29 Mart 2013 Cuma

Japonya'dan Önce-Japonya'dan Sonra


 Öncelikle bu resme bayıldım.Geçenlerde Facebook üzerinden Esma yolladı.Kato ailesi demiş.Bence de bizim evin hallerine çok benziyor :D Kedi ve rilakkuma detaylarına bayıldım.

Japonya'da yaşamaya başlamak elbette benim hayatımda büyük değişikliklere sebep oldu.Zaman zaman belirttiğim gibi yeniden doğdum burada.Bu sebeple 5 yaşındayım derim hep.
Yeniden doğdum derken eski benliğimi geride bıraktım demek istemiyorum.Yeni yaşam koşullarına alışmaya çalışan biri oldum.

Japonya'dan önce

*Kitap sever
*Kırtasiye sever
*Patavatsız derecede kalbindekini diline düşüren
*Samimiyetsizliğe gelemeyen
*Eğlenmeyi seven
*Şarkı söylemeye bayılan
*Gezmeyi seven
*Yazmayı ve anı biriktirmeyi seven
*Kozmetiğe düşkün
*Muhabbet etmeye bayılan
*Görgüsüzlüğe ve saygısızlığa tahammül edemeyen
*Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi seven
*Öğrenmeye aşık
*Melankolik
*Yemek yapmayı bilmeyen
*Yemek seçen
*İnatçı
*Aşk ilişkilerinde kıskanç
*Her şeyi kafasına takan
*Kendinden başka herkesi önemseyen
*53 kilo :(

Biriydim.

Japonya'ya geldikten sonra büyüdüm.Hem yaş olarak hem de kafa olarak büyüdüm.
Bence gurbette yaşanan tek bir saniye bile sizi değiştiriyor.Tabii değişime açık biriyseniz.Bir de kendinize gereksiz derecede güvenmiyorsanız.Özgüvenin fazlası zarar bence.Ve fazla özgüvenden batan insanlar çok gördüm burada.

Neyse konumuz benim :)

Japonya'dan sonra için yukarıdaki maddeleri kopyalıyorum izninizle.


*Kitap sever---hala aynı
*Kırtasiye sever---hala aynı
*Patavatsız derecede kalbindekini diline düşüren---hala aynı
*Samimiyetsizliğe gelemeyen---hala aynı
*Eğlenmeyi seven---hala aynı
*Şarkı söylemeye bayılan---hala aynı
*Gezmeyi seven---hala aynı
*Yazmayı ve anı biriktirmeyi seven---hala aynı
*Kozmetiğe düşkün---hala aynı
*Muhabbet etmeye bayılan---hala aynı
*Görgüsüzlüğe ve saygısızlığa tahammül edemeyen---hala aynı
*Fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi seven---hala aynı
*Öğrenmeye aşık---hala aynı
*Melankolik---hala aynı
*Yemek yapmayı bilmeyen---Gururla söyleyebilirim ki artık öğrendim :D Tabii Türk yemeklerini :D
*Yemek seçen---Bu da gurur duyduğum bir konu eskisi kadar seçmiyorum.
*İnatçı ---hala aynı- bu genlerde var :D
*Aşk ilişkilerinde kıskanç---Bununla da gurur duyuyorum.Çok şükür ki güvendiğim bir evliliğim var.Kıskançlık benden kaynaklı değilmiş onu anladım.Karşındaki insan sözünün eri olduğunda sorun olmuyormuş.
*Her şeyi kafasına takan---hala aynı
*Kendinden başka herkesi önemseyen ---Bu da şükür değişti.Bencillik olarak almayın ama artık önceliklerimin arasında kendimi de aldım.Kendimi hiç önemsemezdim.Ama anladım ki kendini önemsemeyeni kimse önemsemiyor.

*53 kilo :(---bu konuyu geçebilir miyiz :( +17 diyelim.En kısa zamanda zayıflayacağım inşallah!

Şimdi bu yazı nereden mi çıktı.İnsanların kafasında ben Japonya'dayım diye bazı alışverişleri yapıyorum düşüncesi var.Biraz karmaşık bir cümle oldu ama umarım anlamışsınızdır.
Ben Türkiye'de yaşarken de bütün param kozmetiğe,kitaplara,kırtasiyeye gidiyordu.Benim Türkiye'de binlerce kitabım,yüzlerce kırtasiye malzemem hala duruyor.Kozmetiklerim de duruyordu ama ne yazık ki artık çöpe gittiler.

Maddi durumdan kaynaklanan bir şey değil bu.Bana verilen harçlıkları harcama yolum buydu.Ben lise hayatım boyunca dışarıda yemek yemedim.Öğlen yemeklerinde hep eve döndüm.Dışarıda yiyeceğime gittim o para ile istediğim bir şey aldım.Doğum günümde bana hediye olarak kitap alınmasını istedim.

Anlatmak istediğim şu sahip olduğum şeylere bir anda sahip olmadım.Kitaplığımda 12 yaşındayken almış olduğum kitaplarım var.Kalemlerimin arasında ilkokulda hediye edilmiş kalem var.Yani bu birikim zamanla oldu.

