31 Ocak 2010 Pazar

İki Kalp

Soğuk çoook soğuk bir gecede iki deli aşık biz katlanabilir sandalyelerimizi aldık.En kalın giysilerimizi giydik.Üzerimize battaniyemizi de aldık.Ecopa stadyumunun otoparkında meteor yağmurunu seyrettik.

Değdi mi? Hem de nasıl :)





Yarım saat içerisinde epey yıldız kaydı.Sevdiğimiz herkes için ,bütün hayallerimiz için dilek tuttuk.*Japonya'da yıldız kayarken dileğini 3 kere söyleyebilirsen o dilek gerçek olurmuş.NAMÜMKüN bence :)
Yarım saat bizi dondurmaya yetti de arttı bile.
Eve gelip sıcacık çikolata içtik.O günden kalma fotoğraflar.
15 aralık günü yapmışız tüm bunları :)
Kupalar balığın iş arkadaşlarının evlilik hediyesi :)
Neden mi bugün yazdım?Canım sıcak çikolata çekiyor ama evde süt yok :( Fotolara bakıp iç geçireyim diye :)

30 Ocak 2010 Cumartesi

Pino için :)

Sevgili Pino bu yazısında bahsetmişti hayalinden.

Bu sistem Japonya'da mevcut demiştim.Onun için videoya çektim.Videodaki tuvalet Shizuoka bölgesinin en büyük kitapçısına ait bir tuvalet son sistem ben bile şaşırdım :)

Buradaki tuvaletler genel olarak ısıtmalı (oturduğunuz yer sıcacık ) ve videoda gösteremedim sanırım ağırlık sensörü var.

Alttan bir parça geliyor ve dilerseniz (utanıyorum yaa nasıl söylenir) yıkayabiliyorsunuz :)) 3 ayrı şekilde su püskürtüyor siz istediğiniz tuşa basabiliyorsunuz.Ve suyu sıcak -soğuk-ılık ayarlayabiliyorsunuz.

Sifon sistemi genelde sensör sistemli oluyor.

Her zaman yedek tuvalet kağıdı olur ve genelde hiç ummadığınız dandik bir sokakta bile tertemiz bulursunuz.

Japonya'da ücretli tuvalet yok.Heryerde wc bulabilirsiniz.En tenha sokakta bile.Festival yapılacağı zaman önce seyyar wcler kuruluyor.

Japonlar Türkiye'de ücretli wc işine çok şaşırmışlardı.Çok pis olması,her yerde bulamamaları ayrı konu.

Bu yukarıdaki masajlıydı yani tuşlarda masaj yazıodu ama çekemedim videoya yapamadım :)

Şİmdilik bu kadar ne kadar konuştum tuvalet hakkında.

Pino'cum bak gel sen buralara

29 Ocak 2010 Cuma

Sonunda Hesionka Alışverişim

Hesionka clutch larını bilmeyen var mı? Çook ayıp hemen buraya tık tık

Uzun süredir zaman farkından dolayı kaçırıyordum clutchları .Artık dayanamayan ben mesaj attım Hesi'ye .Canım benim sıcacık mesajı ile geri döndü vee sonunda kavuştum.

Pazar günü okula gitmeden hemen önce geldi paketim.Hediyesi olan tacımı takıp gittim okula.Fotoğrafta çekicektim ama Japonca beynimi sulandırdığı için unuttum :(

Audrey'imi çoook beğendim.

Teşekkür ederim tekrar.

Hesionka kişisel bloğu için burayı

Alışveriş yapmak için burayı

28 Ocak 2010 Perşembe

Kakegawa Kalesi Kaçıncı Kez?

Kakegawa kalesi hakkında daha geniş bilgi için buraya ve buraya tık tık :)


Cumartesi günü abi ile birlikte Kakegawa kalesine gittiğimi yazmıştım.O gün samurai gösterisi vardı.Benim yanımdaki kırmızılı-mavili asker kostümlü Ozawa san .Eski yazıyı okuyanlar hatırlarlar.Hala görüşüyoruz.İletişimimiz kopmadı.

Bakın bakın kafamda kabuto var.Kabuto -kask-miğfer-tolga anlamında.




Kale kapısında ben :D










İşte taiko şov.Bizden sonra 2 taikoyu 3 kişi çaldılar.Dedeyi zoom yaptım.Bayılıyorum Japonların yaşlanmadan yaş almalarına.



