28 Temmuz 2016 Perşembe

Korkuyorum



2 gün sonra Türkiye'de olacağım.

Korkuyorum

insanların patavatsızlıklarından, 
kırılacağımdan
kıracağımdan korkuyorum.

Karşıma geçip ah vah edecekler
hadi 2. çocuğu yapın diyecekler
Efsun neden öldü diyecekler
ve ben ne kadarına tahammül edebileceğimi bilmiyorum.

İnsanlardan kaçmak istiyorum

kendimi eve kapatmak

her gün kızıma gitmek

sadece bunları istiyorum.

Annem, ablam yanımda olunca daha iyi olacağım biliyorum

onlar koruyacak beni

ama korkuyorum işte.

Mart ayında 'ilk defa' tek başıma minibüsle kızıma gitmiştim.
Orada saatlerce kaldım, tabii ki ağladım

yanımda ayna yoktu ama yüzüm, gözüm ne halde tahmin edebiliyordum
eve dönerken markete uğrayabilmek için erken indim minibüsten

tam o sırada çocukluğumu bilen bir teyze ile karşılaştım
oğlu ile arkadaşız
nerede görsem konuşuruz
adımı bilir
beni bilir her şeyi bilir
yabancı ülke görmüş, geçirmiş bir kadın
sanırsın

naber sergül nasılsın dedi
benim sesim bile çıkmıyor
ayakta duramıyorum, öne geri sallanıyorum
iyiyim dedim
yanındaki kadına dönüp
kızı ölen arkadaş dedi

bu haldeyken, böyle tanıtıldım
kötü niyetle mi yaptı
sanmam
ama ne yaptığının
ne söylediğinin farkında değildi.

işte 
sırf iyi niyetten ne kadar canım yanacak bakalım
çok korkuyorum



24 Temmuz 2016 Pazar

Gezdik Geldik Nezamenotoko



 Hem bloğa uzun zamandır yazmıyorum, hem de gezi yazısı yazmıyorum. O yüzden biraz heyecanlıyım. Ben buralarda olmadığım da siz de olmuyorsunuz sanki :)
 Bugün bıraksan 3 gün yataktan (en az) çıkmam diyeceğim günlerden biriydi. Yoshi'nin ısrarı
üzerine çıktık evden.
  En son 25 yıl önce ilk sevgilisi ile gitmiş buraya beyimiz :) Hayır maziyi kıskanmıyorum :=)
Öncelikle arabamızı park edip, karnımızı doyurduk. Ne mi yedik? Sondaki videoda görebilirsiniz :)



Hava önceleri bulutlu olsa da 'hare otoko Yoshi' sayesinde açıldı hava. Çizgi filmlerdeki köyler gibi değil mi? Bu restoranın manzarası. Buna bakıp yemek yiyorsunuz. İnsan yaşlanmaz burada :)


Restoranın içi de böyleydi, biz balkonu seçtik (tabii ki)

Aldım bastonu elime, taktım şapkamı kafama ne maceralar atlattım :) Kayadan kayaya zıplarken 2 kere ayağımı burktum :(


Ben çiftin fotoğrafını çekmeyi teklif edince, o da karşılık olarak ben de çekeyim dedi :)



daha fazlası tabii ki videoda :)

Yer hakkında ingilizce bilgi için buraya tık tık 

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Neden Ben?



 diye soruldu bana.

Hayatımda bildiğiniz ve bilmediğiniz birçok zor zaman yaşadım.

Hayattan vazgeçtiğim
bir daha asla dediğim çok oldu.
Ağladığım, bağırdığım da oldu 
ama hiçbir zaman 'neden ben' demedim.

Tamam Allah'ım vardır bir bildiğin
bu benim sınavım
ve bu geçecek her şey çok daha güzel olacak dedim hep.
Ve öyle de oldu.
Canımı acıta acıta geçse de günler, sonunda hep daha hayırlısı oldu!

Efsun'u kaybetmek hariç

Dünyanın öbür ucunda bir hastanede
kucağımda cansız bedeniyle kızıma sarılırken
bu sefer diyemedim
bu benim sınavım
geçecek bitecek diyemedim.
Neden ben de demedim

Neden Allah'ım dedim
Neden?
Bu çok zor
bu çok can yakıcı
bu çok dayanılmaz bir sınav
dedim

Hala daha da diyorum
Son zamanlarda hayat daha zor geçiyor.
gün geçtikçe geçmiyor ve ben kaybetmeye başladığımı hissediyorum.

Deniyorum,
bugün instagramda eklediğim videolarıma bakıp ne mutlu diyebilirsiniz!
Hatta öyle görünmeme, öyle düşünmenize sevindim.
Umut var demek ki!

Ama işin aslı sadece gitmek istiyorum artık.
Bu dünya ile bağımı kesmek.
Alacağımı aldım, göreceğimi gördüm.
İçimde kalan bir şey yok.
Kızım olsun bana yeter.



1 Temmuz 2016 Cuma

Bu Kadar / Bilmem Anlatabiliyor muyum?




yapmadığım bir şey yazının sonundan başa dönüyorum :)
biraz kafam karışık
toparlayamadım tam ama siz beni anlarsınız :)


Birkaç gündür 'bu kadar' kelimesine takmış durumdayım.

bu kadar zor
bu kadar kolay
bu kadar uzun
bu kadar kısa
gibi gibi

kelimeye buradan bakınca pek bir şey ifade etmiyor.
ama ne zaman bir insan hakkında
'bu kadar' lı cümleler kuruyorsunuz işte o zaman başlıyor.
daha doğru işte o zaman dikkatimi çekti

birine ne kadar çok 'bu kadar' lı cümle kuruyorsanız
o kadar büyük oluyor onunla ilgili hayal kırıklığınız

'bu kadar' ... olmasaydın keşke!

bu kadar ... mışsın

üzüldüm ya!
durduk yere hüzünlendim kelimenin basitleştirdiği insanlara.

bir de 'buraya kadar' var o da başka bir yazı olsun!

hayatınızda 'bu kadar'lı cümleleriniz az olsun inşallah!

yorum kısmına bu ara size 'bu kadar' dedirten ne varsa yazar mısınız?

tabii bu kadar güzel
bu kadar iyi 
bu kadar başarılı falan da var da
benim baktığım yön
bu kadar basit
bu kadar kötü
bu kadar itici 
bu kadar düşüncesiz
gibi 
cümleler
siz yoruma istediğiniz taraftan bakabilirsiniz :)