Bunlar beni mutlu eden şeyler.Bunlar benim için önemli şeyler.İster koleksiyon,ister hobi,ister tüketim deyin.Adını siz koyun.Ama ben sonradan böyle olmadım.Ben kendimi bildim bileli düşkündüm böyle şeylere.

Hepsini kullanıyor musun diye soruyorlar.İyi niyetle soranlar olduğu gibi kötü niyetle soranlar da var.Tabi ki hepsini her gün aynı anda kullanmıyorum.Ama her hafta kalemliğimin içindeki kalemleri değiştiririm.Not alırm,mektup yazarım,günlük tutarım.Yani kullanırım.Kullanıp bitirmek değil benim amacım.Benim amacım sahip olmak.Onların varlığı bana yetiyor.Herkesin evinde bir gün kullanırım diye bekleyen bir şeyler vardır.Her kadının düğünden düğüne giydiği bir topuklu ayakkabısı vardır.Yani her şeyin bir yeri ve zamanı vardır.Sahip olduklarımın içinde bu bana fazla diye düşündüğüm şeyleri zaten dağıtıyorum.Ama bunu internet üzerinden yapmıyorum.Benim kardeşlerim ve gerçek hayatta tanıdığım insanlar var.Ve onlar benim önceliğimde.Bir şey vermek istediğimde ilk onlara sorarım.Bu sebeple benden bir şey istenmesinden de hoşlanmıyorum.

Bu bir yapı meselesi.Karakter meselesi.Herkesin hobisi,isteği,hayali vs farklıdır.
Benim için insanların sevdiği şeye para harcaması bir tüketim değildir.
Nasıl mutlu oluyorsanız öyle davranın.Tabii mutluluğunuz bir başkasının mutsuzluğuna sebep olmuyorsa.

Zaten başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulabileceğine asla inanmam!


Bugün de böyle olsun.Azıcık iç döküş.Yazdım,sildim ama umarım beni anlarsanız.Yani anlatmak istediğimi olduğu gibi görebilirsiniz.

Güzel bir gün olsun hepimiz için!




19 yorum:

  1. ne kadar güzel bir huyunuzmu desem hobinizmi desem bende böyle küçük ama ince şeylere bayılırım 12 yaşından buyana kitap biriktirmek buna çaba göstermek harika bir şey maşallah ben hayalim olan bir kitaplığı bile henüz yaptıramadım ki eşim marangoz sayılır :))) hepsini kullanmanız mı gerekiyor yani Allahım şu insanlarda bir garip yani ister kullanırsınız ister saklarsınız sadece gözünüzü ve hatıralarınızı okşar :))

    YanıtlaSil
  2. Bazen bazı şeylere sırf mutluluk verdiği için bile sahip olmak isteriz, bu gayet normaldir. Mesela momiji bebekler çıktı ve çoğumuz aldık. Neoldu bi işemi yarıyor? hayır ama ben ona her gözüm takıldığında mutlu oluyorum. Hayat mantıkla kolaylaşır ama duygularla güzelleşir..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. İnternet yüzünden hatta bloglar yüzünden insanlar başkalarının hayatlarına çok fazla müdahale ediyorlar. Ya da öyle olabileceğini düşünüyorlar -nedense-. Ya da sanki karşıdaki bir robotmuşcasına zorlamalar, sorular, hayatında zorlayıcı olabilecek şeyler yapıyorlar. Yani sizin alabildiğiniz kozmetikten, kırtasiyeden, kitaptan bize ne aslında. Ama siz bundan mutlu olup, sevincinizi paylaşmak için bloga koyduğunuzda oyuyanın da verilen duyguyu alması gerekir. Maddi durumunu, kişilik yapısını sorgulamak niyedir hiç anlamıyorum doğrusu.
    Garipler vesselam.

    YanıtlaSil
  4. Oh sefan olsun, bi güzel rahatlamışsın işte. Hep böyle dök içini, kimseye aldırma ;)

    YanıtlaSil
  5. Kilolu değilsin çok tatlısın. O kadar akıcı konuşuyosun ki kendine mest ediyosun. Video'daşarkı söylermisin :)

    YanıtlaSil
  6. Sizinse söylediğiniz gibi herkesin hobisi, isteği, hayali farklı. Aldıklarınızı ister saklayı ister kullanın kime ne. Dersane dönemine kadar ilk okul defterlerimi hep sakladım. Dersaneye giderken yatılı gidiyordum fırsattan istifade kuzenim tüm defterlerim, kuklalarımı, boya takımımı atmış. Nasıl üzüldüm anlatamam. Kendisinin birşeyler ilgisi olmadığı için başkalafrını küçümseyen insanlara tahammül edemiyorum. Kozmetik merakı hariçinde tüm özelliklerimiz uyuşuyor. Yabancı birisiyle evlenmeye cesaret edemezdim o ayrı dava. Hoş kendi kültürümden birisi oluncada tereddütlerim varya neyse.

