30 Haziran 2013 Pazar

Ayakkabı Alışverişi


Geçenlerde ayakkabı alışverişine gittik Yoshi ile beraber.Hepsinin hikayesi var.Bu sebeple anlatmak istedim.
Bildiğiniz gibi Nisan (Mayıs mıydı yoksa) ayında Tokyo'ya televizyon çekimlerine gittim.Gitmeden önce 1 hafta kendime kıyafet ve ayakkabı aradım.Japonya'da aldığım kilolar sağ olsun hiçbir şey bulamadım/beğenemedim.Son gün Yoshi ile beraber tüm günümüzü alışveriş merkezinde geçirdik.Ortadaki topuklu ayakkabıya benzer bir ayakkabıya vuruldum.Burada bir açıklama yapmalıyım.
Japonya'da ayakkabılar genelde kalitesiz ve gereksiz pahalı.Deri bile olmayan,ben ucuzum diye bağıran bir ayakkabı 50 lira civarından başlar.Tabii indirim zamanı durum farklı ben genel fiyatlardan bahsediyorum.Aa bu güzelmiş dediğim ayakkabı en az 100 lira civarı oluyor.O zaman hemen Türk aklım devreye giriyor.Ben bu paraya İnci'den,Derimod'dan neler alırım ya diye ve hemen geri bırakıyorum.
Neyse,Tv öncesi alışveriş merkezi turunda bir ayakkabıya resmen vuruldum.Ne yazık ki numarası yoktu.Üzüldüm ama o günden beri benzerini bulabilir miyim diye bakınıyordum.Başka bir gün Yoshi'siz alışveriş merkezine gittiğimde ortadaki ayakkabıya göz koydum ama emin olamadım.İlk gördüğüm ayakkabıya tam benzemese de buna da vuruldum.Daha sonra Yoshi ile bu ayakkabıyı almaya gittik.O gün bu ayakkabıya bakarken,soldaki kahverengi babeti gördüm.Bildiğiniz gibi Türkçe öğretmenliği yapıyorum.Yeni bir öğrencim için Japonya'nın en büyük şirketlerinden birine ders vermeye gidiyorum haftada 1 gün.Oraya giderken de üstüme başıma daha da dikkat ediyorum.Yazlık ya da bu mevsimlerde çünkü burası hala serin ve yağışlı giyebileceğim bir ayakkabıya ihtiyacım vardı.Ve satın almak istedim.Ama Yoshi buna da burun kıvırınca ikisini de almadan döndük.
Yoshi'nin doğum günü için bu sene özel bir şey yapamadım.Onun verdiği parayla ona hediye almayı sevmediğim için her sene kendi maaşımla ona bir şeyler almaya çalışıyorum.Bu sene ne istediğini bilemediğim için parayı eline verip,dilediğin gibi harca dedim.O da ayakkabı istiyorum deyince yine alışveriş merkezine doğru yola çıktık.
Yoshi ayakkabı bakarken ben de göz koyduğum bu 2 çifti attım sepete :) Yaaa işte uzun hikaye budur.Ama ikimiz de severek giyiyoruz ayakkabılarımızı :)

29 Haziran 2013 Cumartesi

Mutfakta Neler Var? #19


Bu bağlantıya tıklayarak diğer Mutfakta Neler Var yazılarıma gidebilirsiniz.

Morinaga  Japonya'da çok büyük bir abur cubur fabrikası.Karamel şekerleri de çok meşhur ve lezzetli.Zaman zaman bir süreliğine farklı karamellere de denk gelebiliyorsunuz.Daha önce elmalı karamel denediğimi hatırlıyorum.
Bu sefer yoğurtlu karamele denk gelince Yoshi hemen sepete attı.Ben birkaç gün cesaret edemedim yemek için ama sonra denedim.Farklı bir tadı var.Kötü değil ama sanırım çok seveceğim bir şey olamaz.

Bu bağlantıya tıklayarak diğer Mutfakta Neler Var yazılarıma gidebilirsiniz.

27 Haziran 2013 Perşembe

Japonya'da Günlük Hayat 8- 9 ve 10

Gün içerisinde çektiğim mini videoları birkaç günde bir toplayıp yayınlıyorum.Bazen tek günde çekilmiş oluyor bazen de 3-4 günün özeti oluyor.

Japonya'yı merak edenler,benim hayatımdan kesitler görmeyi sevenler için mini bir özet diyebiliriz yani.



