Ben yine yazayım notumu:
Bu yazıda yüksek ses yoktur! Ama bıkkınlık vardır!
Her ülke gündeminde neyi paylaşıp, neyi paylaşmayacağıma karışanlara ithafen yazılmıştır!
Bloğunda, instagramda, videolarında, facebook'ta neden Özgecan'ı yazmıyorsun?
Belki senin paylaşımınla haberi olacak insanların diyenler var.
Öncelikle ülkede ya da dünyada böyle bir insan varsa eğer sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim doğrusu.
Herkes profillerinde paylaşırken, bütün televizyon kanalları (umuyorum) ve sosyal medya hesapları bu konu hakkında tek yürek olmuşken bir ben mi kaldım haber alabilecek noktanız?
Bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum diyenler olacaktır. Öyle ya kendi profilinde paylaşmış, görevini yerine getirdiğine inanmış, sonra da kim paylaştı kim paylaştı turuna çıkmış insanlardan bahsediyoruz.
Bu konu hakkında sakince, aklı başında ya da umursamaz bir tavır gösterebilmem mümkün mü?
Farkında mısınız?
Ben de kadınım.
Ergenliğinde kambur durmak zorunda kalanlardan,
aman kızım kendine dikkat et denilenlerden,
yalnız sokaktan geçerken telefonuna sarılanından,
hava karardı bu saatte çıkma artık denileninden,
aman bu kıyafet olmaz burada değiştir onu denileninden!
Yani benden kimsenin duymadığı neyi duymak istiyorsunuz?
Artık Japonya'dayım diye rahatım, umursamıyorum, burada böyle şeylere maruz kalmıyorum mu sanıyorsunuz?
Yanılıyorsunuz. Trende, cafede, restoranda size gözünü diken (sözde yabancısınız diye) ama bulduğu en ufak boşlukta sarkmaya hazır Japonlar da var.
Japonla evlisiniz diye sizi vize ya da para için evlenmiştir diye etiketleyenler var. (evet bunu yapanlar da var ama herkes böyle değildiri anlamıyorlar) Bu yüzden yapılan her teklifi kabul edeceğinizi düşünürler.
Fiziksel farklılıklarınız yüzünden sizi gözle taciz etmeyi hak bulurlar.
Ha ne var! Tüm bunlara rağmen burası daha güvenli. Çünkü fiziksel bir adım atmaktan korkarlar.
Ama böyle şeyler burada da yaşanıyor. Dünyanın her yerinde yaşanıyor.
Peki ben bunları neden yazmıyorum.
Neden yazayım? Bir keresinde eşimin yanında bir Türk restoranında, bir Türk tarafından sözlü tacize uğradım. Bunu da tüm salaklığımla bir Türk kadın arkadaşa anlattım.
Bana dedi ki ' kusura bakma ama senden kaynaklı, sen çok canayakınsın ya ondan yüz bulmuştur' dedi.
O kişiye herhangi bir samimiyet göstermediğimin altını bin kere çizdiğim halde, bu olayı bana mal eden biri olunca ben susmaya karar verdim.
Bu ülkede erkek kadına taciz ediyor kabul de! Kadının kadına yaptığını da kimse kimseye yapmıyor!
----
Özgecan hakkında çıkmış her şeyi okumaya çalışıyorum. Alt üst oluyorum her defasında.
Kızıyorum, sinirleniyorum, telefonu elimden fırlatıyorum ama hakkında bir şey yazmıyorum.
Çünkü içim almıyor!
Çünkü içim acıyor!
Çünkü ağzımdan çıkacaklardan emin olamıyorum!
Çünkü benim de kendi sorunlarım, kendi hayatım var.
Hamileyim farkındaysanız?
Duygularım, bedenim, kafam karmakarışık.
Ben kalemdi, boyaydı, banttı kendimi oyalamaya çalışırken,
ağrılarımla baş etmeye çalışırken,
ayaklarım kasıldığı için dakikalarca yatakta ağlarken,
astım krizim tuttuğu için nefessiz kalırken,
belim ve kasıklarım ağrıdığı için bütün günü yatakta geçirirken
içimden Özgecan konusunda bir şey yazmak gelmedi!
