31 Ocak 2009 Cumartesi

Soroban

Soroban tam anlamıyla bir Japon kültürü diyebiliriz.Tanımı:


Bilgisayarın tarihi 2000 yıl kadar önce abaküsün icadıyla başladı.Hepimizin ilkokuldan tanıdığı abaküs, tahta bir çerçeveye takılı çubuklardan ve bu çubuklara geçirilmiş boncuklardan oluşuyor. Bu boncukların sağa sola ettirilmesiyle, kullanıcı temel kuralları kullanarak dört işlem problemlerini çözebiliyordu. Abaküsün pek çok farklı çeşidi var ve soroban adı verilen Japon abaküsleri Japonya’da ve Uzak Doğu’da bazı bölgelerde esnaf tarafından hala kullanılıyor. (Alıntı)


Soroban eskiden okullarda ders olarak gösterilmiş.Capon balığım da öğrenciyken bu eğitim hala varmış. Sorobanın bana göre en güzel yanı eğer kullanmayı öğrenirseniz kafanızdan 4 işlemi yapabilirsiniz.Balık unutmuş kullanmayı ama annesi kafasından yapıyor 4 işlemi (çarpma-bölme-çıkarma-toplama)





Bende uzun zamandır soroban almak istiyordum kendime.Hikayesi olan şeyleri daha çok sevdiğim için balığın öğrencilikten kalma sorobanını sordum.Malesef bulunamadı.Kısa bir süre sonra annesi benim için yukarıdakini almış. Çoook mutlu oldum.Soroban şimdilerde renkli ,değişik dizaynlarda var ama yukarıdaki aslına en yakın modeli :))))


Yeri gelmişken balığın anne-babasından bahsetmek istiyorum.Her ikisinide çok çok seviyorum.Gerçekten çok iyi insanlar.Düşünceliler,neşeliler ve saygılılar. Sohbet arasında kendimden bahsettiğim bir şeyi unutmuyorlar.

Zevklerimi,nefret ettiklerimi,alerjilerimi ,duygularımı biliyorlar ve benim için en önemlisi BENİ OLDUĞUM GİBİ KABUL EDİYORLAR.

Hayatım boyunca en büyük sorunum bu olmuştu.Hayatıma giren erkek ya da ailesi beni değiştirmeye çalıştılar sonuç=başarısız oldu tabii :)

Babası da iyi ama annesi bir başka Balığın .Kadın çok asil.HAni her hareketi ile her sözü ile sizi kendine hayran bırakıyor.Veee çook sabırlı,becerikli.Ben hiç dil bilmezken bile benimle iletişim kuruyorlardı.Çat -pat ingilizcesi ile bana çook yardımcı oldular.

Ve soroban istediğimi unutmadıkları için beni bir kez daha mutlu ettiler.

Çok mutluyum çok hem sorobanım oldu diye hem de beni anlayan bir aileye sahip olacağım için....


Sevgiler

İngilizce bilgi için buraya

30 Ocak 2009 Cuma

Yokosuka Kalesi Kalıntıları

Kale,tapınak başka gezecek bir yer yok yani buralarda :))) Bugün bir dergide gördüğüm Yokosuka Kalesi kalıntılarına gittik Capon balığımla .Aslında kaleden kalan hiçbir şey yok desem yeridir.
Ama kalenin bulunduğu yeri çok düzenli ve bakımlı tutuyorlar.Bayılıyorum bu japonlara :) Kalenin arka bahçesi erik bahçesi.Resimde az görünüyor pembe pembe çiçek açmışlar.Hani bizim bildiğimiz yeşil ve ekşi erikten yok buralarda (ayyyy canım çekti geçen sene de yiyemedim :((( )

(yukarıdaki fotoğrafa bayılıyorum )
Şubat ayının 14-15'inde Erik Festivali var*mış.Balık çalışacağı için benim gitme ihtimalim %50 'ye düşüyor. Ulaşım zor olduğu için.Ama birilerini bulabilirsem gitmek istiyorum.