Serinin 3.yazısı karşısınızda :)

Videoları nereden takip ettiğinizi yazabilirseniz sevinirim.

Blog
Facebook
Twitter
Youtube kanalı 

Teşekkürler

İyi seyirler


Japonya'da Günlük Hayat 8




Japonya'da Günlük Hayat 9




Japonya'da Günlük Hayat 10




Diğer Japonya'da Günlük Hayat yazıları için buraya tık tık 

Güneş Gözlüklü Haller

 Eskiden kendime güneş gözlüğü yakıştıramazdım.Bu aralar daha çok sever oldum.Sanırım daha umursamaz oldum.
Bu gözlüğü Yoshi'nin doğum gününde almıştım.
 Bu gözlük kuzenimin ama bende nasıl durduğunu merak etmiştim.
 Yine Rayban :) Bu da bir arkadaşımın hediyesi.Sanırm Türkiye'de bıraktım.
 Bunu geçen yaz satın aldım.Söke'de bir gözlükçü indirim yapmıştı.Sanırım çok eski bir model.Aslında çirkin bir gözlük.Ama çirkin bir gözlük istiyordum zaten :)
Markası:Yanks
Modeli:ST 2141 50 24 C.1360 130
 Bu da benim olaylı gözlüğüm.Yoshi'nin doğum günü hediyesiydi.Bana sürpriz yapıp Türkiye'ye yollamıştı.2 kere Türkiye'ye gelip gitti posta yoluyla.Ben Japonya'ya döndükten 1 ay sonra elime ulaştı.

Markası:Marc By Marc Jacobs
Modeli:MMJ 283/F/S

Bu da değişik bir gözlük isteğimin arttığı dönemde satın alındı.Değişik bir cam rengi var :)

Markası:Fossil
Modeli:Şuan arabada olduğu için bilemiyorum :(
 Son zamanlarda takıntılıyım bu gözlüğüme.Çok yakıştırıyorum kendime :) Aynısından alasım var o kadar diyeyim.

Markası:Fossil
Modeli:CAT.No.3
 Ve ilk çılgın gözlüğüm.Aslında pembeye bir düşkünlüğüm olmamasına rağmen elim buna gitmişti.

Markası:RayBan
Modeli:Wayfarer special series #3
Ama pembe gözlüğüm en çok kime yakışıyor biliyor musunuz?
Tabii ki ananeme :)

Sizin favoriniz hangisi?

26 Haziran 2013 Çarşamba

Öğle Yemeğim Onigiri

 Bloğumun eski yazılarında biri onigiri yapımı.Burada okuyabilirsiniz.Genelde hazır satılanlardan satın alsam da arada evde yapıyorum.İlerleyen günlerde Japon usulü pilav yapımını anlatacağım.Ama özet olarak 1 ölçü pirince 2 ölçü su :)
Malzemeler tamamen size kalmış.Ben sadece ton balıklı,mayonezli seviyorum.

 Ayrı bir kapta mayonez ve ton balığını karıştırıyorum.
 İsteğe bağlı tuz ekleyebilirsiniz.
 Bu noktada pirinç köftelerine elle de şekil verebilirsiniz.Ellerinizi önce suya sonra tuza bulayıp yapabilirsiniz ama ben hazır kalıplardan kullanmayı daha pratik buluyorum.Yoshi elle şekil vermeyi seviyor.Yani bu da kişiye bağlı.
 Kapağı kapatıp
 Bastırıyorum.Sonra kalıptan çıkarıp ortada yer alan boşluğu (kapakta boşluk açılmasını sağlayan bir çıkıntı var) ton balıklı karışımı ekleyip nori (kurutulmuş yosun) ile sarıyorum.
Sonra da kitabımı,yeşil çayımı ve onigirilerimi alıp afiyetle yiyorum.

Bir de videosu var.
İyi seyirler



2009 daki yazım için buraya tık tık

24 Haziran 2013 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #97


Sizlerden gelen mesajlar doğrultusunda bloğumu güncellemeye çalışıyorum.Türkiye'deki gündemi hala takip ediyorum.Umarım en kısa zamanda her şey yoluna girer.
Güzel bir hafta diliyorum hepimiz için.

--------------

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
Ablamın kullanıcı adı:sermoon09
instagram artık web üzerinden de bakılabilir oldu.Beni instagramda takip etmek isterseniz buyrun bu linke.