Haaa ama siz her şeyimi biliyorsunuz benim!
Her şeyimi paylaşıyorum ya!
Ondan paylaştığım kadarından ibaretim sanıyorsunuz!
Ne oldu bunları bilmiyordunuz?
Bir şey söyleyeyim mi?
Hakkımda bilmedikleriniz, bildiklerinizden daha fazla!
Yine tekrar ediyorum.
Ben bu blogdan (ve diğer mecralardan) ibaret olmadığım gibi, bunlardan da farklı değilim!
Ama rica ediyorum lütfen 'değerli vaktinizi' onu paylaşsana, bunu yazsana, bunu neden demedin gibi boş işler yerine, kendiniz için, ülkeniz için daha faydalı şeylere harcayın!
Sevgiler Saygılar!
Erkeklerin kadınlara yaptıkları kadar, kadınların erkeklere yaptıkları da gözle görülür derecede... Burada buna parmak bastığınız için teşekkür ederim.Kaldı ki fotolarınızın altında tepkinizi ortaya koymuşken hala size yüklemiş olmalarını anlamadım... Farklı mecralarda gördüğüm kadarı ile sizi takip edenlerde yaş ortalaması düşük olanlarda daha fazla serzenişteler... Dikkate almayıp şu son 1,5 ayınızda kendinizi ve bebeğinizi düşünmenizi tavsiye edebilirim ki siz zaten bunu benim söylememe gerek kalmadan yapıyorsunuzdur zaten... Teşbihte hata yaptım ise şimdiden özür dilerim. Saygı ve sevgilerimle...
YanıtlaSilKatılıyorum sana ! Çok güzel ifade etmişsin kendini
YanıtlaSilHerkes kendi vicdanını rahatlatmaya çalışıyor; bir kısmı da abartıp toplum polisi oluyor. Şu yazdığına katılmamak elde değil "bunu benden öğrenecek biri olduğuna sevineyim mi üzüleyim mi"... gerçekten, misyon için mi yapılıyor bu paylaşımlar yoksa içimizden yapmak geldiği için mi? Instagrama siyah fotoyu atıp gündelik hayatımıza dönüp gündelik sevinç ve hüzünlerimizi yaşamıyor muyuz hepimiz? İnsanlar bayılıyorlar yüce kişi gibi görünmeye de ondan oluyor bunlar. Ne kadar bunaldığını anlayabiliyorum, bu tür zamanlarda bu "toplumsal sorumluluk terörünü" hiç sevmiyorum! Seni kocaman öpüyorum!!!
YanıtlaSilHarika olmuş bu yazı umarım yerine ulaşır. Sevgilerle
YanıtlaSilHer hecede, her kelimede, her yazıda daha çok bağlanıyorum bu bloga. İyi ki diyorum; iyi ki keşfettiğim ilk blog olmuş.
YanıtlaSilBir de tüm bu sitem (aslında bunların bir sitem olmadığını, kızgınlık halinde yazılmadığını biliyorum da doğru kelimeyi bulamadım) yazılarında daha çok anlıyor, daha çok hak veriyorum.
hep aynı şeyi söylüyorum işte kadının kadına yaptıkları daha can yakıcı oluyor bazen :( hamileyken değil bunlar yazmak haber bile izlememenizde fayda var ama gördüğüm kadarıyla rahat bırakmıyorlar bazılarını anlamak mumkun değil. sevgiler.
YanıtlaSilSergül ablam, ablam diyorum çünkü cidden çok seviyorum seni. Hiç takılma desem de takılacaksın biliyorum. Ama ülkemizde böyle art niyetli ve birileri görsün diye görev niteliğinde tepki gösterilene tepki gösteren de çok maalesef. Özellikle bu olaylarla, "aa hiçbir şey yazmamışsın, umursamıyor musun" diyenler çok çıktı ortaya. Bunu kabullenmiş olmamız bile kötü ama, kafayı takmak daha da kötü. Hamile halinle hiç sıkma kendini. Seni bilen biliyor, en azından ben hiç art niyetli düşünmedim bunu bil isterim. Seven insan, anlamaya çalışmalı çünkü bence. Empati kurup anlayamayana da hiç takılmamaya bak, sevgili yeğenimiz minik Kato için... :) Seni ve minik Kato'yu çok öpüyorum. Dilerim üzüntün, bir kuş gibi uçar gider. Seni seviyorum, Bursa'dan Didem... :)
YanıtlaSilBaya uzun bir yorum yazmıstım aslında.Ama google hesabım acık olmadıgından yorum bosuna gitti. Yeniden yazmaya baslayacagım.
