11 mart depreminde Türkiye'deydim.Bazılarına göre bu şanslı bir durummuş gibi görünse de hayatımın en zor günlerinden biriydi.Yoshi'yi,Karamel'i ve evimi kaybettim sandım.Sağolsun Türk medyası tüm ülkenin yok olduğunu duyuruyorlardı dört bir yanda.
22 sine kadar Türkiye'de kaldım.Tüm günümü televizyon karşısında,önümde bilgisayarım açık halde haber almaya çalışarak geçirdim.
22 sinde sağ salim evime döndükten,Yoshi'ye ve Karamel'e kavuştuktan sonra da deprem bölgesinin haberlerini izledim.Belirli dönemlerde o bölge ile ilgili programlar düzenlediler.
İlk andan beri hep fotoğraf albümleri çekti dikkatimi.Belki de sadece onlar kalmıştı geriye koca bir aileden.Rasgele çekilen sokak görüntülerinde,boşaltılan ev görüntülerinde en çok albümleri görmek koydu bana.
O görüntülerden sonra kendi kendime karar verdim.Daha çok albüm yapacağım.Dijital dünyanın verdiği nimetler çok güzel ama sanki kaybolması daha kolay.Bilmiyorum bilgisayardaki binlerce fotoğrafa karşılık 2 albümümüz var evde.Tamam herkesin başına tsunami gelecek diye bir şey yok ama elde somut bir albüm olmalı düşüncesi yer etti içime.
Bu düşünceyle hep ertelediğim polaroid kamerasını aldım hemen,sonra hep ertelediğim Filipinler albümümüzü tamamladım.Fotoğrafların yanına ne düşündüğümü de yazdım el yazımla hani olur ya diye.
Sonra 2 gün önce bitirdiğim bir kitapta bu söz çıktı karşıma ve daha bir sarıldım bu düşünceme.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Hala albümler dolduranlar var mı aranızda?
Bu konu devam edecek...
görsel bir buradan
görsel iki buradan alıntıdır.
Benim o ben =) hala album yapmaya calisiyorum, elime gene en ufak firsati degerlendiriyorum =)
YanıtlaSildaha fazla fotoğraf çekme fikri bence de anlamlı. özellikle özel olmayan günlük anları yakalamak kadar değerlisi olmadığını 2 sene önce yakın bir arkadaşımın annesini kaybettiğimizde anladım. babası olur olmadık anlarda fotoğraf çekmeyi çok severdi. bir akşam üstlerinde pijamalarıyla anne kızı yatağın üzerinde çekmiş. böyle günlük halleriyle çekilmiş bir sürü fotoğraf buzdolabının üzerini süslerdi. cenaze günü o pijamalı fotoğrafa baktım ve o an anladım. fotoğraf çekmek gerçekten de çok anlamlı özellikle de böyle bizi olduğumuz gibi yansıtan karelerde...
YanıtlaSildiyeceğim o ki fotoğraf çekmek gerek ama sadece tatilde, düğünde değil. her gün, belki koltukta otururken, akşam yemeğinde... bir de onları bastırmak gerek, her gün her gün bakabilmek, o anlara dokunabilmek gerek...
evet bende bilgisayardan çok elle tutulabilen bir fotoğraftan yanayım ..çok severim albumlere bakmayı ..hem ağlatır hem güldürür ...daha çok fotoğraf daha çok albüm ..aaa slogan bile çıktı ;))caponyaya selamlar antalyadan ..
YanıtlaSil"Neden olmasin süper olur" dedirtti düsüncelerin bana. Duygusalliga vurmadan fikirlerina katiliyorum ve bende varim. :))
YanıtlaSilBilgisayardan izlemek güzel fotoğrafları fakat elinde somut olması insan için daha farklı bir duygu. Albümse daha nostaljik ve daha duygusal sanki. Ben çok seviyorum albüm yapmayı :).