Yukarıda ki resim ise kaleyi koruyan Tanrı.




Kazılardan resimler ve temsili harita :)
Bugünlük Japonya gezimizden bu kadar.Umarım ilginç geliyordur size.
Hep kale-tapınak eeee bakmayın kusuruma
Sevgiler :))))


28 Ocak 2009 Çarşamba

Nights in Rodanthe


İki gün önce 'Issız Adam' bugün ise 'Nights in Rodanthe' adlı filmi izledim.Çok çok ağladım rahatladım.Her iki filmde de son 10 dakika beni ağlatan.
Oldum bittim Richard Gere hastasıyımdır her ne kadar aramızdaki yaş farkı çooook olsa da hastayım işte :) Bu filmde bana çok fit geldi kendisi :)
İzlemek isteyenler buraya tık tık
Yok ben önce fragman alayım diyenlerde buraya tık tık
Ben de kendimi yeni film bulayım bu sefer gülünecek :))))

Çocuk Sevinci



İşte karşınızda en yeni Pooh'um :) Annemlerle beraber gittiğimiz bir oyun salonunda Capon Balığım makineden düşürdü benim için :) ilk denemede tıkkkk düşürdü :) benim çığlıklarımla inledi salon :)

Eve geldiğimizde hemen pil bulup taktım vee müzik eşliğinde dans ettik :) Vallahi çocuklar gibi dans ediyoruz beraber :)

Buradan ( her ne kadar anlamasa da ) balığımaaa çoook teşekkür ederim.

27 Ocak 2009 Salı

Kitap Mimi

Sevgili GeCe mimledi beni.En yakınımda ki kitabı alıp 161. sayfasının 5. cümlesini yazacakmışım.
Bu sıra elimde BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ var benimle birlikte her yere seyahat ettiğinden en yakınımda o var.Açıyorum-----
'Babi de amaçsızca eve girip çıkıyor ,göründüğü kadarıyla,yapacak bir iş arıyordu.'
Ben sıramı savdım şimdii Moonsun,Tuğba ve Haydins zamanı eller kitaplara bayanlar :))))

26 Ocak 2009 Pazartesi

Sivilce Sorunu


Eeee başlık anlatıyor değil mi derdimi? Sen koskoca ergenliği 2-3 sivilce ile geçiştir gel 23 yaşına yeni ergen gibi olsun yüzün. :(((((
Lush kullandım fayda etmedi.Clinique kullandım c-hıkk bana mısın demedi :( tabii tüm bunlar olurken ben yüzümle oynamayı öğrendim.Sivilceleri azıttım ,iz bırakmaya başladım.Bu yüzden imdat anonsu çekme zamanıdır dedim.
Televizyonda sık sık reklamı dönen Japon firması DHC sivilce setini aldım. haftalık deneme boyunu malumunuz parayı Clinique ye yatırıp çöpe gidince para.2 gündür kullanıyorum daha birşey farketmedi.İyi gelir inşallaaahhh.
Bu yazının amacına gelirsek bu beladan kurtulmanın yolunu bilen varsa söylesin bana ne olur yaaa :( Bir de aldığım kilolara çaresi olan -bilen-duyan .
Ha haha yazdıklarımı okuyunca cami önü dilencisi gibi hissettim kendimi :))))))
eeee olsun o kadar hatırım :PPPP