YanıtlaSilUzun zamandır blogunu severek takip ediyorum.Bende kucuk bir japonya hayranıyım. Videolarını surekli izliyorum.İssizlikten olsa gerek. ∩__∩
Bunun konuyla pek bir alakası yok. Konuya gelirsek eger. Butun herkes gibi ozgecan bizimde canımızı yaktı. Ama onun icin duadan baska elimizde yapacak pekte bir sey yok. Bu acıyı sosyal ortamlarda dile getirmek kisinin tamamen kendisine kalmıs bir sey. Bununlada yetinmeyip bunu İnsanlarada tesvik etmek bambaska bir olayki bu gercekten hos degil.Sonucta her insan kendi kararlarını kendi veriyor. Bu yuzden bunlar icin canını sıkma. Seviliyorsun sergul abla. ^_^♥
Milletce işimiz gücümüz yafta !
YanıtlaSilSergül Abla bu sürekli bu olaylarla ilgili sağa solan yazı atan herifler bilgisayar başından vatanı kurtaracağını düşünen insanlar, bir çoğuda sürü psikolojisi ve bunların arasında beğeni toplayıp kendini tatmin etmeye çalışan ergenler bulunuyor.
YanıtlaSilİnan ülkede ne insanlar diri diri yakıldı otobüslerde ne insanların sonu korku filmlerindeki sahnelerden bile kötü oldu ama halkın tepkisi neydi; "Orada ne arıyormuş","Bara gitmeseymiş ölmezmiş","Kız haliyle otobüste nereye gidiyormuş ki"...
Bu ülkede sokağa çıkıp hakkınımızı savunsak SOL'cu sun derler. Camii ye gitsen SAĞ'cı sın derler. Ben o birlik beraberliği hiç tadamadım açıkçası...
Mükemmel bir yazı olmuş Sergül abla sanki sen Özgecan Arslan olayıyla ilgili bir şey paylaşmadın diye bu durumu önemsemediğini sanıyorlar ya da haberi yok diyorlar whatsapp daki arkadaşlarım özgecan olayından sonra durumlarını değiştiriyorlar benim neden değiştirmediğimi soruyorlar herkes farklıdır tepkimi farklı şekilde göstermediğimi nerden biliyorsun diyorum herkes her şeye aynı şekilde tepki vermek zorunda değil herkes bu duruma çok kızgın,üzgün özelliklede kadınlar ama ateş düştüğü yeri yakar annesinin babasının yanında bizim duyduğumuz acı acı değil
YanıtlaSilsevgiler Sergül...
YanıtlaSilsenin kadar cana yakın ve sevimli bir insanı nasıl böyle üzüyorlar aklım almıyor ama nedeni belli KISKANÇLIKtan öte bir şey düşünemiyorum, hem böyle insanlar Allah rahmet eylesin demenin, bir fatiha okumanın o kız kardeşimiz için yorum paylaşmaktan daha önemli olduğunu bile bilmezler , boşver üzülme değmez...
İnşallah sağlıklı sıhatli alırsın bebeğini kucağına ve sizin için hayırlı evlat olur inşallah :)
Rabbim eşinle evlad(tlar)ınla mutluluğunuzu huzurunuzu sağlık sıhatinizi daim eylesin.
Bütün kalbimle yazdığın yazıya katılıyorum,bazen böyle durumlar karşısında sadece susarsın için ağlar... Dua ediyorum ;sevgi,güzel ahlak,merhamet....
YanıtlaSilÇok haklısın..