Bakalım neler olmuş geçen hafta.
 Görümcemler bizde misafirdi,kızı ile maşallah büyük aşk yaşıyoruz.Her buluşmamızda yanımdan ve kucağımdan ayrılmıyor.Bu da normalde az görülen bir durum.Japon çocuklarına bizim yüzlerimiz farklı geldiği için çekiniyorlar çoğunlukla.

 Közmatiğimi Türkiye'de pazardan almıştım.Bayılıyorum kendisine hemencecik közleniyor sebzelerim :)İyi ki varsın közmatik.
 Geçenlerde televizyonda bir gezi programı izlerken dondurmacıya uğradılar.Ve o kadar çok canımız çekti ki hemen kendimizi dondurmacıya attık.Paket alıp evimize getirdik.Böylece yeni almış olduğum dondurma kaşıklarımı da kullanıma açmış olduk.
 Yoshi ile birlikte Murakami kitabına başladık.Ama ben bir türlü kendimi veremedim.Yoshi dün gece bitirdi kitabı.Sanırım bu fark orjinal dil  ve çeviri arasındaki farktan da kaynaklanıyor olabilir.
 Ortanca çiçeğini çok severim.Sanırım ortanca olduğum için de etkisi var :) Japonya bu dönemde ortanca cenneti oluyor.Japonlar da çok seviyorlar.Bu fotoğrafla birlikte bir dilek tuttum.Umarım gerçekleşir.
 Konuşma yaptığım gün Hongo durağında indim.Kamiyashiro ve Hongo benim 2008'deki evimin duraklarıydı.Bu sebeple nostaljik oldu benim için.
 Sabah treni olmasına rağmen şansıma boştu.
Bu mevsime en çok yakışan yiyecek bol ekşili salatadır.Bu da Yoshi'nin elleirnden çıkmış bir çakma çoban salatası :)

İşte böyle geçmiş bir hafta.


Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 




23 Haziran 2013 Pazar

Küçük Sanılan Mutluluklar

 Ruffles benim en sevdiğim cipstir ve Japonya'da ne yazık ki bulunmuyor çoğu zaman.5,5 senede 2 kere karşılaştım o kadar yani.2-3 yıl önce tesadüfen gittiğimiz bir ithal ürünler satan markette görüp çığlık atmıştım.Yoshi heyecanıma anlam verememişti.Eve dönünce hemen açıp yedik ve sonuç o da bayıldı.Ne zaman o tarz marketlere gitsek bak bakalım senin cipsten var mı diye sorar bana.
Geçen ay istasyondan okula doğru yürürken önümden market alışverişi yapmış bir kadın geçti.Göz ucuyla poşette Ruffles gördüğüme yemin edebilirdim.Sonra ilk fırsatta o markete gidip baktım.Yoktu ne yazık ki.O gün çok fazla umutlanmıştım.Ve o günden beri çoook canım çekiyordu.Geçenlerde yine öylesine girdiğimiz bir markette önümde Ruffles'i görünce çok mutlu oldum.Böyle anların özel olduğuna inanırım.Hemen teşekkür ettim Allah'a karşıma çıkardığı için :) 2 paket almıştık.Dün sonuncusunu yedik Yoshi ile birlikte.

2-3 gün önce annemle skype'ta konuşurken kırmızı erik lafı geçti bir an.Normalde çok sevmem.Türkiye'de yediğim sayılıdır.Ama çok canım çekti.Anneme söylemedim üzülür diye.Çünkü 5,5 yıllık Japonya hayatımda hiç görmedim burada satıldığını.
Az önce market alışverişine gittiğimizde karşımda mis kokulu bu erikleri bulunca parasını ve nasıl göründüğünü umursamadan attım sepete.Tadı fena değil ve acayip yumuşamış bunların dışında bugün karşıma çıktıkları için çooook mutlu oldum.
Bugün için de teşekkür ederim Allah'ım.Şükürler olsun :)
Darısı canımın diğer çektiklerine :)