25 Ocak 2009 Pazar

O'nun Sırrı ,Benim Sırrım


Bir ara furya idi okumayan kaldı mı? Bende ilk çıktığında alıp okuyanlardanım.İyi kötü birçok yorum var kitap üzerinde ben etkili buldum.
Yazın kitapçıda gezerken Japoncasını görünce Balığa hediye almıştım.O da okudu beğendi. Kişisel gelişim tarzında en sevdiğim kitap Tanrı ile sohbet 1-2-3 .Okumayanlarınıza tavsiye ederim.Epey eski bir kitap.
Bundan sonra Japon Edebiyatı okumaya karar verdim.Kitapyurdundan bazı yazarların çevirisini buldum.Sipariş ettim gelince paylaşırım sizlerle.
* Annemler Kobe'ye gittiler ablamla kalıyorlar özlüyorum çok :( ev boş boş geliyor arada ağlıyorum.Her yer anıları ile dolu hem de taptaze :( Depresyon takıldığımdan yazamadım kaç gündür Moonsunum merak ettiğin için sağol.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Hattasan



Geçen hafta Hattasan'a gittik tekrar anne ve Zilli'de görsün diye.Daha önce de balık-ben-abi balık gitmiştik okumayanlar buraya :) Annemle Zillinin şansına olsa gerek çok kalabalıktı ve sağlı sollu açılmış yiyecek tezgahları vardı .Azıcık mideleri bulandı ahtapotlar,karidesler,çeşit çeşit balıklar,hot doglar falan filan :) Bir önceki Hattasan yazımdaki en üstteki foto ile bu yazıda ki üstteki foto aynı yerden çekildi çok fark var çok :)O yazımda merdivenlerden yakınmıştım ya sizler için saydım 238 basamakta çıkılıyor 260 küsür de iniliyor :))) annem ve zillinin ayakları tutuldu ertesi gün :) Şansımıza maymun şovu vardı.

Bende bilmiyordum ilk kez izledim Japonya'da çok eskilerden beri var olan bir gelenekmiş.10 dakika kadar sürüyor ama çok eğlenceli idi.Aslında video çektim sizler için ama gıcık blogger yüklemiyor :(
Yukarıdaki de seyircilere poz verirken :)
*Annemlerin bende kalma süresi bitti ayın 22'sinde ablama gidiyorlar.Şimdiden başladım yasını tutmaya çok zor gelecek çokkkk :(
*Okulum açıldı.Çok zor çok :( daha önce bahsettim mi bilmem ama ben okuldan dönünce uyuyorum.Aralıksız4-5 saat uyumadan kendime gelemiyorum.Ve uyumama gibi bir şansım yok vücuduma yeniliyorum :(
*Yeni silgi-ler aldım kendime ama hala gönlüme göre sileni bulamadım.Canım kokulu arı maya silgisinden çekiyor.Gerçi yasaklandı kokulu silgiler bilmem ne sebeple.Biz sapasağlam büyüdük kokulu silgilerle sonradan çıktı böyle yasaklar :(
*Yakında Nagoya'ya yolculuk var dondurmacımda dondurma yiyeceğim için uykularım kaçıyor :)ahhh çok lezzetli.
*Veee saçımı boyatıp,kestirip,düz perma (türkçesi hani uzun süre kullanılan düz saç ) yaptırasım var.Tek sorun balık beni kumral görmek istiyor hatta sarımsı bende çikolata kahvesi istiyorum bakalım kim kazanacak :)
*Beyaz show ve makina ara vermesin onlarsız hayat geçmez :(
hadi gittim ben :)
hadi gittim ben :)

14 Ocak 2009 Çarşamba

Ertuğrul Fırkateyni


'Ertuğrul Fırkateyni: Japonya'da Bir Türk Gemisi Projesi' kapsamında 2009 yılının ilk dalışlarını gerçekleştirmek üzere bu ülkeye gelen Ertuğrul Araştırma Ekibi, Kushimoto'daki Wakayama yerleşim birimi açıklarında çalışmalarına bugün başladı. Bu haberi okuyunca çok mutlu oldum.
Japonya'ya geldikten 2 ay sonra gitmek görmek nasip oldu.Çok çok duygulanmıştım orada bilmeyenler için hikayesini gene aynı haberden alıntı yapayım.