YanıtlaSilÇok çok çok haklısın...
YanıtlaSilHerkes toplumsal bir olaya karşı istediği şekilde tepkisini koyar, ister ruhuna fatiha okur, ister profilini o olayla ilgili haberlerle donatır, isterse sessiz bir yas tutar içinde. Kimsenin bir başkasını neye nasıl tepki verdiğiyle ilgili eleştirmeye hakkı yoktur. Tepki verenler kendince tepkisini versin ama başkalarına karışmayı bıraksınlar artık. Herkes böyle korkunç bir olay karşısında metanetini koruyamaz, kimisi olayın her bir ayrıntısını paylaşarak kendini rahatlatmaya çalışır, kimisi de o olayla ilgili hiçbir açıklamayı okuyamayacak kadar hassas yapıdadır ve profilinde paylaşmayı bırak, duymak bile istemez. Ülke gündeminden bıkmış bir insan olarak tv izlemeyi tamamen bıraktım, internet haberlerine neredeyse hiç bakmıyorum, kendime uğraşlar arıyorum ben de, kitaplar, filmler en çok da animasyonlar. Kafayı başka şeylerle meşgul etmek gerek yoksa hepimiz çıldıracağız. Belki dışarıdan ilgisizmiş gibi görünürüz ama varsın öyle sansınlar. Başkaları mı önemli yoksa kendimiz mi...
Sevgiler...
Sergul ablam senin derdin var zaten.kötü yorum yazanlari kafaya takma boşver.bebek hazırlıkları derken zaman su gibi akıp geçer.inşallah bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına alırsın birde eğer bu yorumu okursan bir dahaki videonda adımı soylermisin sevgilerle simay değer
YanıtlaSilSergul ablacim senin derdin zaten var.kötü yorum yazanlari kafaya takip üzülme.bebek hazirliklari derken zaman su gibi akıp geçer.inşallah bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına alırsın .eğer bu yorumu okursan bir sonraki videonda adımı solersen çok sevinirim seni çok seviyorum sevgilerimle elif simay değer.
YanıtlaSilDeğişik insanlar çok. Umursamamak gerek.Pembe Kreasyon
YanıtlaSilBu sorunlar eğitimle çözlür diyoruz ama alın side bir okul müdür yardımcısının düşüncesi. "Erkek öğrenciler mini etekli kızları taciz etsin." Valla nereye gidiyoruz çok merak ediyorum.
YanıtlaSil"Erkek öğrenciler mini etekli kızları taciz etsin."
Kepez Atatürk Anadolu Lisesi'ne yeni atanan kadın müdür yardımcısının, kız öğrencilerin kısa etek giymesini önlemek için erkek öğrencileri peşlerine takıp bundan vazgeçirme önerisi, Öğretmenler Kurulu toplantısı tutanağına yansıdı.
Eğitim- Sen olaya tepki gösterirken, Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüdai Vural, olaya ilişkin soruşturma açıldığını ve konuyu takip edeceklerini açıkladı.
Varsak Lisesi'nden geçen hafta Kepez Atatürk Anadolu Lisesi'ne atanan ve Almanca öğretmeni olan Müdür Yardımcısı Filiz G., 9 Şubat pazartesi günü okuldaki 31 sınıfın başkanı öğrencilerle toplantı yapıp, kılık kıyafet konusunu görüştü. İddiaya göre toplantıda kısa etek giyen kızlara karşı önlemler de sınıf başkanları toplantısında ele alındı.
Sınıf başkanı öğrencilerden bazıları, toplantıda neler konuşulduğunu okul diğer öğretmenlerine anlattı. Öğrencilerin iddiasına göre Müdür Yardımcısı Filiz G., "Bu okulda kızlar kısa etek giyiyor, tayt giyiyor, okul kıyafeti giymiyor" dedi. Filiz G., bunun önlenmesi için de kısa etek giyen kız öğrencilerin peşine erkek öğrencilerin takılmasını, bundan rahatsız olacak kızların düzgün giyinmek zorunda kalacağını söyledi.