Şimdilik Kakegawa kalesi bitti :)

27 Ocak 2010 Çarşamba

Kitap Okuyamıyorum


Kitap okuma özgürlüğümü geri istiyorum.
Vaktim var
Hevesim var
Okumak istediğim kitaplarım da var
ama hal budur.
Karamel her kitabımı elime alışımda kitap ile arama giriyor :)
Ya o da benim gibi kitapları çok seviyor ya da beni kıskanıyor :D
cevap bulamadım hala ama aklım Bella 'da kaldı :) Evet sonunda başlayabildim Alacakaranlık serisine.
Şimdilik merakla okuyorum sıkmaz inşallah.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Haftasonu Küçük Festival

Cumartesi günü yan şehirde küçük festival vardı.Abi bizi ziyarete gelmişti.Onunla birlikte gittik.Hem Kakegawa kalesini gezdik .

Kaleye ait olan küçük alana yiyecek standları ve çeşitli ürün standları açılmış.

Kurulan küçük sahnede birçok şov gösterisi yapıldı.Biz abi ile kaleyi gezdiğimiz için izleyemedik hepsini.Festivalde çalışanlar ve şov yapanların çoğu yaşlılardı.Mesela üstteki resimdekilerin hepsi BENCE 60 yaş üzeri.Bayılıyoru bu kadar aktif olmalarına.


Yürüyüş gruplarına özel standda yiyecek,içecek dağıtılıyordu ve evet çalışanların hepsi yaşlı :D ama makyajlı.




Kaleyi gezdikten sonra taiko (davul) şovu vardı.Şovlarının arasında gönüllü çağırdılar.Ben de gideyim dedim bir baktım bütün gidenler çocuk.Geri dönerken tam sunucu beni gördü büyüklerde gelsin dedi.



Geri döndüm ve en ortadaki davula geçtim :) Önce arkadaki büyük bavul çaldı biz de onu takip ettik.Yanımda duran yabancı güya bana öğretecekti.Japonca ve ingilizce sormama rağmen cevap alamadım.Sinir oldum manyağa :(






Benim yanımda duran arkadaş Peru'lu o da stand açıp Peru ürünleri satıyor.Diğer yanımdaki de abi :)



Kale fotoğrafları bir sonraki yazıya :)
Hala yorgunum azıcık.Beklediğim paket geldi bir foto çekebilsem eklicem :)

21 Ocak 2010 Perşembe

Ayvalı Ihlamur Çayının Hatrı?

Canım kardeşim Serlife sayesinde Eskişehirde çok güzel insanlar tanıdım ben (biz).Her biri koca yürekli ,samimi insanlar.Hepsi ile iyi bir ilişkim olduğunu düşünüyorum :) itiraz eden ? Onların arasında sanırım en çok nazım geçenlerden biri Sabit :) İlk gittiğimde Eskişehire Serlife'ın ev ve oda arkadaşıydı ve bana yatağını vermişti :) en fenası sanırım onu günde 1000 kez Yalın - Ki sen şarkısı dinlemek zorunda bırakmam olsa gerek :) Şimdi istem dışı Ki sen duyduğunda ben geliyorumdur aklına :)

İşte Sabit ile msnde konuşurken grip olacağım sanki demiştim.O da bana ıhlamur iç demişti :) Bende Ihlamurum kalmadı- keşke ayvalı ıhlamur olsa da içsem demiştim.Benim canım arkadaşım bunu unutmamış ve Serlife aracılığı ile bana ulaştırdi.
Ne kadar mutlu oldum bilemezsin :) Günlerdir idareli içiyorum :) İyice demlensin,keyif versin diye.Çoook mutlu ettin beni.İyi ki tanıdım seni :)
Serlife aracı olduğun için sana da çok teşekkür ederim.
Bu yazıyı Ki sen ile birlikte oku istersen :)
En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere!!!
Not: Resmini Faceten çaldım-ikimizin olduğu güzel bir resim bulamadım :))

18 Ocak 2010 Pazartesi

Okuni Jinja 2

Geçen hafta balıkla daha önce gitmiş olduğumuz Okuni Jinjaya gittik.Daha önceki yazılar ve fotoğraflar için buraya
Bu sefer su tertemizdi o yüzden çok güzel yansımalı fotoğraflar çektik.





Bizim gittiğimiz gün en soğuk gün olarak ilan edilmişti.Buz gibi bir hava olmasına rağmen kalabalıktı.




Yılbaşı dönemlerinde tapınaklarda 100 yen karşılığı 'OMİKUJİ' satılır.Kutsal dilek kartı anlamı sözlükte.