Padişah İkinci Abdülhamid tarafından 1890 yılında Japon imparatoru Meiji'ye iyi niyet elçisi olarak gönderilen ve dönüş yolunda Japonya'da batan Ertuğrul Fırkateyni'nin su yüzüne çıkarılması amaçlanıyor. Oşima adası açıklarındaki kazada, Amiral Osman Paşa da dahil 550 denizci şehit olmuştu.

Daha geniş bir bilgi için buyrun vikipedi'ya

Kuşimoto'ya (Kushimoto) vardığımızda çok garip duygular içerisindeydim.İtiraf edeyim azıcık ağladım da.Geminin battığı yere bir de Türk müzesi açmışlar 2002 Dünya kupası sırasında futbolcularımız ,geçen sene de Abdullah Gül ziyaret etmişlerdi. Müzede en çok hoşuma giden şey Türklerden bilet parası almamalarıydı.Yanlış anlaşılmasın beleşe girmek değil hoşuma giden orada bizlere gösterilen saygı ve önem beni mutlu eden.
Yaklaşık 586 denizcinin cesetleri bulunamadığı için hala deniz de bir yerlerdeler.Bu o kadar incitiyor ki anlatamam.Geminin battığı yerde çok fazla kayalar var zaten resimde de görülüyor.Tayfun çıktığında düşünemiyorum oraları.
Bir de orası ile ilgili 2 söylenti var.1'ini tesbit ettim onayladım.
1.si hava şartları ne kadar güzel olursa olsun herhangi bir Türk oraya gittiğinde hava anında bulutlanıyor.Yani Türklerin Türkler için ağladıklarına ya da karşıladıklarına inanıyorlarmış.
Ben gittiğimde hava çok güneşli idi.Ne zaman arabadan indik.Ne hızlı bir şekilde ne de çok yavaşça sayılabilen bir zaman diliminde hava kapandı.Gözlerimize inanamadık balıkla.Tabii gökyüzüde kapanınca ben daha bir duygulandım.
Diğer söylenti ise geminin battığı gün (hangi gündü unuttum :(() mutlaka ve mutlaka deniz resmen kuduruyormuş.Dalgalar resmen deliriyormuş.Yaz-kış farketmeden hem de.
Umarım bir gün ziyaret etme fırsatınız olur deniz altındaki askerlerimizi.....

Haberin devamı için burayı tıklayın

Resim de buradan alıntıdır.

13 Ocak 2009 Salı

Hinamatsuri-Bebek Bayramı

Annem,Zillim,arkadaşım ve ben gezilerimize tam gaz devam ediyoruz.Pazar günü geleneksel Japon bebekleri yapan ve satan fabrikaya gittik.Binada görülen yer oluyor.Ben binayada içindekilere de bayıldım.Ahh beni işe alsalar keşke :(





Hinamatsuri kız çocukları için kutlanan bir bayram.Ne zamandır kutlanıldığı ve neden kutlanıldığı hakkında kesin bir bilgi yok.Her yıl mart ayının 3 'ü Hinamatsuri olarak kutlanıyor.Bu bayram hakkında pek çok hikaye var balık bana anlattı ama kafamda toplayıp bir türlü yazamıyorum.


Şöyle ki-şubat ayında aileler (anne-baba veya dede-nene) kız çocuklarına el yapımı pahalı bebekler alıyorlar.İlk resimdeki gibi düzenleyip evin bir bölümünde ay boyunca sergiliyorlar.Sergilemelerinin sebebi hem dizayn olsun hem de kızlarına gelecek kötü şans hastalık vb gibi şeylerin o bebeğe gelmesi amacıyla.Genellikle şubat ayından mart ayının 3'üne kadar sergileniyor.Ayın 4 'ünde hepsini göz önünden kaldırmak zorundalarmış.Neden ?bilmiyorum :(



Bu bebekler aynı zamanda kız çocuklarının gelecekleri için dua etmek gibi birşeymiş.VE kızların çeyizi aynı zamanda.