    YanıtlaSil
  7. önceki yazılarinizdan birinde çocukluğumda yasadığım sikinlardan uzaklasmak icin kitaplara gomuldum demistin, bu beni cok etkilemisti. keske her cocugun kotu aliskanliklari kitaplar ve kirtasiye urunleri olss

    YanıtlaSil
  8. ne güzel iç döküş bu böyle :) seni sorgulamak yargılamak yerine hayatlarında neler biriktiriyorlar neleri anı olarak saklıyorlar dönüp bi kendilerine baksınlar! sonsuz sevgiler:)

    YanıtlaSil
  9. ne güzel iç dökme yazısı bu böyle:) seni sorgulamak yargılamak yerine herkes kendi hayatına dönüp baksın neleri biriktiriyorlar ,güzel anıları var mı gerçekten. sonsuz sevgiler:)

    YanıtlaSil
  10. takdir ettim, guzel cok guzel ifade etmissin.Turkiye de kisilerin entellektuel yonleri ileri yaslarda cogu zaman ozentiden gun yuzune cikiyorken kucuk yaslardan itibaren kitaplar, kalemler, defterler biriktirdigini okuyunca aman ne guzel demistim. Elestiren kisilere de samimiyetle soyluyorum uzuluyorum ben, kimbilir hangi sartlarda nasil bi cocukluk gecirdi, neden neden boyle oldu diye.. sifa versin, ufuk versin Mevlam ne diyeyim.

    YanıtlaSil
  11. takdir ettim, guzel cok guzel ifade etmissin.Turkiye de kisilerin entellektuel yonleri ileri yaslarda cogu zaman ozentiden gun yuzune cikiyorken kucuk yaslardan itibaren kitaplar, kalemler, defterler biriktirdigini okuyunca aman ne guzel demistim. Elestiren kisilere de samimiyetle soyluyorum uzuluyorum ben, kimbilir hangi sartlarda nasil bi cocukluk gecirdi, neden neden boyle oldu diye.. sifa versin, ufuk versin Mevlam ne diyeyim.

    YanıtlaSil
  12. bu resim o kadar "Yolun Neresindeyim" kokuyor ki! mis mis! :) blog için özel mi tasarlanmış acaba? eminim bu resim anasayfaya çok yakışacaktır! :)
    sevgiler! :)

    YanıtlaSil
  13. içtenliğinin harika bir dışa vurumu olmuş yazın. ircok maddeyi kendim için de değerlendirdim. NEguzel bir muhasebe yapmışsin. . insan kendini bilip sevince karşısındakine de o şansı verir. Bence sen sadece encaliskan değil en içten bloggersin.

    YanıtlaSil
  14. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  15. Tam da benim hislerimi anlatmışsın Sergül abla. Harçlıklarımı biriktirip sevdiğim şeyleri almak istiyorum. Almayı planladığım o kadar kitap ve saçma da olsa almak istediğim o kadar şey var ki. Ama bir türlü yapamıyorum çünkü ailem daha çok işime yarayacak şeyler almamı söylüyorlar. Ben bir not defteri veya onun gibi bir şey aldığımda genelde kullanmayı istemiyorum çünkü kıyamıyorum bitmesinler vs. diye. Bu yüzden istemiyorlar ama senin de dediğin gibi benim tek istediğim onlara sahip olmak onların olması beni mutlu ediyor. Çok güzel bir yazı olmuş. Ayrıca sen kilolu değilsin Sergül ablaa. ^.^

    YanıtlaSil
  16. bişey söyleyebilir miyim? tutamiyciiim kendimi söylüyorum :)
    Hani demişsiniz ya "Kendinden başka herkesi önemseyen ---Bu da şükür değişti.Bencillik olarak almayın ama artık önceliklerimin arasında kendimi de aldım.Kendimi hiç önemsemezdim.Ama anladım ki kendini önemsemeyeni kimse önemsemiyor." diye.Ama sanki bunun için biraz daha zaman var gibi duruyo.Yani hala "umarım beni anlıyorsunuzdur anlatabiliyor muyum" diyorsanız kendinizi yeterince önemseme derecesine gelemediniz demektir.Rahat olun bence..Allah nazarlardan korusun çok tatlısınız ve hayat dolusunuz..Allahım daim etsin inşallah..:)Haddim olmadan birşeyler söyledimse affola sadece bu kadar tatlı bi insan birazcık daha rahat olsun ve kendini daha çok önemsesin diye..Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dusunun iste bu degismis halim.Onceden daha beterdim.Yanlis anlasilmakla ilgili hassasim.Bu sebeple o notu dustum.Cunku yazi dili okuyan insana gore sekillenen bir durum.Amacim kendimi anlatmakken durduk yere sacma sapan bir yere cekilmesin konu diye butun endisem ;)
      olacak ama yavas yavas :D

      Sil
  17. az daha ağlıyodum çok tatlısın :)

    YanıtlaSil
  18. Bazı insanlar sade ve sadece eleştirmek için yaratılmış. Sürekli bir ''başkalarının yaptığına tükaka'' deme eğilimi... Sen yine de olgunlukla cevap vermişssin. Helal olsun ne diyim :)

    YanıtlaSil

Vakit ayırıp fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler
Hakaret veya konu ile alakasız olmadığı sürece bütün yorumlar yayınlanır

Sevgilerimle
Sergül