Bu kağıtlarda dereceler olur.Tapınağa göre değişmesine rağmen aşağı yukarı 7 derece bulunuyormuş.
-Çok iyi - iyi -orta iyi -az iyi vs şeklinde gidiyormuş.Çok iyi derecesi çok çok az yazılı bulunurmuş



Ben geçen sene 2 tapınaktanda (Japonlar sadece 1 tapınaktan alıyorlar :) ) Çok iyi çekmiştim .
2009 yılı Çin takvimine göre öküz yılıydı ve benim doğum yılımda öküz yılı olduğu için güzel bir yıl geçirdim sayılır.

Bu sene omikujim 3.derece çıktı yani iyiden bir derece üst çıktı.



Omikujileri kötü çıkmış olan insanlar bu kağıtları tapınağın bir köşesindeki yere kağıtları bağlıyor ve belirlenmiş bir günde bütün kağıtlar dualarla yakılıyormuş.Bende yukarıdaki omikujimi bağlayıp bir tane daha çektim.Bu sefer 2. derece çok iyi çıktı.İnşallah 2010 çok iyi olur benim için.Şuanda cüzdanımda saklıyorum.



Bu sefer gittiğimizde izi şok eden şey bu bina oldu.Çünkü daha önce yoktu.Yeni yapılmış.Dİnlenme ve sergi alanı.Alt katı dinlenme salonu.Üst katı ise dönem dönem çeşitli sergilerin yapıldığı,ücretli girişi olan bir yer olmuş.



Bu süs ise 'Kadomatsu' sözlük anlamı yılbaşı çam ağacı. Ama kelimeyi böldüğümüzde ise Kado-evin ana giriş kapısı (en dış kapı) -matsu -çam ağacı anlamında.
Kadomatsunun kapı önlerine konması eski bir gelenek olmasına rağmen günümüzde artık yok.Kadomatsunun konulmasının amacı eskiden ağaçlarda Tanrı 'ların yaşadıklarına inanırlarmış.Bu yüzden kadomatsuyu kapının önüne koyup Tanrı'yı davet ettiklerine inanırlarmış.


Bu süsler yılbaşından 2 hafta sonrasına kadar tapınaklara getirilip belirlenmiş alanlara bırakıyorlar.Yukarıda çöp gibi duran alan.Süre bitiminde dualarla bütün kadomatsu ,diğer geleneksel yılbaşı süslerini ve çeşitli dileklerin yazıldığı tahta tabelaları yakıyorlar-mış.
Yükselen dumanlarla birlikte Tanrı'yı geri yolladıklarına,duaları gökyüzüne yollayıp gerçekleşeceğine inanıyorlarmış
-uzun zaman sonrasında tekrar gezi yazıları :D beni çok mutlu ediyor.Keşke daha çok gezebilsek












14 Ocak 2010 Perşembe

Shopping Mage


Ben bu blogda daha önce birkaç kere Bath and body works diye ağlamıştım.Aslında daha önce hiç kullanmamış olmama rağmen çok methini duyduğum için denemek için ölüyordum.Sonunda Shopping Mage bu hayalimi gerçek etti sağol varol!
Kremlerin yanında hediye Sally hansen glossta yollamış canım ÇOOOK teşekkür ederim.Ama ne oldu biliyor musun?Bu foto çekildikten 2 saniye sonra rüzgar onu 6.kattan aşağı düşürdü :( Altından kırıldı.Hemen koşup aldım kırık falan ama kullacağım rengi bana yakıştı :)
2 gündür her yanımdan ayrı koku geliyor.Hala karar veremedim hangisi favorim :D Balık eve geldiğinde ilk sözü çok güzel kokuyorsun oldu :D Canım çook teşekkür ederim.
Tekrar rahatsız edicem gibi seni :D
Sizde bir bakın bloğuna
Shopping Mage -not kendinizi kaybedebilirsiniz! :)

13 Ocak 2010 Çarşamba

Benim Kocam

Benim düşünceli kocam karısına sürpriz yapıp yara bandı almış.Hem de 100 'lük :) Çünkü karısını çok iyi tanıyor.

Eee madem ki koca bant almış bende hemen keseyim dedim parmağımı :) Yani yoksa sakarlıkla bir alakası yok :) Amaç kocanın hediyesine saygı ! Kullanmamak olmaz :)
İşte ben bu adama bu yüzden aşığım.Beni çok iyi tanıdığı ve bütün yaralarımı sardığı için.
Evren aşkımızı daim et!