YanıtlaSilArtık bütün resimler bilgisayarda,harddiste,cd de vs.
YanıtlaSilne kadar doğru tespitlerde bulunmuşsun.Evet albüm yapmalıyız.
ben de minik yigenlerimin albümünü yapmalıyım artık.Sevgiler
En azından yılda bir kere bütün dijital fotoğrafların içinden seçtiklerimi gidip bastırırım. Elimin altında olmaları hoşuma gidiyor.
YanıtlaSilFotoğraftan korkmak anılardan kurtulmayı sağlamadığına göre; ''daha çok fotoğraf çekmeli'' belki... ;)
YanıtlaSilserroseciğim, bir aralar (özellikle deprem ve tsunami sonrasında) NHK world izliyordum. Bir programda tsunamiden sonra bir grup insanın yıkıntılar arasında dolaşıp fotoğraf albümlerini, orada burada bulunan fotoğrafları toplayıp temizlediklerini anlatıyolardı. Fotoğrafları temizleyip sahipleri gelip bulursa sevinsinler diye bir yerde topluyorlarmış. İnsanlar pek çok şey kaybetti, fotoğraflar bir nebze rahatlatır diyorlardı. Bizde olsa direkt çöpe atarlar oysa. Benim de yüzlerce hatta bebeklerden sonra binlerce foto var elden geçirip bastırmam gereken. Bir ara yapmalı.
YanıtlaSilYazının başındaki çaresizliğini hissettim bi an.. Haber alamama, kaybetmiş olma korkusu... Tekrar geçmiş olsun..
YanıtlaSilBilgisayarımın masa üstünde "basılacaklar" diye bir klasör var.. Sevdiğim fotoğrafları ona atıyorum.. Yıllardır dayanamayıp aldığım fotoğraf albümlerinin sayısını bilmiyorum.. Sadece Cemiş için bile bissürü aldım. Ama iradeliyim doldurucam bir gün onları :)
Katılıyorum insanın albüme sigdirmasi gereken cok güzel kareler var ve bende albümün daha kalıcı olduğunu düşünüyorum ..
YanıtlaSilSizin gibi ben de elime alıp bakamadığım fotoğrafların yokluğunu çekiyorum.. geçen yıl annemler için aile fotoğraflarımızdan oluşan bir scrapbook hazırladım (fotoğraflar, anı nesneleri ve yazılardan oluşan süslü bir albüm) güzel bir hatıra oldu.. albümleri seviyorum:)
YanıtlaSilgeçen sene çöken pc'min içindeki giden fotoları hatırlattın bana o günden beri tab ettireyim diyorum ama yine iş yok bende..O kadar değerliki hepsi bir albüm hakediyor teknoloji bizi tembelleştirip,eskiye dair ne varsa unutturdu sanki:((
YanıtlaSilElimde öyle çok fotoğraf yok ama beğendiklerimi çıkarıyorum. Arkasına not düşme bende de var.
YanıtlaSilEn yakın arkadaşımla beraber çekilmiş fotoğraflarımızı çıkarttık. Bende oda arkasına o an ne hissettiysek yazdık ve birbirimize verdik.. (:
Güzel günler, güzel anılardı. Sanırım tekrar bastırmak için fotoğraf ayıklayacağım (: Teşekkür ederim hatırlatma için (:
ah o fotoğrafları görmek çok üzdü beni :( ama herkesin bir albümü olmalı. biz annemin harddisk uçsa ne yapacağız demesiyle bütün fotoğraflarımızı bastırdık geçen sene. gerçekten somut olmalı hepsi , elle tutabilmeliyiz. ve adam haklı, daha fazla fotoğraf çekmeliyiz :)
YanıtlaSilKesinlikle seninle ayni fikirdeyim. Bilgisayarda yuzlerce fotograf olmasina ragmen, dugun fotograflarini bile bastirmamis biriyim. Boyle bir seyi hatirlattigin icin tesekkurler
YanıtlaSil