5 katlı dizayn edilen bebeklerin her birinin farklı bir anlamı var.En alt katında genellikle ev eşyalarını temsil eden kutular sandıklar var.




Bebeklerin her biri çok pahalı bence.En ucuzu 35,000 yen yani 400 tl den başlıyor kabaca bir hesapla.


Yukarıda ki ise gelin kimonosu.Çok güzel bence yaaa




2 kardeş olanlar için alternatif bebekler de var :)





Bebekler genelde yeteneği temsil ediyor.Müzisyen veya dansçı olarak sizayn ediliyorlar.

Kimonoları gerçek ipekten yapılıyor.

Şemsiye ve yelpazeleri genelde Kyoto şehrinde yapılıyor.Japonya'nın eski şehirlerinden.
Fabrikanın sahibi çok iyi bir insan.En büyük amacı Japon kültürünü tanıtabilmek bu yüzden gelen yabancılara çok iyi davranıyorlar.Gelen konuklara denetmek üzere 2 ayrı kostüm yaptırtmış erkeklere ve bayanlara olmak üzere.Yukarıda Zillinin üzerindeki kimono montu.Özellikle gelinlerin giydiği bir çeşit.





Tüm işlemeler el yapımı ve ham ipekten.


Veee huzurlarınızda maskesiz ben :)



Biraz ağır ama çok hoş bir duygu yaaa :)
Daha fazla bilgi isteyenler için ingilizce sayfa buyrun :)

11 Ocak 2009 Pazar

Shuuji

Aralık ayında annemler gelmeden önce bir japon arkadaşımın(48 yaşında olanın) annesine gitmiştik ev oturmasına bloga yazılacaklar listesinde idi.Üzerinden geçti 1 ay ama paylaşayım yine de.Japonlar emekli olduktan sonra çeşitli kurslara yazılıyorlar ya da dünya seyahatleri yapıyorlar.Videodaki nene kendini kurslara vuranlardan.Emekli anaokulu öğretmeni.Emekli olduktan sonra origami kursu,japon bebek yapımı kursu,shuuji (fırça benzeri kalem ile japon yazısı ) kursu ve nicesi gitmiş.

Bana yaptıklarını gösterirken bana da en kolay kalemle alfabe yazdırdı.Birinci video kendisi.

Ve bu videoda ki yeşil kağıda yazılı olan benim yazdığım :) aslında marifet değil ama sevindim işte beğendiklerinde :))))

Ben kendimi hem kurslara vurmak hem de tatil yapmak istiyorum olur demi????????

10 Ocak 2009 Cumartesi

Yeni Cicilerim

Aslında eskidiler bile.Capon balığımdan hediye.Ben çok üşürüm bu yüzden bunları görünce ben geldim aklına.Alırken yanındaydım.Kuzu ve pooh a olan düşkünlüğüm malum artık.

Sabahlık giymeyide çok severim.Aslında sabahlığı amacına uygun olmayan bir şekilde kullansamda :) zira kış günlerinde üzeime giyer öyle dolanırım uyuyana kadar.Sıcacık misssss.


Kuzularım ve Pooh ile bu kış sıcacık geçiyor :)
Teşekkür ederim Capon balığım :)

8 Ocak 2009 Perşembe

Japonya Haberleri

Annemle Zilli fırsat buldukça geziyoruz ama malum bir süre ben yazamadım.Genel olarak alıştılar buralara ama çok sıkıldıkları da gerçek.Türkiye'deki gibi ilişkiler olmadığı için garipsiyorlar arkadaşlarımızla 1 hafta sonrasına sözleşmemize :)
*Yemeklere alışamadılar ve alışmaya da niyetleri yok hoş bende yemiyorum ya :)
*Zilli japoncayı söktü gelenle gidenle hatta annemle japonca konuşur oldu.Bizim taklitlerimizi yapıyor. :)
*Annem yalnız başına markete bile gidiyor ,biz uyurken alışcverişi yapıp dönüyor :)
*Balığın abisi,kızkardeşi ve 2 oğlu bizi ziyarete geldiler 2 gece sabaha kadar parti verdik.2 gün gecikmeli yılbaşı partisi :)
*büyük buluşma Zilli ve abi balık arasında gerçekleşti bizim kız da ateş iyice bacayı sardı :) Abi balığın dönme ihtimali onu Japonya'da tutan :) Mc donaldsa gidilmedi henüz benim merak ettiğim orada yaşanacaklar :)