For Big Mistakes


Bir zamanlar dostum almıştı bana bu silgiyi.Şimdi görüşmüyoruz.Karşılıklı hatalar,yanlış anlaşmalar bitirdi aramızdaki ilişkiyi.O beni ablası ben onu kızkardeşim görmüştüm.Düşünüyorum aramızdaki şey gerçek dostluk olsaydı biter miydi?
Böyle bir hayat silginiz olsaydı neleri silmek isterdiniz?
Ben 15 ağustos 2003 ü silerdim! (kaybedilen dost ile alakası yoktur tarihin)

11 Ocak 2010 Pazartesi

Kıskançlık-Evrene Mesaj

Daha önce bahsetmiştim Lamy merakımdan.Hala biriktirme çabam devam ediyor.Son esirim balık oldu.Ona aldırttım son gözdemi.3 renk mürekkep seti ile beraber :)
Son gözdem limited edition 2009 turuncu :) hastası oldum bu kalemlerin ben yaaa.


İşte benim Lamylerim bu kadarcık şimdilik.
Ama bak sen el kızına-oğluna !



Kıskandım çok fena


Hırs yaptım !







Ben de alıcam her rengini çekicem boy boy resimlerini.Yazıcam aklıma her geleni,bitircem bütün mürekkeplerini.
Çıldırıyorum ben bu resimlere her bakışımda off affedin.
Bu post evrene mesaj niteliğinde yazılmıştır.:DD Akıllı uslu okuyup anlam çıkartmayın
Sermoon -Serlife siz çıkarın ama paylaşın aranızda renkleri aynısından almayın yanlışlıkla :D
Alsanız da olur gerçi :D
Öptüm sizi

Pazartesi


Günün fotosu olsun mu??
Olsun olsun :D
İyi Haftalar

10 Ocak 2010 Pazar

Refresh!


En son yapılan market ziyaretinde dikkatimizi çekti bu yeni içeçekler.%100 olmaları da ektrası :)
3çeşidini aldık denemek amaçlı.
Soldan sağa -Limon-Passion fruit ağırlıklı
Yeşil elma-Lime
Greyfurt-limon
Şimdi yeşil elma-lime olanını içiyorum.Dili azıcık burkan bir tadı var ama güzel :).Çünkü ben bir ekşi hastasıyım.Limon yemeye bayılırım :D Ortaokuldayken bana yazılan bir arkadaşım her sabah limon koparır getirirdi gönlümü çalmak için :D
Haha bir anı geldi aklıma.Balıkla yeni sevgili olmaya başladığımız dönemde Sermoon'la birlikte evlerine ziyarete gitmiştik.Sermoon'un aşçı olduğu öğrendiklerinde Türk yemeği yapmasını istediler.Sermoonda bir balık yemeği yapmıştı üzerini limonla süslemiş.O dönem bende japonca yok gibi birşey :) Babası Sergül -look look dedi bana (onda da ingilizce sıfır:D ) baktım.
Pişmiş limonun yarısı kesti yedi -o bana bakıyor -ben ona.İkimizdede tepki yok.Sonra balık tercüme etti bana Babam sana show yapıyor limon yedi bak dedi.Ben de pişmemiş limonu kütür kütür yedim gözünün önünde :DDD asıl showu ben yaptım yani.Hahaha Meğerse Japonya'da çiğ limon yiyebilmek maharetmiş :)
Balık içeceksiz duramaz.Sanırım zayıf olmasındaki en büyük etken bu.Ben 1 bardak bitirene kadar o kaçıncı bardağa geçiyor bilmem :) Bazen bulaşık yıkarken şok oluyorum 2 kişi bir günde birsürü bardak kullanıyoruz.
İşte böyle yeni sebze ve meyve sularımız nedeniyle başınızı ağrıttım :D
Sizin favori içeceğiniz ne?

8 Ocak 2010 Cuma

Karamel-a Sepeti


Kızımız aramıza katılalı 13 gün oldu ama biz yıllardır birarada yaşıyor gibiyiz.Karamel her kedi gibi şımarık :)
Bütün isteklerine itaat edilsin istiyor.Annesi gibi inatçı,uykucu ve sakar.Çok eğleniyoruz onu izlerken.Sürekli düşüyor yada birşeyleri deviriyor.
Tuvalet eğitimi için hiç zorlanmadık diye düşünürken yorganın üzerine 2 kere ıslattı.İlkinde hemen kılıfı yıkayıp ,yorganı silip ona orayı unutturmaya çalışmama rağmen sanırım onu aldığı bir koku kaldı.Şimdi yorganı havalandırıp pet kokusu alıp yorgana sıktık.Dün gece sağ salim geçirdik geceyi.


