradan gelmiş olabiliyor. Ama asıl senin de belirttiğin gibi işin özü daha çok okuyalım ki daha çok birbirimizi anlayalım. Japonya Çin birbirine karıştırmayalım :)
    sevgiler gönderdik

    YanıtlaSil
  27. Ben de her tür kitabı okuyabilenlerdenim , haliyle daha çok sevdiğim ya da nadir okududuklarım da var. Cins insanlar çok , bana da 'okuduklarını atsana,satsana,birine versene , ne tutuyorsun boşuna' diyen bile oldu. Başkalarının zevklerini asla eleştirmem , kendimi de eleştirtmem. Deli gibi futbol izlerim , deli gibi kitap okurum. İkisine de saçma yorum yapanları terslediğim çoktur. Yaşasın kitap okumak.

    Yani kısaca haklısın, katılıyorum. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  28. Kitap okuma oranı nüfusa göre zaten çok çok düşük. Bugün Çin'de bile ayda ortalama 4-5 kitap okuyormuş insanlar (gazete haberinin yalancısıyım) ki biz bu sayının çok altındayız. Bir de bu anlamsız küçümsemeler can sıkıcı gerçekten de. Hayır yani sürekli okuyan bir toplum olsak, bir eşiğimiz olsa, belki o zaman biraz daha doğru olurdu bu tip eleştiriler.Ama zaten okumuyorsun bırak bari başkasının keyfine karışma. Cin Ali de okusa, Ayşegül Plajda da okusa karışma işte sana ne sen git Rus edebiyatı mı okuyorsun, Alman edebiyatı mı devam et. (Yalnız yazı o kadar güzel ki resmen bu konuyla ilgili içimdeki yaraya dokundu:))

    YanıtlaSil
  29. Geçen gün bana okuldan arkadaşlarım oturmaya geldi kütüphaneme bakıp " Ya hepsini okudun mu?" dediklerinde kala kaldım yani öyle süs olsun diye 300,400 kitap falan mı alacağım :)
    Yine okulda hiç unutmuyorum Cemal Süreya-Sevda Sözleri adlı şiir kitabını okurken herkes benimle alay etmişti şiir kitabı okuduğum için.Yüzüklerin Efendisini okuduğumda ise filmini izle ne uğraşıyorsun diye uğraşmışlardı..
    Okuyan az birde okuyanın içinde anlamayan da var işin kötü tarafı..

    YanıtlaSil
  30. Azerbaycanda da eyni durumdu, bizde hetta ictimai yerde kitab oxuyan birine qeribe baxirlar... cox dertliyem bu movzuda

    YanıtlaSil
  31. Eziz Sergul... Azerbaycanda da eyni durum var, hetta bizde ictimai yerde kitab oxuyana da qeribe baxirlar. cox dertliyem bu movzuda ...

    YanıtlaSil
  32. Yarama tuz bastın be abla. Ben de bir erkek olarak aşk romanları okumaya bayılıyorum ancak şu tepkileri alıyorum. "yok erkek adam aşk romanı okur mu" gibi bende inat blog açtım şimdi okuduğum kitapların yorumlarını yazıyorum.http://berkyilmazindunyasi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  33. Merhaba Sergül Hanım.
    Ben sizi yaklaşık 5-6 aydır takip ediyorum. Açıkça belirtmeliyim ki yaşam enerjinize, pozitif oluşunuza ve okuma alışkanlığınıza hayranım. Vakit buldukça eski- yeni videoları da izlemeye çalışıyorum. Gerçekten zevk alarak takip ettiğim birkaç youtube kanalı var. Bunlardan ikisi sizin kanalınız :) Dilerim ki her şey gönlünüzce olur.. Size ve eşinize bir ömür mutluluklar dilerim. Takibe devam..Kendinize çok iyi bakın.

    YanıtlaSil

Vakit ayırıp fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler
Hakaret veya konu ile alakasız olmadığı sürece bütün yorumlar yayınlanır

Sevgilerimle
Sergül