21 Haziran 2013 Cuma

Bugün Çok Mutlu Oldum Ben


Bugün erkenden başladım güne.Çünkü yine konuşma yapacaktım.Mart ayında okulumda bir gruba konuşma yapmıştım üzerine bir de para almıştım.O gün konuşma bitiminde konuklardan biri benim bir grubum var bize de bir konuşma yapar mısın diye sormuştu.Ben de seve seve kabul etmiştim.
Sabah yine karnımda kelebeklerle düştüm yollara.
Bugünkü grup 25 yıldır aynı semtte oturan Japon bayanlardan oluşuyordu.Aslında 2 bey de varmış grupta ama biri yaşlılıktan diğeri de ayağından ameliyat olduğu için bırakmış.
Konuşma yapmamı isteyen bayan (65 yaş üzeri) istasyona karşılamaya geldi beni.Birlikte konuşma yapacağım yere gittik.Her ay Halk Eğitim binasında bir oda kiralayıp yabancı konuşmacılar davet edip onların kültürleri ve buradaki hayatları hakkında konuşuyorlarmış.Yıllar önce bir Türk konuşmacı olmuş.Ben ikinci oldum yani.
Elim ayağım titreyerek konuşmama başladım.Bu sefer yazılı metinden okumak yerine doğal konuşmayı tercih ettim.Japonya'ya gelme hikayem,burada başıma gelenler,bloğum ve ailemden bahsettim.Karşımda 8 kişi pür dikkat beni dinliyordu.Çok farklı ama çok güzel bir duyguydu.
Dinleyicilerden biri çok güzel konuşuyorsun,aksansız,teklemeden ve bizi sıkmadan deyince çok mutlu oldum.Bir dere gibi akıyorsun,anlatımına bayıldım dediğinde uçacaktım.Tam bu noktada yanındaki bayan çok şaşırdım bu sözleri bir uzmandan duyuyorsun dedi.Bana bunları söyleyen bayan konuşmacı eğitmeniymiş.
O anda ağlayabilirdim.Tarif etmesi çok zor bir duyguydu.Yorumlarını öylesine değil de uzman gözü ile yapmış olması benim için çok ama çok önemli.Bunca yıl kendi başıma burada bir şeyler yapmaya çalışıyorum.Tabii ki Yoshi'nin desteği olmasa bunlar olmazdı.İşte böyle anlarda ve günlerde emeğimin karşılığını almış hissediyorum kendimi.
Konuşmanın sonunda hep birlikte bir cafeye gittik.Orada da beni konuşturdular.Hem benim hakkımda hem de ülkem hakkında iyi şeyler kaldı akıllarında.Ve bu benim için çok önemli hatta çok çok.
Yemekten sonra beni istasyona bıraktılar.Ben ağzım kulaklarımda eve döndüm.Az önce bu konuşmaya vesile olan bayan beni aradı ve benden sonra yapılan toplantıda hakkımda konuşmaya devam ettiklerini söyledi.Ve konuşanların iyi olması da benim şuanda bile  sırıtmama sebep oluyor.

Bugün gerçekten çok mutlu oldum.Zaman zaman gurbetin zorluklarından yakınmak için yazıyorum ya bugün de böyle güzel bir anımı sizinle paylaşmak istedim.
Çünkü aranızda benim mutluluğumla mutlu olabilen güzel insanların olduğunu biliyorum.
Dualarınızla,varlığınızla bana güç veriyorsunuz.
Bir kere daha teşekkür ederim hepinize :)
Umarım sizin için de güzel bir olur veya oluyordur.

20 Haziran 2013 Perşembe

Kurobe Barajı Videoları


2011 yılının Ekim ayında Kurobe barajına gitmiştik.Yazısını burada yazmıştım.Geçenlerde videolarını (sonunda) editleyebildi Yoshi ve Youtube kanalıma ekledim.Belki siz de izlemek istersiniz diye düşündüm.





İyi seyirler.

Bol fotoğraflı yazısı için buraya tık tık

Edebiyat Mutluluktur


Dün sonunda bitmek üzere olan Edebiyat Mutluluktur kitabımı da bitirebildim.Daha önce Zülfü Livaneli'nin Son Ada romanını okumuştum.Bu okuduğum ilk kısa yazıları (sanırım gazete yazıları) oldu.
Genel olarak zengin bir kitap.Bahsettiği konular,kitaplar insanda merak uyandırıyor.Bu açıdan bolca not aldığım bir kitap oldu.Ama zaman zaman çok sıkıldım.Bazı yazılarda dilinden çok sıkıldım.Özellikle kendini övdüğü (haklı bile olsa,bu birikime sahip bile olsa bana itici geldi) bölümlerde bolca mola verdim.
İnsanların neyi okuması ve neyi okumaması gerektiği üzerine bolca yazmış.Sanırım o da insanlara onu oku,bunu okuma diyenlerden.Böyle düşünen birinin gazete yazılarını kitap haline getirmesi de ilginç geldi bana.
Sonuç olarak zengin bir kitap ama herkese tavsiye edebilir miyim emin olamadım.