TUTANAKTAKİ İFADELER
Filiz G.'nin sınıf başkanlarıyla yaptığı toplantıdaki sözleri, 10 Şubat günü yapılan Öğretmenler Kurulu toplantısında gündeme geldi. Müdür Yardımcısı Filiz G. ile bir öğretmen arasında söz konusu iddialara ilişkin konuşma, kurulun toplantı tutanakları kaydına da alındı. Müdür yardımcısı Filiz G.'nin kılık kıyafet konusunda herkesin desteğini beklediği ve bu konuda işbirliği içinde olunması gerektiği yönündeki sözlerinin ardından bir öğretmen, sınıf başkanlarıyla yapılan toplantıdaki sözleri sordu.
Öğretmen, sınıf başkanları tarafından kendilerine aktarılan sözlerde yanlış anlaşılma olabileceğini belirterek, Müdür Yardımcısı Filiz G.'ye "Bu toplantıda kısa etek giyen kız öğrencilere yaptığınız uyarı konusunda yanlış anlaşılma olmuş mudur? Sadece soruyorum, 'Mini etek giyen kız öğrencilerin peşine erkek öğrenci takalım' dediniz mi?" diye sordu.
Bunun üzerine Filiz G., "Evet söyledim. Aşırılıklara göz yumarsak, taciz edilirse kim suçludur?" karşılığını verdi. Öğretmen ise "Tabi ki taciz eden suçludur. Bu yaklaşımınız doğru değil" dedi.
Çok haklısın. O kadar haklısın ki daha üzerine eklenecek bir şey yok.
YanıtlaSilGünlerdir facebook anasayfamda tonlarca yazı, paylaşım var. Ama ben paylaşmadım. Elim kaç kere gitti, arkadaşlarımın yazdıklarına bir yorum da ben ekleyeyim diye. Yazdım yazdım sildim. Neden? Duyarsız olduğum için mi? Hayır, söylenecek o kadar şey var ki, ne yazacaklarım tam anlamıyla yetecek, ne de ben dilime hakim olabileceğim.. Biliyorum ki yazarsam çok kötü şeyler yazacağım ve ben bundan çok yoruldum artık. Özgecan tek değildi, ilk değildi ve son olmayacak. Bunu bilmek bile yeteri kadar acı zaten. "Ah zavallı ülkem"den öteye gidemiyor artık söyleyebildiklerim.
Bir insan canayakın diye (afedersin) "yollu" görenler, bu zihniyetin temeli zaten. Sana "bu şekilde davranma ki böyle bir tutumla karşılaşmayasın" diyenler varsa eğer, kusura bakmasın kimse, karşımdaki insanın ruh hastalığı yüzünden kendim olmaktan vazgeçecek değilim/değiliz.
Herkesin kendi hayatı olduğunu anlayamaz bazıları. İnternet ortamındasın ya hani, internette paylaştığın kadarsın. Sana söyleyeyim, takip edenlerin çoğu düşünüyordur ki "Bu kız geziyor, alışveriş yapıyor, defter kalem alıyor, kitap okuyor. Oh ne âlâ hayat". Böyle düşünüldüğüne neredeyse eminim. Kimse düşünmüyor senin gerçekte ne yaşadığını. Görünenden (senin göstermek istediğinden) daha fazlası olduğunu bilemezler. "Bilmiyorsan konuşmayacaksın" bunu anlamıyor insanlar. Neyse, ben ne yazarsam yazayım, düşünme yetisi olmayanlar anlamaz zaten. Hayat senin, blog senin. Ne yaşayacağına da ne yazacağına da sen karar verirsin. Sen sadece olduğun gibi ol.
Valla sergül abla böyle bi yazı yazmana en çok ben sevindim bu zamana kadar bende aynen senin gibi düşünüyordum ama söylemeye kalkınca bana bu yaşınla siyaset yapmaya kalkma dediler ama seninde benim gibi düşündüğünü görünce sevinmedim değil. Ama sevindim derken yanlış anlaşılmasın Özgecan a üzüldüm tabi ki ama ben sadece benim gibi düşünen bir insan olduğuna sevindim
YanıtlaSil