Sermoon da yılbaşı için geldi bizimle 1 hafta kaldı.Yukarıdaki foto sol baştan:Ben-Zilli-Sermoon-Annem :)


Veee bugün benim arkadaşım 48 yaşında hehe (hep büyüklerle arkadaşlık ediyorum hiç bir zararını görmedim) bizi ziyarete geldi tabi ki annem mutfakta döktürdü kadın evine dönmek istemedi bir daha gelecek en kısa zamanda :) Onu beklerken annem ve Zilli sizler için poz verdiler .
Annem doğum gününü kutlayan herkese çok çok çok teşekkür ediyor.Pek duygulandı kendisi :)
vee bende siz canım arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ederim beni yorumlarınızla yalnız bırakmadığınız için
Kocaman sevgilerrr

Doğum Günün Kutlu Olsun Anne


6 Ocak annemin doğumgünüydü.Aslında dışarıda bir akşam yemeği planlamıştık ama Zilli ve annem kendini iyi hissetmeyince evde oturduk.Balıkta bunu fırsat bilip anneme mutfaktaki marifetlerini göstermek istedi :) Balık mutfağa girdi ve eski Fransız şefliğinden kalma tarif defterinden bize mükemmel bir turta yaptı.Evdeki meyve eksikliği tarifi çikolatalıya çevirse dahi süperdi.

Balığın tarifine uygun ne tart kalıbım ne de fırınım olmadığı için epeyce bir hamur arttı.Kalan hamur zilli ile bana kurabiye hamuru oldu.Ben mıncıklayıp açtım,zilli kalıpları çıkardı :) üzerini de süsledi :)




Hani balığın geçmişinde şeflik olduğunu biliyordum da bu kadarını beklemiyordum.Çook şanşlıyım çok (maşallah deyiniz) ben gene de dilimi ısırayım bu satırları yazarken :)


Son resimde ise kendini doğum günü pastası sanan turtamız var :) Anneme sürpriz oldu mu oldu :) tadı da güzeldi ,yanına bir fincan kahve yakışır mı yakışır.

Ellerine sağlık capon balığım,

İyi ki doğdun annem :) geldin 43 gideceksin 44 he he hehe :)

6 Ocak 2009 Salı

Teşekkürler

Her zaman söylerim bayılırım posta kutumda birşeyler olmasına.Hele gelen böyle güzel insanlardan güzel anılar olursa daha bir zevkli oluyor.İlk fotoğraf taaa Amerikadan güzel insan Nazomun el emeği.Çok teşekkür ederim canım.Çok çok beğendim tek sorun kullanmaya kıyamamam :)
Ve diğer güzel insan Moonsunumdan hem bana hem balığa hediye geldi.Canım iyi niyetin ve samimiyetin için çok çok teşekkür ederiz.İkimiz de bayıldık.Hatta benim hediyemde hem annemin hem kardeşimin gözü kaldı he he he he ama vermem kimselere :) Bana eco bag balığa cüzdan geldi. Açtıktan sonra resimlerini çekmeyi unuttum :) balık cüzdanı götürdüğünden fırsat bulamadım.