Darısı kitaplıkta bekleyen diğer kitaplarımın başına.

Siz okudunuz mu bu kitabı?

19 Haziran 2013 Çarşamba

Zahir


Neden bilmiyorum ama elimden bırakamadığım daha doğrusu bırakmak istemediğim bir kitap oldu Zahir.Araya başka kitap almadım pek.Buna rağmen yavaş yavaş okudum.İlişkiler üzerine düşündürüyor insanı.Ve Paulo Coelho kitaplarında alışık olduğumuz mistik öğeler de var bol bol.
Epey altını çizdim.En kısa zamanda Serrose ve Kitap bloğuna eklemeye çalışırım.
Keşke bitmeseydi,biraz daha uzun olsaydı dediğim kitaplardandı.Aslında düşününce Paulo Coelho'nun diğer kitaplarından çok da farklı değil ama bu ara bana iyi geldi.Demek ki bunca zaman kitaplıkta boşa beklememiş.
Okunmayı bekleyen kitaplarımı azaltmaya çalışıyorum her zaman ki gibi.Diğer yandan da istisnasız her gün kitap sitelerine girip sepeti doldurup satın almadan çıkıyorum.
Bakalım bu böyle ne kadar daha devam edecek.
Okunmayı bekleyen kitaplarım hakkında bir post hazırlayıp sizden yorumlarınızı alsam belki alışverişi biraz daha erteleyebilirim.Bunu düşünebilirim bak.

Gündem hala karışık biliyorum ama siz okuyabiliyor musunuz bu ara?

14 Haziran 2013 Cuma

Bu Ara Ben


Bu ara ben uzak kaldım buralardan ve sizlerden mailler,mesajlar gelmeye başladı.Merak eden herkese çok teşekkür ederim.
Türkiye'deki gündem ne yazık ki benim de neşemi kaçırdı.Günlerdir Türkiye saati ile yaşıyorum.Aklım hep oralarda.Mide ağrısı artık olmazsa olmazım oldu.Bu günler de geçecek inşallah!

Japonya gündeminde de zaman zaman Türkiye oluyor.Her haber programında birkaç dakika da olsa anlatılıyor.Böyle anılmak kötü ama umarım hayırlara vesile olur bu olay.
Nagoya yerel programı da haber yaptı Gezi Parkı'nı.Videosunu bugün youtube'a ekledim.Altyazı hazırlamaya ne niyetim ne de zamanım var.

Bu ara çok şükür yoğun geçiyor günlerim.Türkçe öğretmenliğinde 2 öğrencim vardı biliyorsunuz.1 öğrencim bu sonbaharda gelip gönüllü öğretmenlik yapacaktı Türkiye'de ama bu olaylar yüzünden bu planı rafa kaldırmış.Ve bu sebeple dersi bıraktı.Öğrenci kaybetmek pek hoşuma gitmese de hayır olsun diyorum her zaman ki gibi.
Yine bir dolu Japonca ödevim var ve elim hiç gitmiyor.Bunların yanında 3 adet Japonca konuşma ve 1 adet de gazete (okulda yayınlanan) yazısı yazmam lazım ama ne yazık ki elim gitmiyor.Sağ olsun yağmur ayı (tsuyu) da üzerine tuz biber ekiyor.Bu sene şansımıza az yağmurla atlattık ama feci bir sıcak var.Ne okul ne iş çekilmiyor.Kapalı alanlarda sorun yok ama gidip gelmek ölüm.

Bu ara bolca okuyoruz Yoshi ile.Bazen kafam almıyor o zaman da ipad oyunlarına sarıyorum.Çünkü moralimi yüksek tutmam gerekiyor.Gurbette daha kolay etkilenebiliyorsunuz çünkü.

İşte böyle kafam çok karışık.Umarım sıkıcı bir yazı olmamıştır.Alta Nagoya yerel kanalda yayınlanan programın videosunu ekliyorum.İyi seyirler!

Dualarım sizinle siz de beni eksik etmeyin dualarınızdan olur mu?


10 Haziran 2013 Pazartesi

İnstagram ile Pazartesi #96

instagram kullanıcı adım:serrose
Yoshi'nin kullanıcı adı:yoshijaponbalik
instagram artık web üzerinden de bakılabilir oldu.Beni instagramda takip etmek isterseniz buyrun bu linke.