Yemek konusunda biraz bencil 3 çeşit kuru mama denedik.Hepsinden çok az yedi.ama yaş mamalara bayılıyor azıcık pahalı bir zevki var kızımızın.Biz de 2 sini karıştırıp vermeye başladık.Bir de hanım kendi su kabından su içmek istemiyor benim su bardağımdan içmeye çalışıyor her daim :)

Aldığımız oyuncaklar onu kısa süreli oyalıyor.Benim tokalarım ve çoraplar daha çok ilgisini çekiyor.Evin her yanından çorap çıkıyor :)
Bzim hayatımızı zorlaştıran tek şey biz yemek yerken hatunun tabaklara saldırması oluyor.Hala bir çözüm bulamadık.






İlk günden beri bizim yanımızda yatıyor.Önce benim sağ tarafımda uyuyor (solumda balık) sonra sanırım sabaha karşı uyanıp ortamıza geliyor.İlk günler tesadüf diye düşünmüştüm ama yok planlı yapıyor sanki :) Balık işe gittiğinde bir süre üzülüyor.Kapının arkasında dolanıyor,miyavlıyor.Sonrasında koşup kucağıma atlıyor ve uyuyor :D Bazen birlikte gündüz uykusuna yatıyoruz.







Ferulago'cum sormuştu.Biz balıkla 3 dil karıştırıp konuşuyoruz ya dolayısı ile Karamel ile de 3 dil konuşuyoruz.3 üne de tepki veriyor :) anlıyor mu tesadüf mü bilmem :D Mesela Karamel geel gel diyoruz.(türkçe) Hadi zıpla (ingilizce) yapmaaaaa (japonca) .







Kamera vasıtası ile bütün aile ile tanıştı.Teyzeleri,anneannesi,büyük anneannesi ,dayıları :) Herkesten onay çıktı.ZAten öyle bir bakışı var ki (ilk foto) kimse karşı duramıyor ona :)



Ve babası ile Karamel :) işe gitmeden önce vedalaşırken.Balığın köpeği var oğlumuz Neo.balık aslında köpekçi -kedi de seviyor tabi de ama evde alıp beslemek hiç aklından geçmiyordu.Ben onu ikna etmiştim ve Karamel yüzümü kara çıkartmadı.Balık artık kedisever olma yolunda devam ediyor.
Not: Balık bütün hayvanları seviyor.Yani kedilerle aralarında bir nefret ilişkisi yoktu.Sadece köpekler 1 numarası :D
İşte böyle Karamelli hayat.Fotoları çekerken bazen poz veriyor haylaz kız bazen yakalamak çoook zor oluyor :) binlerce resim içinde benim beğendiklerim bunlar oldu.
Tabii ki devam edecek !









Sonunda

Sonunda avatara gidebildik .Aralık ayında balığın izinleri uymamıştı bizde mecbur ocak ayını bekledik.Son kuruşuna kadar değdi.Çok etkilendik.Hikaye azıcık basit,sonu başından belli olsa da 3boyut görsel şöleni için değdi.


İşte koca gözlüklü ben başımı çok ağrıttı.Burnuma çok baskı yaptı altta kendi gözlüğümde olduğu için burnum kırılcak sandım bir ara.Filmi ingilizce - japonca altyazılı seyrettik. Japonca alt yazı okuyamayacağım için dineleyerek anlamaya çalıştım.O aralarındaki uyduruk dilli kısmı anlamadım tabii ki :) bir daha türkçe alt yazılı izlemek şart :)
Japonya'da ilk defa sinemaya gittim.Bizden farklı olarak çoook sessiz bir ara yalnız izliyorum sandım.
Bir de mola diye birşey yok 3 saat oturdum uyuştum.İyi ki acil ihtiyaç çıkmadı :D şok oldum.
Film bittikten sonra ilk fotodaki kitapçığı aldık.Benim balık koleksiyon yapıyor.Film kitapçıklarını.Çok hoş bir detay Tr de var mı emin değilim.Yönetmenle,oyuncularla röportajlar,resimler,filmin özeti vs var.Hoşuma gitti.
not:Balığın morali düzeldi çok şükür
Karamel iyi yakında fotoları gelecek
Serrose- grip olsa mı olmasa mı ikileminde.Sebze içeceklerine vurmuş kendini.Dudağında uçukları var çakma Angelina modunda :)
bugünlük bu kadar :D