Ve az önce Sermoonu uğurlarken posta kutumda bulduğum zarf sevgili Çocukla Çocuktan gelmiş.Çok çok teşekkür ederim.El emeğiniz kartınız ve kitap ayracı için.Çok mutlu oldum.Zamanlama da süperdi :)
Tekrar tekrar teşekkür ederim.Arkadaşlağınıza,benim için ayırdığınız değerli zamanınıza binlerce teşekkürler.
2009 da herşey gönlünüzce olsun

5 Ocak 2009 Pazartesi

Mim-2009 dilekleri

Sevgili Paşa ve Gizem beni mimlediler. Bu mimi de yazayım dedim hazır pcdeyken.Sıktıysam bakmayın kusuruma :)

2009 dileklerim

* Japonca çalışmaya daha çok vakit ayırmak.Bildiğim kanji sayısını arttırmak.

*Zayıflamak Japonya'da aldığım 7 kiloyu sağlıklı bir şekilde vermek.Dolapta bekleyen eskki kotlarıma dönmek.

*Nasipse bu sene evleniyorum.Düğün hazırlıklarında detay atlamamak ve en güzel şekilde geçirmek.

*Önce Türkiye'de kurabiye kursuna gitmek ,sonra dönünce burada kurabiye kursuna gitmek.

*Ehliyetimi Japon ehliyetine çevirip araba almak.

*Yaz tatilinden dönünce işe girmek.

*Bol bol gezebilmek,fotoğraf çekebilmek,profosyonel kamera alabilmek dileği ile .

*Kimseyi kırmadan ve kırılmadan,sağlıklı,mutlu,huzurlu,kendime ve başkalarına yardım edecek kadar para içinde yaşayabilmek

2009 herkesin dileklerini gerçekleştirsin inşallah.

Bende Sermoon 'u mimliyorum :)

Mim,Masa üstü

Geç kalan 2. mim sevgili Hanimish beni sobelemişti.Geç kaldım kusura bakma .
Masa üstümde genelde balıkla kendi fotoğrafımı kullanıyorum.Bu fotoğraf kasım ayında gittiğimiz düğünden bir kare.Hehe kendi fotoğrafımı eklemediğim için kendimi geyik balığı ise noel baba ile kapattım :) Kusura bakmayın :)
Masa üstünde sık kullandığım dosyalar olur. Fotoğraf programları var.Bir de anneme açılmış klasör var.Japonya'da çekilmiş olduğu fotoğrafları içinde biriktiriyoruz sonra cd yapacağım.
Ben çok geç kaldığımdan kimseyi mimlemiyorum.

Geç kalan Mim Sevdiğim 10 yer



Tanya'cım beni sobelemişti ama elim Pc'ye gidemediğincen anca bugüne nasipmiş.Yazmaya karar verdiğim anda ise yetersiz fotoğraf engeli ile karşılaştım bakmayın kusuruma artık.






En sevdiğim on yer aklıma gelenler ; (içimden geldiği gibi yazdım sıranın bir önemi yok)




1-


Kuşadası gün batımına hayran olduğum şehir.Sermoon'umla alıp kitaplarımızı denizine karşı kitap okuduğumuz şehir.Efkarlı günlerimizde Efes biramızı dalgalarının şerefine kaldırdığımız şehir.Yüzmeyi öğrendiğim,ilk bara gittiğim,gecesi ayrı ,gündüzü ayrı güzel şehir Kuşadası.Bir de derin bir acım var içinde yaşadığım ama ona rağmen seviyorum bizim dilimizde Ada'yı

2- Ah işte benim cennetim.(biraz korksam da) Kalabalığında kaybolmayı,saatlerce yürümeyi seviyorum.Kitapçılarına bayılıyorum.Her adımda farklı bir kokuyla karşılaşmayı seviyorum.Gerçi son zamanlar da korkulan bir yer oldu ama hala da seviyorum.

3-Karşıyaka(izmir) 1 sene ortaokul okudum.Yeri ayrıdır.Bankalar sokağında alışveriş yapmak,caminin yanında ki kumpircirde mola vermek.Deniz kenarında oturup simit yemek keyfi başkadır.