Bakalım neler olmuş geçen hafta.


 Durumlar bildiğiniz gibi olduğundan,keyifler ne yazık ki yerinde değil.
Günü 2-3 saatlik uykular ile geçirmeye devam.
Direnen herkese gönülden teşekkürler.
Twitter'da bu fotoğrafı görünce ağladım.Çünkü ananem aklıma geldi.(anneanne kelimesi bana samimi gelmiyor)
Onu ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz.O da yürürken bolca mola verip,ağaçlara tutunur.İşte sadece bu yüzden bile onlara ihtiyacımız var.
Güzel günler gelsin diye bütün dualarım.

Herkese güzel ve iyi bir hafta diliyorum.

Daha fazla fotoğraf için tumblr'e buyrun 

8 Haziran 2013 Cumartesi

Hac-Paulo Coelho


Son zamanlarda olan olaylar ve kişisel hayatımda yaşanan bazı olaylar yüzünden yine kitaplarıma sığındım.En hakiki dost ne de olsalar.Bir tek onlardan zarar gelmiyor insanlara.
Hac kitabı 2006 yılından beri kitaplığımda okunmayı bekliyordu.Sanırım geçen sene Japonya'ya getirdim.Geçenlerde baş ucu kitabım için Hac'ı seçtim.Bildiğiniz gibi aynı anda birçok kitabı okuyan biriyim.Çantamda,baş ucumda,oturma odasında ve tuvalette farklı kitaplarım vardır.Okumadan önce birkaç sayfa okurum diye Hac'a başlamıştım.
Son zamanlarda fazla uykusuz kalınca (Türkiye gündemini talip etmek için) kitap çabucak bitti.
Sanırım oradaki sözlere şimdi ihtiyacım varmış.
Hac Paulo Coelho'yu yaratan kitap dersem fazla abartmış olmam sanırım.Bildiğiniz bütün meşhur kitapları bu yolculuktan yola çıkmış diyebiliriz.
Her zaman ki Coelho tadında bir kitap bence.Mistik öğeler bolca bulunuyor.Zaten yolculuğun kendisi mistik.

*Hayallerimi ancak onlarla ne yapmak istediğimi keşfedersem gerçekleştirebilirim.

Bu söze bayıldım.Sanırım hayallerim üzerine biraz daha kafa yormalıyım.

Birkaç güzel yer daha var altını çizdiğim onları da en kısa zamanda Serrose ve kitap bloğuma ekleyeceğim.
İlerleyen saatlerde bu linkte bulabilirsiniz.
Alıntılar yayında okumak için buraya tık tık 

Paulo Coelho'yu özlemişim sanırım bana iyi geldi bu kitap.Eğer Paulo Coelho seviyorsanız okuyun derim ben.

Bu kitap bittikten sonra yazarın Zahir kitabına başladım.Maşallah o da hızlı gidiyor.

Kimler okudu Hac kitabını?

5 Haziran 2013 Çarşamba

Ne demeli?


Günlerdir Türkiye saati ile Japonya'da hayatımı sürdürmeye çalışıyorum.
Bölünmüş birkaç saatlik uykular yüzünden salak gibiyim.
İphone benim için kablolu telefon haline geldi.
Twitter'a bak,Facebook'a bak,haberlere bak şeklinde yaşıyorum.
Bugünlerin armağanı şiddetli baş ağrısı.
Ne verdiğim Türkçe dersini anlıyorum ne de öğrendiğim Japonca dersini.
Ruh gibi gel,git.

Anlayamadığım çok şeyler var.
Bu hale nasıl getirildik,bu zamana kadar nasıl dayandık,nasıl taraf edildik ve nasıl hala taraf edilmeye çalışılıyoruz.
Benim için öteki yok.Hiçbir zaman da olmadı.Yalnız olmadığımı da biliyorum.
Ama bazıları , ısrarla ötekileştirilmeye çalışıldığını görmüyor.

Güzel şeyler olsun diye bütün dualarım.
Bütün inancım bu yönde.

Farklı görüşler,mezhepler,takımlar nasıl da birleştiler.
Ağlayarak izliyorum hepsini.

Bu yolda bir adım atmış herkese kendi adıma yürekten teşekkür ederim.

Güzel günler bekliyor bizleri!