4-Japonya'da ilk defa kendime ait bir evim oldu.Ve evimi ,evimde olmayı seviyorum.Kendi düzenimi kurmak,buzdolabını dondurma doldurmak,koyduğun bir şeyi yerinde bulmak mükemmel bir zevk -miş .Evimi ,kendine has kokusunu,yumuşacık kahverengi koltuğumu çok seviyorum.

5-Annemin evinin balkonu.Yaz aylarında kahvaltı yapmayı,misafirlerimizle keyif sofraları kurmayı(sermoon okuyunca sen kurmuyorsun kı dedi bu yüzden kurulan sofralarda oturmayı diyeyim ben :)) oturup gazete okumayı seviyorum.

6-Anneannemin her daim düzenli evi ve yemek kokan mutfağı.Onunla beraber eğlendiğimiz geceleri özlüyorum :( günlük sohbetlerimizi ,beni acımasız eleştirmesini özlüyorum :(

7-Teyzemin evi.Başbaşa kalabilmeyi beklemelerimizi özlüyorum,dertleşmelerimizi ,her sırrı paylaşmalarımızı,bana yemek yapmayı öğretmesini :(

8-Dünyanın herhangi bir yerinde deniz kenarı.Deniz kenarında olmayı seviyorum.Yalınayak yürümeyi ,dalgaların sesinde düşünmeyi seviyorum.

9-Kitapçılar .En çok huzur bulduğum yer olsa gerek.Kitaplara dokunmayı ,koklamayı,arka kapakları okumayı çok seviyorum.Ama en güzeli istediğim her kitabı alabilip kapıdan çıkabildiğim an olsa gerek :)

10-Havaalanları -Aslında en çok can yakan yerler olsa da bana da acı bile verse.Bıraktığım yerler hakkında düşünmeyi,kararlar almayı,geleni ve gideni izlemeyi.Yaşananlara şahit olmayı seviyorum.

Aklıma gelenler bunlar şimdilik geç kaldım affet Tanya'cım ben de kimler mimlendi bilmediğimden bir tek Sermoon'u mimliyorum.

kaldı geriye 2 mim yazılacak :)

1 Ocak 2009 Perşembe

2009

Biz 2009 'un 3 saatini bitirdik bile.Hatta bizimkiler 2009'un ilk uykusundalar.

Günlerdir pcyi çok az kullanmaya fırsatım oluyor.Bu yüzden yazamıyorum ah nasıl özlüyorum :(

Pc televizyon gibi kullanıldığından neredeyse boş kalmıyor.Merak eden,yorum yazan,mail atan herkese teşekkürler.

Planlanan 6 kişilik yılbaşı yemeğimize sonradan bizim davetimizle 1 kişi,habersiz çat kapı 3 kişinin de katılımı ile 10 kişi kutladık. :)

Ve bizim için büyük değşiklik olsun diye Jinja 'da(şintoizm tapınağı) yeni yıla girdik.

Yaklaşık 50 kişi ile beraber.değişik ve eğlenceli idi.Umarım herkesin duası kabul olur.

2009 dan benim de beklentilerim var.İstekler hayaller bitmez bitmesin de zaten.

Herkese mutlu ,sağlıklı,neşeli,bol paralı,huzurlu bir 2009 diliyorum.

Umarım tam da İstediğiniz gibi geçer .

Video bugün gündüz alışverişe gittiğimiz yerin girişi suların dansı ve sonda Sermoon'un dansı.

not:Moonsunum merak ettiğin için teşekkür ederim.Aşk var bal da var capon damat da var :)Kocaman sevgiler sanaa

Banu'cum sana da mutlu yıllar

İlkay'cım sana da iyi seneler sende mutlu ol inşallah hep bende kocaman öpüyorum seni :)

Özii'cim msnim açıktı ama ben pc başında değildim kusura bakma.Mutlu seneler sevgiler